İntikamım Büyük Olacak!

Από sibelccilek

270K 12K 707

Beni basit bir kağıt mendil gibi kullanıp bırakıp gitmişti. Acımasızca, hiç düşünmeden... Ardına bakmadan git... Περισσότερα

Birinci Bölüm
İkinci Bölüm
Üçüncü Bölüm
Dördüncü Bölüm
Beşinci Bölüm
Altıncı Bölüm
Yedinci Bölüm
Sekizinci Bölüm
Onuncu Bölüm
Fragman
On Birinci Bölüm
On İkinci Bölüm
On Üçüncü Bölüm
On Dördüncü Bölüm
On Beşinci Bölüm
On Altıncı Bölüm
On Yedinci Bölüm
On Sekizinci Bölüm
On Dokuzuncu Bölüm
Yirminci Bölüm
Yirmi Birinci Bölüm
Yirmi İkinci Bölüm
Yirmi Üçüncü Bölüm
Kitabın devam edip etmemesine yönelik okuyuculara soru
Yirmi Dördüncü Bölüm
DUYURU

Dokuzuncu Bölüm

11.8K 608 40
Από sibelccilek




Güzellik merkezinden önceden randevu alan Selda, içeriye girdiklerinde büyük bir ilgiyle karşılandılar. Selda buranın devamlı müşterisi olmakla beraber birçok müşteri kazandırmıştı. Üç katlı tam teşekkürlü güzellik salonundan oldukça memnundu. Arya'nın buradan çıktığında bambaşka birine dönüşeceğinden emindi.

Arya içeriye girdiğinde kendini bambaşka bir alemde hissetti. Kadınlar güzelleşmek için bütün bunları gerçekten yapıyorlar mıydı? Hiç tereddüt etmeden saatlerini buraya mı harcıyorlardı? İnanılır gibi değildi. Birkaç gün öncesinde ona bütün bunları sen de yapacaksın diyen birisine sadece gülebilirdi. O öyle bir kız hiç olmamıştı ki. İstesede olamazdı... Buraya yatırılan serveti tahmin edebiliyordu.

"Hoşgeldiniz Selda Hanım, hoşgeldiniz hanımefendi. Buyrun buraya oturabilirsiniz, sizi biraz bekleteceğiz."

"Önemli değil, teşekkürler." Yüzündeki gülümsemeyi hiç eksik etmeyen Selda, beklemeleri için gösterilen yere oturdu Arya'yla birlikte.

"Öncellikle yüzüne güzel bir bakım yaptıralım. Zaten gerekeni yapacaklardır. Güzellik merkezine dahil olan kuaför salonu da yanında, oraya en son gideriz. Aslında düşünüyorum da, bu gözlüklerden kurtulduktan sonra mı kuaföre gelsek? Selim, lensleri yarın alacağınızı söyledi."

"Evet, yarın hazır olacaklar. Ayrıca kendimi sana emanet ettim, sen nasıl diyorsan öyle yaparız."

"Güzel bir bakımdan sonra alışverişe çıkalım. Günlük işyerinde giyebileceğin kıyafetlere ihtiyacın olacak. Ben Selim'le konuştum dün herşeyi zaten... Sonrada kokteylerde giyebileceğin elbiseleri benim moda evimde ayarlarız." Yüzü bir anda aydınlandı. "Yılın en gösterişli gece kıyafetini sana tasarlayacağım."

Arya, Selda'nın heyecanı karşısında gözleri ışıldadı. Ne kadar da şanslıydı böyle bir yardımcısı olduğu için. Bu kadın herşeyin en iyisini biliyordu. Kesinlikle doğru adresteydi. Ama bu iyiliğine karşılık ne yapabilirdi? Selim ve Selda'nın bu yardımlara karşılık ne yapmalıydı? İşte bunu bilmiyordu...

"Beni bile heyecanlandırdın bu sözlerinle."

"Bu daha ne ki, o kıyafetler içerisinde kendini gördüğünde sen bile şaşıracaksın."

"Selda hanım, bakıma başlayabiliriz."

"İşte maceramız başlıyor..."

