Yeniden

Av unicornheath

283K 17.2K 9.1K

Yeniden Güneşi Beklerken... 23.Bölüm'den sonrası... -Sadece Zeynep ve Kerem bakışı açısından... Amacım iki ta... Mer

Giriş
1.Bölüm :"Gezi"
2.Bölüm : "Baş Belası"
3.Bölüm : "Kabus"
4.Bölüm : "Resim"
5.Bölüm : "Beklemek"
6.Bölüm : "Özel"
8.Bölüm : "Lunapark"
9.Bölüm : "Güç"
10.Bölüm : "Biz"
11.Bölüm: "Senden Nefret Ediyorum"
12.Bölüm : "Heyecan"
13.Bölüm: "Sözün Bittiği Yer"
14.Bölüm : "Suçlu"
15.Bölüm : "Hediye"
16.Bölüm : "Tehdit"
17.Bölüm : "Acı"
18. Bölüm : "Ait"
19. Bölüm : "Ben Varım"
20.Bölüm : "Dilek"
21.Bölüm : "Anahtar"
22.Bölüm : "Vahşi Dünya"
23. Bölüm : "Yeniden"
24. Bölüm : "Darbe"
25.Bölüm : "Tepki"
26. Bölüm : "Naz"
27. Bölüm: "Ev"
28. Bölüm : "İnat"
29. Bölüm : "Kıskançlık"
30. Bölüm : "Özlem"
31.Bölüm : "Okul"
32. Bölüm : "Kısır Döngü"
33. Bölüm : "Taktik"
34. Bölüm : "Gölyazı Elması"
Geri Dönüş
35.Bölüm : "Keşke"
36. Bölüm : "Karmaşa"
37. Bölüm : "Sabır"
38. Bölüm : "Ateş Hattı"
39.Bölüm : "Özlem"
40.Bölüm: "Baba-Kız"
41. Bölüm : "Gelecek"
42. Bölüm : "Tatil"
43. Bölüm : "Zirve"
44. Bölüm : "Değişim"
45.Bölüm : "Başlangıç"
46. Bölüm : "Büyü"
47. Bölüm : "Bodrum"
48. Bölüm : "Bozcaada"
49. Bölüm : "Hırs"
50. Bölüm : "Çatlak"
51.Bölüm : "Yüzleşme"
52. Bölüm: "Telaş"
53. Bölüm : "Duvar"
54. Bölüm : "Söz"
55. Bölüm : "Hazine"
Yeni Hikaye*
56. Bölüm : "Rivayet"
57. Bölüm : "Nişan"
58. Bölüm : "Samimiyet"
59. Bölüm : "Kararlar"
60. Bölüm : "Sonuç"
61. Bölüm : "Nikah"
62. Bölüm : "Kamp"
63. Bölüm : "Okul"
64. Bölüm : "Birlikte"
65.Bölüm : "Hırçın"
66. Bölüm : "Ev Kuşu"
67. Bölüm : "Kaybetmek"
68. Bölüm : "Sabır"
69. Bölüm : "Şirin"
70. Bölüm : "Kerem'in İmtihanı"
71. Bölüm: "Nazar"
72. Bölüm: "Evlilik"
73. Bölüm : "Dişe Diş"
74. Bölüm : "Çocukluk"
75. Bölüm : "Dert Ortağı"
76. Bölüm : "Yarış"
77.Bölüm : "Yeni Yıl"

7.Bölüm : "Telafi"

5.2K 342 91
Av unicornheath

Hikayemizin Twitter Hesabı ------ @@YenidenZeyker  

https://twitter.com/YenidenZeyker

--------------------------------------

(Zeynep'in Dilinden)

Son anlattığım şey,bu akşamdı ve yaklaşık iki saatin sonunda Kerem'le olan hikayemizin bir kısmını anlatmıştım.Annem yarıya kadar dolu olan çayını tek seferde içti.

"Kızını dövmeyen dizini döver,diye boşuna demiyorlar"

"Anneler bir melektir de diyorlar.Bence öyle kalmaya devam et,anne"

"Zeyneeeeeppppppp"

"Öyle ya da böyle,aşkın ne olduğunu biliyorsun..."

"Evet,ben aşkın ne olduğunu biliyorum ama sen aşık olduğuna emin misin?"

Öylece duruyordum aslında sonra ne olduğunu ben de anlayamadan ağlamaya başladım.

Yanıma tamamen yaklaştı,saçlarımı okşamaya başladı.

"Çok canım acıyor.Çok canımı yakıyor.Hiçbir şeyi gözüm görmüyor.Kimseyi umursamıyorum.O'ndan başka..."

"O kadar yorulmuş ki..farkındayım.Görüyorum.O da çok acı çekmiş ve bırakmış artık.Savaşmaktan bıkmış.Anne,Barış yanımdayken bile Kerem'in varlığı bana güven veriyordu.Nasıl bu kadar kördüm,bilmiyorum.."

