Bölüm Şarkısı : Pera - Kayıp
( Mutlaka bununla okuyun ♡ )
Rüzgar yumruklarını sıkmış bana bakarken olayın tamamını görmüş olmasını umuyordum. Bu sinirli haline bakılırsa pek umudum da yoktu aslında. Alina hakkında da yanılmamıştım. Onunla konuşmamızdan sonra mutlaka bir şeyler yapacağını düşünmüştüm.
Rüzgar Alina'nın yanına doğru yürümeye başladı ve hızla elindeki telefonu cekip aldı. Sanırım ona arabaya binmesini söylemişti. Daha sonra yanımıza geldi.
" Gözündeki morluk az geldi galiba ?"
Bu çocuk gerçekten haklıydı ; asıl bela kendisiydi. Belayı delicesine istediği için herkesten daha belaydı.
" Sana da hastanelik olmak az geldi herhalde. Bir dahakine morga ne dersin şerefsiz ? "
Nasıl bir şeyin ortasında kalmıştım ben ! Rüzgar böyle bir şey dediğine göre ya olayın tamamını görmüştü, ya da bunu benim isteyerek yapmadığımı biliyordu. Eve gidince dudağımı hipolamayı düşünüyordum bu kafayla.
" Gerçekten yeter artık ben çok bunaldım. Burak yakınlarımı da beni de rahat bırak ! "
" Bir daha bizim olduğumuz hiçbir yere gelmeyeceksin lan. Anladın mı ?"
Mert de oldukça sinirlenmişti. Mert beni genelde korurdu, onunla iyi anlaşırdık.
" Şimdilik gidiyorum. Ama sırf seni biraz kendi haline bırakmak için Eylül. Bu arada Rüzgar da ' sevdiklerin ' içinde galiba. Seni uyarayım o düşündüğün gibi biri değil. "
" Kes sesini lan ! " Rüzgar tam yumruğunu kaldırmıştı ki son anda önüne geçtim.
" Sen de git buradan Rüzgar. Biz de birbirimizden uzak duralım. "
Hiçbir şey demeden birkaç saniye öylece yüzüme baktı. Ama bu gerçekten çok ama çok farklı bir bakıştı. Kırgın mıydı, üzgün müydü, kızgın mı... yüzünden hiçbir şey okunmuyordu. Öyle kitaplardaki ' bad boy ' tarzı çocuklardan olmadığından emindim. Ama bana göre hiç uzaktan romantik olabilecek biri , huzurlu biri ya da aşık olabilecek biri gibi de değildi. O yelloz Alina ile ne işi olduğunu merak etmeme ve Alina'ya ders vermek istememe rağmen ikisi ile de iletişim halinde olmak istemiyordum.
Daha sonra Mert Porsche'si ile ( ! ) bizi eve bıraktı. Daha önce de dediğim gibi Mert iyi biri olabilirdi ama ne bileyim, bu kadar zenginlik cidden hoşuma gitmiyordu benim. Mert ' in zenginlikle kafayı bozmuş biri olmadığı için mutluydum onun adına da, Ekim adına da. Eve gittiğimizde odama çıktım ve bir süre Whatsapp ' ta kızlarla grupta konuştuk , eğlendik. Kafamı artık tamamen boşaltmalıydım, eski sessiz sakin yaşantıma geri dönmeliydim. Okumak için kitabımı aldım ve evimizin balkonuna çıktım.
Ve motorla bizim balkona bakan birini gördüm.
Bu Rüzgar dı.
Demek sessiz ve sakin yaşantı sürem sadece 2 saatten ibaretti. Rüzgar evin biraz ilerisinde , bana bakıyordu.
Bu sırada telefonum titredi.
Mesaj ondandı.
' Aşağı gel, konuşmak istiyorum. '
' Aşağı gel ' mi ? Ne kadar da emin veren bir insandı bu? Nazik biriydi normalde aslında, şu ana kadar. Ama arada böyle hödüklük yapıyordu işte.
'Ben konuşmak istemiyorum Rüzgar, lütfen git buradan. '
Onunla gerçekten konuşmak istemiyordum. Ya da belki bunu yapmak zorunda hissediyordum.
