Yedinci Bölüm

11.3K 588 9
                                    

 Genç adam ona yaklaşmış olan genç kızın kararlı gözlerine baktı uzunca. Gözlüğün gölgesinde kalan etkileyici gözlerindeki ışığı arıyor gibiydi. Bu genç kızın kendini çirkin olarak tanımlamış olması hiç doğru gelmiyordu ona. Her kadın güzeldir... Ve karşısındaki kız gerçekten güzeldi. Yalnızca bunu pek göstermiyor ya da gösteremiyordu. Peki şimdi bu genç kız ondan bunun için yardım mı istiyordu? Güzel ve çekici bir kadına mı dönüştürecekti onu? Selim bunu nasıl yapacaktı? 

Ayrıca bütün bunları Demir'den intikam almak için istiyor olması onu daha da tereddüt kuyusuna itiyordu. Ama Demir'in bu kıza yapmış olduğu hakaretten rahatsız olmamış mıydı? Bu adam bütün bunları hak etmiyor muydu? Arya'nın güçlü bir kadına dönüşmek istiyor oluşu iyi bir şey değil miydi? Neden yardımcı olmayacaktı? Neden elinden tutmayacaktı? Bu çekişmeli iş dünyasında neden daha da başarılı olmasını sağlamayacaktı?

Oturduğu koltuktan kalktı ve pencereye doğru yavaş adımlarla ilerledi. Çok düşünceliydi. Bu genç kız hakkında çok derin düşüncelere dalıyordu. Hiç olmadığı kadar ilgileniyordu bu kızla. Nedenini şimdilik bilmese de bu durumdan rahatsız olmadığını biliyordu. Bir süre sessizlik oluştu. Koyu camdan dışarıyı izledi bir süre ve daha sonra yavaşça başını genç kızın beklentilerle dolu yüzüne çevirdi. Arya'nın gerginliğini ve heyecanını hissedebiliyordu. "Senin gerçek güzelliğini herkesin görebilmesi için sana yardımcı olacağım Arya."

Bu sözlerle aniden ayağa kalkan genç kızın gözleri parladı. Umutla doldu yüreği. Bir anlık hayalkırıklığı kıpırtıları bu bekleyişte içini doldurmuş olsa da şimdi hepsi yok olmuştu. Aşırı duygusallıkla gözleri doldu. Son günlerde hiç olmadığı kadar duygusal davranıyordu bu konularda. Nasıl olupta bir anlık cesaretle Selim'den bu yardımı istemişti anlamış değildi. Fakat tek bildiği içinde gün geçtikce tutuşan güzel olma isteğiydi. Nasıl böyle ani kararlar verebiliyordu onu da bilmiyordu. Bu nasıl bir duygusal yoğunluktu?

"Teşekkür ederim."

Selim odadaki klima esintisine rağmen terleyen siyah dalgalı saçlarından geçirdi elini yavaşça ve eli boynuna kaydı. Yakışıklı yüzündeki ciddiyetle genç kızın yanına doğru ilerledi. Onun heyecanını paylaşmak istiyordu ama aklındaki soru işaretleri onu donduruyordu. "Lütfen otur Arya..." derken kendi de yine eski yerine yerleşiyordu. Geniş omuzlarını kaplayan siyah ceketini çıkardı ve koltuğun kenarına attı. Beyaz gömleğinin manşetlerini katladı ve kravatını gevşetti. Ağustos sıcağına rağmen bu takım elbiselerini giymek zorunda oluşu onu sıkıyordu. Rahat bir nefes alarak koltuğa yaslandı ve genç kızın az önceki yerine yerleşmesini bekledi.

"Öncellikle kadınları nasıl güzelleştirildiği konusunda fazla bir bilgim olmadığını söylemeliyim," dedi Selim garip bir tebessümle. "Ama bu konuda fazlasıyla usta olan bir arkadaşım var, ondan yardım alabiliriz."

Arya çok utanıyordu bunları onunla konuşurken. Selim'in sözleriyle iyice kızardı ve bakışlarını kaçırmaya çalıştı.

"Artık birlikte bu yola girdiğimize göre açık açık konuşabiliriz değil mi bunları aramızda?" Selim Arya'nın masum teninin kızardığını gördüğünde gülümsedi içtenlikle.

"Selim Bey... Pardon Selim... Lütfen beni yanlış anlama, ben maddi olarak yardım edeceğiniz her şeyi çalışarak geri ödeyeceğim. İçimde garip duygular var durduramadığım. Bana hiç yapmadığım, hayatımda yapamayacağım şeyleri yaptırıyor. Bu çok zor... çok zor... Bilmiyorum başarabilecek miyim ama kendimden ümidimi kesersem işte o zaman hayat benim için başlamadan biter..."

"Şşşşt. Lütfen böyle konuşma, aramızdaki patron-çalışan ilişkisini bir kenara at şimdi. Ben senin arkadaşınım ve sana yardım edeceğim... Arkadaşlar yardım ettiklerinde bir karşılık beklerler mi? Sen arkadaşına yardım ettiğinide karşılık bekliyor musun? Lütfen..."

Arya, Selim'in bu güven dolu sözlerinden sonra güçlükle gülümsedi.

"Mademki bir an önce başlamak istiyoruz bu oyuna, o zaman daha fazla vakit kaybetmeyelim." Genç adam ayağa kalktı ve geniş masasına doğru yürüdü. Telefonu eline alıp sekreterini aradı. "Bana Selda Karlı'yı bağlar mısın?" dedikten sonra bekledi bir süre.