"Kör değildin.Seni kendinden uzaklaştıran yine Kerem'di,Zeynep.Sana neler yaptı! Nasıl görmemezlikten gelecektin"

"Ama..benim için iyi olarak yaptığı çok şey de var.Hiç teşekkür etmedim belki de,değerini bilemedim.Hep suçladım.Yapması gerekiyormuş gibi davrandım.Mecburmuş gibi"

"Kerem seni sürekli ağlatıyor,Zeynep"

"Ama çok güzel bakıyor" -annem gülümsedi

"Ama'lar başlamış..."

"Evet..Anne,bak ben ne zaman anladım,biliyor musun? ... Barış'ı bir kızla öpüşürken gördüm.Ve hiçbir şey hissetmedim.Hiç.Kerem'in yanında bir kız gördüğüm anda öfkeden kuduruyorum.Onu Melis'le gördükçe yolasım geliyordu ikisini de"

"Ah be yavrum,siz de çorba yaptınız ilişkilerinizi.Birbirinizin yüzüne nasıl bakacaksınız? Kerem,Barış'ın yüzüne nasıl bakacak?"

"Bakmasa olmaz mı? ..."

Ağlamam şiddetlenince annem gülümsedi.Biz topluca manyağız bence,acı çekeni görünce mutlu oluyoruz.Annem hariç.

"Bak kızım...Aşk,bencilliktir.Acı çekmektir.Hatta kavuşamamaktır.Ne demiş Aşık Veysel?"

"Ne demiş?"

"Seversin,kavuşamazsın aşk olur..."

"Kavuşamayınca aşkı ne yapayım?"

"Alevlenir.."

"Mesela Kerem..Şimdi Jane'le oturup sohbet ediyordur,gülüşüyorlardır.Hatta Jane onun yatağında uyuyordur.Beyimiz aşıırıı misafirperver"

"Şöyle düşünsene Zeynep..Sen birkaç haftadır yaşıyorsun bunları.Kerem aylaaarrdır..Üstelik ondan kaçmışsın.Üstelik kardeşi gibi gördüğü adamı seçmişsin.Sana karşı mesafeli olması normal değil mi?"

"Hayatımda Barış yokken beni öpmüştü..." -sesim kısıldı

"Neeeeeeee!"

"Arkadaşım gibisin,ondan söylüyorum anne.Nolur kızma!"

"Şuan hassassın,kızma kısmını sonraya bırakacağım..Nasıl yani?"

"Ben, yine beni sinir etmek için yapıyor sanmıştım ama galiba değildi.." -annem başını iki yana salladı

"O seni öptüğü halde gidip Barış'ı mı seçtin? Hiç mi pas vermedin çocuğa?! Zeynep!!! Tamam..Kerem mükemmel,uslu bir çocuk değil.Ama bu kadar dışlanmayı da hak etmemiştir,kızım.Sen bile inanmamışsın.Büyük yıkım olmuştur"

"Olmuştur değil mi?"

"Evet" -derin nefes aldık ikimiz de

"Peki niye Barış'ı seçtin?"

"Barış..Ondan hoşlandığımı sanıyordum.Sadece iyi niyetini seviyormuşum meğer.Sazan gibi atladım olaya.Of!"

"Artık hata yapma,Zeynep.Şu öpücük olayını da unutmayacağım"

"Ben de"

"Kııızz!" -kolumu cimcikledi hafifçe

"Yaaaaaaa"

"Ağlama hadi.Kerem onca şeyden sonra bile senden vazgeçmemiş.Ona bu kadar yakınken,bırakmaz.Korkma.Eğer bir adam gerçekten aşıksa ki sanırım Kerem öyle..Anlattığın Jane'den on tane gelsin,yine yerin değişmez"

"Gerçekten mi?"

"Evet"

"Peki..Kerem'le vakit geçirmeme izin veriyor musun? Yalan söylemek istemiyorum"

"Eve söylediğim saatte girersen,bana hesap verirsin,olur"

"Zor değil.Yaparım.Çok teşekkür ederim,anne"

Birbirimize sarıldık.Ağlamam yatıştı.Biraz daha rahatladım.Anlatmak ve fikir almak iyi geldi.

"Çayını tazeleyeyim mi?"

"Olur"

Mutfağa giderken telefonumu yanıma almayı ihmal etmedim tabi.Kerem'e mesaj attım.

# 

+Eve gittin mi? 

-Evet.Yeni giriyorum 

+Hemen uyuman lazım,yarın okul var.Hemen yat.Hiç konuşma kimseyle #

Telefona bakarken gülümsediğine eminim.Hatta gülümsemesi için attım böyle bir mesaj.Hayal etmek güzel...

# +Yorgunum,deyip yatacağım.Gerçekten yorgunum 

-Mesaj atma,diyorsun yani 

+Telefon ağır değil,yormuyor #

Kıkırdadım.Çayı doldurup salona döndüm yine.Annem bir bana bir telefona baktı,gülümsedi.

# +Şu ana kadar odana inmiş olman gerekiyordu 

-Merdivendeyim 

+ İyi geceler.Yarın sabah kapının önünde bekleyeceğim 

-Yan koltukta Jane ile birlikte geleceğim 

+Ha.ha.Komikti. #

Uyuz.Uyuz.Uyuz.