" Sen bilirsin. "
Bu kadar mıydı? Sadece istemediğimi söylemiştim ve gidecek miydi? İç sesim ise kızgınca ' ne yapmasını bekliyordun ki Eylül hanım? ' diyordu bana.
Aşağıya inip acıktığım için dolaptaki yemeği çıkardım ve ısıtmak için ocağı yaktım. Ekim de salonda tabletten dizi izliyordu. Annem evde değildi; arkadaşları ile birlikteydi. Babam zaten genelde çok geç saatlerde geliyordu. Yemeği aldım ve kendime salata yapmak için malzemeleri çıkardım. En iyi yaptığım şey salataydı zaten. Karnımı iyice doyurup odama çıktım tekrar. Saat on bire geliyordu. Biraz Tarih çalışıp yatmayı düşünüyordum. Çalışma masama oturdum ve çalışmaya başladım 20 dakika kadar dikkatli bir şekilde çalışıyordum ki arkamda biri konuştu.
" Bu konular çok sıkıcı."
Tam çığlık atacaktım ki Rüzgar eliyle ağzımı kapattı. Nasıl girmişti buraya ? Beni korkudan öldürmeyi düşünmüştü galiba.
" Öldüm korkudan mal ! "
" Mal mı ? Bence mal olan sizsiniz Eylülcük. Arka bahçe kapısı açıktı, Kardeşin unutmuş galiba kapıyı çekmeyi."
Ekim 'i öldürecektim! Eve başka biri girip ikimizden birine bir şey olsa ya da değerli eşyalar çalınsa dünyadan haberimiz olmayacaktı. Ama neyse, konu şu an Rüzgar dı.
" Seninle konuşmam gerekiyordu, korkuttuğum için özür dilerim. Bu arada merak etme , korkunca da çok güzelsin, hatta çok seksisin."
Ne diyordu bu çocuk ?
" Rüzgar sen içki mi içtin? "
"Biraz içmiş olabilirim. Ama hala kendimde gibiyim, merak etme."
"Ne konuşacaksın benimle ?"
" Benden uzak durmanı istemiyorum. Beni sana çeken bir şeyler var. O şerefsiz yüzünden benden de uzaklaşma. Sadece seni koruyordum. "
" Rüzgar bak ben ... Yapamam tamam mı ? Sen bana iyi gelmiyorsun. Alina ile birlikte olmalısın şu an ayrıca. "
"O orospu ile hiçbir bağlantım yok benim. "
"Ne diyorsun sen? Sevgilin değil mi O senin? "
"Görünüşte sevgilim, sadece aramızda çıkar ilişkisi var. Ama daha çok ben ona iyilik yapıyorum. "
"Anlatmak istersen anlatabilirsin? "
"Bu kadar meraklıysan anlatabilirim? "
Böyle demesi beni güldürmüştü. Ardından o da güldü, muhteşem dişlerini iyice göstererek.
"Alina ile tamamen zorunlu çıkıyorum. Biliyorsun o da ailesi de çok zengin. Ayrıca Alina' nın piskolojik sorunları da var. "
"Evet biliyorum. "
" Babası bana bursu sağlayan adam. Bana birçok yardımı da dokundu. Alina ' nın sorunları olduğunu , benden hoşlandığını söyledi. Bursumu falan çektirmesi sorun değil , yine kazanırdım bir şekilde büyük ihtimalle. Ama Alina o zamanlar çok kötüydü. Babası onu gecenin bir yarısı barlardan topluyordu. Dayanamadım ve onunla çıkmaya başladım. Benden ne isterse yapıyordum; beni öpmesine ve istediği her yere beni de götürmesine izin verdim."
" Ve yapmaya da devam ediyorsun Rüzgar, ama bu ne kadar sürecek ? Daha sonra ne yapmayı planlıyorsun? Böyle mutsuz ve sonsuza kadar onun istediklerini yaparak mı hayatını geçireceksin? "
"Hukuk Fakültesi'ni bitirene kadar öyle yapacağım. Babasının benden başka bir şey istemesine izin vermem artık. "
" Anladım. " dedim yutkunarak .
