Sevmek Cesaret İster

Od hahhhahahaha

99K 4.9K 228

Her şey insan oğluna Feda iken Insan oğlu kendine Cefa olmuştur "Imkansızlıkları yaşamak mıdır sevmek, Yo... Více

Tanıtım
Bölüm 2
Bölüm 3
Duyuru
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Duyuru
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
21.05.2016 Berat Kandili
Bölüm 17
Bölüm 18
DUYURU!
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Duyuru
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
DUYURU !!
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
DUYURU!!!

Bölüm 19

2.1K 117 2
Od hahhhahahaha

Ömer'in ağzından:

''tamam Talha sen orada kal kızların yanından ayrılma ''

''abi siz''

''bir sıkıntı yok Talha merak etme sen dediğimi yap sakın kızların yanından ayrılma '' dedim ve telefonu kapattım. kafe den sonra bir kaç yer daha dolanmıştık ama elimiz boş dönmüştük son bir sokağa girdiğimizde ise eli silahlı serseriler karşılamıştı bizi arabada oturmuş bize silahlarını tutan adamları izliyorduk. Bu da Ali nin başka bir oyunuydu girdiğimiz bir ara sokak da bizi elinde silahları ile bir grup genç karşılamıştı arabayı yolun ortasında durdurmuş şekilde öylece duruyordu dakikalardır geçen her saniye aleyhimizde işlerken bu bekleyiş canımı sıkmıştı

''inip hepsinin işini bitirelim'' dedi Mustafa öfke ile solurken

''sayıca üstünler indiğimizde ateş etmeye başlarlarsa pisi pisine ölmek istemiyorum.''

''ne yapacağız bekleyecek miyiz böyle '' dedi bu esnada çalan telefonu sözlerimi söylememe engel olmuştu telefonun ekranına bakıp

''tam zamanında aradın öleceğim bari son kez sesini duymuş olurum gözüm açık gitmez '' dedi sözlerinden arayan kişinin Selvi bacım olduğunu anlamıştım

''Hatun'' dedi sesinde biraz neşe ile

'' ya ne kıyafeti kızım şimdi bi dur selam ver önce bir iki çift güzel söz söyle ayrıca o dediğin olmaz işim var hoş buradan başka bir yere gidebilecek miyim orası da belli değil ama '' dedi ve bana baktı sonunu sessiz söylemişti ama Selvi bacım duymuş olacak ki Mustafa

''ya boşver onu baksana ne diyeceğim...'' dedi biraz düşündü ve tekrar bana dönüp

''ev '' dedi ne demek istediğini anlamamıştım bu surat ifademe de yansımış olacak ki '' ev ömer Ev benim evim ''

''senin evin '' dedim yüzümü bururşturarak

''hatun kapatıyorum ben seni arayacağım sonra '' dedi ve telefonu kapatıp belinden silahını çıkardı

'' Ömer Ali nin nerede olduğunu bulum ama önce şunlardan kurtulalım '' dedi sözlerine güvenip bende silahımı çıkardım

''gazamız mübarek olsun'' dedim ilk önce kapıları açtık adamlar bu hamlemize karşılık silahlarına daha çok sarıldılar bir kaç usta hareket ile daha arabadan inmeden 2 tanesini indirdik ardından kapıları kendimize siper ederek iki tarafa doğru ayrıldık çöp konteynırını kendime sper edinirken Mustafa da kendini başka bir arabanın arkasına atmıştı tam kafamı çıkarmış ateş edecekken kurşunların çok yakın yerlere isabet etmesi ile geri olduğum yere eğildim adamlar ardı arkası kesilmeyecek şekilde ateş ediyordu bir iki el ateş etsem de hiç şansım yoktu Mustafa'nın da benden farkı yoktu. Başımı olumsuz anlamda salladım o da bana aynı şekilde cevap verirken ne yapacağımızı düşünmeye başladım bir kere kabak gibi çıkmamız çok saçmaydı araçta beklesek vakit kaybı

