Sevmek Cesaret İster

By hahhhahahaha

99K 4.9K 228

Her şey insan oğluna Feda iken Insan oğlu kendine Cefa olmuştur "Imkansızlıkları yaşamak mıdır sevmek, Yo... More

Tanıtım
Bölüm 2
Bölüm 3
Duyuru
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Duyuru
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
21.05.2016 Berat Kandili
Bölüm 17
DUYURU!
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Duyuru
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
DUYURU !!
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
DUYURU!!!

Bölüm 18

2.1K 130 3
By hahhhahahaha

Ömer'in ağzından:

Mustafa nın anlattıklarından sonra en yakın yerlerden başladık aramaya ama baktığımız üç yerde de yoklardı

''nerde bunlar nerde nerde!!'' dedi son yerden de elimiz boş dönerken

''sakin ol Mustafa bulacağız başka neresi kaldı '' dedim biraz düşündükten sonra ilk buluştuğumuz bi kafe vardı adını hatırlamıyorum ama yerini bulurum oraya da bakalım '' dedi ve hışımla arabaya doğru ilerlemeye başladı ''kafe mi sanmama orada olacaklarını '' dedim ardında ilerlerken arabaya bindiğimizde kapıyı içine geçirircesine kapatınca cümlemin sonuna bir de ''gavur malı değil adam gibi kapat '' dedim ve çalıştırıp ilerlemeye başladım '' sorumu cevaplamadın '' dedim susmuş bir şekilde oturan Mustafa ya '' aklıma gelen her yeri söylüyorum işte '' dedi başını kaşıyarak bir kaç tarifinden sonra geldiğimiz kafenin dışına bakınca hiçde adam kaçırılıp da tutulacak bir yer gibi durmuyordu

''burada olabilceklerine emin misin?''

''değilim'' dedi dalmış bir şekilde kafeye bakarken

''Mustafa bulacağız bi sakin ol '' dedim ve bir umut belki diyerek arabadan indim ardımdan gelen Mustafa ile birlikte içeri girdik her şey normal görünüyordu garsonlardan biri yanımıza geldi ve ''buyurun efendim '' dedi bizde onun bize gösterdiği yere geçtik garson menü getirmek için yanımızdan ayrıldı ''sakin görünüyor '' dedim

''evet öyle ''

''burada olamaz bence bir işaret falan olurdu illaki '' dedim etrafıma bakınarak garsonun yanımıza gelmesi konuşmamızı yarıda kesmişti menüleri aldıktan sonra garson spariş için bizi beklerken

''kardeşim biz birazdan çağırırız seni '' dedim ve yanımızdan uzaklaşmasını sağladım başı ile onaylayan garson yanımızdan gittiğinde Mustafa

''hadi kalk gidelim yaa belliki bura dada iş yok otutup kahve mi içeceğiz zamanımız kalmadı kulaksızın son iki parmağı kaldı yani 1 saat'' dedi bu esnada açtığım menülerden birinde yemek listesi olması gerekirken bir not yazılıydı

+++Oyunu biraz daha eğelenceli hale getirelim hastaneye bir adamımı gönderdim. Kulaksızı bulacağınız yere de, hastaneye de tam bir saat uzaklıktasınız bir seçim yapmak zorundasınız ya sevdikleriniz ya da adamınız+++

Okuduklarım dan sonra ensemden aşağı inen ürperti ile ne yapacağımı bilemez şekilde oturduğum yerden Mustafa nın gözlerine baktım

''bir şey mi oldu '' dedi kaşlarını çatarak

''Mustafa Talha yı ara hastaneye gitsin '' dedim boğazıma düğümlenen cümleler ile anlamaz şekilde yüzüme bakan Mustafa

''neden ne oldu ' ' dedi durumu anlatmak yerine menüyü eline verdim ve cebimden telefonumu çıkardım

''Talha hastaneye geç hemen''

''abi benim iş....''

''başlatma lan içinden Ali nin adamları hastaneye gidiyor Kulaksız da elinde bizim onu kurtarmamız gerek'' dedim ve aklımda binlerce düşünce ile kafeden ayrıldım

arkamdan küfür ederek gelen Mustafa ya hışımla dönüp

''kapat lan çeneni burdan 1 saat uzakta nerelerde buluştunuz geç direksiyona en yakından en uzağa kadar götür zaman yok ''

''kızlar ne olacak''

''.....'' cevap vermeden araca bindim verecek bir cevabım yoktu Bu şerefsiz Mustafa ile ayrılsak haberi olacak illaki her şeyi daha çabuk halledip ya kızlara ya da kulaksıza zarar verecek tek umudumuz Talha düşüncemi dillendirerek

''tek umudumuz Talha''

Talha'nın ağzından:

''Levent bana bir çiçek hazırla '' dedim telefonu kapatır kapatmaz depoda silahları sıralarken anlamaz şekilde bana bakan Levent eline bir çuval aldı içine silahları doldurmaya başladı '' ne yapıyorsun olum '' dedim

''abi çiçek hazırla demedin mi ''

''dedim de senin çiçek anlayışın bu mu ?''

''...''

''hasta ziyaretine gideceğiz harbi çiçek yaaa offff '' dedim ve belime taktığım silahların ardından arabaya iki tane de susturucu koydum ben silah ve mermi işini hallederken Levent de çiçek işini halletmek için gitmişti. madem misafirlerimiz var onlara güzel bir karşılama töreni hazırlayalım dedim içimden biraz sonra elinde kocaman bir çelenk ile gelen Levent e şaşkın şaşkın bakarken

''bune olum cenaze mi dedim ben sana hastane lan hastane ''

''abi en kısa zamanda bulabileceğimin en iyisi bu ''

''geçenlerde yaptığımız açılışın çelenki mi en iyisi ''

''....''

''offff iyi koy arabana beni takip et hızlı olmamız gerek misafirlerimiz olacak hastanede kimseyi rahatsız etmeden sessiz sedasız bu işi halledelim '' dedim ve motorumun yanına gidip çalıştırdım aynı şekilde Levent de arabaya çelenk i yerleştirip sürücü koltuğuna geçince ben önde o arkamda hastaneye doğru olabildiğince hızlı bir şekilde gitmeye başladık.

Sevinç 'in ağzından:

''sevi bir şey söyle yaaa mel mel bakma '' dedi Gökçe gözüme girer cesine eğilmişti bende cevap olarak

+canım ben konuşuyorum zaten de siz duymuyorsunuz+ dedim ve bakmaya devam ettim tabi her zaman ki gibi bunu da duymamıştı

''Sevinç güzel kızım hadi anne de an-ne'' dedi annem ağzını şekilden şekile sokarak yatağımın kenarında oturuyordu

+Allahım sanki konuşmayı yeni söküyorum ya yaptıkları muameleye bak+

''yok teyzecim yok susmuşa döndü senin bu kızın'' dedi selvi isyan ederek ayak ucumda ama ne yapayım bende konuşmak isterim ama olmuyor hem bi konuşsam

''sevinç canım hadi aç şu ağzını bir şeyler anlat '' Selvicim canım kardeşim anlatacağım da yok yani yok siz duymuyorsunuz. sabahtan beri annemin ve kızların verdiği mücadele sürekli başarısızlık ile sonuçlanıyordu. bu arada bal sarısı gözlü çocuk nerede yaa o sanki gözlerimden ne dersem anlıyordu beni susadığımı anlamıştı mesela bu beni şaşırtmıştı yüzümdeki şaşkınlığa karşılık o da gülümsemişti küçücük bir gamze vardı yanağında çok hoşuma gitmişti . aman ben ne diyorum be ne övdüm çocuğu Allah ım sen affet beni düşünceler ile savaşırken annem ve kızların konuşmasının arasında Bal sarısı gözlü çocuk göründü kapıda yüzünde her zamanki gülümsemesi ile ''evet rütin bir kontrol yapalım bakalım '' dedi ve bana doğru yaklaştı attığı her adımda kalp atışım biraz daha hızlanırken eğilip tansiyonumu ölçmek istemesi.. yanaklarım kesin kızarmıştır hatta morarmıştır Gökçe ile Selvi dik dik bakarken işlerini halleden Poyraz ın yanında duran annem '' ben de yiyecek bir şeyler alayım bari kızlar siz de acıktınız mı ? '' dedi kızlar hayır cevabını verirken annem ''Züleyha kızım nerede '' dedi etrafına bakınarak evet yaa bende şimdi fark ettim nerede bu kız '' lavaboya gidecekti ama hala gelmedi kantine inmiştir biraz daha bekleyelim gelmezse ararız '' dedi Gökçe '' iyi peki madem annesi ile de ben görüşeyim de Sevinç e iyi destek oluyorsunuz siz konuşmasına yardımcı olmanız için onun yanında kalmanız iyi olur Selvi kızım senin ailen ne diyor ''

''ben konuştum teyzecim bir sıkıntı yok merak etmeyin '' dedi ''annem iyi peki madem'' dedikten sonra başıma bir öpücük kondurdu.. başıma... başıma...ama benim eşarbım nerde neden saçlarım açık offff kızlar Poyraz eğilmiş bitmiş serumu çıkaracakken bir hışımla üzerimi açtım ve sedyeden biraz da olsa destek alarak koltuğun başındaki yazmayı kafama doladım sen ne yapıyorsun diye üzerime atılan Poyraz ve Selvi ye eşlik eden Gökçe şaşkın şaşkın bakarken kafama doladığım yazmadan sonra ne yapmaya çalıştığımı anladılar

''keşke bize söylesen yaa offf dikişlerine bir şey olacak '' dedi Poyraz bir kolumdan tutmuş tekrar yatağıma gitmemde bana yardımcı olurken yatağıma yattıktan sonra biraz daha çeki düzen verdim eşarbıma gözlerimi masumlaştırırken az azar işitmek istiyordum ama nafile '' kızım sen manyak mısın canından mı olmak istiyorsun '' dedi Gökçe

''deli ya bu deli valla bak '' dedi Selvi ve söylenmeleri devam ederken onları duymamaya başladım ve kulağımda başka bir ses yankılandı '' senin kendine saygın yok mu ölmek mi istiyorsun '' dedi yaramı kontrol ederken telaşlı ve korkan gözler ile yaramla ilgileniyordu içimden binlerce kez özür dilemeye başaladım suçlu hissetmiştim kendimi onları bu şekilde korkutmam yanlıştı yavru köpek bakışları atarak bakıyordum onlara az da olsa yumuşamışlardı bunu gerilenyüzlerinin gevşemesinden anlamıştım ama Poyraz daha başka bakmıştı gözlerime korkudan da öteydi anlam veremediğim bir bakıştı beni derinden etkileyen...

Talha'nın ağzından:

Sonunda hastaneye ulaşmıştık Levent çelenk i arabadan çıkarmaya çalışırken bende etrafa göz gezdirdim şu an için ters bir durum yok gibiydi etrafımı iyice taradıktan sonra hastaneye doğru ilerledim bekleme salonunda oturan Barsal takıldı görüş alanıma o beni fark etmemişti ellerini başının arasına almış bir şekilde duruyordu bu herifle ileride yakın akraba olma fikri aklımda gezinirken omzuma çarpan bir hasta bakıcıya ''pardon '' dedim adamın sendelmesini engellemek isterken belinde hissettiğim metal hissi aklımda oluşan fikri doğrularcasınaydı adama çaktırmadan yüzüne gülümsedim ve gitmesine izin verdim bu esnada hastane personeli ile tartışan Levent Çlenk i içeri sokmaya çalışıyordu

''tamam arkadaşlar bırakın '' dedim güvenlik görevlileri yüzüme bakarken

''ya hastamızın durumu acil belki bende durumun aciliyetine göre aldım Allahım yaa '' diyerek Levent i kolundan tuttum ve çekelemeye başladım güvenlik kim olduğumuzu bildiği için pek sesi çıkmamıştı sonuçta yarı yarıya devlete çalışıyorduk ne saçma yarım ucundan azıcık.

''levent adamı buldum sen buralarda oyalan ben hallediyorum '' dedim tam gidecekken

''destek gerekirse efendim ben buradayım '' elinde kocaman çelenk ile duran Levent e bakıp

''Gölge etme başka ihsan istemez '' dedim adamın gittiği yöne giderken merdivenlerden inen Züleyha yengem ile karşılaştım ''Talha '' dedi ismimi doğrulamak istercesine

''evet buyur yenge '' dedim bozuntuya vermeden

''bir sorun mu var '' dedi kaşlarını çatarak

''yooo yenge ne sorunu olacak bizde geçmiş olsuna gelmiştik de ben bir tanıdık gördüm şimdi onun yanına gidiyordum sen neden dışardasın ki yani odada kalsaydın '' dedim güvenli olabileceği yeri söyleyerek

''çay alacaktım da '' dedi ve devam etti ''neyse bir çok kez karşılaştık ama tanışmak bu güne kısmetmiş tanıştığıma memnun oldum ''

''bende yenge '' dedim ve yüzüme gergin olduğumu belli etmeyecek gülücüğümü takındıktan sonra onun gidişini izledim Levent ile göz göze gelince işaret ettim gözünün önünden ayırmaması için. tam ben de adamın gireceği odaya girecekken kapı bir anda açıldı durumu gizlemek amaçlı hemşirelere döndüm adam arkamda kaldığı için yüzümü göremiyordu merdivenlerden inmeye başlamıştı ayak seslerinden anlayabiliyordum bende sessiz bir şekilde ilerlemeye başladım sonunda bodruma inmiştik köşede durup silahıma susturcuyu taktıktan sonra adamı izlemeye başladım çöp poşetlerinden birinin içini karıştırdı ve bir silah çıkardı yüzüne takındığı pis gülümseme ile arkasını dönmüş gelirken bende tam karşısına çıktım ve silahımı doğrultup ''Game Over'' dedim adamın kaşları çatılırken ''oyun bitti lan '' deyip bacağına bir tane ateş ettim acı içinde yere düşen adama umursamazca baktım kapıda bekleyen diğer adamlara haber verip içeri gelmelerini söyledim ''paketi alın bodrumda önce tedavi ettirin sonra da bizim....'' sözlerim yarıda kesilmişti adam cebinden çıkardığı bir zehir ile kendini zehirlemişti ağzından ve burnundan köpükler gelirken ''ölme lan ölem it '' dedim başını elim ile tutarken ''ölme ölme '' dedim ama ne fayda çoktan nalları dikmişti

''Allah Belanı Versin pislik '' dedim tekrar telefonu kulağıma götürüp ''Tedavi ettirecek bir durum ortadan kalktı direk cenaze işlemlerine başlayın deyip oradan ayrıldım.

Elinde çelenk ile beni bekleyen Levent in yanına gittim ''nerde ''

''orada önce şu genç geldi yanına bira konuştular sonra da kalktı kız da hala oturuyor '' iyi peki dedim genç diye bahsettiği Barsal dı sanırım önemli bir konu değil yengemde zaten dalgın bir hali vardı en iyisi direk çiçeği yani çelenk i vermek diye düşünerek merdivenleri çıkmaya başladım tabi ardımdan Levent ile birlikte

Sevinç'in ağzından:

Tepemde yarım saattir söylenip durmuşlardı hepsine verecek cevabım vardı ama malesef ki konuştuklarımı duymuyorlardı. biraz sonra çalınan kapıdan sonra içeriye kocaman bir çelenk girmişti evet çelenk girmişti çünkü o kadar büyüktü ki kimin taşıdığı görünmüyordu şaşkın şaşkın bakarken ardından biranda çıkan Talha ''çok geçmiş olsun '' dedi ve gözleri yanımda duran Poyraza takıldı bir anda yüzünde ki gülümseme bir anda soldu çelengi yerinde sabitledikten sonra yavaş yavaş yaklaştı ''Poyraz'' dedi kaşları daha da çatılmıştı garip bir surat ifadesi ile Poyraza doğru ilerlerken Poyrazın da ondan bi farkı yoktu ''Talha '' dedi poyraz araya giren Selvi '' siz tanışıyor musunuz '' dedi tam bu esnada uzun uzadıya birbirlerini inceleyen Poyraz ve Talha ya bakarken bir anda ikisinden de odayı inletecek gür bir ses çıktı '' VAYYYY KARDEŞİM NERELERDESİN SEN'' dediler ve sarıldılar kızların şaşkın bakışlarına bende eşlik ederken birbirlerinin sırtlarına vurup daha sıkı sarıldılar sonunda birbirlerinden ayrılıp bir açıklama yaptılar ''Benim liseden arkadaşım yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi bizim, de son sene firar etti bir daha haber alamadım nerelerdesin sen ?'' dedi poyraz gözlerinin içi gülüyordu ''boşver be kardeş buradayım nasıl olsa şuan '' dedi ve tekrar sarıldı ''kaybetmem seni bir daha haberin olsun'' dedi buna karşılık Poyraz. Talha nın gözlerinin dolduğunu hissedebiliyordum bu durum onu etkilemiş olmalıydı kimi etkilemez ki çok genç yaşta bu işlere bulaşmıştı şimdi ise o temiz halindeyken tanıdığı bir insan ile karşılaşmıştı ikisinin dostluğu da ilk günkü gibi devam ediyordu ama tek bir farkla Talha biraz daha kirlenmişti...

Continue Reading

You'll Also Like

219K 10.3K 32
Uyarı : Talha Hancıoğlu hayali bir karakterdir yaşayanlarda onu aramayınız. ▪▪▪ Bir adam ve bir kadının kaderlerinin beklenmedik şekilde kesişmesiyle...
391K 25.3K 56
Asel; Aslııı Asel;Aslııı Asel;Aslı kız ne dedikodular öğrendim bilemezsin!. Asel; Ömer abiyle karısı boşanıyorlarmış, zaten karısınıda hiç sevmezdim...
80.4K 2.7K 21
Diğer hastalarımı kontrol edip abim yanına aşağı indim. Beraber çardağa oturup çayımızı yudumluyorduk. " Gördün mü?" " Evet" " Konuştun mu?" dediğ...
La Havle By H.

Spiritual

123K 12.6K 30
Aslında ismimi seviyorum. Asr-ı Saadet'te yaşamış her biri çok değerli iki hanım sahabenin ismi. Ama gel gelelim çevremdeki kimse olaya bu açıdan bak...