Ne yapacağımı ya da ne düşüncegimi bilmiyordum.
" Benden uzak mı duracaksın hala ? "
" Evet . "
"Bunu istemediğine yemin edebilirim. "
" Artık gider misin ? "
Yüzüme öylece bakıyordu yine. Daha sonra oturduğumuz yatağımdan beni de kendisi ile birlikte kaldırdı ve alnımdan öpüp gitti.
Kafayı yemek üzereydim! Bana ' sende beni çeken bir şeyler ' var demişti. Bugüne kadar 17 yıllık hayatımda çıktığım kısa süreli kişiler olmuştu. Acaba bunlar gerçek düşünceleri miydi? Alnımdan öptüğünde kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu.
Ekim hanımın dünyadan haberi yoktu tabii, annem bu arada eve gelmişti. Ekim salonda televizyon başındaydı. En ' vurdum duymaz insan ' ödülünü alabilirdi bence.
"Yarın üniversiteyi gezmeye gideceğim Mert ile, ben de orada okuyacagim biliyorsun. "
Ekim üniversite sınavlarını bitirmişti ve babam Ekim ' in sonsuz ısrarlarıyla da o özel üniversiteyi kabul etmişti. Sonuçta oldukça övülen bir yerdi.
"Bence sen de gezmeye gel, hem değişiklik falan olur. Belki ileride sen de orada okuyacaksın."
Aklımda özel üniversite okuyup babama yük oluyor gibi hissetmek istemediğim için özel üniversiteye gidecegimi sanmıyordum. Zaten Ekim 'in özel üniversiteye gitmesinin bir nedeni de derslerinin biraz kötü olmasıydı.
Ertesi gün erkenden kalkıp hazırlandık. Mavi bir kot pantolon ve kolları iki yana düşen altları dantelli, beyaz bir bluz giydim. Sadece parlatıcı sürdüm. Ekim de hazırdı. Bizi Mert alacaktı. Arabayla kapının önünde durdu. Yolculukta Ekim durmadan Mert ' i soru yağmuruna tuttu. Ben de sadece müzik dinledim.
Kampüs girişine varınca inip bir süre yürüdük. Üniversite gerçekten çok güzeldi.
" İçini de gezdireyim size biraz. "
Ekim hemen Mert ' in koluna girdi ' bu çocuk benim ' bakışları atarak. Ben ise sığıntı gibi arkalarından gidiyordum.
Ve o sırada pencerenin yanında Rüzgar 'ı gördüğümü sandım. Hemen o tarafa gittiğimde gerçekten o olduğunu anladım ama yanına gitmedim. Bir köşeye saklanıp izlemeye başladım. Demek ki burslu olarak okuduğu üniversite buydu.
Rüzgar temsili ;
Yalnızdı ve öylece dışarıyı izliyordu. Elinde bir kitap vardı. Muhteşem görünüyordu. Sonra yanına bir kız geldi. Ama Alina falan değildi. Simsiyah saçları beline kadar uzanıyordu. Daha sonra Rüzgar kıza sarıldı ve gülümseyerek kulağına bir şeyler fısıldadı.
Aptal ben. Ne sanıyordum ki? Sarhoşken sözlerine aptal gibi inanmıştım. Ondan hoşlandığımı farketmiştim ama sonuç hüsrandı. Burak çok haklıydı belki de. ' Hiç sandığın gibi biri değil o ' demişti. Belki de o hep kızlarla eğlenen biriydi. Kıza sadece sarılmamıştı, daha sonra elini kızın beline koymuştu ve kız ona telefonundan bir şeyler göstermeye başlamıştı.
Gözlerimin yaşardığını hissediyordum.
O sırada Rüzgar beni görmüştü. Her şey iyice berbat olmuştu işte.
" Eylül ? "
Arkama bakmadan koşmaya başladım.
Yeni bölüm geldiii :) Umarım bölümü beğenirsiniz, ama lütfen oy butonuna basmayı unutmayın. Bölüm hakkında yorumlarınızı da bırakmayı unutmayın ballar ! Seviyorum sizii ♡