Ömer'in Ağzından:
Akşam ki buluşmada Talha da olacaktı o yüzden eve doğru ilerlemeye başladım, biraz sonra eve vardığımda Talha da kapının önünde beni bekliyordu beni görünce evden bir kask daha alıp yanıma geldi ve beraber depoya doğru ilerledik. Buluşma yerinde vardığımızda Kenan abi her zaman ki koltuğunda oturmuş elinde özel yapım tesbihini çekiyordu içimden bir gün o tesbih benim olacak diye geçirdim. Kapıda durmuş onu incelerken aklıma bundan beş sene önceki halim geldi okulda her gün bir olay çıkaran kimseden korkusu olmayan (Allah hariç) çocuklardık taki boş bir anımıza denk gelip bir gece yarısı öldüresiye yediğimiz dayaktan sonra, o günden sonra çocuk değildik biz başka bir şey olmuştuk o dayaktan bizi kurtaran Kenan abi bize hayatımızı geri kazanma şansı verdi ama son masumiyet kırıntısını da elimizden alarak. Ondan nefret etmiyordum ama sevdiğimde söylenemez. Ayda bir ya da iki defa bizi yanına çağırır bu alemde kim onun işine taş koyduysa veya haksız kazanç elde ettiyse söyler ve hesabını kesmemizi söylerdi. Yine o günlerden birini yaşayacaktık sanırım emir verilecek ve biz de yapacaktık.
Ben derin düşüncelere dalmış bir şekilde Kenan abiye bakarken Talha koluma dokunup ''abi iyi misin? daldın gittin öle neden durdun?''
''iyim iyim aklıma bir şey geldi de onu düşünüyordum '' dedim bir iki adım atmış büyük kapıdan içeri girecekken ''vayy vayyy dejavu yaşadım resmen yaa '' dedi ben ne dediğini anlamaz şekilde yüzüne bakarken '' Mustafa abi de Selvi yenge hayatına girmeye başladığı zamanlarda böyle olurdu bir an karşımda onu gördüm sandım '' dedi o ana kadar aklıma gelmeyen Züleyha tüm varlığı ile bir anda beynimin her bir karesini kaplamıştı tek bir kelime bile çıkmıyordu ağzımdan Talha benim bu halime karşılık omzuma dokunup yanımdan geçip gitti ben olduğum yerde Züleyha düşünceleri ile boğuşurken düşüncelerimi araba motoru sesi dağıttı bu gelen Musatafaydı onu kapının önünde beklemeye başladım biraz daha hava almaya ihtiyacım vardı zaten arabadan artis artis inip kapıları kilitledi yüzü gülüyordu merdivenleri çıktıktan sonra beni görünce ''kapılarda karşılanıyorum '' dedi sırıtarak '' bende yeni geldim seni görünce öylesine durdum yaa ''dedim umursamaz bir şekilde ve ardından '' sen ne yatın?'' dedim o neyi kastettiğimi anlamış olacak ki ''sorma ömer sorma boş bulundum bir söz verdim Allah sonumuzu hayretsin '' deyip beraber yürümeye başladık '' ne sözü '' dedim merakla '' bir daha onu kıskanmama sözü '' dedi istem dışı gülmeye başladım aslında şu anda Mustafa nın anlattıklarına değilde kendi halimize gülüyordum bir nevi sinir boşalması yaşıyordum.