O sırada Arya merakla olanları takip ediyor yüreği heyecan dalgası içinde çırpınıyordu. Hiç bu kadar birçok duyguyu bir anda yaşamamıştı. Selim'e duyduğu güven, hayata duyduğu umut, Demir'e duyduğu nefret duyguları kanında akıyordu hızla iz bırakarak.

"Selim, hayırdır?"

"Selda, merhaba nasılsın?"

"Teşekkür ederim, sen?"

Kısa bir hatır sorma faslından sonra Selim hemen konuya girdi. Arya'nın durmunu kısaca özetleyip anlattı. Selda'nın sessindeki heyecan hissedilebiliyordu. Yeni bir kızı baştan yaratmak gibi bir düşünce ona çok değişik ve inanılmaz heyecanlı gelmişti. Bu teklife karşılık tereddütsüz olumlu cevap veren genç kadını duyunca Selim memnun bir şekilde, "Peki o zaman, ne zaman buluşalım?" diye sordu.

"Bugün defterim randevularla dolu maalesef ama yarın göreşebiliriz. Benim moda evime gelmeniz mümkün mü? Daha uygun bir ortam olur görüşmek için Selim..."

"Elbette yarın öğlene doğru geliriz o zaman..."

Selim telefonu kapattığında parıltılı bir gülümseme hediye etti Arya'ya ve tekrar ona doğru yaklaştı. "Yarın sabah tanıdığım çok iyi bir göz doktorundan randevu ayarlarım ondan sonrada modacı arkadaşım Selda'nın yanına geçeriz. Çok hızlı başladık öyle değil mi? Hayat ne kadar hızlı değişebiliyor?"

"Evet... Çok hızlı hem de... Ben hala şaşkınlık içerisindeyim. Rüyada gibiyim... Senin sayende Türkiye'nin en iyi şirketlerinden bir tanesin de iyi bir işe başladım. Ve patronum bana güzelleşmem konusunda yardımcı olacak... İki gün önce bana bunları birisi anlatsa herhalde sadece gülmekle kalmazdım. Ama şimdi tam o hayatın içerisindeyim... İçimde garip bir korku var, sanki her şeyin umut ettiğim gibi iyi gitmeyeceğini hissediyorum...."

Selim tüm samimiyetiyle genç kızın en yakınına geldi ve omuzlarından sıkıca tuttu. "Herşey çok iyi gidecek. Sen buranın en güzel kızı olacaksın, herkesin aklını alacaksın. Demir'in bile! Ama işte o zaman senin için hayat başlıyor, yeniden... Herkese göstereceksin gerçek Arya'nın nasıl biri olduğunu. Bir kızın sadece güzel olarak mükemmel olmadığını seninle anlayacağız... Ben, sana bu iki gün içerisinde yaşadıklarının hayatında iz bırakmaması için elimden geleni yapacağım."







***






Karanlığı aydınlatan parlak ışıltılı ışıklar altında barın kenarında yüksek sandalyenin üzerinde bitkin bir şekilde oturuyordu genç adam. Dirseğini yeni boşalan viski bardağının yanına koydu ve başını eline yasladı. Yüzüne yansıyan parlak yeşil ışıkla beraber son günlerde iyice koyulaşan ela gözlerini kapattı gür kirpiklerin altında ve yüksek gürültüden dolayı kaşlarını çattı.

"Sana ne oluyor bu günlerde Demir, anlamış değilim? Yanına gelen kızlara başını kaldırıp bakmıyorsun bile! Ne bu halin..."

Mert sesli müziğin getirdiği enerjiyle ayaklarını ritmik bir şekilde sallıyordu. Aynı zamanda arkadaşının bu bitik durumuna endişeleniyor ve meraklanıyordu. Onu daha önce hiç bu kadar düşünceli görmemişti. Ara ara dalıp gidiyor ve uzun süre gerçek dünyaya dönmüyordu.

"Unutamıyorum onu Mert... Çıkmıyor aklımdan, delireceğim..." Ağır içkinin getirdiği uyuşuklukla günlerdir aklından çıkaramadığı genç kızdan bahsediyordu.

"Kimi unutamıyorsun? Güldürme beni Demir, sen bir kızı mı düşünüyorsun yoksa günlerdir? Kim bu kız..?"

"Arya..."

Arya, arya, arya! Diye haykırıyordu yüreği. Son kez gördüğü o hüzünle gölgelenmiş gözleri bir türlü aklından çıkmıyordu. Bir türlü peşini bırakmıyordu! Neden! Allah aşkına neden?

"Bu... dur bir dakika! Bu o kız değil mi? Kasabada öylece gitmesine izin verdiğin kız? İnanmıyorum... Onu çoktan unuttuğunu sanıyordum."

"Nedenini bilmiyorum çok garip hissediyorum kendimi. Deli gibiyim, deli... Pişmanlık duyuyorum galiba. Ama pişmanlıktan da öte birşey var sanki... Off, Mert bilmiyorum..."

Mert şaşkınlıkla arkadaşının duygu karışıklığına güldü. "Neler oluyor sana böyle? Bir kızı ilk defa bu kadar düşündüğünü görüyorum. İnanılır gibi değil..."

O kızda ne vardı onu büyüleyen? Ne vardı? Kahverengi saçlarına iki elini götürdü ve çekici dalgalardan geçirdi yavaşça. Daha sonra oturduğu yerden kalkıp dengesiz adımlarla kalabalık ortamdan karışık düşüncelerle ayrıldı arkasında şaşkın arkadaşını bırakarak.   

İntikamım Büyük Olacak! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin