Masumiyet Çağı

By AsBurn

181K 4.2K 1K

Onlar birbirinden habersiz bir güne başlamışlardı.Güneşin o parlak ve göz kamaştıran ışığıyla birbirlerinin i... More

Ukala
Trihan Laurent Malcolm
" Beni seviyor musun Isolde?"
" Bırak beni!"
" Bence sizin biraz baş başa kalmanız gerekiyor."
" Yavaş!"
Yeni bölümden bi' kesit...
" İnlemekte bir nevi arzudur.Tavsiyeme sadık kalın Leydim."
Küçük bi' rica ve alıntılar
"Seni."
"Sevgilim..."
"Seni Özledim."
"Göster o zaman."
" Anlaştık köy ördeğim."
"Ağlatmak değil midir ağlamayı umutsuzlaştıran."
" Çok güzelsin Isolde..."
" Isolde."
"Kemiklerim eriyormuş gibi hissediyorum..."
"Söylemeyeceğim..."
"Hizmetçiyi mi diyorsun? Gönderdim onu."
"İzin ver köy ördeğim...Sana istediğini vermem için izin ver."
" Ah...Elenour bi rahat bırakmadın be güzelim."
"Yoksa o 15 sene çöpe gidecek."
"Gece gece yine bana lanet yağdırıyorsun."
"Benim için dans etmeni istiyorum."
"Oldu.Ama..."
"Sen hep yenilirsin işte."
" Sen hiç ölme,hep mor kal."
"Üzgünüm...Yanında olmalıydım."
"Durmak istediğinde söyle."
"Geç kalmayız."
"Bir kanıt arıyorsan...İşte burada."
part 1 "Dikkat et Trihan.O motivasyon seni gece yatakta boğmasın."
part 2 "Vay canına çabuk yenildin "
"Isolde! Tanrım! Burada ne yapıyorsun sen!"
"Sana git dedim! "
"Bence kuzenini yeterince duydun Trihan."
"Ve bu depro-Isold halini ben çekmek zorunda kalıyorum!"
"Sana dokunamam."
"Seni öpsem...Beni yine sever misin Isolde?"
" O zaman bizde ki o yetenek sende yok."
"Biz gerçektik Isolde'm.Aşkım gerçekti! "
" Boynunun ıslaklığının tenime geçmesini istediği mi?"
Müjdeli habeer! Koş koş !
"Hadi odaya gidip şu merhemi sürelim."
"Gidip o adamı öldüreceğim..."
Heyoo Bugün Benim Doğum Günüüüüüm!
"Çünkü bana dokunmak için delirdiğini biliyorum..."
Yazardan : Bir şey rica edebilir miyim?
"Benim adım Isolde "Malcolm"
" Üzgünüm..."
"Durun! "
Multımedia'ya Bakın!
"Benimle evlenmeyi kabul ediyor musun Isolde?"
"Devam etmem lazım köy ördeğim..."
"Trihan sonsuza dek Isolde'yi sevecek."
"Vay ! O zaman yakında bebeğimiz geliyor!"
BEKLEYİŞ SONA ERDİ
"Ölüm Kapanı"
"Geleceğim."
Geri Dönüş

"Demek bir İngiliz Leydisisin he!"

4.4K 105 6
By AsBurn

Baş belası pislik yine karşıma çıktı! 

Ama bu sefer bir Lord olarak! Bana göldeyken Lord olduğunu söylemedi . Resmen benimle oyun oynamış ! Eminim ki çok eğlenmiştir beyefendi.Tanrım! Yoksa göldeyken benim İngiliz Leydisi olmadığımı anlayıp dalga mı geçiyordu?

Kendimi kahve gözlerine dalarken buldum.O kahve gözlerde seçemediğim şeyler gördüm.Gözlerine Daha derin bakarken kendime geldim ve toparlanıp kapının kenarına çekildim. Halam hemen koştu Lordun yanına.Heyecandan ölecek gibi görünüyordu!Bu kadınların derdi de ne böyle?

Halam titrek sesiyle " Lordum! Evimize sevgi ve bereket getirdiniz! Davetimi kabul ettiğiniz için size minnettarız." dedi başını ve dizini hafiften eğerek selam verirken.

Lord kafasını öne doğru sallayarak onayladı.Daha sonra gözlerini bana kaydırdı.Göz göze geldiğimizde hafiften yan yan gülümsedi! Ah! Benimle şuan dalga geçiyor resmen!

Eniştem "Efendim size ailemi tanıtmama izin verin." dedi ve halamı işaret ederek "Sevgili karım Elena." , kızlarını işaret ederek "Kızlarım Erica ve Becky " sonra minik Andreas'ı işaret ederek "Oğlum Andreas."dedi. Daha sonra başka birini arıyormuş gibi bakınarak bana değdi bakışları.

" Bu da eşimin yeğeni Isolde." dedi sanki bu evde olmamı hiç istemezmiş gibi suratını ekşiterek.

Bana keskin bakışlarını gönderirken o aptal sırıtması aydınlandı yüzünde. "Demek yeğeniniz!" dedi. Elini dudaklarına getirerek gülümsemesini saklamak istedi.

Bunu gözlerimin içine bakarak söylemişti resmen!. Tanrım! Bana hani yardım edecektin? Yalanım ortaya çıktı işte! Manyağa bak ya! Dalga geçermiş gibi bi' de "Demek yeğeniniz." dedi.Evet ben Leydi falan değilim! Salak şey!

Halam "Evet ağabeyimin emaneti." derken o gözlerini bana dikmiş sırıtıyor resmen! Gözlerimi kaçırmaya çalıştım ama işe yaramadı...

Dikkatler bir öksürük sesinden sonra Leydi Katherina'ya kaydı ve " Merhaba ben de İngiliz Leydisi Katherina!" dedi Lordun hemen yanındaki ,hayran olduğum bu kadın.

Kadın demek ayıp olur aslında. Bence en fazla 25 yaşında falandır. Sıcak kanlı geldi bana Leydi Katherina. Tanrım! Leydi kelimesini şuan yok etmek istiyorum!

Eniştem Lorda seslenip " Masamızda sizi ağırlamak çok isteriz efendim.Daha sonra isterseniz bahçemizi kız kardeşiniz için gezebiliriz."dedi.

"Tabi neden olmasın." dedi sırıtarak. Pis ahmak!

Eniştem "Minnettarız." deyip Lorda masayı gösterdi.

Onlar masaya yerleşirken ben de ayaklandım ama o sırada yanımdan geçen halam kulağıma sessizce "Çorbaları getir!"dedi.Bu tür emirler vermesi beni çok sinir ediyor! Ona yüzümü astım ama o lanet kaşlarını kaldırdı ve umursamaz bir şekilde gülümsemesini takınıp masaya geçti.

Ben de servis yapmak için mutfağa gittim.Başka çarem yok her zaman ki gibi...

Çorbayı alırken farklı farklı düşünceler geçti aklımdan ! Mesela bu çorbayı alıp o Lord bozuntusunun başından aşağı dökebilirim! Ya da çorbayı tabağına koyarken yanlışlıkla üstüne dökebilirim! Ah! Neler düşünüyorum böyle! Yanına gidip başından aşağı çorba dökmek neyime? Ben daha onun gözlerine bakamıyorum utancımdan. Her neyse çorbayı alıp masaya geçtim. Masaya geldiğimde yine onun bakışlarını üzerimde hissettim. Onun tabağına çorba koyarken o hain sırıtması beni sinir etti! Kıkırdadığını bile duyabiliyordum.

Geri kalan tabakları da kazasız belasız hallettikten sonra mutfağa kazanı koyup geri içeri geldim ve sandalyeme oturdum. Lord masanın başına oturmuş ,kardeşi Leydi Katherina da hemen yakınına.Kardeşinin karşısında halam var onun yanında da ben. Çorbamdan bir kaşık aldım.Ekmeğe uzunmaya çalışırken çaprazımda oturan Leydi Katherina bana ekmeği uzattı.Gülümsedim ve uzattığı ekmeği aldım.Gerçekten iyi kalpli bir Leydiye benziyor.En azından hayal ettiğim o İngiliz Leydileri gibi havalı değil!

Ben çorbadan bir kaşık daha alırken sessiz masada onun gür sesi duyuldu!

" Yolda gelirken bir göle rastladım Antony ."

Ben bu cümleyle tıkandım adeta! Öksürmeye başladım. Leydi Katherina imdadıma yetişti hele ki !

"Tatlım al su iç boğulacaksın!" dedi bana kendi bardağını uzatarak.

Uzattığı suyu içip rahatlamaya çalıştım ama boğazım çok yanıyordu!

Ben öksürürken beyefendi yine o pis sırıtmasını yüzünden eksik etmedi! Öksürmem bittiğin de Leydi Katherina'ya başımı öne doğru sallayarak " Tamam ben iyiyim Leydim." dedim.

Eniştem Lorda dönerek " Isolde o gölü bilir aslında.Ormanda ki gölden bahsediyorsunuz değil mi Lordum ?" diye sordu kaşığını tabağının kenarına koyarken. Bu konunun kapanması için elimden geleni yapmalıyım! Isolde kafanı çalıştır kızım hadi! O bakışlarını eniştemden bana döndürerek "Evet ormandakinden bahsediyorum.Orada bir ördek gördüm.Çırpınıyordu üstelik!" dedi yüzünden eksik etmediği o gıcık sırıtmasıyla.

Tanrım! Bu benimle oyun oynuyor resmen! Sinir bozucu Lord bozuntusu! Hemen atladım ,yerimde durur muyum hiç.(!)

Gözlerimi kısarak "Orada ördek falan olmaz Lordum.Genelde yılanlar olur! Dikkat ediyorum özellikle ! Biran da karşıma çıkabiliyorlar!" dedim sırıtarak.

O ısrarla benimle oyun oynamak istiyor resmen! Ağzına bi kaşık çorba attıktan sonra " Ama ben sarı bir ördek gördüğüme eminim.Hatta beni görünce korkup kaçtı! Arkamı döndüm ki hızla uzaklaşıyordu!" dedi çorbasını yutarken.

Leydi Katherina'nın uzattığı bardaktan yarım kalan suyumu içip " Demek ki yabani bir ördekmiş.Bir daha karşısına çıkmamanızı tavsiye ederim." dedim gözlerimi kocaman açarak.

Halam "Isolde!"diyerek kötü kötü baktı bana.

Sanki bir şey dedik ! Onun bana dedikleri ve imaları benimkinin yanında hiç kalır be! "Efendim hala" dedim bakışlarımı Trihan'dan halama kaydırarak.

Halam dişlerini hafiften sıkarak "Tatlım sadece bir ördek uzatmasak!" dedi kızararak.

Halamdan Trihan'a kaydırdım bakışlarımı ve alayla gülümserken " Evet Lordum sadece bir ördek! Neden bu kadar çok taktınız ki bu ördeğe?"dedim.

Halam "Isolde ! Karşında bir Lord var farkında mısın?" diyerek masanın altından bacağıma vurdu.Ben bacağımda hissettiğim acıya karşılık ses çıkartmadım.

Trihan gözlerimin içine bakarak ateş saçıyor sanki ! Bana sert bir şekilde bakmayı sürdürürken "Önemli değil bayan Elena. Yeğeniniz doğru söylüyor.Sadece sıradan bir köy ördeği!" dedi ve ben , onun bunu gözlerimin içine bakarak söylemesiyle sanki beni eziyormuş gibi hissettim. Kendimi ezik hissettim...Gözlerimin dolduğunu anlayınca daha fazla dayanamadım ve mutfağa kaçtım.Buradaki bulaşıkları yıkarım daha iyi! Kapları sabunlayıp durulamaya başladım!Ama elimin titremesine engel olamadım!

Çok yavaşımdır temizlikte ama yemek derseniz kendime  bir numara diyebilirim hani. Ben kapları durulamayı bitirmişken içeriye halam geldi.

