ESARET

By LaleSarhan

5.8M 252K 35.8K

Ruhsuz bir adamla evlendim. Ruhsuz, duygusuz, gaddar, kaba ve insanlıktan yoksun bir adam... Artık Karahan ko... More

ESARET
ESARET HAKKINDA
1. Bölüm Avcı
2. Bölüm Heykel
3. Bölüm Volkan Ve Buz
4. Bölüm Saat 03.22
5. Bölüm Bedel
SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ TANITIM VİDEOSU
6. Bölüm Ölüm Sessizliği Senfonisi
7. Bölüm Karanlık Cumartesi
8. Bölüm Damatsız Gelin
9. Bölüm Yırtık Duvak
10. Bölüm İntizar
KAPAK SEÇİMİ
11. Bölüm Siyah Gri Tonları..
12. Bölüm Maskeli Balo
13. Bölüm Siyah ve Yeşil
14. Bölüm Ten Acısı
15. Bölüm Haram
16. Bölüm İlk Kurşun
17. Bölüm Kalp Zehiri
18. Bölüm Bağdat
19. Bölüm Gözlerin Savaşı
Agapi yayınları fuar tarihleri.
20. Bölüm Issız Gece
21. Bölüm Çığlık Çığlığa Sessizlik
22. Bölüm Kan Kırmızı
23. Bölüm Son İmza
24. Bölüm Büyük Hata
25. Bölüm Kumar
#SÖY 1. Ve 2. Baskı Bitti!!
26. Bölüm Çığlık
27. Bölüm Kan Kokusu
28. Bölüm Kırmızı Ruj
29. Bölüm Dokunuş
30. Bölüm Veni Vidi Vici
31. Bölüm Şerefsiz İt
32. Bölüm Neydi Esaret?
33. Bölüm Kış Uykusu
34. Bölüm Ruhsuz
35. Bölüm Tozlu Yeşiller
Şov Yapmak!
36. Bölüm Nefes Tutulması
37. Bölüm Kan Lekesi
38. Bölüm Pamuk Prenses
39. Bölüm Kontrolsüz Nefesler
40. Bölüm Öfke Damarı
41. Bölüm Rüya Avcısı
42. Bölüm Üçüncü Gece
43. Bölüm Kurtarıcı
44. Bölüm Kasırga
45. Bölüm İtiraf
46. Bölüm Büyüyü Bozmayın!
Bitti
47. Bölüm Kızıl Boşluk
48.Bölüm☀️Güneşi Beklerken ☀️
49. Bölüm Sürme O Ruju
Kısa Bir Ara
50. Bölüm Buzlar Prensi
51. Bölüm Yılbaşı
52. Bölüm Izdırap
53. Bölüm En Kutsalım
54. Bölüm İki İmza
55. Bölüm Can Kanaması
KOD 52
57. Bölüm Son Beste
58. Bölüm Son Durak
59. Bölüm İntihar
60. Bölüm Kusursuz Plan
İmzalı Kitap Kazananlar
61. Bölüm Vuslat
62. Bölüm Can Çekişmek
63. Bölüm Sebebim
64. Bölüm Kalbinden Sevmek
65. Bölüm CAPPADOCİA VİEW
66. Bölüm Şeffaf Mavi
67. Bölüm Özel Gece
68. Bölüm Nefes
69. Bölüm Kül Grisi...
70. Bölüm Fermuar
71. Bölüm İntizar 2
72. Bölüm Aydönümü
73. Bölüm Yalancı Bahar
74. Bölüm Kıyamet
75. Bölüm Bitti
76. Bölüm Ölüm Sessizliği
77. Bölüm Tek Bir Nefes
78. Bölüm Veda
79. Bölüm En Son Bahar
80. Bölüm Son Karar
81. Bölüm Yangın
82. Bölüm Zırh
83. Bölüm Final- El Kızı
Esaret İçin...
KOD 52
Son Dakika
Düşler Sokağı No 7/24 Kitap Oluyor!
Sensiz Asla

56. Bölüm Veda Busesi

45.4K 2.6K 408
By LaleSarhan

Hashtag #tokat Best of;
@Zehraaltnkpr
@Nurarzu
Zeyneb999
@Ela_tass

Hepinize çok teşekkür ediyorum😘 emeğinize sağlık arkadaşlar. Bu bölüm Hashtag
#Vedabusesi

Katılanlara şimdiden teşekkür ediyorum. Sadece teşekkürle de kalmayacağım. Geri sayım başladı 💐

Bu bölüm Esaret hikayemiz için kopma noktası oldu. Bana güzel fikirleriyle destek olan arkadaşlarım. bozcaada Zeyneb999 anrgozbasii @iyibirokurrr Sonsuz sevgi ve saygılarımla. İyi ki varsınız 💐🌷🐞👩‍❤️‍💋‍👩👩‍❤️‍💋‍👩👩‍❤️‍💋‍👩 Esaret başladı demiştim. Birkaç bölümdür olaylar hızlandı-ki bunu bu bölümde göreceğiz.

Esaretten sonra başlayacak olan yeni hikayemiz "KELEPÇE" tanıtım bölümüyle yayında. Profilimde görebilirsiniz.

Multimedyadaki şarkımız yok artık dedirtecek cinsten oldu. Şarkıyı dinlerken ağzım açık kaldı. O kadar benziyor ki ESARET'e. Sizden ricam açıp okumanız. Tabii kahvesiz değil. Hadi bakalım. Kahvelerimizi aldık. Şarkımızı açtık ve buyrun efenim bölüm sizlerin ☕️💐🌷🐞💕👩‍❤️‍💋‍👩😘

Nevra, Hande ve Kerem...

Konağın orta katında, salonun kapısının önünde hareketsiz duruyorlar, konuşmuyorlardı. Kerem'in söyledikleri buz gibi havayı dahi dondururken Hande korkuyla nefes alıp Nevra'ya baktı.

"Tokat falan yok. Biz tartıştık ben sinirimden söyledim. Söylediği sözler tokat gibiydi. O yüzden."

Kerem kaşlarını hayretle kaldırıp Hande'ye baktı.

"Ciddi misin?"

"Evet. Yoksa ne tokatı. Öyle bir şey yok."

Kerem gözlerini kısıp Hande'ye bakarken sesi yorgun çıkıyordu. Bıkkın, biraz da kırgın.


"Seni aylardır tanıyorum. Yapamayacağın şeylerden biri de yalan söylemek. Ama az önce bir ilk yaptın ve yalan söyledin. İnan bana hiç iyi değildi. Sen konuştuğunu duydun mu? Bence duymadın. Çünkü duysaydın yalana devam etmezdin."

Kerem bıkkın bir ifadeyle annesine döndü. Kırgın bir ifadeyle baktı. Ellerini beline koyup, ne diyeceğini düşünürken; iki arada kalmış gibi bir süre durdu.

"Seni tanıdığımı sanıyordum ta ki birkaç ay öncesine kadar. Artık seni de tanıyorum. Anne. Hande'ye neden tokat attın? Sakın laf çevirip bir yere gitme. Neden?"

Nevra buz gibi esen rüzgardan dolayı ürperirken ne yapacağını bilemez bir ifadeyle bakıyordu. Hande'yle göz göze geldi. Onun gözlerini kaçırmasıyla Kerem'e baktı. Hande söyledi sanmıştı; o zaman inkâr etmesi kolay olurdu ama şimdi? Şimdi Kerem her şeyi duymuştu.

"Cevap vermeyeceğim."

Kerem inanamaz bir ifadeyle baktı. Ağzı açık bir halde gülmeye çalıştı sonra elini alnına koydu inanamaz bir ifadeyle tekrar baktı.

"Bu cevap kabul ettiğini gösteriyor. Anne sana açık bir soru sordum. Hande'ye tokat attın mı, atmadın mı!? Evet ya da hayır diyeceksin o kadar!"

Nevra başını diğer tarafa çevirip dolu gözlerle baktı. Bunu hiç beklemiyordu. Bu kıza olan nefreti gözlerini kör etmişti.

"Attım ama o ne yaptı da attım, önce onu sor. Üzerime yürüdü kendimi korudum."

Hande şok olmuş gözlerle bakarken Kerem şaşkın bir ifadeyle donup kaldı. Gözlerini birkaç kez zoraki kapatıp açtı. Dili tutulmuş gibiydi. Hande'ye baktı, korku dolu şok olmuş gece siyahlarına. Annesine döndü bir adım attı zorla.

"Şu an kahroldum. Annemsin ama yalanın o kadar büyük ki. Hande Bunu yapacak karakterde biri değil ve sen bunu çok iyi biliyorsun. Ben neler yaptım ama karşılığında Hande'den hep gerçekleri duydum. Hep iyilik gördüm. Kötülüğün büyüğünü yapana böyle davranan biri, senin gibi iyi davranan birinin üzerine yürüyecek öyle mi? Yazıklar olsun! Buraya gelme sebebi ne olursa olsun bunu kabul edemem! Kabul ettiğim tek şey o benim karım! Sen duymak istemesen de ben Hande'yi seviyorum!"

Kerem nefes nefese acı dolu gözlerle annesine baktı, sonra Hande'ye.

"Neden bana söylemedin? Ama sen söylemezsin. Seni o kadar iyi tanıyorum ki. Annemi tanıyamayan ben, seni tanıyorum. Sen bunu ne olursa olsun söylemezdin."

Hande cevap vermek için ağzını açtı ama konuşmayıp sessiz kalmayı tercih ederken Kerem annesine doğru birkaç adım yürüdü. Onun ağlaması şu an hiçbir şey ifade etmiyordu.

"Jülide'ye her şeyi anlattın. O da basına haber verdi. Eminim haberin vardı. Maksat Hande'yi rezil etmekti değil mi? Benim, olanlara müdahale edebilecek güçte olduğumu ve Jülide'ye ne yapacağımı biliyorsun. Buna rağmen işbirliği yaptın. Tebrik ederim. Benim yaptıklarım az olmuştu değil mi? Hande yanımda olduğu sürece ona kimse zarar veremez! İzin vermem! Buna sen de dahilsin! Nasıl vurdun anne? Nasıl elin kalktı? Benim gibi ruhsuz biri bile değişirken nasıl bir kindi sendeki vurdun? Kızın olsaydı eğer Hande'yi belki biraz anlardın ama yok! Bir şey söyleyeyim mi? Kızın da olsa yapardın. Çünkü sen kadınsın ve buna rağmen yaptıysan senin için ne fark eder değil mi? Hande artık buraya gelmeyecek! Çünkü ben onun yanındayım!"

Kerem annesine acıyla bakıp bir şeyler daha söylemek istedi ama yapamayınca arkasına dönüp hızla Hande'nin yanına geldi. İçini acıtan bakışlarına çenesini sıkarken elini tuttu.

"Hemen gidiyoruz. Evimizde konuşacağız!"

Hızla merdivenleri inip kapıdan çıkarken Hande son kez yukarı baktı. Nevra'nın bakışları yine aynıydı. Ve bunun yeni bir başlangıç olduğunu hissediyordu. Arabaya binip giderken Kerem'e baktığında onu ilk kez böyle görüyordu. Dişlerini sıkıyor, ağlamaklı bir ifadeyle, acı dolu bir yüzle arabayı kullanıyordu. Direksiyona attığı yumrukla irkilirken içli bir nefes aldı. Ruhsuz dediği adamın bu hâli değişik duygular hissetmesine sebep olurken başını çevirip pencereden dışarı baktı. Az önce olanları düşünürken kalbi çarpmaya başladı. Kerem'in konuştuğu her kelime kulaklarında çınlarken kaçamak gözlerle baktı. Yine aynı ifadesi duruyordu.

Araba durunca inip hızlı adımlarla Kerem'in peşinden eve girdi. Şimdi ne olacak hiç bilmiyordu. Salona gelir gelmez Kerem'in elinden tutup oturtmasına sesini çıkarmadı. Ne söyleyecek diye bekliyordu ama Kerem sadece hızla nefes alıp veriyordu.

"Ben söyleyemezdim. Annen sonuçta. Ne söyleseydim? "Kerem, annen bana küstah deyip vurdu. Ben de o yüzden konağa gitmeyeceğim." Ben bunu yapamazdım. Ne olursa olsun annen."

Hande konuştuktan sonra başını kaldırıp Kerem'e bakınca nefesini tuttu. Onun şefkatli bakışları içini sızlatırken yüzüne dokunmasıyla tuttuğu nefesini verdi.

"Güzel kalbinle yine beni yıkıp geçtin. Sen hiç mi kötü düşünmezsin? Hande ben sana yaptıklarımı şimdi düşündükçe deli oluyorum. Beni sevmeyeceğini bilmek bile beni mutlu ederken, bu son yaptığın beni mahvetti."

"Ben bir şey yapmadım ki."

Kerem birden gülümsedi. Saçlarını yüzünden çekip parmağını yüzüne dokundurdu.

"Yapmadığın buysa, yaptığın zaman neler olur, ben ne yaparım bilmiyorum. Annemin konuştuğu bazı şeyleri duydum. Senden nefret etse iyiydi. Seni gözden çıkarmış. Onun gözden çıkardıklarına ne yaptığını biliyorum. Akşam sefalarını yok ederken yanındaydım. O an başka bir insana dönüştü. Ben zor başa çıktım. Hep mi böyleydi bilmiyorum. Ama sen hep böyleydin. Davranışlarım, düştüğün durum, seni sessizliğe itip içine kapatsa da hep iyiydin. Hep böyle kal. Kimsenin, ben de içinde seni değiştirmesine izin verme. Seni ileride böyle hatırlamak beni çok mutlu edecek. Kendisi değişmeyen ama beni değiştiren..."

Kerem yutkunup başını diğer tarafa çevirdi. Konuşmakta zorlandığı o kadar belliydi ki. Zorla birkaç nefes alıp Hande'ye baktı. Buruk bir ifadeyle bakıp saçlarını okşadı.


"Senden bir isteğim var. Annemin verdiği hiçbir şeyi yeme. Neden diye de sorma ama yeme. Ben yokken onunla karşılaşmanı istemiyorum. İster burada ister annenler de kal."

"Anlamadım."

Hande anlamaz gözlerle bakarken Kerem Hande'nin elini tutup başını çevirdi. Oysa birkaç kelimeydi söyleyeceği. Sıradan bir söz. Sanki gerçekten karısıydı, o da çok seviyordu, üzülecekti de söylemekte zorlanıyordu. Hemen kendine gelip Hande'ye baktı ama yine olmuyordu. Yine söyleyemiyordu. Şimdi anlamıştı Hande'nin sevmesine gerek yoktu ki. Kendisi seviyordu ya o yeterdi. Kendine bu duyguyu tattıran kızı sevmemek mümkün müydü?

"Yarın yurtdışına çıkıyorum. Keşke her şey farklı olsaydı da... Arabistan'a gidiyorum. Yeni anlaşmamız için. Onlar geldiler şimdi ben gidiyorum. Üç gün yokum. Seni oraya götüremem. O yüzden senin için bir şey ifade etmese de seni çok özleyeceğim. Ayrılmadan önce her gün seni görme hayalim de bu üç günle değişti. Neyse. Nerede kalmak istersin?"

Hande duyduklarına dışından tepki veremese de içinde bir yerlerin sızladığını hissetti. Bu sızı başka bir şeydi. Sanki büyük bir şey olacak ve öncesi gelen kötü haber gibi bir sızı. Tam kalbinin ortasında. Böyle nefes almasını zorlaştıran ağlama isteğini tetikleyen bir sızı. "Öyle mi" diyebildi titrek sesiyle. Sonra sustu elini tutan eli sıktı.

"Sana iyi yolculuklar o zaman. Gerçi yarın görüşürüz değil mi? Yani gitmeden."

Kerem'in dudaklarından, küçük, kısık, bir gülüş döküldü inanmazlığı da beraberinde getiren bir gülüş.

"Tabii ki güzelim. Sana veda etmeden gidemem ki."

Hande boğazında oluşan yumruyla birlikte zorla yutkundu. Gülümsemeye çalıştı elinden geldiğince.

"Ben burada kalacağım. Nesrin'i de çağırırım. Olur mu?"

"Nasıl istersen öyle olsun."

Kerem daha fazla dayanamayıp sarıldı. Dudakları saçlarında kalırken gözlerini kapattı. İçindeki sızı çok değişikti. Sanki gidecek ve bir daha dönmeyecek gibi. Sanki Hande'yi bir daha göremeyecek gibi. Gözleri dolarken düşünceleriyle, hemen kendine gelip dişlerini sıktı. İstemsiz sardığı kolları da kasılırken farkına varıp çekildi.

Yine başlamıştı bir sesizlik. Katran gibi çökmüştü ortama, tüm karanlığıyla beraber. Kerem düşünceli ifadeyle Hande'yi izlerken, Hande bakışların üzerinde olduğunu hissediyordu ama gözlerini parmaklarından ayıramıyordu. Çünkü bir şey fark etmişti. O hissettiği sızı Kerem'in yüzüne bakınca, onunla göz göze gelince oluyordu. Buydu bakmamasına sebep. Ama bilmediği bir şey vardı. Daha önce oluşmayan bu sızının sebebiydi bilmediği...