Yüzümde saçma bir gülümsemeyle telefonu yanıma bıraktım.Annem başını iki yana salladı,televizyona bakmaya devam etti.Ben de izlemeye başladım.

İçime kurt düşürdü.Baya bekledikten sonra telefonu elime aldım yeniden.

# +Kerem,getirmeyeceksin değil mi? 

-Zeyneeeeeepp 

+Söyle.Uyuyamam 

-Getirmeyeceğim tabi ki.Düşünme artık,uyu 

+Tamam.İyi geceler 

-İyi geceler #

Telefonu yine sinirle koltuğa bıraktım.Kendi kendime mırıldanıyorum.

"Önce sen kapat,Kerem...Uyuz.En klişe şeyleri bile yapamıyoruz ya"

"Zeynep ne diyorsun kızım?"

"Hiçbir şey.Ben yatıyorum.İyi geceler"

"İyi,tamam.Çok düşünme.Her şey olacağına varır"

"Karşımdaki Kerem zaten.Düşünsem ne olacak?"

"Deli kız.Hadi git"

Birbirimizi öptükten sonra odama çıktım.Ben de yorulmuşum,yatağa girince fark ettim.

----------------------

Telefonun sesiyle gözlerimi açtım.Odanın içi hala karanlık.Gece yarısı galiba.Zar zor toparlanıp telefonu açtım.

"Efendiim"

"Zeynep"

Kerem'in sesini duyunca anında doğruldum,saçlarımı geriye yatırdım.Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp saate baktım.02.19.

"Kerem! Ne oldu gece gece?"

"Aşağı gelsene"

"Nee?"

"Evin önündeyim.Aşağı gel"

"Nasıl geleyim?"

"Gelirsin Zeynep,hadi ya"

Karşımdaki Kerem Sayer...dalga geçme ihtimali yok ama belki öyledir diye balkona çıkıp aşağı baktım.Gerçekten arabasına yaslanmış,beni bekliyor.Balkona çıktığımı gördü.Derin bir nefes aldı.

"Hadi"

"Ne oldu? Kötü bir şey mi var?"

"Aşağıya gel,söyleyeceğim"

"Tamam,geliyorum"

Elim ayağım birbirine dolandı,hızlıca üstümü değiştirdim.Sessiz olmaya çalıştım,annemi uyandırmadan evden çıkmayı başardım.Kerem beni görünce arabasından uzaklaştı.

Önüne kadar gidince yüz ifadesin dolayı canım acıdı.Üzgün,telaşlı ve korkmuş görünüyor.

"Ne oldu?"

Başını belli belirsiz salladı,montumun kenarından tutup beni kendine çekti ve belime sarıldı.İlk önce ne yapacağımı bilemedim ama sonra ben de kollarımı boynuna doladım.Sımsıkı.Kokumu içine çektiğini fark edince aynısını yaptım.

Şu an ruhuma,kalbime o kadar iyi geldi ki...Güven duygusunu iliklerime kadar hissettim.

Birbirimizden ayrılmak ikimiz için de zordu.Kendini sıkıyor,farkındayım.Geri çekilmeden önce son kez ellerimi yanağına koydum,alnımı alnına yasladım...bir süre..

Tamamen koptuğumuzda derin derin soluduk ikimiz de...

"İyi misin Kerem?"

"Şimdi iyiyim"

"Bir şey olmuş"

"Önemli bir şey olmadı.Uyumadan önce seninle konuşunca sanırım..Kabus gördüm,ondan geldim"

"Beni mi gördün?"

"Evet" -bakışlarını kaçırdı

"Nasıl gördün?" -derin bir nefes daha aldı

"Boşver.Daha önce de olmuştu.Önceden sana ulaşamadığım için zordu.İyi olduğunu gördüm,geçti"

"Seni çok üzdüm değil mi?" -gözlerim doldu

"Bunları konuşmaya gerek yok.Hava soğuk,içeriye gir artık"

"Üşümüyorum" -hafifçe burnuma dokundu,gülümsedim

"Burnun kızardı"

"O soğuktan değil.Ağlayacağım galiba"

"Zeyneep ağlama sakın"

"Kabusu anlatmayacak mısın?"

"Hayır"

"Belki sabaha kadar kararın değişir..Sabah anlatırsın"

"Bilmiyorum.Hadi gir içeri artık,erken kalkacağız"

"Tamam"

Ardıma baka baka ilerliyorum,el salıyorum arada.Kapıya kadar ulaşınca tekrar döndüm,ellerini cebine koymuş bana bakıyor.

"İyi geceler"

"İyi geceler"

Odaya çıktım,cama koştum hemen.Uzun süre eve baktıktan sonra arabasına bindi ve uzaklaştı.Beni görseydi,gitmeyecekti biliyorum balkona çıkmadım o yüzden.

Montumu çıkarttıktan sonra sıkıntıyla yatağa oturdum.Onu görmek,ona sarılmak çok güzeldi ama sıkıntısı geçmediği için üzüldüm.Telefonu elime aldım tekrar.

# +Eve gidince mutlaka mesaj at #

Araba kullandığı için cevap gelmedi.Pijamalarımı giyip yatağa girdim yeniden.Eve girene,bana mesaj atana kadar uyku yok.