Arya, uzun bir süre sıkılarak yüzündeki bitkisel maskeyle öylece olduğu yerde oturdu. Bu çok sinir bozucuydu fakat Selda'nın yanında oturması ve onunla konuşması az da olsa onu rahatlatıyordu. Güzel olmak gerçekten sabır ve zaman gerektirdiğini şimdi anlayabiliyordu. Hiçbir şey öyle göründüğü gibi kolay olmadığını böylelikle görmüş oldu.

Yüzüne değen ılık suyla beraber uzun süre yüzünde kalan maskeyi temizlediler. Havluyla yüzünü kuruladıktan sonra aynaya baktığında hafiften bir parlaklık görebiliyordu yüzünde. Fazla bir değişiklik söz konusu olmamasına rağmen kendini çok iyi hissediyordu. Yüzünde bir rahatlama vardı ve bu da çok güzel bir duygu olduğunu düşündü Arya.

Birkaç bakım daha yapıldıktan sonra Selda yarın için bir randevu daha aldı. Bugünlük işleri bu kadar olduğunu söylemişti. Şimdi alışveriş zamanıydı...

Alış verişi düşündüğünde aklına Selim geldi. Selim'e olan borçunu nasıl ödeyebilecekti? Bu soruyu zihninde hep erteliyordu ama içine huzursuz bir ateş düşüyordu.


***



Alışveriş merkezindeki kalabalığın arasından ustaca sıyrılıp en sevdiği mağazanın önünde durdu Selda. Arya'ya baktı bir süre dalgın dalgın. Ne tür kıyafetleri iyi taşıyabileceğini düşünüyordu. Şirket için resmi ama çekici olması gerekiyordu. Dışarıda alımlı bir kadın. Geceleri arzu edilen ve dudak uçuklatan bir tanrıça. Bütün bunları yapabilecek bir ışık görüyordu Arya'da. Altıncı hissi bu kızın eğer isterse herşeyi yapabileceğini söylüyordu.

"Hadi gel, girelim içeriye."

Arya, hiç bu kadar çok giysi giyip çıkardığını hatırlamıyordu. Selda'nın profesyonel yorumları karşısında şaşkınlıkla aynada kendini izliyordu. Bedenine tam anlamıyla yapışan saten gömlekler, dizinin üstünde etekler ve bir sürü takı. İnanılmaz... Bacaklarını hiç bu kadar güzel olduğunu düşünmemişti. Meğer kıyafet ne kadar da değiştiriyordu insanı. İş yerine uygun renklerle gösterişli birkaç elbise daha getiriyordu Selda Arya'ya. "Bu krem rengi elbiseyi yarın yanında getirmeni istiyorum. Yarın Selim ilk olarak seni bana getirsin. Kuaförde işimiz uzun sürebilir. Seni bir anda değişmiş olarak görmesini istiyorum. O yüzden bu aldıklarımızı yarın evde giyme..."

Arya ona uzatılan parlak krem rengindeki elbiseye baktı. Gerçekten şık duruyordu. Hem şirkete uyacak bir şekilde resmi hem de çekici bir görünümü vardı. İçinde garip bir heyecan hissi doğdu. Kendine olan güveni yükseliyor, giydikleriyle beraber nasıl güzelleştiğini yavaş yavaş görüyordu. Bu güzel bir duyguydu. Kendini mi beğenmeye başlıyordu...

Ellerinde karton poşetlerle mağazadan çıkarken Selda, "Şimdi sıra ayakkabılarda. En önemli kısım," dedi sesindeki heyecan kıpırtılarını gizlemeyerek.

"Topuklu giyinmeye alışmalısın tatlım, istersen bunun provalarını yapabiliriz."

Arya bu sözden sonra gülmeye başladı. "Kesinlike yapmalıyız, yoksa herkesin içinde yere kapaklanabilirim."

"Aman, aman biz işimizi garantiye alalım," dedi Selda göz kırparak. Arya'yla çok iyi anlaşabildiğini düşünüyordu. Genç kız hem iyi kalpli hem de gururluydu. Şimdiden içi ısınmaya başlamıştı ona karşı.

Moda evine girdiklerinde yorgun bir şekilde kendilerini koltuğa attılar. Ellerindekilerini de aynı şekilde boş buldukları yere düzensiz bir şekilde koydular. "Gizem, bize bir yorgunluk kahvesi yap hemen... Arya'cım beni bile yormayı başardın. Ama hiç bu kadar zevk almamıştım alışveriş yaparken. Sen gerçekten güzel bir kızsın. Buna dair hiçbir şüphen olmasın..."