Çaresizlik canımı sıkıyordu aklımda da bir soru Talha kızları Ali nin elinden bu kadar kolay nasıl kurtardı biz canımız ile cebelleşirken bodrumda öylece vurduğu bir adam ile her şey bitmiş miydi?

yakınıma gelen bir kurşun ile sinir katsayım artarken Mustafa nın da benden bir farkı yoktu. Akıllı ol Ömer akıllı bu gün kimseye zarar gelmesini istemiyorsan mantığın ile hareket et Öfken ile değil. ama yapacak ne olabilirdi ki kapana kısılmıştık çok az bir zamanımız kalmıştı. Biraz sokak da yankılanan siren sesleri ile bir kaç el daha ateş açıldı üzerimize başımı kaldırıp sokağa baktığımda serseriler dağılmaya başlamıştı. Polis aracının içinde Kenan abinin adamları vardı bu manyaklar hangi ara polis olmuştu Mustafa ile birbirimize bakarken yavaş yavaş bulunduğumuz yerlerden çıktık ve araca doğru ilerledik şoför camı açtı ve yanında oturan adam ''Kenan abinin selamı var '' dedi ve bizim tek kelime etmemizi beklemeden yanımızdan uzaklaştılar

''polis kıyafetini anladık dikkat çekmemek için ama bizi nasıl buldular'' dedi Mustafa sorularının cevabını bende merak ediyordum ama şu anda acele etmemiz gerekiyordu yanlızca on beş dakika kalmıştı

''Mustafa sonra Kulaksızı kurtarmalıyız '' dedim ve indiğimiz araca doğru koşmaya başladım Mustafa direksiyona geçerken bende yanına oturdum onun götüreceği yere gitmek için. Bahsettiği ev bizim oturduğumuz ev olabilir miydi acaba ama oraya Selvi hiç gelmemişti o zaman neresi

''iki işi aynı anda yapabiliyorsun anlat Mustafa ne evi ?''

Sevinç'in ağzından:

Dır dır dır başımın etini yediniz yaa susun artık susun. bütün gün Selvi nin Züleyha nın Poyrazın Gökçe nin Barsal ın muhabbetini dinleyip durdum bi susmadılar hastayım ben hasta bi çıkın gidin dinleneyim yaa Allah Allah dilsizliğimi fırsat bildiler gıybetin dibine vurdular. Sususn artık susun yaaa offff

Bak ya hiç duyuyorlar mı.

''of Mustafa ya bi dinlesen şaşardım zaten '' dedi isyan ederek Selvi

ne olmuştu acaba dedim konu dikkatimi çekmişti en azından Talha ile Poyraz ın saçma espirilerinden iyidir

''ne oldu ki '' dedi merakla Züleyha. aferin kız

''yüzüme kapattı ne olacak kıyafetlerimi değiştirmem gerek gelirken evden kıyafet getir dedim _ev ev_ diye sayıkladı suratıma kapattı telefonu ''

aa bak bunu bende merak ettim şimdi neden acaba. ama şimdi çok da merak etmemek gerek sonuçta Mustafa bu

''boşver ben eve gideceğim zaten oradan da size uğrar bir şeyler getiririm '' dedi Züleyha Talha yerinden kımıldanarak

''bence gerek yok yenge iyisin böyle yaaa takma o kadar kimsenin bir yere gitmesine gerek yok yani'' dedi. hmmmm neden böyle demişti ki o böyle şeylere yorum yapmazdı pek

''emin misin'' dedi selvi üzerinde kurumuş kanları işaret ederek. hadi buna da cevap ver Talha bey

''ya ...şimdi...hmmm '' diyecek bir şey bulamayan Talha elini ensesine götürdü gözlerini kısarak bakan Züleyha ile Selvi ye bende eşlik ediyordum

''tepki teki'' dedi bir anda poyraz heyecanla

''ay noluyor be kulağımın zarını patlattın '' dedi rahatsızca ona yakın olan gökçe poyraz gözleri parlayarak bana baktı bu benim de içimde bir şeylerin hareketlenmesine neden olurken

''tepki verdi bu sefer ciddi anlamda tepki verdi bu bizi anladığını gösterir''

niye ben mal mıyım tabi anlıyorum

''niye bu kız mal mı tabi tepki verir '' dedi gökçe hay ağzına sağlık

''ya öyle değil bu bu şimdi nasıl anlatsam yani cevap vermek gibi bir şey konuşmak gibi ya insanlar konuşmadan önce yüzleri ile elleri kolları ile tepkiler veriri bu da onun gibi bir şey ''

Maşallah bu çocuk çok zeki ileride çok başarılı olacaksın tebrik ederim seni

''bu mu yani '' dedi Gökçe gözlerini devirerek

''ya tamam sonuçta iyi bir şey mi iyi bir şey '' dedi Züleyha gözlerime bakarak

evet iyi bir şey kardeşim tabi ki de ah bir de konuşa bilsem

''ben gidip hoca ile bir konuşayım '' dedi poyraz içindeki heyecanı bende hissedebiliyordum

''bende eve gideyim o zaman '' dedi Züleyha bu esnada hareketlenen Talha yı görmeden Selvi nin yanına gitti ve

''sana da bir şeyler alırım annem de zaten durumu biliyor bir iki saat içerisinde gelirim ben ''

''tamam çok iyi olur kendine dikkat et ''

''OLMAZ!''

ne bağırıyorsun beee sağır mı var offf

''ya sizin benim kulağım ile derdiniz ne he bana bir söyleyin '' isyan eden gökçe Talha ile mesafesini ayırdı ve baş ucumda duran koltuklardan birine oturdu

''neden olmuyormuş''

''Neden olmuyormuş''

Talha sorular karşısında derin bir nefes aldı ve

''Ömer abimin ve Mustafa abimin kesin talimatı var hastaneden ayrılamazsınız ''

hadi Mustafa yı anladım da Ömer neden Züleyha yı kısıtlamıştı yoksa bunlar ooooooooooooo iki gün uyudum kaçırdığım olaylara bak gızzz siz sevgilimi oldunuz

''sen benimle dışarı gelsene ''

''sen benimle dışarı gelsene ''

Anam Züleyha ile Selvi birbirlerine de benzemeye başladılar bunları iyice kaybettik hayırlı olsun beraber dışarı çıkarlarken arkalarından hayır gitmeyin ben merak ederim burada konuşun desem de ne fayda gitmişlerdi tabi meraklı Melahat Gökçe durur mu o da onlarla beraber çıkmıştı beni de merakım ile baş başa bırakın aferin size dakikalar sonra içeri bir hemşire girmişti gözlerini dikerek bana bakarken onu daha önce tanıdığımı fark ettim Ömer ile Mustafa nın dedikodu sunu yapan kızlardan biriydi yüzünde gülen bir ifade ile yaklaşıp cebinden bir şırınga çıkardı serumuma enjekte ederken

''iyisin merak etme çok daha iyi olacaksın '' dedi

''ağrın var mı bilmiyorum ama bu sana çok iyi gelecek hiç bir şey hissetmeyeceksin '' diye de devam etti iyi de bana Poyraz zaten ağrı kesici yapmıştı ağrım da yoktu tekrar neden yapılmıştı ki acama anlamaz gözler ile bakarken

''alık seni başındaki örtün ile masum olduğunu temiz olduğunu mu sanıyorsun '' dedi sözleri öfkelenmeme neden olurken örtüme laf etmesi kanıma dokunmuştu biraz daha eğilerek

''seninle açık konuşacağım iki günde benim 2 yıldır sevdiğim oğlanı peşine taktın aferin '' dedi ne diyordu bu sesini de bir garip yapmıştı zaten beynim de zonkluyordu

'' ama ben öyle kolay biri değilim güzelim sevdiğim için ölürüm de öldürürüm de ''

ruh hastası manyak başımdaki ağrı şiddetlenirken yerimden kalkmaya çalıştım ama yaram sızlıyordu benim debeleneme karşılık elini bir anda yaramın üzerine bastırdı ağzımdan çıkmasa da sesim bu hareketi içimde fırtınalar kopmasına neden olmuştu gözlerimden öfke fışkırırken kapıda bir ses duyuldu

''Buse ne yapıyorsun ?'' kızdan göremesem de bu ses Poyraza aitti acıdan iki büklüm olmuş bedenimi daha ne t görmek için mi yoksa kızın pençelerinden kurtarmak için mi bilmiyorum ama bir anda yaklaştı ve kızı geriye doğru çekti buna karşılık kız sülük gibi yapışarak

''hepsi bizim için ikimiz için aşkım '' dedi tam öpecekken Poyraz itekledi

''ruh hastası sen ne yaptığını sanıyorsun '' kendi aralarında tartışmaları devam ederken beynimde zonklama daha da artıyordu serumda bir şeyler vardı Kapıda görünen kızlar ve Talha ne olduğunu anlamaz şekilde bakıyorlardı canımı kurtarmak istiyordum ve bir anda Reflexle ağzımdan ''Serum '' kelimesini çıkarabilmiştim kızlar dehşet ile bakarken Talha hemen yanıma koşup serumu bir anda elimden söktü bu esnada

''sen ruh hastası manyağın tekisin kafayı yemişsin ''

''ben kafayı falan yemedim Poyraz ben seni seviyorum ''

''sevmek mi bu nasıl sevgi sabah başka akşam başka ''

''denedim her şeyi denedim seni unutmak istedim ama olmuyor ''

''yeter be yeter '' kızın dakikalar dır onu sarmaya çalışan sülük bedeninden kurtulup kapının önüne attı ve Züleya ile selvi yi içeri çekti kapıyı kilitledi

''Talha '' dedi dehşet dolu gözler ile bana bakarken

''serume bir şey yapmış ''

''Sevinç kendini nasıl hissediyorsun ''

sadece başım zonkluyor ama iyi gibiyim

''sevinç benimle konuşmak zorundasın '' dedi gözüme işik tutarken

konuşuyorum zaten

''sevinç '' dedi telaş ile hareket ediyordu ateşimi de ölçtükten sonra Talha nın az önce serum çıkardığı elimi eline aldı ve iğnenin çıktığı yerdeki kanın parmak aralarım dan sızmasına izin verdi canım artık yanmıyordu ama içimde de garip bir his vardı elim hala onun avuçlarında dururken midemde bir ağrı oluştu bunun serum ile bir alakası yoktu. kapının önünde bağıran kızı sonunda korumalar da almıştı deli bildiğin deli

''Talha Atakan hocaya git hemen Sevinç i kontrole alalım '' dedi Poyraz ın talimatı üzerine Talha dışarı çıkarken görüş alanıma kızlar takıldı nasıl da korkmuşlardı

''uykun falan gelirse sakın gözlerini kapatma duydun mu beni sevinç sakın '' dedi gözlerini gözlerime dikmiş bakarken

Talha sonunda gelebilmişti yanında da bahsettikleri doktor ile Poyraz gereken bilgileri hocasına verdikten sonra

''tama hemen birinci kata alalım '' dedi yanlarında gelen iki adam sedyemi ayarlamaya başladılar her şey o kadar hızlı gerçekleşiyordu ki başım dönmeye başlamıştı o kadar şiddetliydi ki Poyraza verdiğim sözü tutamamıştım karanlık ile mücadelem sadece bir kaç dakika sürmüştü kulağımda yankılanan ses

''Sevinç sakın uyuma ''

Ömer'in Ağzından:

Mustafa nın anlattıklarına göre 1 yıl önce kendilerine özel tuttukları bir evmiş zaman zaman buraya gelip vakit geçirirlermiş gizli tutmalarının sebebi ise kafayı dinledikleri ve kendilerine özel olmasını istedikleri bir yer olmasıymış özeti bu tabi aklımda sorular olsa da ertelemeliydim soracak zaman değildi şu anda kulaksızı kurtarmaya 10 dk gecikmiştik ve belki de şu anda yaşamıyordu bunu bilemezdik. Mustafa nın da benim de ağzımızı bıçak açmıyordu aklımıza gelecek kötü ihtimali dillendirmek zorumuza gidiyordu.

Kıvrak bir manevra ile durmuştuk anlaşılan karşımızda duran iki katlı bu ahşap evdi bahsettiği bizden başka iki araba daha duruyordu kapının önünde

''dikkatli ol Mustafa Öfken ile değil mantığın ile '' dedim her ne kadar dinlemeyecek olsa da başı ile onayladıktan sonra silahlarımızı çekip araçtan yavaşça indik kimse görünmüyordu elmiz tetikte adım adım ilerlerken kapı bir anda açıldı namlularımız kapıya dönerken orta yaşlı bir adam

''abi sizi bekliyor '' dedi eli ile içeri girmemizi işaret ederek Resmen Mustafa yı kendi evine davetle alıyordu.

birbirimize baktıktan sonra başka hangi oyunun içerisine giriyorduk bilmiyorum ama tamam anlamında onayladım namlularımızı indirmeden ilerlemeye başladık içeriden gelen çatırtı sesleri şömineyi andırıyordu koridorda ilerlerken sonunda duran iki koruma tepkisizce karşı şarşıya durmuş dikiliyorlardı arkamızdan gelen adam yanımızdan geçip salona bizden önce girdi ve

''misafirleriniz geldi efendim '' dedi

''misafir '' dedim yanlızca Mustafa nın duyacağı şekilde

''it '' herif diyerek öfkesini belirtti o da yan yana ellerimiz tetikte salona ilerlerken koridorun sade ve soğuk bir şekilde döşenmesi Mustafa nın iç dünyasını andırıyordu duvarda asılı bir kaç tablo şekilleri doğru düzgün bir şeye benzemeyen yerdeki gri tonlarındaki halı ve ahşap duvarlar bir kaç biblo ve süs eşyası hareket katmıştı sadece.

''Hoş geldiniz biraz geç geldiniz ama bu seferlik affettim '' dedi adam bir anda içeri adımımızı atar atmaz konuşmak yerine etrafımızı incelemeye başladık koruma ile dolu bir odadaydık ve hiç biri silah tutmuyordu öylece put gibi durmuşlardı soluma döndüğümde beyaz ahşap masanın üzerinde yatan kulaksızın ilk başta öldüğünü düşünmüştüm istem dışı atılacakken karnının yavaş yavaş inip kalktığını görünce duraksadım Mustafa kan kusturan gözler ile Aliye bakarken bende dikkatimi ona verdim

''siz ona aldırmayın '' dedi masada yatan kulaksızı göstererek şöminenin üzerinde duran içki bardağını eline aldı ve bir yudum içti

dikkatimi çeken nokta bu sıcakta yanan şömine olmuştu Mustafa ile birbirimize bakarken

''şömineli evleri severim ayrıca Mustafa evin dekorasyonunu hiç beğenmedim senin gibi soğuk ve duygusuz bence bu işleri Selvi ye bırakmalısın o daha hareketli kıpır kıpır senden daha iyi şeyler yapabileceğine adım gibi eminim '' dedi ve sırıttı Mustafa kas katı kesilmişti Selvi ye söyledikleri kanına dokunurken kendine hakim olmaya çalışıyordu

''Ömer sizin var mı eviniz böyle '' dedi kaşlarını çatarak bana bakarken ben ne demek istediğini az çok anlamıştım

''aa a ama olsaydı ben bilirdim Züleyha ile o kadar ilerleyemediniz belli bir şey yüz vermiyor mu ne sana '' dedi söylediği sözlerin bende etki bırakmaması için çabalasam da engel olamıyordum normalde bu akıl oyunlarına gelecek insan değildim ama bu durum bende başkaydı.

''Her neyse canım sıkıldı benim fazıl şu şömineye odun at '' dedi hemen arkamızdan gelen adam elinde odun poşeti ile bir kaç odunu şömineye bırakıp geri çekildi. çıtırtıların sesi yükselirken derin bir iç çekti

'' biliyor musunuz yaz kış fark etmez şömine yansın isterim hep odunların çıkardığı sesler kulağıma kemiklerin kırıma sesi gibi gelir rahatlatır çıt çıt çıt '' adım adım önümüzden geçip tekli koltuklardan birine oturdu bizde namlularımız ona dönük elimiz tetikte dikilmeye başladık

'' yorulmadınız mı artık konuşuyoruz ne gerek var böyle gereksiz oyuncalara siz daha bir el ateş edemeden arkadaşlar sizi indirir gereksiz gerilime gerek yok ''

''gerilim yaratan sensin çocuk gibi oynayan da ''

'''aaaa bak ite konuşmayı da biliyor muş Ömer bey oyun bitti merak etmeyin '' dedi ve karşısındaki koltukları işaret etti

''zaten adamlarım küçük bir karışıklık yapmış canım çok sıkıldı oyunumun bozulmasından nefret ederim '' dedi ikinci yudumunu da aldıktan sonra

biz de silahlarımızı temkinli bir şekilde indirip karşısındaki koltuğa oturduk. sözlerinin ardından ne olduğunu anlamaz şekilde bakarken

''Neydi şu diğer kızın adı Sevinç di dimi hastanedeki ''

''eee ne olmuş ona '' dedim

'' siz zarfı okumadınız mı ''

''ne zarfı ''

''mustafa ''

''okumadım ''

'' e o zaman ben söyleyim bari Sevinç yerine Selvi nin yatması gerekirdi hastanede '' duyduklarımız karşısında donup kalırken bir anda Mustafa

''sen ne diyorsun lan it '' diye atıldı kolundan tutmuş çekerken biraz olsun sakinleşmesi için dua ediyordum içimden aksi halde Mustafa nın ani tepkilerine kurşunlar cevap verecekti

''Mantık Mustafa mantık sakin ol '' dedim sessiz bir şekilde tamam duyduklarımız önemsenmeyecek şeyler değildi ama olmuştu

''sakin ol daha sohbetin başındayız ''

''bana bak benim tepemin tasını attırma buradan zaten sağ çıkmayacağız ölmeyi çoktan göze aldım yanımda kimleri götüreceğimi hesaplıyorum '' dedi aferin Mustafa senden beklenecek davranış biz ölünce selvi de Züleyha da çok güvende olur ya ölelim hadi Allahım yaaa

''demek öyle Mustafa ama benim aklımda daha başka planlar var sizin gibi adamları harcamam öyle kolay kolay ama benimde bir sabrım var '' Dedi son yudumunu da içkisinden aldıktan sonra ayağa kalktı

''sevdikleriniz yaşasın istiyorsanız dediklerimi harfiyen yapacaksınız yoksa sizde sevdikleriniz de tahtalı köye gider '' dedi ses tonunu baraz daha yumuşatarak devam etti '' hani beni öldürüp yerime geçip çeteye girecektiniz ya ben size beni öldürmeden ki zaten yapamazsınız, çeteye girmeyi teklif ediyorum ''

''nasıl olacak mış '' dedim bir elim Mustafa yı çekiştirirken

'' sevmediğim ve ayağıma dolanan  bir kaç adam var onları ortadan kaldırın bende bir sonraki toplantıda çeteye katılmanız için masaya teklifte bulunayım''

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

2.4M 124K 75
Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini ke...
203K 13K 25
_𝚃𝙰𝙼𝙰𝙼𝙻𝙰𝙽𝙳𝙸_ İnadı uğruna tanımadığı ve onunla evlenmek istemeyen adamla evlenen bir kadın.. Kadına göre sırlarla dolu bir adam.. °°° "Bira...
391K 25.3K 56
Asel; Aslııı Asel;Aslııı Asel;Aslı kız ne dedikodular öğrendim bilemezsin!. Asel; Ömer abiyle karısı boşanıyorlarmış, zaten karısınıda hiç sevmezdim...
leylâ Od 📚

Spirituální

19.4K 1.8K 33
Yüreğine kazıdığı bir sızıydı o adam. Her geçen gün canı bir öncekinden daha çok yansa da, her gece başını yastığa koyduğunda gece karası gözlerinden...