Acaba rüyasında ne gördü? Muğla gezisindeyken ben onu görmüştüm.O kadar kötü bir rüya mıydı? Kötü olmasa eve kadar gelir miydi? Neden konuşmuyor ki bu adam? Neden!

-------------------------------------

(Kerem'in Dilinden)

Arabayı park ederken diğer arabadaki Ufuk'u fark ettim.Gecenin bu saatinde niye arabanın içinde bekliyor? Ona doğru gittiğimi de görmedi.Yan koltuğa oturdum.Toparlandı hemen.

"Kerem Bey,hoş geldiniz"

"Ufuk,gecenin köründe ne yapıyorsun?"

"Hülya'yı bekliyorum,efendim"

"Ne?"

"Ailesiyle otobüs yolculuğu yapıyorlar,eve varmalarına az kaldı,gitmesini bekliyorum"

"Niye arabanın içinde bekliyorsun,eve girsene?"

"Ahmet Bey'den izin aldım,bir şey isterlerse gideceğim,efendim"

"Ufuk,senin kadar vefalı adam kaldı mı ya?"

"Böyle olmak çok zor değil,efendim"

Derin nefes alıp başımı salladım.Aklımı,kendimi Zeynep'in evinin önünde bıraktım bu gece...Telefonu cebimden çıkarınca mesaj attığını gördüm.Uyumuştur,cevap atmayacağım,belki sesine uyanır diye.

Gördüğüm rüya hala aklımda...Dağın yamacında sadece ikimiz varken Zeynep,babasını bildiğimi,ondan sakladığımı öğrendi ve benden uzaklaşmak için geri geri gitti.Yamaçtan aşağıya,denize düştü.Ardından suya atlasam da denizin içinde onu bulamadım.Tıpkı tekneyle açıldığımızda bulamadığım gibi.Suyun içinde onu bulmaya çalışırken uyanmıştım.Sonra soluğu evinin önünde aldım zaten.

Günlerdir aklımı karıştıran durum geceleri de beni rahatsız etmeye başladı işte.Cihan hocayı Zeynep'ten sakladığım her an ondan uzak durmama sebep oluyor.

"Kerem Bey,eğer izin verirseniz bir şey sorabilir miyim?"

"Sor Ufuk"

"Siz Zeynep Hanım'a sevdalı mısınız?"

Gülmeye başladım.Ona karşı hissettiklerimi böyle yorumlayan olmamıştı.Nasıl anladığını bilmiyorum ama anlamış işte.

"Sevdalıyım"

"Benim Hülya'ya baktığım gibi bakıyorsunuz,gördüm"

"Bizim durumlar biraz karışık.Ondan bir şey saklamam gerekiyor.Yüzüne bakarak yalan söyleyemiyorum.Ama her şeyi anlatırsam hayatı değişecek,ailesi karışacak ve bu zamana kadar sakladığım için benden uzaklaşacak,biliyorum"

"Ne kadar geç o kadar çok sıkıntı demek bence Kerem Bey.Zamanı geldiğini düşündüğünüz an söyleyin"

"Umarım yapabilirim.Çünkü o bana bu kadar yaklaşmışken uzak durmak,soğuk davranmak çoook zor"

"Kendinizi sıkmayın.Nasıl olsa söyleyeceksiniz.Anı yaşamak önemli" -güldüm

"Ufuk,biz senin maaşına zam yaptık mı?"

"Hayır,Kerem Bey"

"Babamla bunu konuşacağım"

"Efendim,bu yüzden söylemiyorum"

"Biliyorum.Ama akıl almak iyi geldi.Sohbet edecek,soracak kimse yok"

"Hep buradayım"

"Anlaştık.Sağol Ufuk"

"Ne demek efendim...Aşk insanı iyileştiriyor"

Ufuk'un alttan alttan laf sokmasını anladım tabi ki.Gülerek ona baktım.Artık iyi bir adamım galiba.

"İyi geceler"

"İyi geceler efendim"

Arabadan inince telefonum titredi yeniden.Zeynep.

#+Hala gitmedin mi?

-Sen niye uyumadın?

+Eve gitmeni bekliyorum#

Gülümsedim.Beni de bekleyen biri varmış,meğer.Keşke cevap verseydim.Daha erken uyurdu.

#-Uyuduğunu düşündüğüm için yazmadım.Evdeyim

+Ay! Kerem! Mesaj da bile konuşmuyorsun,uyuz!

- Uyu hadi.Yarın evin önüne geldiğimde inmemiş olursan,tek başıma giderim

+Kas Yığını! #

Gülerek eve girdim,odama indim.Kendimi öylece yatağa attım.

Zeynep tahmin edemeyeceğim hatta hayal edemeyeceğim kadar iyi,anlayışlı ve samimi davranıyor.Bugün boyunca beni kıskanışını izlemek çok keyifliydi.Üstelik itiraf etmesi günün en güzel dakikalarıydı.Sarılmamıza kadar...

Kollarımdan çıkınca üşüdüm,kokusunu özledim hemen.Hala gidip sarılmak istiyorum ve bu isteğim hiçbir zaman geçmeyecek,biliyorum.