"Teşekkür ederim..." Arya, almış olduğu rahatlatıcı iltifatla huzurla gülümsedi ve başını oturduğu tek kişilik koltuğa yasladı. Yorulmuştu, hem de hiç olmadığı kadar. Yarını düşündüğünde bedenine içi yükle dolu bir kamyonun ağırlığı çöküyordu. Düşüncesi bile yorucuydu... Ama ilk günden beyaz bayrağı çekmeyecekti. Daha yeni başlamıştı ve dayanacaktı.

Kahveler içildikten sonra Selda hemen işe koyduldu ve Arya'nın gerekli olan bütün vücut ölçülerini aldı. Bugünden başlayacaktı tasarımlarına ve bunun için fazlasıyla heyecanlandığından çok güzel gece kıyafetleri ortaya çıkacağından emindi. Selda bu konuda kendine çok güveniyordu. Yüzündeki memnun tebessüm arttı, Arya'nın ölçülerini alırken. Genç kız kusursuz denilecek kadar güzel bir fiziğe sahipti. Bunca sene nasıl başarabilmişti kendini bu kadar kötü göstermeye anlamış değildi.

"Selda Hanım, Selim Bey geldi."

"Sanırım bugünlük bu kadar Arya'cım, Selim hoşgeldin."

Selim, hava sıcaklığın getirdiği bir halsizlikle üzerindeki çeketi çıkardı ve Arya'ya baktı merakla. "Ben pek bir değişiklik göremiyorum? Tembellik yapıp bütün gününüzü burada mı geçirdiniz yoksa?"

"Sabret Selim'cim, asıl süprizi yarına bıraktık." Selda, büyük bir gülümseme hediye etti ve ardından arkadaşına göz kırptı.






***








Arya, akşamüzeri eve girdiğinde annesi karşıladı onu kapıda. Ellerineki poşetleri gördüğünde gözleri ayrılan Feride Hanım, "Bunlar ne kızım?" diye sordu büyük bir merakla.

"Şirketten verilen avansla çalışırken giyinebileceğim kıyafetler aldım anne. O şirkette çalışabilmem için sadece zeki ve çalışkan olmam yetmiyor. Güzel ve bakımlı olmam gerektiğini anladım."

"Ee, peki kızım bütün bunları alacak kadar para mı verdiler sana? Aldığın bütün maaşı artık bunlara harcıyacağını söyleme."

"Yok anneciğim," diyerek annesinin yanaklarını sıktı ve sonra devam etti. "Bunlar sadece bir seferlik, merak etme sen."

"İyi peki, yorulmuşsundur sen şimdi. Hadi git üzerini değiştir ben sofrayı hazırlıyorum."







***











Arya, Selda'nın aynen dediğini yaparak o krem rengi boydan elbiseyi yanına aldı ve yola çıktı. Kendini büyük bir değişime hazır hissediyor ve bunun için sabırsızlanıyordu. Şirkete vardığında Selim'le hemen yola çıktılar ve ilk olarak göz doktoruna uğradılar.

Doktorun gözüne takmış olduğu lense alışması biraz sürdü. Hatta alışmak değil, bundan tamamiyle rahatsızlık duyuyordu. Aynada kendine baktığında yüzünde büyük bir boşluk hissetti. Gözlüğünün artık olmaması ona çok tuhaf geliyordu. Elini elmacık kemiklerine götürdü ve daha sonra gözaltı torbalarına. Gerçektende gözlük neredeyse yüzünün en güzel yerlerini saklıyormuş. Memnun bir şekilde gülümsedi ve doktorun anlattığı lenslerle ilgili olarak kullanımında dikkat etmesi gerekenleri dinledi.

Selim, yanındaki kıza arabada direksiyon koltuğunda otururken dalgın dalgın baktı. Ona karşı bazı hisler beslediğini farkediyordu yavaş yavaş. Ona doğru çekildiğini. Ona tutunduğunu. Ona bağlandığını... Bütün bunların birkaç gün içerisinde kendine yapmış olan genç kıza bakıyordu derin düşünceler içerisinde. Şimdiden gözüne bu kadar güzel gözükürken daha sonra değiştiğinde nasıl gözükecekti? Düşüncesi bile boğazını kurutuyordu.

