KALP ZAMANI

By dizikoliknNnagi

564K 24.1K 5.3K

7/11/2016 Genel Kurgu İçinde #54 Bir öğretmen, kendini özel öğrencilerine adamış... İçindeki aşk yangınını gö... More

TANITIM
1.Bölüm ' Özlemek...'
2.Bölüm "Çerkes Kızı..."
3.Bölüm "Yeni Komşular..."
4.Bölüm "Kalbin Zamanı..."
5.Bölüm "Sen..."
6.Bölüm "Git..."
7.Bölüm "Geçmiş..."
8.Bölüm "Eskisi gibi..."
9.Bölüm "Vuruldu..."
10.Bölüm "Saçların..."
11.Bölüm "Abla?!.."
12.Bölüm " Mihriban..."
13.Bölüm "Bir hülya kurdum..."
14.Bölüm " Kara Cadı..."
15.Bölüm "Sarılınca..."
16.Bölüm " Günef'im..."
17.Bölüm "Ruken.."
18.Bölüm "Hilal.."
19.Bölüm "Ankara..."
20.Bölüm " Tava..."
21.Bölüm " Ağlatan Dans..."
22.Bölüm "Beyaz vosvoslu prens..."
23.Bölüm "Anahtar..."
24.Bölüm "İyi ki!..."
26.Bölüm "Mektup..."
27.Bölüm "Yangın..."
28.Bölüm "Masal..."
TEŞEKKÜR
29.Bölüm "Misafirler..."
30.Bölüm "Avuç içi..."
31.Bölüm "Cehennem..."
32.Bölüm " Terliklerimle..."
33.Bölüm "Söz..."
34.Bölüm "Bir kalp..."
35.Bölüm "Balo..."
Özel Bölüm "Deniz&Enes"
36.Bölüm "Romeo&Juliet"
37.Bölüm "Balonlar..."
38.Bölüm "Çocuklar.."
39.Bölüm "Evet mi?"
40.Bölüm "Nefes..."
41.Bölüm "Acımak..."
42.Bölüm "Kara İnat..."
43.Bölüm "BAYRAK"
Bölüm değildir! Duyuru
44.Bölüm "Allah'a Emanet..."
45.Bölüm "Asuman selamı..."
MERHABAA
46.Bölüm "Beklemek..."
47.Bölüm "Sarı Dev..."

25.Bölüm "Anne?!.."

9.1K 414 108
By dizikoliknNnagi

Merhabalaar :) Yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz.. İyi kötü tüm yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum ^-^


Hatam,kusurum,eksiğim varsa affola...
Rüyama ortak olun ;)

^^

Naz

İçimde hatta tamda göğüs kafesimin altında hissettiğim yakıcı his tüm bedenimi etkisi altında alırken gözlerimi bana doğru gelen iki kişiden hiç ayırmadım.

Genç kadın dalgalı kısa koyu kahverengi saçları, şık bir etek ceket takımı ve ayağındaki topuklu ayakkabılarıyla kendinden emin bir şekilde Oğuz'un yanında bana doğru yürüyordu. Baştan ayağa kadını süzerken bana yaklaştırdıklarını fark edince içimdeki hissi yok saymak adına derin bir nefes aldım. Duruşumu dikleştirip çantamı daha sıkı tutarken Oğuz ve avukat hanım yanıma ulaştı.

Oğuz gülümseyerek bana bakarken ben sadece kadına bakıyordum. İçimdeki yakıcı his kadını yakından görünce daha da büyüdü. Bu anlamsız his bir anda tüm mantığımı ele geçirdi. Sakinleşip kadınla tanışmak yerine saçına yapışıp yolmak istediğimi fark ettim. Düşündüklerimin saçmalığına şaşırırken Oğuz bizi tanıştırma görevini üstlendi.

"Naz bu Ruken'in yeni avukatı Merve Hanım."