---------------------------

Sabah

Evden çıkmadan önce bir şeyler atıştırmak için mutfağa girdim.Jane çoktan uyanmış hatta mutfakta bir şeyler yapmaya başlamış bile.

"Günaydın"

"Günaydın.Omlet yapıyorum"

"Olur,ben de yerim"

Kahvemi alıp tabureye oturdum.

"Zeynep çok tatlı"

Gülmeye başladım.Uzun süre güldüm.Jane anlamamış gibi baktı yüzüme.Dün söylediklerini anlamış olsaydı acaba yine tatlı der miydi?

"Öyledir"

"Onu seviyor musun?"

"Çok seviyorum"

"Şanslı kız.Seninle olduğu için"

"Bence o da seni tatlı buluyor" -gülmeden duramıyorum

"Yaa! Teşekkür ederim"

O kadar tatlı buluyor ki,bir kaşık suda boğmak için vakit kolluyor,diyemedim.Jane omlet tabağını önüme bıraktı,yanımdaki boş yere oturdu,o da yiyor.

"Özel bir gezi için mi geldin?"

"Hayır.Boş zamanım vardı,seni görmek istedim"

"Jane,Amerika'dan geldin,İstanbul'un diğer semtinden değil"

"Tamam.Sana söyleyeceğim.Ahmet amcayla sonra konuşacağım"

"Söyle"

"Eğer babam yapabilirse,Ahmet amcayla çalışmak istiyor.Haliyle buraya yerleşmeyi düşünüyor"

"Türkiye'ye?"

"Evet.Babana bağlı"

"Niye?"

"Şirket batıyor.Ahmet amca babamla iş birliği yapmazsa durumumuz kritik"

"Konuş babamla belki çözüm bulur"

"Bugün konuşacağım"

"Omlet için teşekkürler.Ben okula gidiyorum"

Yapacağım en son iş,babamın ya da şirketlerin olaylarına karışmaktır.Bu yüzden Jane için çabalamayacağım.Nasıl bir yol izleyecekler,bilmiyorum ve umursamıyorum.Babamın kabul edeceğini düşünmesem de Jane'i durdurmayacağım.

Çıkarları için buraya gelmesini de unutmayacağım.

-------------------------

Evin önüne yanaştığımda Zeynep'i kollarını göğsünde birleştirmiş olarak buldum.Ön koltuğa oturdu,kemerini taktı.Dudaklarını uzatmış,üzgün ve sıkılmış görünüyor.

"Geç kaldın" -saatime baktım

"Hayır,her zaman ki saatte geldim"

"I-ıh.En az iki saat geciktin.Keşke erken gelseydin"

"Ne?" -gülmeye başladım

"Annem temizlik yaptırdı bana.Birkaç gündür eve geç gidiyorum ya,ondan"

"Hala anlamıyorum" -kıkırdadı

"Dalga geçiyorum.Sabah sabah temizlik yaptım.Dünyaya,evrene mesajlar gönderip erken gelmeni,beni kurtarmanı diledim ama olmadı.Yaptım o temizliği.Sen de dakikliğinden ödün vermedin,erken gelmek yerine aynı saatte geldin işte"

Başımı iki yana sallayıp gülmeye devam ettim.Yine bir şeyler kurmuş ve saçmalıyor işte.Komik ama.

"Hani okulun alt sokağında bir pastane var ya,oradan gitsek olur mu? Canım oranın açmasından istedi"

"Kahvaltı etmedin mi?"

"Ettim ama çok değil"

"Önce kahvaltı edelim o zaman"

"O pastanede yaparız"

"Tamam"

Arabayı çalıştırdım.Zeynep arada bakıyor,gülümsüyor.O gülünce ben de gülüyorum.

"Eve gidince rahat uyudun mu? Bir daha kabus gördün mü?"

"Görsem,gelirdim" -kıkırdadı

"Haftasonu da geldiiii"

"Çok şükür.Evde dinlenmek istiyorum"

"Jane var ! Evde dinlenemezsin,git başka bir yerde dinlen"

"Zeeeyneeepp"

"Ne zaman gidecekmiş?"

"O işler biraz karışık.Belli değil yani"

"Nasıl karışık?"

"Bilmiyorum.Tam olarak netleşince sana da anlatırım"

"Peki"

Kabullenmesine şaşırdım.Bugün için aklımda birkaç tane plan var.Onları belli etmen yapmaya çalışacağım.İlk işim Sedat'a mesaj atmak olacak.

------------------------------------

(Zeynep'in Dilinden)

İstediğim pastaneye geldik.Yine kahvaltılıkları ısmarladık.Kerem telefonunda birileriyle konuşuyor sürekli.Mesajlaşıyor.Sinirime dokundu en sonunda.

"Jane'le mi yazışıyorsun?"

"Hayır.Sedat'la" -gülmeye başladım

"Ne?"

"Bir konu var.Onu konuşuyoruz işte Zeynep.Boşver"

"Birlikte oturuyoruz,benimle konuşsana"

"Tamam,halledeyim,konuşacağım"

"Bak,senin açmanı da yerim!" -tabağını itti

"Yiyebilirsin,ben atıştırıp çıkmıştım.Çocuk muyum ayrıca?"

