Sevmek Cesaret İster

By hahhhahahaha

99K 4.9K 228

Her şey insan oğluna Feda iken Insan oğlu kendine Cefa olmuştur "Imkansızlıkları yaşamak mıdır sevmek, Yo... More

Tanıtım
Bölüm 2
Bölüm 3
Duyuru
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Duyuru
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
21.05.2016 Berat Kandili
Bölüm 17
Bölüm 18
DUYURU!
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 22
Duyuru
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
DUYURU !!
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
DUYURU!!!

Bölüm 21

1.8K 108 2
By hahhhahahaha

Selvi'nin Ağzından:

Allah ım sen ona yardım et. Bana sağ salim gelmesini nasip et. koridorda oturmuş göğsümdeki acının biraz da olsa hafiflemesini sağlarken merdivenlerde görünen Talha acımı iki katına çıkarmıştı. Oda bizimle hiç konuşmuyor uzaktan izliyor ihtiyacımız varsa halledip ortadan kayboluyordu. Beni oturmuş ona bakarken fark edince yönünü değiştirdi. sinirlerim Mustafa nın merakı ile harmanlanırken Talha ya doğru koşmaya başladım sonunda yanına vardığımda gücümün yettiği kadar yakasına yapıştım ve sarsmaya başladım. kafasını başka yöne çevirip yüzüme bakmamak da gayret ediyordu

''Nerde Talha Mustafa Nerde!!'' 

''....''

''TALHA Mustafa nerde?!! '' cevap vermediği her dakika öfkem artarken düşünmeden kalbimden geldiği gibi bağırmaya başladım

''Soruma cevap ver Talha nerede Mustafa. ne haltlar karıştırıyor. Günlerdir ota da yoklar ben bu acıyla yaşamak zorunda mıyım ''

''...''

göz yaşlarıma artık engel olamıyordum her defasında yükselen sesim yüzünden çevremizdeki insanlar da bize bakıyordu 

''TAlha yalvarırım bir şey söyle. ben...ben...ben böyle bekleyemem ''

''...''

''az önce aradı'' dedim sesim fısıltı gibi çıkmıştı güçsüzleşmiştim. Talha nın sonunda dikkatini çekebilmiştim  merakla gözlerime bakarken daha fazla ayakta durmaya dayanamadım ve Talha nın da yardımıyla koridordaki sandalyelerden birine oturdum 

''ne söyledi'' dedi 

''hiç bir şey sadece adımı söyledi sayıklıyor gibiydi bende anlamadım ''

''yenge ''

''söyle Tlha söyle duyacaklarım her ne kadar kötü olursa olsun söyle de artık bende bu içimdeki boşluktan kurtulayım '' dedim duyacaklarıma kendimi hazrılarken

''yenge nerede olduklarını bende bilmiyorum seni aradıkları numara Mustafa abime mi ait '' 

''hayır tanımadığım bir numaraydı ''

''peki bana telefonunu ver ''

ne yapacaksın der gibi bakareken

''yer tespiti yaptıracağım '' dedi ve elimde tuttuğum telefonumu avuçlarımdan yavaşça alıp ayağa kalktı kendi telefonu ile birini arayıp bir kaç bilgi verdikten sonra tekrar yanıma geldi 

''yenge bende haber alamıyordum ikisinden de o gün hastaneden ayrıldıktan sonra hiç ulaşamadım karşınıza çıkıp ne diyeceğimi de bilemiyordum ama bu bir umut arkadaşlar yer tespiti yapıyor bi haber alır almaz sana da söylerim '' dedi ve gözyaşlarımın buğusunda adım adım uzaklaştı. Mustafa yanımdayken onu kaybetme hissini hiç tatmamışım ama şimdi o uzakta ve başı  dertte iken içimde kopan fırtınaların tarifi imkansız ondan uzaklaşmak isterken aslında hep kendimi kandırmış bunu şimdi daha iyi anlıyorum ben aslında ona tüm benliğimle bağlıymışım..

Züleyha'nın Ağzından:

''Gökçe yavaş nefes al '' dedim tabağında pastadan kalan kocaman bir lokmayı ağzına atarken

''alırım ben nefes sen merak etme ''

''ona ne şüphe de neyse.''  dedim alttan alttan soktuğum lafı anlamış olacak ki sinirli bakışlarını bana atarken Sevinç takıldı gözlerime karşısında oturan Poyraza dikmiş gözlerini inceliyordu. Bu çocuğun Sevinç üzerinde bıraktığı etkiden Şüphem yoktu. iyi birine de benziyordu eğer aralarında bir şey olacaksa Allah ın izni ile hayırla sonuçlanmasını isterim. Ben dalmış Sevinç ile Poyrazın gizli bakışmalarını izlerken bir anda Gökçe öksürmeye başladı 

''hah aferin sana gökçe dur yavaş '' dedim sırtına vururken konuşacak hali kalmadan bir anda kendini dışarı attı ve lavaboya doğru koşmaya başladı

''yavaş git düşeceksin'' dedim kafamı kapıdan uzatıp tam bu esnada koridorun sonunda oturmuş Ağlayan Selvi ile karşılaşmayı hiç ummuyordum tekrar arkama dönüp

''ben geliyorum'' dedim Poyraz başı ile tamam dedikten sonra kapıyı çekip çıktım ağır adımlar ile selvi nin yanına ilerlerken beni fark etmiş olacak ki göz yaşlarını silmeye başladı 

''Selvi''

''efendim Züleyha'' dedi hiç bir şey yokmuş gibi yapmaya çalışarak göz yaşlarını sildi 

''sen iyi misin?'' dedim bir elimi omzuna koyarak yanına oturdum

''iyim iyim '' dedi burnunu çekerek başını önüne eğdi

''emin misin Selvi yüzüme bakar mısın ?'' dedim ve başımı onu görebileceğim şekilde eğdiğim de gözleri daha da dolmaya başladı ve bir anda boynuma sarılarak ''ben ona bir şey olmasını istemiyorum Züleyha '' dedi ne den bahsettiğini anlamaz şekilde bende ona sarılırken 

''sakin ol Selvi kime zarar gelmesin '' dedim

''ona Züleyha Mustafa ya '' dedi ve bir hıçkırık çıktı ağzından içim acırken benim de aklıma Ömer gelmişti gözlerim istemsizce dolarken güçlü kalmaya çalışarak

''merak etme ne olacak iyilerdir '' dedim içimden inşallah diyerek 

''değildi Züleyha iyi değildi'' dedi geri çekilip elindeki telefonu bana göstererek ''aradı sesi çok kötüyüdü adımı söyledi ve bir anda kapandı Züleyha hiç iyi değildi '' dedi ve tekrar kaburgalarımı kırarcasına sarıldı ve hıçkırıkları eşliğinde ''ben ona bir şey olsun istemiyorum '' dedi bende her kes gibi böyle bir durumda kötüyü unutturmak istercesine 

''aman canım Mustafa abi bu sonuçta ne olacak ona kötüye bir şey olmaz merak etme '' dedim ve devam ettim ''sen güçlü ol ki senin gücün ona da geçsin Allah a bol bol dua et o güzel duaları geri çevirmez merak etme '' dedim inşallah yanında da Ömer diye içimden ekledim 

''şimdi sil bakayım  göz yaşlarını '' dedim kendimden uzaklaştırdım ve göz yaşlarını silmesine yardımcı oldum ardından güven veren sesim ile gözlerine bakıp ''merak etme bir şey olmayacak onlara Allah ın izni ile '' dedim ve yüzümde oluşan gülümseme ona da yansımıştı 