"Isolde! Biz bahçeyi geziyoruz.Bize şurup yapıyorsun hemen!" dedi buz gibi sesiyle. Sonra biraz durduktan sonra "Bu arada masadaki tavrını unuttum sanma! Seninle akşam görüşeceğiz."dedi.

Ben ne arkamı döndüm ne de cevap verdim. Sonra oda gitti zaten .Cevap vermeyince ne kavga oluyor nede baş ağrısı. Onları umursamıyorum.Bu dünyada sadece kendimi düşünüyorum!

Öyle yapmak zorundayım maalesef.Yoksa ezik yetim ve öksüz bir kız olurdum ama şuan Isolde'yim!

Yetim ve ya öksüz Isolde değil !

Sadece Isolde.

Halam gittikten sonra bir süre mutfaktaki tezgaha oturup düşüncelere daldım. Sonra halamın söylediği-emrettiği-şurup aklıma geldi ve hiç istemesem de tezgahtan inip dolaba uzandım. Vişneyi ezip kaynatarak hazırladığımız şurubu aldım.Sürahiyi tezgahtan alıp İçine biraz vişne şurubu kattım.2 bardak şeker de atıp kaşıkla karıştırmaya başladım. O sırada mutfağa birinin girdiğini hissettim.

Arkamı hızla döndüğümde onu gördüm!

Bana yavaş adımlarla yaklaşırken " Demek aslanlara yem edersin he!"dedi!

Ben ne diyeceği bilemezken, şok olmuş bir şekilde "Aa! Şey..." diyebildim sadece.

Gözlerini kısarak "Demek muhafızların derimi yüzer he!" dedi ve bana biraz daha yaklaşmaya başladı! Ardından delirmiş gibi kahkahalar atmaya başladı.

Ben 2 elimi ona doğru uzatarak kısık sesle "Bakın ben onları-" diye sözümü tamamlamadan "Demek dilimi kopartırsın he!" dedi kahkaha atmayı bırakıp kaşlarını sinirle çatarak.

Konuşmak için tekrardan dudaklarımı zorla araladım ve "Gerçekten ben onları-" derken yine cümlemi kesti.Bana yavaş yavaş yaklaşırken devam etti.

"Demek bir İngiliz Leydisisin he!" derken iyice dibime geldi! Beni tezgahla kendi arasında sıkıştırdı. O kadar çok yakınımdaki şuan! Başımı eğdim ve korktuğumu belli eden titrek sesimle " Ben size öyle demek istememiştim."dedim.

Çenemi eliyle tutup kendi bakış hizasına göre kaldırdı. Dudaklarını kulağıma getirerek "Ya ne demek istediniz Leydim?" dedi fısıldayarak ,nefesini kendimde hissetmemi sağladı.

Sıcak nefesi derime kadar işledi resmen! Ben cevap veremedim. O benim bu bakar yakınımdayken ne diye bilirim ki ? Dudaklarını kulağıma sürterek " Sanırım bir cevabınız yok Leydim."dedi ben heyecandan neredeyse ölecekken.

"Leydim" derken üstüne basa basa söyledi sanki.Beni kışkırtmak için elinden geleni yapıyor!

Titrek ve heyecanlı sesimle "Ben kendimi korumak için öyle şeyler söyledim."derken o yavaş yavaş dudaklarını boynuma indirdi minik öpücükleriyle!

Tek eliyle de belimi sardı! Tanrım! Onun bu dokunuşlarıyla aklımı kaybedeceğim! Boynuma sıcak dudaklarıyla öpücükler kondururken biran durup " Peki şimdi kendinizi nasıl koruyacaksınız Leydim!" diye sordu benim korku dolu, ıslak gözlerime bakarken.


Continue Reading

You'll Also Like

5.1M 281K 29
Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar topar kaçan Kayra, birlikte old...
61.5K 6.1K 22
Evren ahraz bir şefti. Barlas ise kalbi insanlara karşı buz tutmuş veterinerdi. →İç ısıtan, soft ve kısa hikâye. → Bu iki erkeğin aşkını anlatan bir...
320K 5.4K 20
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...