"Ne bileyim.Her türlü yolu deniyorum...Ooooff! Sen önceden daha eğlenceliydin"

Yüzüme baktı uzun uzun.Sonra telefonuna döndü yeniden.Canım sıkılmaya başladı.Önümdeki açmaları yemeğe devam ettim,yapacak bir şeyim yok...

-------------

Okula girince Kerem beni bırakıp sınıfına gitti hemen.Uyuz ya.Mecburen ben de sınıfa girdim,sırama oturdum.Yağmur çoktan gelmiş.Telefonumu sıranın altına bırakacakken elime bir şey takıldı.Sıranın altına bakınca bir tane beyaz gülü gördüm.

Kerem.

Gülümsemeye başladım.Sınıfta Melis olduğu için gülü rahatlıkla çıkarıp koklayamadım bile.Ama olsun.Kerem'in sabahtan beri bununla uğraştığını anladım hemen .O yüzden Sedat'la mesajlaşıyordu büyük ihtimalle.

Gülü sıramın altından çıkartmadan defterimin arasına sıkıştırdım.Kokusunu dahi deli gibi merak ediyorum şuan.

Uyuz adam yerini romantik olana bırakmış.

Oturduğum yerde garip garip sesler çıkartarak gülmeye başladım.

"Zeynep, iyi misin?"

Aynı ifadeyle Yağmur'u döndüm.

"Çok iyiyim"

"Gülmekten kızarmışsın resmen"

"Evet,şuan çok mutluyum"

"Nedeeen?"

"Sonra söylerim"

"Pekiiii.Seni böyle gülerken görmek güzel"

"Bence deee"

Hoca sınıfa gelmeseydi Kerem'in yanına gitmeyi düşünüyordum.Teneffüsü beklemek zorundayım şimdi.

İçim kıpır kıpır oldu,heyecanlandım.Hiç beklemiyordum çünkü.Minicik detay hayat kurtarıyor işte.Kerem'e yakın davranmak,mutlu olmak için yetiyormuş meğer.Bütün düğümler çözülüyormuş.

Kerem mutlu olduğu zaman karşısındakini mutlu etmek için çok çaba harcıyor.Öğrendim artık.

---------------

Teneffüs zili çalar çalmaz koşar adımlarla sınıftan çıktım.Önce bahçeye bakındım,arka tarafı dolaştım,Kerem'i göremeyince kantine girdim.Bir masada tek başına oturmuş,yine telefonuyla uğraşıyordu.Yanına oturdum.Gülümsüyorum.Şaşkınlıkla bana bakmaya başladı.Aynı tepkiyle karşılaşmayınca biraz bozuldum gerçi.

"Zeynep"

"Kerem"

"Ne oldu?" -anlamadı mı?

"Gülü gördüm"

"Hangi gülü?"

"Sen koymadın mı?"

"Nereye?"

"Sırama.Beyaz gül"

"Ben değildim"

"Ne?"

Yüz ifadem değişmeye başlayınca gülerek dudaklarını birbirine bastırdı.Yuh ya! Oyuncak oldum resmen.

"Kerem,çok kötüsün.Gidiyorum ben"

Kalkacakken sandalyemi tuttu,çekti masaya doğru.

"Ya gitme.Şaka yaptım.Yüz ifadeni görmek hoşuma gidiyor"

"Hevesini kursağında bırakmak,desen daha gerçekçi olur!" -gülmeye devam ediyor

"Beğendin mi?"

"I-ıh.Hiç beğenmedim.Iııyy çok kötüydü.Ondan koşa koşa geldim"

"Güzel"

"Kahve alayım mı? İçeriz"

"Olur"

Ben kahveleri alıp dönene kadar masaya Barış da oturmuştu.Kerem'in kahvesini önüne bıraktım az önceki yerime oturdum.İki elimle karton bardağı tuttum,bakışlarımı kahveden alamıyorum.

Benim burada oturduğumu mutlaka görmüştür,bile bile geliyorsa ya rahatsız ya da rahatsız etmek istiyor.

B "Naber Zeynep?" -Kerem'e baktım bir anlık,bize bakmıyor

"İyiyim"

B "İkinizi çok sık bir arada görmeye başladım"

Hesap soruyor sanki.Kerem'in sinirden çenesini sıktığını fark ettim.Eğer Kerem bu kadar sinirleniyorsa olay kızışacak,demektir.Araya girmem lazım.

"Begüm nerede Barış? Artık gelmiyor mu buralara?"

B "Neden soruyorsun? Hala beni mi merak ediyorsun?"

Kerem'le göz göze geldik bu kez.Bana,cevap verme,dercesine bakıyor.Ama susamam.

"Ne alakası var? İkinizi de merak etmiyorum.Az önceki saçma cümleni örtmeye çalışıyorum"

B "Birkaç güne kadar Aksel ile birlikte bizim okula nakil olacaklar"

"İyi.Güzelmiş"

B "Kerem,çıkışta bir şeyler yapalım mı? Anneannem de bekliyor seni,uzun zamandır gelmiyorsun"

"Jane burada.Yani eve geçerim hemen" -anlamadım?