***
Ertesi Gün

Hande şirkete geldiğinden beri kimseyle konuşmadan kendini yine odasına kapatmıştı. Dün gece yaşadıklarını unutamıyordu. Çünkü Seza'nın sözleri kafasını karıştırmıştı. Şimdi de nasıl davranacağını bilmiyordu. O günden sonra "neden öptün" sorusunun cevabını arıyordu. Aklına gelince elleriyle saçlarını arkaya doğru tarayıp elindeki kalemi fırlattı. Dirseklerini masaya koyup başını ellerinin arasına aldı. Kerem'in ilk yaptıkları ve sonrası değişiminde yaptıkları tek tek gözlerinin önüne geldi. İlk gece kendini kurtarmasını değil de "seni öyle görünce kendimi kaybettim" sözüne takılmıştı. Sonra akşam sefaları için yapılmış özel, gizli bahçe. Söylediği sözlerin hepsini telafi etmeye çalışmıştı ve devam da ediyordu. En son sevgi itirafıyla bitti derken annesinin yanında da hiç çekinmeden söylemişti sevdiğini. Orada kendini kaybetmişti. Şimdi sakin kafayla düşününce tüm taşlar yerine oturuyordu. Sözler, gözler, bakışlar, davranışlar... Hepsi de değişmişti. Kapı tıklatılınca dikkati dağılırken başını kaldırdı. Kerem gelmişti. Nefesini tutup heyecanla kalktı.

"Gidiyor musun?"

"Evet."

Elini tutan eli sıktı, titreyen eliyle. Gözlerini kırpmadan bakan yeşiller dünkü sızıyı yeniden getirirken, alnında hissettiği sıcak dudaklar gözlerini kapatmasına sebep oldu. Kerem dudaklarını ayımadan konuşurken kalp sızısı daha da büyüdü.

"Veda busesi... Seni görmeden gidemezdim."

Kerem çekilip Hande'nin gözlerine bakarken omuzlarından tuttu. Hiç konuşmadan bakıyordu, buğulanmış gözlerle.

"Üç gün de olsa seni benden kurtarıyorum. Kendine dikkat et. Sana bir şey olursa kendimi affetmem. Kendi yaptıklarımın üzerine o ağırlığı kaldıramam. Seni emanet edecek kimse de yok. Karıma iyi bakın diyemeyecek kadar uzağız. O yüzden kendine iyi bak diyorum. Son sözüm ben seni-"

Kerem Hande'nin elini tutup kalbinin üzerine koydu.

"Kalbimin en derinlerinden seviyorum. Dilde değil, kalpte sevgim. Senin için ifade etmese de şu an benim için çok önemli. Sevdiğim kadına veda ediyorum. Hande ben seni canımdan öte seviyorum. Ne olursa olsun bunu asla unutma."

Kerem birden sarılıp saçlarına öpücükler sıralarken Hande kollarını yavaşça kaldırdı. Belinden sımsıkı sarılınca gözlerini kapatıp sarıldı. Yüzünü Kerem'in boynuna sürerken dudaklarını bastırdı; o sızı, ağıt olarak dudaklarından dökülmeden. Farkında olmadan sımsıkı sarılırken bilmiyordu ki kendini seven adamın kalbi mutlulukla çarpıyordu. Buğulu yeşillerin arkasında güneş vardı. Burukta olsa gülümseten, sımsıkı sarılmaya kalbi de duyarsız kalamıyordu. "Seni seviyorum, seni seviyorum dedi defalarca, fısıltıyla... Karşılığını duyamasa da sımsıkı sarılmıştı ya o da yeterdi. Zayıf bedeni yaprak titriyor ona rağmen sımsıkı sarılıyordu.

Gözlerini açtı. Duvardaki saati görünce çekildi. Gece siyahlarına bakıp dudağının kenarına dudaklarını bastırdı. Kokusunu içine çekerek öptü. Artık gitme zamanı gelmişti. Ne kadar istemese de gitmek zorundaydı. Endişeli gözlerle bakarken kısık sesiyle zoraki konuştu.

"Kendine iyi bak."

Hızla odadan çıkıp giderken Hande kolları iki yanda içi çekilmiş gibi kaldı. Kıpırdayamıyordu. Kendini zorlayarak adımlarını sürürcesine atıp pencereye geldi. Parmaklarını jaluzi perdeye takıp açtı. Açar açmaz karşılaştığı bakışlarla içi titrerken "iyi yolculuklar" sözü döküldü dudaklarından. Hüzünlü gözlerle bakıp arabaya binip gitmesi ve...