''hadi gel bi lavaboya gidelim elini yüzünü yıkayalım kendine gelirsin '' dedim ve koluna girip ağır adımlarla az önce Gökçe nin girdiği lavaboya girdik. Gökçe de aynada saçlarını düzeltirken midesindekileri az önce tuvalete bıraktığı belliydi 

''iyi misin?'' diye sordum. meraklanan Selvi 

''sana ne oldu '' dedi. Gökçe nin cevap vermesini beklemeden 

''ne olacak  biraz yemek işini abarttı '' dedim gülümseyerek 

''stresten '' diye ekledi Gökçe yüzünde asık bir ifade ile ne olmuştu şimdi o böyle şeylere alınmazdı 

''gökçe iyi olduğundan emin misin ?'' diye tekrar sordu Selvi eşarbını düzeltirken bende duvara yaslanmış onları izliyordum

''iyim iyim ben sadece '' dedi ve yutkundu ardından aklına bir şey gelmiş gibi ''iyim '' dedi ve hızla lavabodan ayrıldı ve tabi biz de onun peşinden o önde biz arkada Sevinç in odasına doğru ilerlerken hızlanıp aradaki mesafeyi kapattık sonunda kapının önüne gelip içeri girmek için bir anda kapıyı açtığımızda üçümüzde donup kalmıştık. Gördüğümüz manzara bizi şaşırtırken ağzımızın açılması normaldi. gözlerimizi pörtletmiş Sevinç ile Poyraza bakarken arkamızdan gelen 

''BULDUM '' BULDUM'' sesleri yüreğimizi de yerinden oynatmıştı Sevinç ve <poyraz baş başa vermiş aynı yatakta yatarken Talha boğazı patlarcasına bağıra bağıra arkamızdan koşarak geliyordu bir adna hızını ayarlayamayıp üzerimize doğru gelirken zor güç durdu ve tam ağzını açmış konuşacakken Poyraz ve Sevinç i o da fark etti ve 

''oooo.. kapat... kapıyı kapat... kapat... kızlar ayıp ama böyle dalınır mı? kapat. '' dedi ve bizi birer birer kollarımızdan tutup dışarı çıkardı. tabi itaraz edememiştik o şaşkınlık anında karşısına dizip konuşmaya başladı

''Mustafa nın yerini bulduk şimdi onun yanına gidiyoruz ''dedi ve gülümsedi arkasından gelen bir düzüne adam bize yaklaşırken Selvi ''nerede urumu nasıl  '' dedi gözlerinin içi gülüyordu. Ömer de Mustafa nın yanında mıydı acaba sormaya korkuyordum 

''nasıl olduğunu bilmiyorum sinyal takipten tespit ettik şimdi hemen çıkmam gerek bu arkadaşlar '' arkasını işaret ederek ''hastaneyi koruyacak bir sıkıntı olursa onlara söylersiniz bir kaç saat hastaneden ayrılmayın hatta bu gün hiç ayrılmayın dedi ve yüzündeki sevinç ibaresi ile arkasını dönmüş yanımızdan uzaklaşırken ''Ömer '' dedim ellerimi çenemin altında birleştirip arkasını yavaşça dönüp ''umalım da Mustafa abinin yanında olsun '' dedi ve merdivenlerden inmeye başladı ben umut ışıklarımı yakmışken o birer birer birer söndürmüştü. ben ayak da dikilirken Selvi ve Gökçe oturmuşlardı adamlar birer birer hastanenin içinde dağılırken çevremizde ki normal vatandaşlar garip garip bakınıyordu onların bakışlarının pek bir öne mi yokken zihnimin her bir hücresini ele geçiren Ömer düşüncesi karnımda ağrıya neden olmuştu.  Allah ım sen onun hayırla gelmesini nasip et.

Mustafa'nın ağzından:

''Ömer Ömer uyuma '' dedim sesim çıkmıyordu güçlükle boğazımı temizleyip yerde yatan Ömer e 

''Uyuma lan '' diye bağırdım bu çaresizlik canımı sıkarken Bu cehennemden bir daha çıkamayacağımı düşündükçe Selvi nin hayali karşımda vücut buluyordu sanki. Ali iti nin bize verdiği Dördüncü görevde sert kayaya toslamıştık aslında buraya kadar her şey çok iyiydi ama farkında olmadan fena tongaya düşmüştük adamlar bizi bir dağ evinde sıkıştırmış her yeri kitleyip evi ateşe vermişlerdi tabi bunların hepsi bizi öldüresiye dövdükten sonra olmuştu Ömer birimiz sağlam kalalım diye adamları kışkırtıp kendi üzerine çekmişti durumu benden daha beterdi o öylece yerde yatarken bende sırtımı duvara yaslayıp şişmiş gözlerimden etrafı görmeye çalışıyordum. Önceden olsa burnumuz dahi kanamadan Kenan abi gelir kurtarırdı ama Bu çete işi çıktığından beri o da bize yardım edemiyordu ve bu cehennemde yapayalnızdık. ateş etrafımızı iyiden iyiye sarmaya başlamıştı nefes almak imkansızken Ömerin kalkıp inen göğsü de yavaşlamıştı 

''Ömer uyuma lan uyuma çıkacağız burdan '' dedim öksürüklerimin arasında nasıl olacaktı bilmiyorum ama çıkacaktık 

''Ömer beni duyuyor musun bak Züleyha bacımı düşün uyuma sakın '' dedim onun aklını başka yöne çekmek için en azından zihni onunla dolu olursa biraz olsun kendine hakim olurdu. İşe yaramış olacak ki Öksürükleri ile kendini bana doğru yan çevirdi ve gözlerini az da olsa açabildi

''aferin Aferin Ömer aynen böyle kardeşim sakın uyuma '' dedim 

''Z...Züleyha '' dedi benim yaşadığımı o dayaşıyordu anlaşılan neyse hayal görmesi iyi en azından uyumaz . bende zor da olsa telefonumu tekrar elime aldım ve çekmesi umuduyla rehberden rastgele bir numara seçtim şans bizden yana olacak ki çalmaya başladı bu bile en azından yerimizi tesbitte kolaylık sağlayabilirdi 

''alo'' duyduğum ses karşısında şaşırırken odayı kaplayan duman ciğerlerimi kavuruyordu 

''Alo''

''...''cevap veremiyordum sesim çıkmıyordu verdiğim mücadelem onun sesini duymam ile rahatlamaya dönüşürken cevap veremiyordum

''Alo''

''...''

''Selvi'' zorlukla çıkan sesim bir fısıltıyı aratmıyordu 

''Mustafa sen misin ?'' 

evet benim gülüm evet hayalim herşeyim   benim 

''Mustafa Mustafa beni duyuyor musun ''  duyduğum tek ses seninki şu an 

''Selvi....S...elvi '' diye bildim ve daha fazla konuşacak dermanım kalmamıştı duman ciğerlerimi kavururken artık yaşama direnecek halim dekalmamıştı 

''alo alo alo '' 

''.....'' seni hep sevdim Selvim yarim yarenim kirlenmiş dünyamın tertemiz kadını seni hep sevdim 

Talha'nın ağzından :

Kızlara verdiğim bu güzel haberin ardından hızla hastaneden ayrılıp  Adem in sinyal takibinden bulduğu yere doğru arabalarla ilerlemeye başladık elime geçen adreste dağın başı bir yer olması onlara günlerdir neden ulaşamadığımı kanıtlıyordu. İnşallah çok geç olmadan onlara ulaşabilirdik 

'' Levent daha hızlı daha hızlı '' dedim  stresle saçlarımı çekiştirerek düzelttikten sonra belimden silahlarımı çıkardım ve emniyetlerini açtım mermileri sürdükten sonra elimde sıkmaya başladım 

''Daha hızlı Levent daha hızlı '' dedim yol bana yıl gibi gelirken eskilere gitmemek elde değildi. İlk lise kavgamda beş kişi birden bana daldığında yürüyecek halim kalmamıştı Mustafa abim ve Ömer abim beni yoldan topladığında yüzlerinde ki korku ifadesini hiç unutamıyordum bütün gün sokak sokak beni aramışlardı bense küçücük bir sokak da çöp konteynırlarının yanında yatmış kalmıştım yürüyecek halim olmadığı için kendimi ancak oraya kadar çekebilmiştim. Sokak sokak beni ararlarken husumetim olan herkesi dümdüz etmişlerdi ve sonunda yerimi öğrenip gelebilmişlerdi ikisi birden bana sarılıp varlıklarını hissettirmişlerdi ki göz yaşlarıma engel olamamıştım onların kucağında küçük bir kız gibi ağlamıştım Ömer abim sarılıp

 ''ağla oğlum ağla ama bu son bundan sonra ben yaşadıkça Mustafa abin yaşadıkça sana ağlamak haram '' demişti  ''söz ver bize Talha bundan sonra göz yaşı dökmek yok '' dedi gözlerini gözlerime dikmiş söz vermemi beklerken elini enseme koydu ''söz abi '' dedim ve sarıldım  ki işte o gün onlara aslında bir can borcum var dı diyebilirim ve şimdi bu gün bunu ödeme zamanı. Sonunda adrese geldiğimizde yanan bir ev ile karşılaşmıştık araba daha durmadan yavaşlar yavaşlamaz hızla kendimi attım ve koşmaya başladım 

''ABİİİİ!!'' dedim içeri girmeme izin vermeyen alevlere atılırken 

''ABİ BEN GELDİM ABİ!!!''

dedim dik durmaya çalışıyordum boğazıma düğümlenen hıçkırıkları yutmaya çalışırken verdiğim söz zihnimde gezinirken ağlayamazdım 

''ABİ BEN GELDİM ABİ SES VERİN ABİİİİ''  nihayet Levent ve digerleri ellerinde yangın söndürme tüpleri ile gelirken bir tanesini de ben alıp geçeceğim yerleri söndürmeye çalıştım 

''ABİ ALLAH AŞKINA SES VERİN '' Dedim çatallaşan sesime engel olamıyordum göz yaşlarım dolarken görüş alanımı bulanıklaştırıyordu 

''Abii '' dedim güçsüzce ''Abi neredesiniz Abi '' dedim artık ağlamamak için direnemiyordum  

''Abiiiii'' dedim evin tamamen içindeyken göz yaşlarım eşliğinde etrafı inceleyip bir yandan da yangını söndürmeye çalışıyordum . Göz yaşlarım yüzümde yol yaparken 
Ardımdan gelen ses ile irkildim
'' Söz verdin Talha '' 

Continue Reading

You'll Also Like

71.2K 5.4K 30
Afitap:Bana bak pide hırsızı! Afitap:Ben o pide kuyruğunda kaç saat bekledim biliyor musun? Afitap:Şu mübarek Ramazan ayında hırsızlık yapmaya utanmı...
781K 40.7K 55
~TAMAMLANDI~ Siz; Mevzu derin konu gözlerin harelerine hapsettin sözlerin yakar durur beni duyamadım birileri buna aşkımı dedi*. Siz; İki deli bir ar...
La Havle By H.

Spiritual

123K 12.6K 30
Aslında ismimi seviyorum. Asr-ı Saadet'te yaşamış her biri çok değerli iki hanım sahabenin ismi. Ama gel gelelim çevremdeki kimse olaya bu açıdan bak...
8.1M 363K 96
BEDEL SERİSİ 1 Bir canın bedeli kaç can, kaç hayat, kaç umut eder? Elif ve Ömer'in hikayesi bu.. Bedele kurban edilen iki hayatın hikayesi.. Birbirin...