B "Jane mi? Hani şu-"

"Evet,o"

Lafını kesince tabii kiiii Kerem'e döndüm hemen.Şu'nun devamında ne gelecekti acaba? Sakin Zeynep...Beyaz gül,Zeynep...Sakin...

B "Yeniden denersiniz herhalde.Kız buraya kadar gelmiş"

Masanın altından Kerem'in ayağına basmaya başladım.Sıkıysa,evet desin.Ayağını çekmeye çalıştı ama var gücümle basmaya devam ettim.Konuş Kerem...

"Hayır.Yani...Olmaz bir daha.Yok"

Beklediğim cevabı alınca ayağımı çektim.İki gündür işkence yöntemi olarak bunu buldum,ne yapayım? Kimseye çaktırmadan yönetiyorum işte.

B "Niye? Ağabey,Jane'den iyisini mi bulacaksın?"

Pardon?!

Yine Kerem'e döndüm.Ağzından çıkacak tek kelime hayatını bitirebilir.

"Kapatalım bu konuyu Barış.İyi olduğunu düşünseydim,ayrılmazdık"

"Çok istiyorsan sen dene,Barış.Kız,Sayer villasında yani"

Bu sefer ayağa dokunan Kerem'di.Kibarlık yaptı,basmadı tabi.Minik bir temastı sadece,uyarı gibi.Neden uyardığını anlamadım ama.Barış gülümsüyor.

B "Ben sınıfa çıkacağım,görüşürüz yine"

K "Görüşürüz"

Barış yüzünden kahve keyfimiz de yarım kaldı.Birazdan zil çalar..Of! Kerem bana doğru eğildi.

"Ben yanındayken Barış'la konuşma"

"Neden?"

"Her konuştuğunda ümit buluyor çünkü"

"Niye? Ne dedim ki?"

"Onu kıskandığını düşündü"

"Ay saçmalama Kerem!"

"Git Barış'a anlat"

Ayağa kalktı birden,dolu kahvesini alıp çöpe attı.Öküz.Yetmedi benimkini de attı.Allah'ın delisi benden ne istiyor?! Sinirlendi ya şimdi,önüne gelen herkese saldırır.Ben dahil.

"Ya nereye?"

"Sınıfa!"

Ayağa kalktım ben de peşinden gidiyorum.Hızlı hızlı yürüyor,zor yetişiyorum.Ne dedim ki? Birden arkasını döndü,ona çarpmamak için son anda durabildim.Ders zili çaldı bu arada.

"Barış'ın yüz ifadesini gördün değil mi? Mutlu oldu"

"Laf sokmaya çalıştım aslında.Bunları konuşmak sorun değil benim için,öyle göstermeye çalıştım"

"Gösterme.Anlamaz.Basitiz biz tamam mı? Ağzından çıkana bakıyoruz,anlatmaya çalıştığına değil" -kıkırdadım

"Odunsunuz yani"

"Neyse işte" -gülmeye devam ediyorum

"Tamam.Dikkat edeceğim bundan sonra"

"Tabi...Yani..Ben sana karışıyorum da.Eğer..Barış'a yani...Gerçekten ilişkilerini merak ediyorsan...Karışmıyorum aslında...İstediğini yap"

"Ahahaha..Ne diyorsun Kerem?" -derin nefes aldı

"Sınıfa gidelim mi?"

"Gidelim"

Gülerek koluna girdim,merdivenlere yöneldik.Diğerlerinin bakışları umurumda değil.Bugün Kerem bana gül aldı,üstüne Barış'ı kıskandı.Tabularını yıkmanın zor olduğu bir adamı bile değiştirebiliyorken diğerlerini asla umursamam.

------------------

Beni yine Kerem eve bırakıyor.Bana hediye ettiği gülü tutuyorum,sık sık kokluyorum.Yüzümdeki gülümseme anlık bile silinmiyor.

Acaba birkaç gündür uyuyorum ve bütün bunlar uzun bir rüya mı?

"Gül çok güzel kokuyor,teşekkür ederim" -bana bakıp gülümsedi

"Eline yakıştı"

"Sedat'a aldırdın değil mi?"

"Evet.Ya seni evden alacaktım ya da çiçekçiden gülü"

"Böylesi daha iyi,boşver.Şaşırdım,mutlu oldum,eğlendim hatta"

"Şu sinema işini de bir ara halledelim" -kıkırdadım

"Yağmur'la Can da gelecek"

"Gelsinler"

"Ve ben senin yanına oturmayacağım"

"Tabiii tabiii.Hatta biz korku filmine gireceğiz.Sen yine korkacaksın ve yanında kim varsa ona yanaşacaksın.Sonra hep birlikte bir de biz film çekeceğiz salonda.Ben herkesi katledeceğim falan filan"

"Aahhaha..Sakin.Sen kaşındın,kalkıp yanımdan gitmeseydin"

"Zeyneep"

"Tamam ya..Barış'a neden öyle dedin? Eve gidince Jane'le mi takılacaksın?"