Kenan abinin masasının önününe geldiğimiz halde kendime hakim olamıyordum çeveremizde dört bir yana dağılmış adamların eşliğinde kahkahalarımı bastırmaya çalışıyordum ''Allah muhabbetinizi arttırsın gençler '' dedi gür sesi ile Kenan abi istem dışı bedenimde oluşan ürperti ile '' kusura bakma abi '' dedim
''neye güldün Ömer bu kadar ?'' dedi şimdi ne desem diye düşünürken Mustafa ''kapıda yeni gelin gibi beni beklemişte onu dedim komik geldi sanırım '' dedi fırsattan istifade gülmemin karşılığını bu şekilde laf sokarak vermişti. Kenan abinin ''iyi öyle olsun bakalım yeni gelinler oturun da bir konuşalım '' demesi ile ayakta durduğumuzu yeni fark etmiştim ne olmuştu bu gün bana böyle. Güçlükle onun masasının önündeki deri koltuklardan birine kendimi attım Musatafa ve Talha ds tam karşımda oturuyorlardı ''hayırdır abi bu sefer ki iş ne '' dedi Mustafa donuk sesi ile vay koçum bana özenmeye çalışıyordu genelde bu soruları ben sorardım ama şu anda pek sağlıklı konuşma yapabileceğimi sanmıyordum. Musatafa bunu anlamış olacak ki o konuşma gereği duydu .
''bizim işte hayır olur mu oğlum '' dedi tek tek sabır tesbihini çekerken ''o da doğru valla '' dedi talha ve devam etti ''tozcusu hapcısı kadın pazarlama daha sayyımı hayır bunun neresinde '' dedi yine boş boğaz konuşmuştu tip tip bakarken Talha ya koltuğuna daha da sindi ve ağzını kapattı. Bu esnada Kenan abi yanında ve çevrede duran korumalara başı ile dışarı çıkmalarını işaret etti. Kapıda ki korumalar da dışarı çıkıp kapılar kapanınca ölüm sessizliği düşmüştü içeri.
Bakışlarımız ile konuşmaya çalışırken Kenan abi gür sesi ile ''sizi oğlum gibi seviyorum bunu biliyorsunuz dimi her ne kadar belli etmesem de ''
''hiç belli etmesen de '' diye düzelttim gözümün içine bakarak '' tamam öyle olsun ömer hiç '' dedi ve devam etti '' bu sefer ki işiniz sizi biraz zorlayacak hem uzun süreli sabır gerektiren bir iş hemde çok tehlikeli '' dedi gözleri gözlerimizde dolanırken durum analizi yapan bir tavrı vardı
''tehlikeli kısmını anladık da uzun süreli deken '' dedi Musatafa Kenan abi derin bir nefes alıp '' devlet ile bir anlaşma yaptım '' dedi buna karşın Talha '' hadi buyrun cenaze namazına '' dedi dik dik Talhaya bakarken '' ne ? Ne ? dedim ben '' dedi sanki hiç bir şey olmamış gibi '' abi sen bize şu işin aslını iyice bir anlat bizim kafalar gitti iyice '' dedim Buna karşın Kenan abi devam etti '' bir çete var silah uyuşturucu ihracatı ithalatı yani taşımacılık ve kara para aklama işinde bir numaralar. Devlet uzun zamandır peşinde bu adamların fakat geçen ay içlerine yerleştirdikleri iki adam da yakalandı ve ortada hiç delil bırakmadan kayboldular küçük bir ip ucu yakaladık peşinden gidiyoruz ''
''eeee bu işte bizim rolümüz ne '' ddim gergin bir şekilde
''bu adamların içlerine gireceksiniz ne kadar zaman alırsa alsın bunu yapacaksınız ve çeteyi çökerteceksiniz ''
''ne yani koskaca devletin yapamadığını biz üç kişimi yapacağız ''
'' iki buçuk '' diye düzeltti Mustafa Talha küçük olduğu için yüzümde oluşan sama tebessüm ile bakarken
''güvenmiyor musun kendine Ömer '' dedi Kenan abi imalı imalı onun karşısında dik durarak güven dolu sesim ile
'' konu kendine güven değil konu elimizde yeterli ekipmanın olmaması '' dedim bu adamın karşısında ezik gibi gözükmek istemiyordum.
'' herşeyinizi devlet karşılayacak merak etmeyin sizden tek isteğim onlardan biri gibi görünüp örgüte girip bize yani devlete bilgi sızdırmanız olacak ''
''nedne Devlet '' dedi mustafa ve devam etti '' kendi yağımızda iyiydik biz büyük adım atmak neden ''
derin bir nefes alan Kenan abi uzun zamandır elinde çekiştire çekiştire çektiği sabır tesbihinin ipinin kırılması ile taneler yerlere dağıldı o buna aldırış etmeden elinde kalan ipi bizim göreceğimiz şekilde masaya koyup ''dikkat çektiniz en ufak hatanız da harcanacaksınız tercih hakkı sundular bende bu yolu seçtim '' ''kabul etmedik diyelim '' dedim ısrarla
'' hayatınız biter olur olmadık tüm suçlar üzerinize yıkılır ve...''
ve den sonrasını Talha tamamladı '' ömür boyu hapis '' dedi olumsuz anlamada başını sallayan Kenan abi ''yaşayacak bir ömrünüz olursa evet ama öyle bir şansınız olacağını sanmıyorum Düşmanlarınız süzün bu düşüşünüzü görürse ilk fırsatta tepenize binlerler bende koruyamam sizi işinizi bitirirler '' dedi sıkıntı ile olduğumuz yerde kıpırdanırken Talha '' başta da dediğim gibi buyrun cenaze namazına '' dedi mustafa buna karşılık '' her iki türlü ölü sayılırız örgüt işini halledemezsek de ölürüz '' dedi ben daha olumlu düşünerek '' olaki başardık bu işi devlete yaptığımız yardımlar sayesinde örgüt çöktü ne olacak ''
'' hayatınızı yaşayacaksınız emir yok görev yok siz ve sevdikleriniz yalansız gerçek bir hayat yaşayacaksınız ''
Bu sözlerden sonra hepimiz donuklaşmıştık artık rol yapmak olmayacak mıydı yani sıradan insanlar gibi gözükmek yerine gerçekten sıradan insan mı olacaktık bu düşünceler hepimizin zihnin de dolanırken '' ama tek bir yolla '' deyip ayağa kalktı ''48 saatiniz var gençler iyi düşünün 48 saat sonra bu odada bulunanlar ile anlaşma sağlanacak '' deyip çıkış kapısına yöneldi aklımızda binbir türlü soru ile kalakalmıştık. Ne olacaktı şimdi '' eee beyler hadi söyleyin bakalım şimdi ne yapıyoruz '' onlarında fikilerini merak ediyordum Mustafa '' bilmiyorum ama emin olduğum tek şey bu işin sonunda Selvi ile birlikte olacaksam ben varım ' dedi kendinden emin olmaya çalışarak. Talha ya döndüğümde '' benim sizden başka kimim var ki açıkcası siz ne karar verirseniz o '' deyip can sıkıntısı ile oflayarak dışarı çıktı Mustafa ile karşı karşıya kalmıştık ''bana öyle bakma Ömer '' dedi '' Nasıl bakmayım '' '' böyle işte tamam elimiz kolumuz bağlı anladık off ben gidiyorum şarj olmam gerek '' deyip o da yanımdan ayrıldıktan sonra tek başıma kalmıştım. Başımı sıkıntı ile geriye atıp düşünmeye başladım beş sene boyunca kim ne derse yaptım ne emir geldiyse kabul ettim ve son bir görev yüzüp yüzüp kuyruğuna geldiğim şu zamanda kablul etmekten başka ne çarem var ki...
buluşma yerinden ayrılıp eve geçtim Talha nın evde olduğunu çalışan televizyon sesinden anlamıştım salona girip konuşacak halim yoktu odama çıkıp yatmayı tercih etmiştim aklım o kadar karmaşıktı ki gömleği çıkarıp patates çuvalı gibi kendimi yatağa bıraktım huzurlu olduğum yere uykuya gözlerimi kapattım ve o derin dipsiz kuyunun beni içine çekmesine izin verdim...
Selvi'nin Ağzından:
Yatsı namazını evde en son kılan ben olmuştum evin işleri misafirler derken epey geciktirmiştim sonunda ibadetimi yerine getirip yatağa yatmak için hazırlandığım esnada üç defa korna sesi duydum sokak da yankılanan korna sesinin Mustafa'nın arabasına ait olmalıydı diye düşündüm ama emin olamamıştım genelde geldiği zaman hep böyle yapardı. penceremin ucundan dışarı gizlice baktığımda tam tahmin ettiğim gibi oradaydı biraz sonra telefonuma bir mesaj geldi ''+camdan gizli gizli bakmayı bırak hatun yanıma gel özledim seni +''
ne özlemesi yaa daha sabah görüştük işte oflayarak mesajına cevap ettım ''-gelemem evdekiler uyanır bir gören olur olmaz. hem daha sabah görüştük -''
mesaj gittikten biraz sonra cevap geldi ''+sana fikrini soran oldu mu hatun gel dedim gel yoksa ben gelirim +''
Allahım al canımı da kurtar beni ya manyak diye içimden geçirdim yüzümde aptal gülümsemem ile içten içe garip bir duygu oluşmuştu içimde
''tamam tamam bekle ömür törpüsü bekle '' yazdıktan sonra başıma yazma yapıp feracemi geceliğimin üzerine geçirdim her yerimi kapattığı için üzerimi değiştirme gereği duymadım tam telefonumu almış telefonumu almış odadan çıkacakken bir mesaj daha geldi '' +sende benim başımın tatlı belasısın benim sesim çıkıyor mu ?+'' Yav he he dedim içimden yüzümde saçma gülümsemem ile odamın kapısını sesszi bir şekilde açıp etrafa göz gezdirdim her kes odasına çekilmiş uyuyordu bende parmak uçlarımda çıkış kapısına gittim ve sessizce kapıyı açıp anahtarı elime aldım kapıyı kapattığım esnada bir el ağzıma ve diğeri belime sarınmıştı ağzımı kapatan el çığlık atmamı engelliyordu ve belimdeki elde hareket etmemi engelliyordu. korku içinde çırpınırken Mustafa' nın gelip beni kurtarmasını istiyordum görmüştür geliyordur belki '' şşşştttt '' sessiz ol hatun uyandıracaksın milleti '' dedi nefesini ensemde ve kulağımda hissettiğim anda birbirimize çok yakındık ve bu beni daha fazla rahatsız etmişti korku içinde kıvranırken gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı..
''yok artık hatun ağlıyor musun ? benim ben mustafa yaaa '' dedi ben çırpınıp kurtulmaya çalışırekn sonunda ellerini çekmişti üzerimden ''ya sen nasıl bir insansın ya sen insan mısın Allahaşkına bu yapılır mı yaa ''
''tamam tamam sakin ol '' kollarını bedenime doladı ''korkutmak istemedim ben sadece sana şaka yaptım iyikide yapmışım ne kadar güçsüz olduğunu öğrendim sana benim acilen savunma dersleri öğretmem gerek olmaz böyle ''
''yok almayım ben hem bu nasıl bir şaka söyler misin bana '' dedim göz yaşlarımı durdurmaya çalışıyordum mustafa nın kollarından kurtulup gözlerinin içine bakmaya çalıştım o da üzülmüştü benim bu halime belliydi biraz durduktan sonra '' Mustafa tarzı şaka canım '' deyip kaburgalarımı kırarcasına sarıldı '' seni çok özlemişim '''' fark ettim ama biraz daha nefessiz kalırsam öleceğim '' demem ile biraz olsun gevşetti kollarını '' hadi gel arabaya geçelim '' deyip kolumdan çekmeye başladı '' ne oldu ?''
''çok az kaldı ''
''neye ''
''kavuşmamıza''
''anlamadım ''
''bir iş var son iş ondan sonra herkes kendi yolunda '' dedi hevesle küçük bir çocuk gibiydi gözlerinin içi gülüyordu yıllar öce paçasını kaptırdığı buadamdan nasıl kurtula bilir di ki