...

Modaevine geldiklerinde Selda'yla Arya, Selim yanlarından ayrılır ayrılmaz yola çıktılar. Selda, Arya'yı gözlüksüz gördüğünde gözleri parlamış, "Mükemmel," diyebilmişti sadece. Şimdi arabadayken ikiside birbirinden heyecanlıydılar. Arya kendini rüyada gibi hissediyordu. Hayatının tamamiyle değişmesi söz konusuydu. Bu inanılır gibi değildi ama oluyordu işte... Hemde tüm hızıyla...

Geniş lüks kuaför salonuna girdiklerinde Arya'nın etrafı çalışanlarla sarıldı. Hiç zaman kaybetmeden Selda'nın talimatlarıyla işe koyuldular. Arya'nın at kuyruğu şeklinde bağlanmış saçları açıldı ve beline doğru bırakıldı. Uzun dalgalı saçları değişmeye müsaitti. Kuaför Serkan becerikli elleriyle genç kızın saçlarından ellerini geçirdi. "Söyle Selda'cım, neler yapılacak... Arya'ydı değil mi adın güzelim?" Arya başını salladı sadece.

"Senin usta ellerine bırakıyorum Serkan'cım. Ama uzunluğundan fazla alma... Biliyorsun uzun saçlar her zaman daha kullanışlı."

"Tamam tatlım... Sen bana bırak, bu saçların katlara ihtiyacı var... Sevim, Arya Hanım'ın saçlarını yıkayın."

Arya, saçlarını hafif bir masajla ılık suyla yıkıyan kadına karşı garip bir sevgi duymaya başladı. Bu inanılmaz bir hissti. Bu masaj eşliğinde kesinlikle gözlerini kapatıp uyuyabilirdi. Ama rüya kısa sürdü ve saçları havluyla sarılıp diğer kırmızı deri sandalyeye oturturuldu.

Kısa bir süre sonra becerikli eller hızla başlayıp kesimlerle şekillendirdi açık kahverengi saçlarını. Selda'da yanında oturuyor heyecanla gelişmeleri takip ediyordu. Yan olarak da Arya'nın tırnaklarına manikür yapılıyordu.

Kesim bittiğinde ıslak saçlarından ellerini geçirdi Serkan ve aynadan baktı genç kıza. "Saçlarına su dalgası yapalım, çok daha güzel olur. Ama ondan önce yüzündeki bazı fazlalıklardan kurtulmalısın. Kaşlarını biraz inceltmeye ne dersin?"

Arya, ilk kez aldıracak olmanın çekingenliğiyle başını salladı. Önce saçları kurutuldu daha sonra başka bir kız tarafından kaşları alınmaya başlandı. Gözlerinin dolmasına engel olamıyordu çünkü bu gerçekten can acıtıyordu. Selda gülerek, "Biraz daha dayanmalısın, güzel olmak zannettiğin kadar kolay değil."

"Hiç kolay olacağını düşünmedim..." diyebildi sadece acı bir gülümseme ile.

Sonunda işkence bittiğinde aynaya yaklaştırdı yüzünü ve bir kaşın ne kadar yüzünü değiştirdiğini gördü. Şimdi çok daha biçimli ve ince görünüyorlardı. Memnun bir şekilde gülümsedi ve kendini onlara teslim etmeye devam etti.

Serkan daha sonra kusursuz bir fön için kolları sıvadı. Uzun saçlarına dalgalı fönü çekerken büyük zevk alıyordu çünkü genç kızın saçlarındaki ipeksi koku ve görünüm büyüleyiciydi. Hızlı elleriyle fön çekiminide tamamladığında eline büyükçe bir ayna aldı ve arkadan nasıl göründüğünü göstermeye çalıştı. Arya gözlerine inanamıyordu. Bunun kendisi olduğuna inanamıyordu. İpek gibi parlayan saçların kendine ait olduğuna inanamıyordu. Kat kat kesilerek beline kadar bir akarsu misali yayılan saçlarına bakarken dudakları kurudu. "Çok... Çok güzel olmuş. Ellerinize sağlık."

"Ben birşey yapmadım, güzel olan sensin tatlım."