"Zeynep'i eve bırakacağım diyemeyeceğim için,onu söyledim.Jane zaten bugün evde durmayacak"

"Nereden biliyorsun?"

"Sabah konuştuk"

"Güne Jane ile başladın yani..ne hoş!"

"Jane olmasa Ufuk'la başlıyorum Zeynep.İstersen onu da kıskan"

Gülmemek için kendimi zor tuttum.Kerem baya ciddi söyledi bunu.Kendim yetmedi,adamı da delirttim.

"Çok merak ediyorsan...bize gelebilirsin tabi...Odamda otururuz yine.."

"Annem çok huysuz bugün,eve gitmem lazım"

"Kabus görürsem..gece...yine gelebilir miyim peki?"

"Olur" -kıkırdadım

Konuşa konuşa eve kadar geldik ama arabadan inmek istemiyorum.

"Yarın Cumartesi.Okul yok" -başını salladı

"Yok"

"Planımız da yok"

"Yok"

"Yok..Yani gerçekten yok.Olmayacak mı?"

"Bilmiyorum"

"Evde kös kös otur,beni görme,diyorsun yani" -güldü

"Belki"

"İyi.Gidiyorum.Sonra görüşürüz o zaman"

"Görüşürüz"

Öylece baktı,hiçbir şey yapmadı.Ben de yapamadım.Elimdeki gülü salladıktan sonra arabadan indim.Yine eve girene kadar gitmedi.

--------------------------

Ertesi Gün - Cumartesi

Gece,Kerem gelmedi.Mesaj atmadı,aramadı.Gerçi o yapmadı,ben de yapmadım.Sıkıntıyla yataktan kalktım.Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya indim.Salona girince gördüğüm manzara yüzünden yerime mıhlandım.

Can,Yağmur ve Kerem.

Annemle birlikte masada oturmuş,kahvaltı ediyorlar.

Gözlerimi kocaman açtım,durumu idrak etmeye çalışıyorum.Geldiğimi fark edince bana döndüler,Kerem gülüyor.

D "Gel Zeynep,günaydın"

"Bir dakika"

Geri gidip merdivenleri çıktım,yeniden indim.Yine salona girdim ve aynı manzarayı tekrar gördüm.

"Rüya mı bu?"

D "Hayır Zeynep.Arkadaşların sabah seni almaya gelmişlerdi,uyanmadın diye kahvaltıya davet ettim"

Y "Başlayalı yarım saat olmuştur zaten"

"Ama Kerem burada!" -gülmeye başladılar

D "Zeynep!"

C "Planı Kerem yaptı"

Ona bakıp gülümsedim hemen yanındaki sandalyeye oturdum.

"Yaaaaaaaa hoş geldiniz!"

D "Kızım,çayları tazele"

"Tamam,hemen"

Annemin Kerem'i eve davet etmesine hatta sofraya oturtmasına çok şaşırdım ama benim mutluluğum için yaptığını biliyorum.Onun sayesinde çok,çok,çok mutluyum şuan.

Etrafa,Kerem'e bakarak gülüyorum sürekli.

"Ne planı yaptık? Nereye gideceğiz?"

K "Sürpriz"

"Tamam,ayyy çok heyecanlı"

------------------------

Kahvaltı tahmin ettiğimden sakin ve sessiz geçti aslında.Annemin bakışları genel olarak Kerem'in üstünde olduğu için Kerem konuşmadı bile.Onun sıkıntılı hallerini görmek eğlenceliydi.

Şimdi arabada 'sürpriz' dedikleri yere gidiyoruz.

Yol ilerledikçe nereye gittiğimizi tahmin eder gibi oldum.

Kerem'in beni korku tüneline kapattığı lunaparktayız.Arabayı park etti ve indik.Yağmur'la Can çoktan içeriye girdiler.

Gerildim.Baya gerildim hem de.

Kerem fark etti.Öylece duruyormuşum,yanıma geldiğinde anladım.

"Niye geldik buraya?"

"Hatalarımı telafi etmek istiyorum"

Yüzüne baktım uzun uzun.

"Güveneyim mi?"

"Güven"

Gülümseyerek koluna girdim.O da gülümsedi.

"İyi değerlendir"

"Anlaştık"

Az önceki heyecanım ve mutluluğum şuanın yanında hiçmiş.Kerem'in çabaladığını görmek gerçekten çok güzel.Kendimi değerli ve önemli hissediyorum.

Ağlaya ağlaya çıktığım lunaparka gülerek giriyorum şimdi.Ağlamama,gülmeme aynı kişi sebep oluyor...

Bizi çok eğlenceli bir günün beklediğine eminim.

Bölüm sonu.

Bu bölüm erken geldi.Çünkü zamanım vardı.Umarım diğerini de aynı hızla yazabilirim. :)))

Bölüm @@ozge_uzm 'a gidiyor.

Sizi seviyorum.Yorumlarınızı bekliyorum.Hatalarım varsa affola!

xoxo.

Fortsett å les

You'll Also Like

182K 18.6K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
224K 20.9K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin
63.8K 8.8K 13
taehyung'un en yakın arkadaşına karşı duyguları vardı.
98.2K 11.5K 50
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...