Ve anlamadığı bomboş hissetmesi... Koltuğa zorla oturup laptopın ekranına boş gözlerle baktı. Hiçbir şey görmüyordu. Kapının açılmasını ve içeri Nesrin'in girdiğini dahi fark etmemişti.

Nesrin Hande'ye bakıp bir an duraksadı. Gözlerini kısarak koltuğa oturdu.

"Hande iyi misin?"

Hande dalgın gözlerini kaldırıp Nesrin'e baktı.

"Bilmem."

Nesrin bir şeylerin olduğunu anlasa da üzerine gitmek istemedi. Konuyu  değiştirip başka şeylerden konuşsa da Hande'nin dinlemediğini fark etti. Sıkıntıyla iç çekip sesini biraz yükseltti.

"Ben çıkıyorum. Kerem nerede?"

Hande kendine gelmeye çalışıp söylediği söze odaklanmaya çalıştı. Gözlerini kapatıp alnını ovaladı.

"Kerem yurtdışına gitti."

"Ne zaman?"

"Az önce."

"Bana bir şey söylemedi. Gerçi şaşırmadım."

"Nesrin, Kerem gelinceye kadar benimle kalır mısın? Annemlere gitmek istemiyorum."

Nesrin şaşkın bir ifadeyle baktı. Benimle kalır mısın derken?

"Anlamadım. Nerede kalacağım?"

"Kerem'in evi var. Ailesi bilmiyor. Ben birkaç gündür orada kalıyorum."

"Kalırım tabii ki. Kerem ne zaman gelecek?"

"Üç gün sonra."

Nesrin ortamın kasvetini dağıtmak için elini dizine vurup kalktı.

"E hadi o zaman. Hemen gidelim. Kaynatırız sabaha kadar. Hem sana anlatacaklarım da var. Kızsal mevzular."

"Tamam gidelim."

Nesrin önden giderken Hande telefonuna gelen mesajı açtı. Mesajı okurken kalbinin hızla çarptığını hissetti. Kısacık bir mesaj ama kalbinin çarpıntısını hızlandıran bir mesaj.

"Seni kalbimden seviyorum. Kendine iyi bak."

Yürüyordu ama gözünü mesajdan alamıyordu. Sanki upuzun bir mektup gibi, takılmış gibi, okuyor okuyordu. Ta ki arabasına binip çalıştırana kadar.

***

"Demek evi burasıymış. Arada sırra kadem basardı. Nereye gittin diye sorardım buz gibi bakardı. Bu "sus Nesrin" bakışıydı. Adamsan bir daha sor hadi. Mümkün mü?"

Hande gülerek dinlerken cam demlikteki bitki çayını kupalara koyup birini Nesrin'e uzattı. Bir yandan çaylarını içiyorlar bir yandan konuşuyorlardı. Hande açık olan televizyona bir an bakıp hemen Nesrin'e döndü. Tekrar ekrana bakıp geçen altyazıyı okurken kumandayı alıp televizyonun sesini açtı. Nesrin de merakla ekrana dönerken geçen son dakika haberiyle Hande nefesini tuttu.

"Sayın seyirciler az önceki kaza haberinin ayrıntıları şimdi elimize ulaştı. Suudi Arabistan sınırlarında düşen özel uçağın Türk iş adamı Kerem Karahan'a ait olduğu belirlendi. Suudi yetkililer enkaza ulaştı. Türkiye'den yola çıkan ekip..."

Hande daha fazlasını duyamadı. Elindeki kupa yere düşüp kırılma sesi kulaklarında çınlarken acı bir çığlıkla ayağa kalktı. Nefes nefese söylediği tek sözdü.

"Kerem!"

Twitter @lalessarhan ESARET #HanKerForever
Instagram LaleSarhan
Facebook Lale Sarhan

Continue Reading

You'll Also Like

20.3M 1.1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
368K 40.1K 88
Tamamlandı ✓ SİYAHIN ESİRİ SERİSİNİN 2. KİTABI ❝Elleri bedenimde ki gücünü kaybederken korku ile ondan ayrıldım ve ellerimi yanaklarında yara olduğun...
333K 14.5K 52
Biraz fazla içki içtikten sonra birinin yanında uyanmak bu çağda yeni ve sürükleyici bir hikaye değildi. Ama Korkut Mirzan'nın çarşaflarında uyanmak...
2M 80.5K 52
Aşk kader gibidir Lina, ondan kaçamazsın!. Unutma... Kalp her zaman imkânsıza âşık olur.