Arya, aynadan gözlerini alamıyordu. Beyaz tenine, hafif pembeleşen yüzüne baktı. Sonra yeşilden griye dönüşen ışıldayan gözlerine. Bu gerçekten kendisi miydi?

"Bir tek makyajımız kaldı," dedi Serkan.

Selda, ayağa kalktı ve uzunca Arya'ya baktıktan sonra, "Makyaja hiç gerek olduğunu düşünmüyorum aslında... Ama yinede hafif tonda yapabilirsiniz. Arya'cım gözlerimi alamıyorum senden..." dedi büyülenmiş bir yüz ifadesiyle.

Arya'nın hafif tondaki makyajı yapılırken Selda'da Selim'i arıyordu o sırada. Kendilerini almasını istiyordu. Arya'nın doğrudan şirkete gitmesinde hiçbir sakınca yoktu. Neden herkesi bugünden büyülemeye başlamayacaktı ki? Bu düşünceler garip bir heyecan doğurdu içinde.

Telefonu kapattıktan sonra Arya'nın yanına gitti. "Kıyafetini nereye koydun canım. Selim bizi almaya gelecek. Bir tek üzerini giyinmek kaldı... Umarım siyah stiletto ayakkabıları da almışsındır yanına."

"Aldım aldım..." Arya, kenara koyduğu karton poşeti aldı ve boş olan bir odaya girdi. Üzerine tam oturan ve tüm hatlarını ortaya koyan krem rengi elbisesini giydiğinde diğer yana döndü aynada kendini görebilmek için. "Bu inanılmaz! Bu ben olamam. Bu ben miyim?" Nefesini tuttu gördüğü manzara karşısında. Kendi bile güzel olduğunu düşünüyordu. Bakalım onu görenler nasıl düşünecekti? Demir geldi aklına... Demir... O beğenecek miydi onu?

"Arya'cım hazır mısın? Sana uygun takı getirdim yanımda."

Arya son olarak boyunu oldukça uzatan topuklu siyah ayakkabılarını giydi. İlk olarak yürümekte zorluk çekti ama kısa sürede bu duruma alışmaya çalıştı. Kapıyı açtığında elinde beyaz boncuklu kolye ve küpe tutan Selda'ya baktı. "Sen bu konuda mükemmelsin!"

Selda mütevazi bir şekilde gülümsedi. "Teşekkür ederim, sen benden de mükemmelsin. Harika görünüyorsun! Erkeklerin dudaklarını uçuklatacağını söylemiştim!"

Kolyeyide taktıktan sonra kuaför salonun önünde belirlenen arabayı tanır tanımaz, "Hadi, Selim'in aklını başından al," diyerek kapıya doğru ilerleyen Selim'i gösterdi.

"Aklını başından almak istediğim başka biri var..."

"Merak etme, ona da sıra gelecek."

Kuaförden çıktıklarında Selim'le karşı karşıya geldiler. Arya, Selim'in yüz ifadesini gördüğünde gülümsedi. Bu duygu bambaşka birşeydi. Bir erkek tarafından gerçekten beğenilmek bambaşka bir duyguydu. Bambaşka... Bu duyguyu yaşamak inananılmaz mutlu ediyordu onu.

Selim, rüyada gibiydi. Böyle bir güzellik olamaz! Diye fısıldadı içinden kalbine. Kesinlikle rüyadaydı ve rüyasında tanrıçasını görüyordu. Ulaşamadığı, dünya güzelliğindeki kadını görüyordu. Beyazlar içinde karşısında durmuş ona gülümsüyordu. Parlak kahverengi saçları ışıldıyordu. Yok, kesinlikle rüyada olmalıydı! Işıldayan gözlerle büyülenmiş bir şekilde ona baktı ve kuruyan boğazı için yutkundu.

Συνέχεια Ανάγνωσης

Θα σας αρέσει επίσης

1.1M 70.5K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
Savaş Ağa Από Berna

Ρομαντική

3.3M 119K 65
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...
Haz Από 🍀

Ρομαντική

192K 2.2K 16
"Siktir, kırmızı senin rengin." Sütyenimin açıkta bıraktığı göğüslerimi öpmeye başladı. Bir eliyle kalçalarımı sıkıyor diğeriyle de kasıklarımı okşuy...
588K 24.7K 44
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...