"Tanıştığıma çok memnun oldum Naz hocam. Oğuz yolda yaptıklarını biraz anlattı. Gerçekten büyük bir cesaret.."

Adının Merve olduğunu öğrendiğim avukat hanımın uzattığı elini sıkarken bir yandan içimdeki yangını yok saymaya çalıştım. Buna engel olan ise Oğuz'dan bahsederken hiçbir lakap kullanmadan rahatça adını sarf etmesi oldu. Derin bir nefes alıp gülümsemeye çalışarak avukatın elinden elimi çektikten sonra kendime gelebilmek için tüm duygularımı bastırmayı denedim.

"Bende memnun oldum.. Yalnız biz Hamit beyle görüşmüştük emniyette bir anda neden avukat değiştirdik hiç anlamadım."

Cümlenin sonunu Oğuz'a bakarak söylediğim çünkü bu durumun açıklamasını yapmasını istiyordum. İçimde giderek büyüyen yangına sebep olan bu kadının neden burada olduğunu öğrenmek için bir açıklama bekledim. Açıklama Oğuz'dan değil Merve hanımdan geldi.

"Hamit beyle ben görüşüp davayı üstlenmek istedim. Ruken için kadın bir avukatın daha yararlı olacağını düşündüm."

Gözlerim Merve'nin kahverengi gözlerini bulurken haklı olduğunu biliyordum. Ruken için böylesi daha kolay olacaktı. Ama benim için aynı şey geçerli değildi. Merve adliyeye dilekçeyi teslim etmek için ayrılırken bizde yakınlarda bir kafeye oturup onu beklemeye başladık. Oğuz siparişlerimizi verdiğimizden beri tek kelime etmezken ben bu sessizlikten yararlanıp içimdeki duyguları sorgulamaya başladım.

Onları gördüğüm ilk an kor bir ateş gibi içime düşen bu his neydi, neden bir anda bu kadar sinirlenmiştim anlamak gerçekten güçtü. Sonra bir anda bu hissi tanıdığımı hatırladım. İçimi yakan, mantığımı ele geçirip sinirlerimi alt üst eden bu yakıcı his kıskançlıktı. Bir anda farkına vardığım şeyle kafamı kaldırıp Oğuz'a bakarken onunda bana baktığını gördüm. Koyu kahverengi gözleri sımsıcak bir hal alırken yüzüne yerleşen gülümseme derin bir nefes alma isteği oluşturdu içimde.

Ben bu adamı yıllar sonra yine kıskanmıştım. Hemde sadece yanında gördüğüm bir kadın yüzünden. Aralarında hiçbir samimi hareket olmamasına rağmen... Oğuz yıllar önce beni aldatıp terk etmiş olmasına rağmen... Bir anda aklıma dank eden gerçeklerle gözlerimi Oğuz'dan kaçırıp ne ara geldiğini bilmediğim çay bardağıma bakmaya başladım.

İçimde oluşan acizlik duygusu kıskançlığıma üstün gelirken sadece ağlamak istedim. Onu hala kıskanacak kadar çok sevdiğim adamın beni aldattığını hatırlayınca sadece ağlamak istedim. Bu kadar aciz ve güçsüz olduğum için kendime lanetler yağdırıp ağlamak.... Ama ağlamak yenik düşmek yoktu artık. Hele ki Oğuz'un yanında ağlamak bana yasaktı. Derin bir nefes alıp çayımdan bir yudum alırken gözyaşlarımı geri göndermeyi başardım. Kafamı tekrar kaldırdığımda ise Oğuz'un bana baktığını gördüm. Bu sefer yüzünde gülümseme değil soru dolu bir ifade vardı.

"Naz iyi misin sen? Bir sorun yok dimi?"

"Yok bir sorun iyiyim ben. Hem ne sorun olabilir ki?"

"Ne biliyim yüzün düştü bir anda.. Zaten geldiğimizden beri tuhafsın. Biri bir şey mi yaptı sana?"

