Yirminci Bölüm

6.7K 393 35
                                    

Kısa bir bölüm baştan söyleyim, sonra kızmayın bana :)

Keyifli okumalar dilerim...

---




Gece, Mert'in ilginç doğum günü pastasıyla daha da çılgın bir hal almaya başladı. Demir'in açıklamasıyla Arya, pastanın neden siyah yarış motosiklet şeklinde olduğunu anladı. Mert'in bu hayatta en vazgeçemediği şey on sekizinci yaşına bastığında dedesinden aldığı bu motosikletti. Pastanın bu şekilde olması da arkadaşlarının ona yaptığı büyük bir sürpriz. Mert zevkle pastanın üzerindeki siyah mumları formalite icabı üflerken bir şeyler fısıldadı kendi kendine. 

Arya olanları gülümseyerek büyük bir ilgiyle izlediği sırada Demir ve Selim'in hiç yanından ayrılmadığını fark etti. Bu durumdan şimdilik memnundu. Selim'in yanında olması ona güven ve huzur veriyordu. Demir ise kalbinin hızla çarpmasına neden oluyordu. Çok karışık duygular içinde olduğunu hissedince bunları düşünmemeye karar verdi ve anın tadını çıkarmaya çalıştı. Hediyeler verildikten sonra genç kızın sayamayacağı kadar şampanyalar patlatıldı. Demir de eline bir tane almış hızla çalkalıyordu. Arya hafif bir çığlık atarak uzaklaştı yanından ve Selim'e sokuldu. Demir Arya'nın üzerine patlayacağından korkarak ondan uzaklaşmasına güldü. Eline aldığı kristal bardağa şampanya doldurdu ve Arya'ya uzattı. "Sana doğru patlatacağımı nasıl düşünürsün?" dedi gülerek. Bir bardak da Selim'e uzatıyordu o sırada.

"Aniden rekleks olarak sıçradım sadece...."

Evet, sıçramıştı. Hem de Selim'in kollarına... Diye geçirdi içinden Demir bir kaş çatışla.

"Demir, gelir misin resim çektireceğiz?" Bir genç kız arkalarında bir grubu göstererek Demir'i yanına çağırdı.

Demir, Arya'ya baktı ve onun da resimde olmasına karar vermek üzereyken onu çağıran genç kız imayla, "Arkadaşlarla birlikte çekineceğiz," diye ekledi hemen.

Genç adam ilerde Mert'in de beklediğini görünce reddedemedi. Arya'ya, "Hemen dönerim," diyerek ayrıldı yanlarından.

Arya, Selim'le yalnız kaldıklarını ancak onun derin nefesini hissederek anladı. Selim'in arkasından dalgınca baktığını yeni fark ediyordu.

"Biraz dolaşalım mı ne dersin?"

Arya, genç adamın sesinin  her geçen dakika daha da derinleştiğini hissetti. Ona karşı daha yoğun ve derin bakıyordu. Koyu renkli gözlerinde kaybolmaktan korkuyordu genç kız. Selim'in nazik davranışları o kadar içten ve samimiyet doluydu ki her geçen gün ona olan hayranlığı artıyordu.

"Bu gibi partilerden çok sıkılırım, senin için geldim."

"Sıkıldığını fark ettim ama itiraf edeyim ben de bir süre sonra sıkılmaya başlıyorum," dedi Arya sessizce bir sır paylaşır gibi. Selim gülmeye başlayınca o da güldü.

"Biliyor musun o kadar değişmene rağmen sen yine aynı Arya olarak kalmayı başardın. Bakışlarındaki o ışıltı hiç değişmedi. Bunun için çok mutluyum..."

"Değişeceğimden mi korkuyordun?"

Selim durakladı uzun bir süre genç kızın gri gözlerine baktı. "Değişmeyeceğini biliyordum."

Selim kalbine söz geçiremiyordu. Bu gece Arya'yı Demir'le o kadar samimi bir şekilde görünce yüreği sanki korsan gemileri tarafından esir alınmıştı. Genç kız ne kadar Demir'e olan nefretini dile getirse de korkuyordu. Bu intikam oyunun sonunda olacaklardan korkuyordu. Onu kaybedebilir miydi? Genç adam Arya'ya doğru çekildiğini hissediyordu. Onun bakışlarında başkalarını görmeye dayanabileceğini sanmıyordu. Duygu patlaması yaşamaktan o kadar korkarken şimdi tam da bu durumun eşiğindeydi. Genç kıza doğru yaklaştı ve Arya'nın iki elini nazikçe avuçlarının arasına aldı. Bu itirafı yapmanın çok erken olduğunu biliyordu ama yüreği esir alınmıştı bir kere.

"Arya- derin bir nefes aldı ve kısık sesle devam etti- Ben sana... Ben senden... Ben..." Konuşamayacaktı. Sonunda pes edip genç kızı belinden tuttu ve kendine çekti. Dudaklarına izinsiz yaklaştı ve yavaşça dokundu. Karşılık almadan, beklenti dolu bir şekilde öptü genç kızı.

Arya yaşadığı şokla beraber olduğu yerde dondu kaldı. Onu öpen Selim miydi? Diye sordu kendine şaşkınlıkla. Dudaklarında hissettiği sıcaklık onun dudakları mıydı? Ama... Ama onlar arkadaşlardı!

"Arya!" Bu sert sesi duymasıyla beraber irkilerek  kendini Selim'den uzaklaştırdı. Bakışlarını sesin geldiği yere çevirdiğinde Demir'in koyulaşan ela gözleriyle karşılaştı. Genç adam hızla yanlarına doğru ilerliyordu. Arya, bu bakışlardan korkmuştu.

Genç adam hızla Selim'in üzerine yürüdü. "Sen ne yaptığını zannediyorsun?" dedi göğsünde büyük bir baskı oluşturarak ve onu arkaya itti.

Selim de aynı şekilde öfkelenmişti. Ona karışmaya ne hakkı vardı Demir'in? "Bu seni ilgilendirmez."

Demir bu sözle beraber tekrar üzerine doğru yürüdü ve Selim'in gömleğinden sıkıca onu kavradı. "Evet, ilgilendirir. Buraya benimle geldi, o yüzden buradan bir an önce uzaklaşsan iyi edersin. Yoksa kendimi tutamayacağım."

Selim Arya'ya baktı ve onun korku dolu gözleriyle karşılaştı. Olayı daha fazla büyütüp onu korkutmaya ve geceyi zehir etmeye hakkı yoktu. Uzunca genç kızdan bakışlarını ayırmadı ve daha sonra arkasını dönüp gitmeye başladı.

"Selim... Selim, gitme! Lütfen gitme..."

Demir, Arya'nın Selim'e uzattığı elini tuttu sıkıca. "Hayır, bırak gitsin."

"Olmaz Demir! Olmaz... O benim için çok değerli..."

Genç adam bu sözlerden sonra kaşlarını çattı öfkeyle ve genç kıza daha da yaklaştı. "Peki ben senin için neyim ha?"

"Demir, bırak kolumu..."

"Arya! Buradan bensiz çıkmayacaksın."

İntikamım Büyük Olacak! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin