İLK TEŞEKKÜR || TAMAMLANDI (D...

By _YabanCicegi_

1.5M 74.6K 4.4K

💝 Bedirhan ALEMDAR - Ebrar ÇETİN 💝 Bedirhan... Yaşadıklarıyla her şeye küsen ve sadece bu hayatta yaşama se... More

✨ 1. BÖLÜM ✨
✨ KÜÇÜK BİR ALINTI ✨
✨ 2. BÖLÜM ✨
✨ 3. BÖLÜM ✨
✨ 4. BÖLÜM ✨
✨ 5. BÖLÜM ✨
✨ 6. BÖLÜM ✨
✨ 7. BÖLÜM ✨
DUYURU
✨ 9. BÖLÜM ✨
✨ 10. BÖLÜM ✨
✨ KÜÇÜK BİR ALINTI ✨
✨ 11. BÖLÜM ✨
✨ KÜÇÜK BİR ALINTI ✨
✨ 12. BÖLÜM ✨
✨ 13. BÖLÜM ✨
KURBAN BAYRAMI ve ÖNEMİ
✨ 14. BÖLÜM I.PART ✨
✨ 14.BÖLÜM II.PART ✨
✨14. BÖLÜM III.PART✨
✨ KÜÇÜK BİR ALINTI ✨
✨ 15. BÖLÜM ✨
✨ KÜÇÜK BİR ALINTI ✨
✨ 16. BÖLÜM ✨
✨ KÜÇÜK BİR ALINTI ✨
✨ 17. BÖLÜM ✨
✨ 18. BÖLÜM ✨
✨ 19. BÖLÜM ✨
✨ GELECEKTEN ✨
✨ 20. BÖLÜM ✨
✨ 21. BÖLÜM ✨
✨ 22. BÖLÜM ✨
✨ 22.BÖLÜM TEKRAR ✨
✨ 23. BÖLÜM ✨
TARİHLER 15 TEMMUZ
✨ 24. BÖLÜM ✨
✨ 25. BÖLÜM ✨
✨ 26. BÖLÜM ✨
✨ 27. BÖLÜM ✨
✨ 28. BÖLÜM ✨
✨ FİNAL ✨
❣SONSÖZ❣

✨ 8. BÖLÜM ✨

39.4K 2.4K 107
By _YabanCicegi_

Hayırlı akşamlar arkadaşlar, nasılsınız?

Geciken bölüm geldi. İlk başta fazla çene yaparak sizleri sıkmak istemiyorum. Bu yüzden direk sizleri bölümle baş başa bırakıyorum.

✨♡✨♡✨

Keyifli okumalar...

✨♡✨♡✨

Ama ben annemi hiç tanımadım ya, anne gibi nasıl kokar baba? "

✨♡✨♡✨

Ebrar, müziği kapatıp yorgunlukla koltuğa kucağındaki Samet ile oturdu ve kendisini geriye doğru kaydırdı. Yorulmuştu ama enerjisini de boşaltmıştı. Remziye hanım da yorularak kendisini tekli koktuğa bıraktı. Bu deli kız yormuştu kendisini.

Genç kız kucağındaki küçük çocukla birlikte nefeslerini kontrol etmeye çalışıyordu.  Göğsü hızla inip kalkıyordu.  Küçük çocuğunda ondan bir farkı yoktu.

" Ohhh bee rahatladık valla de mi Yakışıklım, " dedi göz kırparak. Yanakları kırmızıydı ikisininde. Terlemişlerdi.  Dile kolay kaç saattir kimbilir zıplayıp oynuyorlardı.

" Çook güzeldi, aşkım  " dedi küçük çocukta nefeslerini düzene koymaya çalışarak. Ardından da,  " Canın acıyor mu? Dün babam seni düşürdü ya, " diye sordu dünü hatırlayarak.

" Yok Yakışıklım acımadı. Hem beni baban düşürmedi ki. Ben kendi dengemi kaybedip düştüm. " dedi genç kız. Samet' in babasına ne kadar düşkün olduğunu biliyordu ki keza genç adamında oğluna bağlılığını görmüştü. Bu yüzden bu şekilde cevap verdi genç kız. 

" Gerçekten mi? " diye sordu küçük çocuk. Bakışları genç kızın gözlerindeydi.

" Gerçekten, " dedi genç kız ve küçük çocuğa sarıldı. Düşünceleri düne kaydı. Bir elini dudaklarının üzerine koyup o anı düşündü. Dudaklarının üzerindeki bir kaç saniyelik baskıyı. Şaşkınlık vericiydi. İlkti... Güzeldi hem de çok güzeldi. O anda kalbinin ne kadarda hızlı attığını anımsadı. Değişik duyguydu. Aslında ne hissedeceğini bilememişti. Özellikle oyundan sonra sevinme kısmında ki yakınlıkları ilk defa o zaman bu ailenin içinde olmak istedi.

Genç kız saptığı düşüncelerinden hızla sıyrıldı. Düşünmemesi gerekiyordu. Düşünmeyecekti! Küçük çocuğun kendisine bakan ışıl ışıl gözlerine bakarak, " Hadi sana bir oyun öğreteyim mi? Çook eğlenceli, " dedi.

Samet hemen başını olumlu anlamda başını salladı heyecanla.  Hem nefesleri düzene girmişti. Yeni bir oyun oynayabilirdi.

Ebrar küçük çocuğun yanaklarını ellerinin arasına alarak yüzünün her tarafına öpücüklerini kondurdu. Küçük çocuk gelen her öpücükle kahkaha atıyordu. Mutluydu hem de çocuk. Ebrar da küçük çocuk kahkaha attıkça öptü. Öptükçe de kendisini daha çok kaptırdı küçük çocuğun sevimliliğine.

Remziye hanım, tekli koltukta ikilinin görüntülerini nemli gözlerle izliyordu. İkisi gibi mutluydu. Küçük çocuğun,  Ebrar' a hemen bağlanmasında kaderin işi olduğunu anladı. Bu kız bu eve girecekti ve herkesi enerjisi, mutluluğu, sevgisiyle sarmalayacaktı. Geçmişteki bir anı aklına geldi.

✨✨✨

Bedirhan haftasonu arkadaşına söz verdiği için oğlunu da alarak oraya gitmişti. Samet' in oradaki kendi yaşlarındaki bir çocuğun annesiyle olan konuşmalarını, birbirlerine sarılmalarını izlemişti. Çok beğenmişti. Anne' nin ne demek olduğunu o zaman anlamıştı.

Baba oğul eve geldiklerinde hemen koltuğa birlikte oturmuşlardı. Bedirhan kucağında çocuğuyla koltukta hafifçe yayılmış ve gözlerini kapamıştı. Bugün oğlunun arkadaşının evinde eşini ve çocuğunu nasıl izlediğini görmüştü. Canı yanmıştı. Oğlunun o bakışlarında duygular çok yoğundu.

" Baba, " demişti küçük çocuk merak içinde.

" Efendim oğlum, " diye gözlerini aralamıştı genç adam.

" Annem nerede? "

Bedirhan sustu. Hiçbir şey diyememişti. Oğlu ilk defa annesini soruyordu. Ne resmini görmüştü ne de adını biliyordu. Annesi hakkında hiçbir şey anlatmamıştı genç adam. O kadın bunu haketmiyordu çünkü. Oğlunun geleceğini karnında belirlemiş iken asla o kadını oğlunun annesi olarak anlatamazdı. Silmişti onu hayatından. Hiç karşılaşmamış gibi.

" Gelecek oğlum, " diyebilmişti zorlukla oğluna. Kendisinden cevap beklediği belliydi. Öldü diyememişti. Çünkü oğlunun bu yaşta ölümün ne olduğunu kavrayamazdı. Bunun için de geleceğine dahil bir izlenim bırakmak istemişti.

" Ne zaman gelecek baba? Bende anneme sarılmak istiyorum, " demişti küçük çocuk özlem içinde. Sesinde ki özlem genç adamın kalbinin yarışırcasına acımasına sebep oldu.

" Gelecek oğlum ve sen annenin geldiğini sarıldığın anda anlayacaksın, " diye açıklama yapmıştı genç adam. Başka nasıl bir açıklama yapacağını bilememişti. Oğlunu daha fazla üzülmesini engellemek istemişti.

" Aynı senin benim babam olduğunu bildiğim gibi mi? " dedi küçük çocuk ve babasının başını sallamasını görünce konuşmasına devam etmişti. " O zaman sen baba gibi kokuyorsun ya o da anne gibi mi kokacak? " diye sormuştu.

Bedirhan tekrardan başını sallamakla yetinmişti. Daha ne diyebilirdi ki. Cevap verecek gücü kalmamıştı. Yeniden o kadına sinirlerini içinden haykırdı. 

" Ama ben annemi hiç tanımadım ya, anne gibi nasıl kokar baba? "

Bedirhan son güçlükle nefesini almıştı ve oğlunun yanaklarını ellerinin arasına alarak açıklamaya başlamıştı.

" Anne... Ona sarıldığın anda annen olduğunu anlarsın oğlum. Anneler çok güzel kokar. Kimsenin kokusuna benzemezler. Sen ona sarıldığın anda işte benim annem diyebilirsin. Ona sarılmaktan mutluluk duyarsın. Seversin hemen. Sonra,  sonra anne seni çok sever. Sana bir şey olmasına izin vermez ve seni mutlu edebilmek için her şeyi yapar, " dedi. 

Samet babasının dediklerini dikkatle dinlemişti. Her dediğiyle yüzünde duygu karmaşası belirmişti ama son cümleleriyle merakta sarmıştı dört bir yanını. Küçük çocuk annesini görmek, tanımak ona sıkıca sarılmak istiyordu.

Remziye hanım da baba oğulun bu kalpleri parçalayan konuşmasını gözü yaşlı izlemişti. Bakışları Bedirhan ile karşılaştığında onunda gözlerinin dolduğunu görmüştü. Bedirhan oğlu hayatından ilk defa hastane koridorlarında, oğlunun yaşaması için dualar ederken ağlamıştı. Bitik bir halde dudaklarından sadece,
" Allah' ım canımı bana bağışla, " cümlesi çıkıyor ve ağlıyordu. Ne yiyip ne içiyordu. Oğlu olmadan onunda hayattan silineceğini o anda anlamıştı Remziye hanım. İşte şimdi genç adam bir kez daha ağlıyordu. İkinci kez. Oğlu için. O kadına bir kez daha sinirlendi. Bu iki erkeğin hayatını alt üst ettiği için bir kez daha sinirlendi ama sonra kader dedi. Kaderden daha büyük bir kelime var mıydı ki?

" O zaman annem çabuk gelsin baba, özledim ki ben onu? "

Ve genç adam gözünden süzülen yaşları engelleyememişti. Ne diyeceğini bilememişti. Oğlundan kaçırdı bakışlarını ama oğlu küçük elleriyle yüzünü kendisine çevirmişti ve o da ağlamaya başlamıştı.

" Tamam babam, annemi sormayacağım sana bir daha. Sen yetersin bana! " demişti. Sanki büyük bir adam konuşuyormuş gibiydi. Bedirhan gülümsemişti. Oğluna sıkıca sarılmıştı ve yaralarını birbirlerine sarılarak gidermeye çalışmışlardı. Remziye hanımda gözü yaşlı bir şekilde bu iki erkeğin mutlu olabilmesi için dua etmişti.

✨✨✨

Remziye hanım geçmişi hatırlayınca gözyaşlarını engelleyemedi ve akmalarına izin verdi. Koltukta ikilinin fark etmemesi içinde hızla sildi ve gülmeye çalıştı. Sessiz bir şekilde mutfağa gitti ve tüm duygularını yemek yaparak dizginledi.

Ebrar ve Samet' te koltukta birbirlerini sevmekle meşguldü.

✨♡✨♡✨♡✨

Bedirhan laptopundaki bu görüntülerle tebessüm etti. Oğlu mutluydu ya bu genç adam için yeterli bir sebepti gülümsemek için.

Masanın üzerindeki telefonunu alarak araması gereken iki yeri aradı. İlk olarak o kadın için görevlendirdiği Gürkan' ı aradı.

" Buyrun Bedirhan bey, " dedi karşıdaki ses hiç vakit kaybetmeden.

" Ne yapıyor? "

" İlk başlarda bağırıp çağırıyor, ağlıyordu ama şimdi sesini kesti. "

" Yetti mi dersin?"

" Yetti Bedirhan bey, " dedi Gürkan.

" Biraz daha duracak ondan sonra yapılması gerekeni biliyorsunuz. Benden haber bekleyin, " dedi Bedirhan net bir sesle ve telefonu kapattı. O kadının - Sena - hayatına nasıl girdiğini kesin bir şekilde açıklayamıyordu ama onunda diğerinden bir farkı olmadığını anlamıştı.  O da aynı ilk karısından
- Şebnem - bir farkı yoktu.

Sinirlendiğini hissedince kendisini sakinleştirdi ve diğer araması gereken kişiyi aradı. Yusuf Ali' yi..

" Oo Bedirhan bey arar mıydı bizi? " diyerek açmıştı telefonu Yusuf Ali.

Genç adam gülümsemek ile yetindi.
" Neler yapıyorsunuz, nasılsınız? " diyerek sordu ardından. Siz ekini kullanmıştı çünkü karısını açık açık sormak istememişti. En son kötü ayrılmışlardı.

" Biz çok iyiyiz, meraklanma. "  dedi genç adam mutluluk içinde.

" Sevindim. Ayrıca baba olacağın için tebrik ederim. Baba olmak çok güzel bir duygu. Her şeyini kendinden olan bir can için feda edebileceğinin farkına varıyorsun ve en önemlisi senin her daim yanında olduğunu sana baba diyeceğini biliyorsun. "

Bedirhan tüm söylediklerini büyük bir sevgiyle söyledi. Oğlunu düşündü. Onun ilk kendisine baba demesini hatırladı. Kalbinin heyecanla nasıl attığını, nasıl mutlu olduğunu anımsadı.

" Teşekkür ederim dostum. " diyebildi Yusuf Ali. Şimdiden babalık duygularını hissediyordu.

Biraz görüştükten sonra işler hakkında konuştular ve en kısa görüşme planı yaparak telefonlarını kapattılar.

Bedirhan, dudaklarında kalıcı kalan tebessümle laptopuna son kez bakıp ekranı kapattı ve önündeki dosyaları incelemeye başladı. Anlaşma dosyasında ki maddeleri en ince ayrıntısına kadar inceledi. Asla bu görevleri yardımcılarına vermez, hesaplarını, kârlarını kendisi hesaplardı.  Dosyaya kendini öyle kaptırmıştı ki vaktin nasıl geçtiğini anlamadı. Ve kahvaltıdan beri ağzına tek bir lokma bir şey girmemişti. Açlığını hissediyordu. Sol kolunu hafif kaldırıp, kola saatine baktı. Saatin 6' yı geçtiğini görünce şaşırdı. Bu kadar saat nasıl oldu da geçti anlamadı. Zaten vaktinin büyük çoğunluğunu laptoptan evi izleyerek geçirmişti ya neyse.

Hemen masasının üzerini topladı. Eşyalarını çantasına koydu ve odasından çıktı. Kapısının da şifreli kilidini girip, holdinginden çıktı.  Arabasına bindiği gibi evine doğru yol aldı. Evine yaklaşınca da evi aradı. Kısa süre sonra telefon açıldı.

" Merhaba Remziye sultan, nasılsın? "

" İyiyim evladım, geliyor musun? "

" Evet yoldayım. Oğluma götürür müsün telefonu? "

" Bekle bir dakika, " diyen Remziye sultan telefonu koltukta oturan küçük çocuğa uzattı ve gülümseyerek,
" Baban, " dedi.

Samet hemen telefonu alıp kulağına götürdü ve neşe içinde babasıyla konuştu.

" Baba, geliyor musun? "

" Geliyorum oğlum yoldayım, bir şey istiyor musun? "

" Hımm, " diyen Samet, bir elini çenesine koyup düşünür gibi yaptı. Dudaklarını büzüştürdü.

Ebrar küçük çocuğun dudaklarını büzüştürerek düşünmesini görünce dayanamadı ve yanağından hızla öptü. Tabi bunu beklemeyen Samet ise aniden " Ayy, " diye çığlık attı. O çığlık atınca da, telefondaki genç adam, " Oğlum, ne oldu? Cevap ver, " diye endişe içinde konuştu. En sonda Remziye hanım, mutfakta elinde el havlusu bir yandan ellerini silerken bir yandan da,  " Ne oldu? " diye endişeli sesiyle konuştu.

Ebrar ve Samet birbirlerine baktılar ve genç kız daha fazla kendini tutamayıp kahkaha atmaya başlayınca, ona küçük çocukta eşlik etti ve ikisi koltukta kahkahalarla gülmeye başladılar. Samet kulağında tuttuğu telefonu elinden kaydırınca, kucağına düştü. Ebrar kahkahalarını zorlukla yatıştırmaya çalılonca, telefondan gür bir ses duyuldu.

" Neler oluyor orada?! "

Remziye hanım zaten koltuktaki ikilinin yanına gelmişti. Telefonda bağırarak konuşan Bedirhan' ın sesini zorlukla işitti. Bu iki delinin susacağı yoktu. Endişesi geri planda kaldı ve gülümseyerek telefonu eline aldı.

" Oğlum, endişelenme bir şey yok, " dedi gülümseyerek koltukta birbirlerine sarmaş dolaş sarılmış ikiliyi izlerken.

" Oğlum neden bağırdı o zaman ilk önce? " dedi sinirle genç adam.

" Bende anlayamadım ama şimdi ikisi gülmekle meşgul. "

" Ebrar' ı ver telefona! " dedi keskin sesiyle genç adam. Oğlunun o bağırtısını duyunca gaza nasıl yüklendiğini bile anlayamamıştı.

" Oğlum önemli bir şey yok, " dedi Remziye hanım. 

" Telefonu o kıza ver, Remziye hanım! " dedi genç adam. Her kelimenin üzerinde ayrı bir baskı uygulayarak söylemişti.

" Hanım olduk demek ki, " dedi Remziye hanım kırgınlıkla. Bu zamana kadar Bedirhan hiçbir zaman kendisine hanım diye seslenmemişti.

Bedirhan sinirle direksiyona yumruğunu vurdu. Dişlerini sıktı ve çene kasları her zaman ki gibi gerildi. Evinin önüne gelmişti. Bu hızla başka sonuçta beklenemezdi.

" Remziye Sul- " demişti ki sözleri karşı taraftan yarım bırakıldı.

" Bir dakika Bedirhan Bey, Ebrar' a veriyorum. " Remziye hanım telefonu kulağından uzaklaştırdı ve genç kıza uzattı. 

" Buyur kızım,  seni istedi. " Ve Remziye hanım mutfağa geri döndü. Bugün için iki oğlunun da en sevdiği yemekleri yapıyordu. Bedirhan için karnıyarık, Samet için de domates soslu makarna.

Ebrar şaşkınca eline tutuşturulan telefona baktı ve hemen kendisine gelerek, " Efendim, " dedi.

Bedirhan arabasından inip, kapıya doğru ilerlerken resmen genç kıza kükredi. " Sen ne yaptında oğlum çığlık attı. "

Ebrar şaşkınlıkla kaldı öylece. " Ben, ben bir şey yapmadım ki? " Sesine şaşkınlığının izleri yansıdı.

Bedirhan bu sırada kapının ziline basıyordu. Kulağında hala telefon.
" O zaman ne diye oğlum çığlık attı, lanet olası! "

Ve kapı açıldığında ' lanet olası ' kelimeleri genç kızın yüzüne çarptı. Eli kulağında, bakışları kapıdaki sinirli genç adamda, şaşkınlığı ve kırgınlığı da hat safhadaydı.

" Babaa, " diye bağıran Samet, başını arkaya doğru çevirdi. Babasını görmek istercesine gövdesini çevirdi.

Bedirhan kapıdaki kızın bakışlarını es geçip, hızla içeri girdi. Kapı ağzında duran genç kızı da hafiften kenara doğru itti. Hızlı adımlarla odaya girdiği gibi oğlunu kucağına aldı.

" Oğlum, " diyerek sıkıca sarıldı ve boyun çukurundan öptü. " Neden çığlık attın öyle? Söyle babacığım, korkma sakın. Tamam mı? "

Bedirhan beklenti içinde oğluna bakıyordu. Bakışları oğlunun yüzündeydi. Vücudunu hızla taradı, yüzünü inceledi ama hiçbir iz yoktu.

" Aşkım beni buramdan öptü, " diyerek küçük elini kaldırdı ve dudağının kenarını gösterdi. Hafiften kıkırdadı. " Birden öpünce bende korktum o kadar, " diyerek babasının boynuna sarıldı ve kokladı babasını. Aynı baba gibi kokuyordu küçük çocuk için babası. Güçlü, kahraman, özel...

" Çok korkuttun oğlum beni, " diyen Bedirhan rahat bir nefes alıp, koltuğa doğru yaslandı.

" Korkma baba. " dedi Samet ve babasının yanaklarına minik ellerini koyarak konuşmasına devam etti. 

" Hem ondan sonra biz aşkımla öpücük yağmuru oynadık. "

Bedirhan hiçbir şey demeden, oğluna baktı. Şefkat doluydu bakışları. Canıydı oğlu...

Bedirhan oğlunun son söylediğiyle tek kaşını kaldırarak, " O nasıl bir şey oğlum? " diye sordu.

Samet babasına anlatmak yerine göstermeyi tercih etti ve babasının yüzünde öpülmedik yer bırakmadan küçük dudaklarını değdirdi. Bedirhan gülmekten kendini geri alamıyordu. Ebrar' da hayran dolu bakışlarla baba oğulu izliyordu. Bu adamın, mendebur surat dediği kişiyle yakından uzaktan alakası yoktu ya! Çocuğuyla çocuk oluyor, ona tüm sevgisini veriyordu. Bakışlarında ki bağımlılık, sevgi fazlasıyla anlaşılıyordu.

Çok güzeldi! Şahane bir aile ve bir tek anne eksikti. Bir an kendisini bu ailenin içinde düşündü. Ama hemen kendisini bu düşünceden dolayı kızdı ve kafasının geri planlarına attı.

" İşte böyle baba. " dedi Samet gülerek. Babasının omuzlarında olan ellerini yeniden yanaklarına koydu.

" Hıımm, çok güzelmiş. Her akşam isterim ama yatmadan tamam mı babacığım. "

" Oleeyyy, " diyerek ellerini havaya kaldırdı küçük çocuk. " Ama sakın Ebrar aşkımla bu oyunu oynama tamam mı? "

Bedirhan oğluna öylece bakarken, Ebrar şaşkınlıkla bakıyordu. İki elini dudaklarının üzerine koydu. Aklına bahçedeki ilk öpücüğü geldi tekrardan ve kızarmaya başladı.

" Oğlum niye oynayayım onunla? "

" Ama bahçede sevgili gibi öptün. " dedi küçük çocuk ellerini bu sefer göğsünde bağlayarak. Dudaklarını da büzüştürdükten sonra, " Hem onu düşürdün özür de dilemedim! " dedi.

" Ama, oğlum, " diyebildi genç adam ve bakışlarını yan tarafında kalan genç kıza çevirdi. Onun yanaklarının kızarık olması şaşırttı kendisini. Bu kara kızda mı kızarıyordu ya da kızaran kız kalmış mıydı?

" Küserim, " dedi küçük çocuk.

Bedirhan oğlunun kendisine küsmesine asla dayanamazdı. Bu yüzden küçük çocuğu da kucağından bırakmayarak ayağa kalktı. Genç kızın yanına gitti ve önünde durdu. Gözlerinin içine baktı. İki koyu hare birbirine bağlandı. Genç adam boğazını temizledi ve yüzünü asarak, " Özür dilerim, " dedi.

Genç kız mırıltı halinde duyduğu ve adamın yüzünün asıklığını görünce sinirlendiğini hissetti. " Mendebur surat, " diye sessizce mırıldanmak istedi ama siniri el vermedi ve sesli bir şekilde çıktı. Bedirhan sinirle genç kıza bir adım daha attı ve yüzüne eğilerek, " Neden kızarıyorsun? " diye ansızın sordu.

Genç adam, bu palyaço kızın kendisine her defasında mendebur surat demesinden rahatsızlık duyuyordu ve sinirleniyordu. Bunun hıncını da kızdan bu soruyu sorarak çıkardı. Şimdi karşısındaki kızın kendisine şaşkınca bakışını sevimli buldu. Gözleri irice açılmış, dudakları hafif aralanmış ve yabakları kızarık...
Ardından düşüncelerini hemen kafasından kovdu. Hiçbir kadın sevimli değildi!

" Yemek hazır Bedirhan bey, "  diyerek ayakta duranlara baktı Remziye hanım. Bakışları Bedirhan ' a kırgın bakarken, genç kıza ve küçüğüne ışıl ışıl bakıyordu.

" Tamam Sultanım geliyoruz, " dedi ve kucağındaki oğluyla genç kıza hiçbir şey demeden arkasını döndü ve adım atmadan, " Gidebilirsin! " dedi.

Remziye hanım kırgınlığının yanında kızgınlıkla baktı grnç adama ve hemen genç kıza dönerek, " Kızım hadi gel. Bakma sen Bedirhan Bey'e. Bugün kendinde değil belli! " dedi.

" Yok Remziye sultan, ben eve gideceğim hemen. Mavişime yemek hazırlayacağım bugün. " dedi Ebrar gülümseyerek. Biraz önce gerçekleşen, kalbini heyecanlandıran aynı zamanda sinirlendiren olayı hızla geri plana attı. Düşünmeyecekti.

" Bu saatten sonra ne hazırlayacaksın kızım. Çağır Mavişini buraya hep birlikte yeriz yemeğimizi. "

" Şeyy, " dedi genç kız ve kendisine dönen sinirli bakışlarla karşılaşınca hızla devam etti sözlerine. " Yok Remziye sultan. Benim yaptığım yemekleri hazırlayayım. Bugün özel olarak istemişti Mavişim. "

Remziye hanım üstelemedi daha fazla ve gülümseyerek genç kızın yanına varıp sarıldı. Ebrar ise cümlenin içimdeki bey kelimesi o anda kavramıştı. Kesin bu mendebur suratlı adam,  bu güleryüzlü kadını da bir şekilde üzmeyi başarmıştı.

" Aşkıım, gel öpelim birbirimizi, öyle git, " diyerek kollarını babasının boynundan çekip genç kıza doğru uzattı.

Ebrar gülümseyerek hızlı adımlarla küçük çocuğun yanına gitti ve boynuna sarılmasına izin verdi. Samet hala babasının kucağında iken gövdesi de genç kızın bedenine yakındı. Kolları da genç kızın boynuna sarılmıştı sıkıca. Hafif geri çekildiler ve biraz önce oynadıkları oyunu hatırlayınca neşeyle, " Hadi son kez öpücük yağmuru oyununu oynayalım, " dedi.

Ebrar başını sallayıp biraz daha geri çekildi ve küçük çocuğun yüzünü ellerinin arasına alarak her tarafına dudaklarını bastırdı. Küçük çocuk şen kahkahalar atarken, Bedirhan' da değişik duygular içerisindeydi. Daha doğrusu ne hissedeceğini bilemiyordu.

Samet' te genç kızın yüzünün her tarafına öpücüklerini kondurdu ve boynuna son kez sıkıca sarılıp kokladı ve işte o anda önceden babasının dedikleri aklına geldi.

" Anne gibi kokuyorsun aşkım, " dedi küçük çocuk ve herkesi şaşkınlığa uğrattı.


✨♡✨♡✨♡✨

Bölüm sonu...

Öncelikle dün gelecek olan bölüm  bugüne kaldığı için öncelikle özür dilerim. Ama inanın her şey üst üste geldi. İnternet sorunum bir yandan bir yamdan da yazdığım bölümü kaydet yapmıştım ama wattpad o bölümü silmiş kaydetmemiş. Bugün tekrardan bölümü yazmak sorunda kaldım. İnşalah beğenmişsinizdir.

Yorumlarınızı ve votelerinizi beklemekteyim.

Her zaman dediğim gibi,
En güzeline emanetsiniz...

✨♡✨♡✨♡✨

Continue Reading

You'll Also Like

134K 11.5K 46
Veliaht bir Prens ile sıradan genç bir çocuğun yolları kayıp bir kılıçla kesişir. BoyxBoy'dur. Rahatsız olacaklar okumasın lütfen.
398K 19.1K 48
Umut (Karin) SANCAKOĞLU ve Umut SANCAROĞLU... Bu iki güçlü insanın en büyük tesadüfleriydi isimleri... Umut Karin geçmişine sünger çekmiş geleceğini...
230K 14K 34
Daha doğmadan kaderleri babalarının iddiaya girmeleri sonucunda yazılmaya başladı. Kader onları dünyanın farklı yerlerine savursa da yolları daima ke...
3.3M 119K 65
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...