"Kim ne yapacak bana Allah aşkına Oğuz? Ayrıca yapsa da sana ne..."

"Naz saçmalama senin üzüldüğün her konu beni de ilgilendirir..."

"Ya bana en büyük üzüntüyü sen yaşattın zaten başkasının bir şey yapmasına gerek var mı?"

"Ne alakası var şimdi konumuzun geçmişte olanlarla?"

"Haklısın hiçbir alakası yok. Hatta seninle aramızda da hiçbir ilgi alaka yok Oğuz Teğmen."

Oğuz ani çıkışımla birlikte şaşırmış bana bakarken ben içimdeki yangının gözlerimden çıktığını hissettim. Şuan tek yapmak istediğim onu yakmaktı. İçimde büyüyen bu kıskançlık hissiyle ona galip gelmek için beni yiyip bitiren gururumun arasında sıkışıp kaldım. Davranışlarım, hislerim o kadar mantıksızdı ki durup dururken Oğuz'a geçmişimizle ilgili laf atmıştım. İhtiyacım olan tek şey içimdeki duygulara hâkim olup mantığımı devreye sokmaktı. Derin bir nefes alıp önümdeki çaydan bir yudum alırken biraz daha rahatladığımı hissettim. Gözlerim tekrar Oğuz'u bulurken avukatın bize doğru geldiğini gördüm. Az önce sağladığım sakinliği korumak için kendimle savaşırken Merve yanımıza gelip oturdu.

"Dilekçeyi teslim ettim en kısa zamanda dava tarihimiz de belli olur."

Merve, Oğuz'un yanına otururken söylediklerinin birçoğunu anlamadım bile. Ben kendimi zar zor kontrol altında tutarken sanki bana inat yapmış gibi gidip Oğuz'un yanına oturması tüm kontrolümü alt üst etti. Merve de kendi siparişini verirken gözlerim Oğuz'a takıldı. Merve geldiğinden beri selamlaşmak dışında bir kere bile gözlerini benim üzerimden ayırıp Merve'ye bakmamıştı. O toprak rengi gözleri benim gözlerime bakarken neden böyle davrandığımı çözmeye çalıştığını anladım. İçimdeki karmaşa o kadar büyüktü ki nasıl davranmalıyım bende şaşırmıştım. Sessizliğimizi Merve bozdu.

"Davadan önce Ruken'le tanışmak istiyorum. Hem kendimi tanıtırım hemde mahkemede yapması gerekenleri anlatırım."

"İyi olur aslında ama önce benim öğrenmek istediklerim var."

"Tabi ki istediğini sorabilirsin Naz. Bu arada isminle hitap ediyorum ama sorun olmaz umarım."

Merve'nin sorusuna sorun olmayacağını belirten bir işaret yaparak cevap verdim. Konuşmaları, davranışları ne kadar samimi gelse de içimde hala bir yerler yanıyordu. Bu yangının sebebi sadece Merve'yi Oğuz'un yanında görüp kıskanmam değildi. Bu yangının sebebi Oğuz'u sevmeme rağmen onunla ilgili hiç bir şeye karışmamamdı. Şimdi tamda şu anda Merve'yle yada başka herhangi bir kızla ilgilense dahi tek kelime etmeye hakkım yoktu. Aklımdaki düşünceleri bir kenara bırakıp tamamen davaya odaklanmak için derin bir nefes alıp Merve'ye döndüm.

"Dava sürecinde bizi neler bekliyor tam olarak?"

"Öncelikle ilk duruşmada sanık ve şahitler dinlenecek. Ruken adına bende bir savunma yapacağım. Ama sanırım senin asıl merak ettiğin muayene konusu..."

"Aynen öyle. Bu durum Ruken'i çok zorlayacak ve yıpratacak."

"Haklısın ama söz veriyorum Ruken için elimden ne gelirse yapıcam."

Merve samimiyetle bana bakıp gülümserken hiç konuşmadan yanımızda oturan Oğuz'a baktım. O gözleri genellikle benim üzerimde sessizce konuşmalarımızı dinlerken kafamda dönüp duran soruyu daha fazla içimde tutamadım.

"Siz neden beraber geldiniz peki? Yani avukatın değiştiğini nerden öğrendin sen?"

Oğuz sırtını rahatça sandalyesine yaslayıp sırıtarak bana bakarken ben sorduğum sorudan pişman oldum. Oğuz'un yüzündeki ifade içimden geçen tüm duyguları anlamış gibi bakarken soruma cevap verdi.

"Merve, Emre'nin eski bir arkadaşı. Davayı aldığını bana Emre haber verdi. Bugünde Tugayda karşılaşınca adliyeye kadar ben eşlik etmek istedim. Hem seninde konuşmak isteyeceğini düşündüm. Bu yüzden yola çıkmadan ilk seni aradım Naz."

Oğuz gözlerimin içine bakıp açıklamasını yaparken adeta bana meydan okuyordu. Kahverengi gözlerinden geçen ifadeler o kadar netti ki yakalandığımı hissettim. Konuşmak yerine sessizce kafamı sallayıp söylediklerini anladığımı belirtirken o gözlerini benim üzerimden hiç çekmedi. Bakışlarından utanıp başımı çevirdiğimde dahi gözleri benim üzerimdeydi.

Bir süre sonra oturduğumuz yerden kalkıp arabaya doğru giderken Merve'nin bizimle gelip gelmeyeceğini merak ettim. Bu merakımı ise Merve'nin sözleri bitirdi.

"Ben buradan ayrılayım siz ilçeye döneceksiniz büyük ihtimalle."

"Seni de ofisine kadar bırakalım istersen Merve?"

Oğuz'un bu teklifi karşısında Merve'den çok ben şaşırırken gözlerimi Oğuz'un üzerine diktim. O ise inatla karşısında duran Merve'ye bakıyordu. İçimdeki yangının alevlendiğini hissederken Oğuz'un bunu bilerek yaptığına adım gibi emindim. Merve ise gülerek Oğuz'a cevap verdi.

"Hiç zahmet etmeyim ofisim hemen yan sokakta..."

Merve Oğuz'un telifini reddedip ellerimizi sıkarak bize veda etti. Bizim ters istikametimize yürüyen Merve'nin arkasından bakarken bir anda gözlerimi Oğuz'a çevirdim. Benim ona baktığımı hissedince oda bana doğru döndü. Gözlerindeki o pırıltılar beni deli edecek kadar belliydi.

"Keşke ısrar etseydiniz Teğmenim yazık arkasından bakakaldınız avukat hanımın..."

"Haklısın Naz ya dur ben uzaklaşmadan gidip tekrar sorayım."

Ben olduğum yerde ayaklarımı yere vurmamak için kendimi zor tutarken Oğuz ileriye doğru bir adım attı. Sonra kahkaha atarak bana döndüğünde benimle dalga geçtiğini anladım. O güldükçe daha çok sinirlenirken kendime hâkim olmakta zorlanıyordum. İçimden Oğuz'un suratına yumruğu yapıştırmak gelse de hem aramızdaki boy farkından bunun mümkün olmayacağını hemde sinirlenmemen gerektiğini bildiğimden kendimi tuttum. Oğuz kahkahasını bitirince arabaya doğru yürümeye başladı. Benim olduğum yerde durduğumu görünce yanıma geldi.

"Hadi Naz eve gidelim artık."

"Sen git avukat hanımı evine bırak..."

Oğuz gülümseyerek bana bakarken elini ellime uzattı. Yavaşça tuttuğu elime bakakaldım. Kıskançlık yüzünden bir andan ağzımdan çıkan cümleyle utanırken Oğuz'un elimi tutması nefesimi kesti. Gözlerimi ellerimizden ayırıp Oğuz'un gözlerine bakarken bir anlık da olsa kendimi eskisi gibi huzurlu hissettim. Oğuz hafifçe elimden beni çekip arabaya doğru götürürken ben ne elimi elinden çekebildim ne de Oğuz'un elini sımsıkı tutabildim. Her an elini elimden çekecekmiş gibi tutan ama asıl benim kalbime tutunan adamın peşinden öylece yürüdüm.

^^

Hülya

Bugün okulda yaşanan olaydan sonra sakince derslerimizi bitirip eve vardığımızda Naz'ın daha gelmemiş olduğunu fark ettim. Yemek için onu beklemeye karar verdiğimizde ise Banu'nun yüzündeki gülümseme dikkatimi çekti. Bugün Emre'nin okula gelmesi, Ruken'in babası ile yaşananlar dışında bilmediğim şeyler olduğunu düşündüm. Banu'ya sorsam da cevap alamadım. Bende Naz gelene kadar çocuklar için hazırladığım etkinliğin malzemelerini kontrol etmek için odama geçtim.

Banu çocuklara rehberlik dersi için meslek tanıtmayı seçmişti. Ben ise çocukların okuduğu bir hikaye kitabını tiyatrolaştıracaktım. Bunun için hikâyedeki hayvanların maskelerini yaptım. Tilki maskesini yüzüme takıp denerken kapının açıldığını duydum. Naz'ın geldiğini düşünüp yüzümdeki maskeyi çıkarmadan salona girdim.

"Yaa kızlar bu olmuş mu?"

Bir anda karşımda Naz yerine bana bakan Yiğit'i gördüğümde ise neye uğradığımı şaşırdım. Yiğit şaşkınlıkla bana bakarken bir anda yüzünde kocaman bir sırıtma oluştu.

"Yiğit senin ne işin var burada?"

"Be-ben.."

Yiğit cümlesini bile kuramadan kahkahalara boğulduğunda Banu'nun da güldüğünü duydum. Ben neden güldüklerine anlam veremeyip Banu'ya bakarken o yüzümü işaret etti. Bende elimi yüzüme götürünce anladım neden güldüklerini. Yüzümdeki tilki maskesini tamamen unutmuştum.

Elim hızla maskenin arkada bağlı olan iplerine giderken Banu'nun odadan çıktığını gördüm. Yiğit hala kahkahalarla bana gülüyordu. Bense maskenin düğüm olan iplerini çözüp maskeden kurtulmak için çırpınıyordum. Kahkahasına son veren Yiğit yüzünde kocaman bir gülümsemeyle elinde tuttuğunu yeni fark ettiğim beyaz zarfı koltuğa bırakıp bana doğru yaklaştı.

Tam karşımda durup ellerini maskenin iplerini sökmek için kafamın arkasına uzattığım ellerimin üzerine koydu. Ben istemsizce ellerimi indirirken o başımın arkasındaki iplere uzandı. O kadar yakındık ki kokusu tam boyundan benim burnuma doluyordu. Kalbimin daha hızlı atmasına sebep olan kokuyu soludum. Sıklaşan nefesim ciğerlerime yetmezken kalbim yerinden çıkacakmış gibi hızlı atıyordu. Kızaran yanaklarım görünmediği için yüzümdeki maskenin varlığına şükrederken Yiğit'in düğüm olan ipleri çözdüğünü yüzümdeki baskı hafifleyince anladım.

Yiğit ellerini başımın arkasından çekip maskeyi yüzümden çıkarırken ne ara kapattığımı bilmediğim gözlerimi açtım. Yiğit bir adım bile benden uzaklaşmadan gözlerime bakarken yine aynı şey oldu. Onu ilk gördüğüm gündeki gibi kara delikler kadar uçsuz bucaksız olan gözlerinde kaybolduğumu hissettim. Yiğit maskeden dolayı bozulan saçıma elini uzattığında gözlerini gözlerimden hiç çekmedi.

At kuyruğu yaptığım saçlarından kurtulup yüzüme düşen bir tutam saçı parmak uçlarıyla geriye doğru tarayıp kulağımın arkasına sıkıştırdı.Yiğit'in yüzündeki gülümseme ve içimde büyüyen his nefesimi keserken gözlerimi Yiğit'in gözlerinden çektim. Yiğit yutkunarak elini saçımdan çektiğinde bir adım geri çekilirken elindeki maskeyi kaldırdı.

"Bu çok güzel olmuş sen mi yaptın?"

"Yaa şey çocuklar için bir etkinlik planladım da onun için şey yapmıştım ama böyle ben deneyince komik oldu tabi.."

"Yoo bence çok yakışmıştı."

Utanarak evin bambaşka köşelerine bakarken Yiğit'in maskeyi masanın üzerine koyduğunu fark ettim. Yiğit'in benden uzaklaşmasını fırsat bilip kendimi en yakın koltuğa atarken o da tam karşıma oturdu. Aklım başına geldiğin de Yiğit'in kafasındaki geçmek üzere olan morluk dikkatimi çekti.

"Başın nasıl oldu bu arada?"

"Geçti ya gerçi geçene kadar dalga konusu oldum ama önemli değil"

"Sorma benimle de baya dalga geçti kızlar... "

Yiğit söylediklerime gülerken bende ona katıldım. O gece konuştuklarımın birçoğunu kızlara anlatmasam da günlerce benimle nasıl uğraştıklarını düşününce Yiğit'i daha iyi anladım. Yiğit bana bakıp gülerken bir anda bir şey hatırlamış gibi yanındaki koltuğa uzandı. Eline aldığı zarfa anlamsızca bakarken Yiğit zarfı bana uzattı.

"Ben bunu getirmek için gelmiştim aslında kapı da buldum üstünde adres falan yok sadece ismin yazıyordu bende getireyim dedim."

Yiğit'in elinden zarfı alırken kimden geldiğini bildiğimden açma gereği duymadım. Yiğit merakla bana bakarken zarfı açmadığımı görünce yüzünde oluşan ifadeye anlam veremedim. Bir süre sonra evine gitmek için yerinden kalkan Yiğit'i kapıya kadar geçirip uğurladım. Kapıyı kapattığımda yüzümde bir gülümseme kalbimde adını bilmediğim birkaç kuş vardı kanat çırpan...

^^

Bir hafta sonra mahkeme günü Naz sabahın erken saatinde adliyeye gitmek için hazırdı. Hülya ve Banu okulda dersleri olduğu için mahkemeye katılamayacak olsalar da kalpleri orada olacaktı. Naz telefonuna gelen mesajla evden çıkaran kapının önünde onu bekleyen arabaya bindi. Hilal Naz'ın gelmesiyle arabasını çalıştırıp Ruken'i almak için yurda doğru yola çıktı. Ruken tüm tedirginliği ve korkusuyla Naz ablasını beklerken Ömer ablasının yanından ayrılmadı. Naz ve Hilal yurda varır varmaz müdüre hanıma gerekli bilgileri verip Ruken'i de alarak mahkemeye geçtiler.

Yol boyunca sessizliği kimse bozmadı. Çünkü ne Naz'ın ne de Hilal'in Ruken'i rahatlatacak tek bir kelimesi yoktu. Adliyeye vardıklarında Ruken avukatı Merve'yi görür görmez koşup ona sarıldı. Merve ve Ruken tanışıp baş başa konuştuğundan beri Ruken'deki değişikliği fark etmişti Naz. Ruken kendisine bile olmadığı kadar Merve'ye yakındı. Naz bunun sebebini hem merak ediyor hemde Ruken'in avukatı olan kadına bu kadar güveniyor olmasına seviniyordu.

Oğuz, Emre ve Ersin'in de gelmesiyle hep beraber mahkeme salonuna çıktılar. Ruken ve Merve kürsünün yakınındaki yerini alırken Naz ve diğerleri de izleyici kısmına oturdu. Karşı tarafın avukatı yerini alınca herkes huzursuzca kıpırdandı. Hilal gözlerini karşı tarafın üzerinden çekmeden Naz'ın kulağına fısıldadı.

"Bu adamı hiç gözüm tutmadı benim. Bir ayar çekmek lazım buna."

Naz şaşkınlıkla Hilal'e bakarken Hilal'i duyan Ersin içinden sabır çekiyordu.

Hakim ve savcının da gelmesiyle Hilal, Naz ve diğerleri tüm dikkatini mahkemeye verdi. Savunmalar yapılırken Hilal düşüncesinde haklı çıkmıştı. Karşı tarafın avukatı iğrenç ithamlarla Ruken'i suçluyordu. Naz ve Hilal başta olmak üzere kimse duruma anlam veremezken hâkim mahkemeye ara verdi.

Ara verilen mahkemesinde salondan çıkan avukatın peşinden gitti Hilal. Önden giden adama seslenirken sesi oldukça sakindi.

"Avukat bey bir saniye bakar mısınız?"

Kendisine seslenen kadına dönen avukat cevap bile veremeden Hilal adamı tenha bir köşeye çekip duvara dayadı. Bir eliyle boğazını sıkan kadına dehşet dolu gözlerle bakan avukat zar zor konuştu.

"Ne..ne yapıyorsunuz siz?"

"Bana bak avukat bozuntusu eğer içeride o pisliği savunacak abuk subuk bir laf daha edersen seni gebertirim. Mahkeme hakim savcı polis dinlemem önce o adamı sonra seni o salona gömerim anladın mı beni?"

Buz gibi bir sesle konuşan Hilal adamın boyundaki elini daha da sıktı. Adam zar zor tamam derken Hilal elini adamın boynundan çekip omzundaki hayali tozları silkeledi.

"Aferin sana avukat."

Ersin salondan bir anda kaybolan kadını adliye koridorlarında aramaya başladı. Başına bir bela açmadan Hilal'i bulmak için uğraşırken avukatla onu konuşurken gördü. Şüpheli bir ses tonuyla Hilal'e seslendi.

"Hilal?!.."

Hilal avukattan uzaklaşıp ona doğru gelen Ersin'e döndü. Ersin onun yanına geldiğinde avukat çoktan kaçmıştı bile.

"Ne yapıyorsun burada avukatla?" diyen Ersin'e omuz silkerek cevap verdi Hilal.

"Hiç konuşuyorduk sadece"

İnandırıcılıktan uzak bir cevap veren Hilal'e tek kaşını kaldırıp baktı Ersin.

"Başına dert olacak şeyler yapma Hilal"

Kendisini uyaran Ersin'e bir adımda yaklaştı Hilal. Gözlerine bakmak için kafasını kaldırdığında buz gibi bakan bal rengi gözleri alev alev yanan kara gözlere takıldı.

"Başıma gelecek dertten size ne Ersin amirim? Ayrıca ufak bir uyarıda bulundum o kadar.."

Kendisine kafa tutan kadına bir adımda Ersin yaklaştı.

"Adliyedeyiz Hilal farkındasın dimi? Sakın olay çıkarma"

"Çıkartırsam ne olacak?"

Hilal elleri belinde Ersin'e daha da yaklaşırken ona meydan okuyordu. Ersin küçücük boyuyla kendine meydan okuyan bu kadının cesaretine hayran kaldı. Ama ona göre fazla cesaret aptalların işiydi. O daima her duygusunu ve hayatını planlı yaşamıştı. Aşk hariç... Aşkın ölçüyle,sınırla,planla işi olmazdı zaten.... Ama Ersin bunu henüz bilmiyordu.

"Aklından zorun mu var kızım senin? Saçma sapan şeyler yapıp siciline işletme. Deli misin nesin sen?"

"Evet deliyim yeni mi fark ettiniz Ersin amirim?"

Kahkaha atarak mahkeme salonuna doğru giden Hilal'in arkasından baktı Ersin. Bu kadının gerçekten deli olduğunu düşünürken yüzünde oluşan gülümsemeyi fark etmeden Hilal'in peşine takılıp mahkeme salonuna geçti.

Biten aradan sonra başlayan mahkeme de karşı tarafın avukatının bir anda taraf değiştirmesinin sebebini Hilal ve Ersin'den başka kimse anlamadı. İkinci duruşmaya kadar Ruken'e o kötü anları yaşatan adamın(!) tutuklu kalmasına karar verilirken ikinci duruşma 3 ay sonrasına ertelendi. Mahkeme salonundan çıktıklarında Naz Ruken'e sarıldı.

"Ruken canım sen çok güçlü bir kızsın. İlk adımı geçtik bile. Her şey daha güzel olacak. Söz veriyorum."

"Öğretmen sözü dimi Naz abla?"

Naz Ruken'den aldığı cevaba gülümserken başını olumlu anlamda salladı. Ruken hayatını kurtaran ablasına sımsıkı sarılırken çoktan öğretmen olmayı aklına koymuştu. Merve, Naz ve Ruken'e yaklaşıp gelen görevlileri gösterdi.

"Ruken canım bu ablalar seni yurda götürecek şimdi ama sonra konuştuğumuz gibi hastaneye gitmemiz gerekecek"

Ruken duyduklarıyla Naz'a biraz daha sıkı sarılırken Naz'ın aklını kurcalayan şey gerçek oluyordu. Hâkim Ruken'e yapılanları kanıtlamak için psikolojik ve tıbbi raporlar istemişti. Naz kollarına sığınan yaralı yavru kuşu daha da sıkı sararken Merve Ruken'in saçlarını okşadı.

"Her şeyi beraber halledeceğiz ve asla seni yalnız bırakmıycaz Ruken'cim"

Naz da Merve'nin sözlerini onaylarcasına gülümsedi. Ruken de burukta olsa gülümseyip onu almaya gelen ablalarla giderken arkasında bıraktığı hayatını kurtaran abla ve abilerine el salladı. Merve ve Naz onları bekleyen arkadaşlarının yanına gitti.

Herkes umutluydu. Ruken'in geleceğini aydınlatan bu insanlar canla başla savaşmaya hazırdı. Naz herkese tek tek bakarken gözleri Oğuz'a takıldı. Oğuz Naz'a bakarken içinde büyüyen aşkı ve gururu gizleme gereği duymadı. Gözlerinden taşan duyguları Naz'ın kalbine ulaşırken Naz yine utanıp gözlerini Oğuz'un gözlerinden kaçırdı. Oğuz bu duruma gülümserken Naz'ın aslında hiç değişmediğini düşündü. Naz gözlerini Emre ile konuşan Merve'ye çevirirken aklını kurcalayan soruyu sordu.

"Merve Ruken'le aranızdaki bu ilişki nasıl böyle çabuk oluştu? Bu kız bizden bile çekinirken sana nasıl bu kadar çabuk güvendi?"

Merve kendinden emin gülümserken herkesin gözü onun üzerindeydi. Merve durumu açıklamak için konuşmaya başlayacakken adliye koridorlarında yankılanan neşeli bir kız çocuğunun sesi herkesin dikkatini dağıtmıştı.

"Anneeeeee..."

Continue Reading

You'll Also Like

ZEMHERİ By yudumsucan

General Fiction

39.5K 2K 9
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?
19.3M 1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
3M 158K 40
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevd...
Kayıp Parça By Rabikce

General Fiction

42.9K 3.8K 11
Balım. Kalabalık bir ailenin en küçük üyesiydi. Babasının göz bebeği, abilerinin prensesi. Ancak annesinin hataları yüzünden hayatı bir anda değişti...