Zamansız Aşk

By ponnycorn

33.7K 2.3K 437

*** "Seni öpmek istiyorum." midem tatlı bir hisle kasılırken devam etmesini bekledim. "Ama... More

~Giriş~
~1~
~2~
~3~
DUYURUU !
~4~
~5~
~6~
~7~
Lütfen okuyun!
~8~ Part 1
~8~ Part 2
~9~
Hey!!
~10~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~
"Zamansız Aşk" ismi değişmeli mi?
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
Bö!
~24~
~25~
Yepisyeni bir bölüm!!
~26~
~27~
~28~
~29~
Merhaba
~30~
~31~
~32~
~34~
35

~33~

267 24 10
By ponnycorn

Keyifli okumalaar..

-----------------------

                  

"Rüzgar, Emir yeter artık!"

Tam anlamıyla ikisi de birer çocuk! Tam tamına kırk beş dakikadır Rüzgar, Emir'in arkasından koşup elinde ki telefonu almaya çalışıyordu. Hem de ne için? Emir ile eskiden çekildiğimiz resimlere bakıp onları Emir'in telefonundan silmek için!

Ah, şimdi delireceğim!

Kendimi Emir'in önüne atıp siper ettim ve üstümüze ilerleyen Rüzgara kızgın gözlerle baktım.

"Yeter durun artık!" Rüzgar hala Emir'in elinde ki telefona uzanmaya çalışıyordu ve ortalarında sıkışmıştım.

Emir, Rüzgar'ın aksine eğleniyordu. Kahkahası Rüzgarı daha da delirtiyordu.

Rüzgar "Üzgünüm güzelim." Dedikten sonra ellerini koltuk altımdan geçirdi ve kaldırarak beni ortalarından çıkarttı.

"Ya ama!" ayağımı yere vurdum ve "Kesin şunu!" diye şiddetli bir şekilde bağırdım. İkisi de durdu ve bana baktı.

"Sen!" Rüzgara baktım. "Yatağa!" dediğim anda Rüzgar hemen hızla yatağına giderek içine girdi.

Emir, Rüzgar'ın haline gülerken hızla ona baktım ve "Telefonu bana ver." Telefonu anında bana uzattı. Gözlerimi devirerek telefonu elinden sertçe aldım ve onu arkamda bırakarak Rüzgar'ın yatağına gittim. Ona doğru ilerlerken sırtını bana döndü.

Baş ucunda durdum ve ona seslendim. "Rüzgar?" parmak ucuna kalkıp yüzüne baktım, gözlerini yummuştu.

"Hadi ama uyumadığını biliyorum, bana dön."

Çekingen hareketlerle bana döndüğünde gülümsememek için yanağımın içini ısırdım.

"Bacağına bakmam lazım sargıya kan geçmişti."

Yorganı üstünden çektiğim gibi gözlerim şaşkınlık ve korku karışımıyla açıldı.

"Mete!" Dolabı karıştırdığını gördüm. "Efendim güzellik?"

"Rüzgar'ın dikişi açılmış!" Mete sıkıntıyla başını kaldırıp bana baktı ve elinde ki suyu içerek yanımıza geldi.

"Rahat dursaydı, o sargıyı bir daha değiştirmeyeceğim." Diyerek omuz silkti ve gitti. Gerçekten bunlardan bıkmıştım.

Rüzgar "Önemli değil böyle kalabilir." Diye mırıldandığında yüzüne bakmadım ve iç çekerek yataktan kalkıp gerekli malzemeleri almak için tuvalete gittim.

Beyaz soluk ışık yanıp sönerek tuvaleti olduğundan daha kötü gösteriyordu. Kapıyı kilitleyip aynanın karşısına geçtim. Elimi ıslak lavabonun kenarların koyup biraz dinlenmeye çalıştım. İç çekerek başımı kaldırıp aynada ki yansımama baktım.

Her zaman ki gibi gözüküyordum sadece göz altlarım biraz daha mordu. Asıl değişiklik gözlerimdeydi. Çok... Boş mu? Yoksa yorgun mu? Ne hissettiğim gözlerimden hiçbir zaman anlaşılmazdı insanlar sürekli bakışlarımdan rahatsızlık duyardı ama hiçbir zaman aynaya baktığımda kendimden rahatsız olmamıştım.

Bundan korkarak hemen dolabı açtım ve Mete'nin, Rüzgar için yeni aldığı ilaçları poşetle beraber dolaba attığını gördüm. Dolaptan direk poşeti aldım ve dolabı geri kapatma gereği duymadan tuvalet kapısını açtım.

Az önce ki karmaşadan eser yoktu herkes köşesine çekilmiş düşünceli bir şekilde duruyordu fakat Kayra ortalıkta gözükmüyordu. Rüzgar'ın işini görünce ona bakmaya gideceğimi aklıma not ettim.

Rüzgar'ın yattığı yere oturunca bana döndü ve elimde ki poşete baktı. "gittin sandım." Diye mırıldandı ama yine cevap vermedim.

Yorganı üstünden çekip bacağına doğru yaklaştım ve yatakta bağdaş kurdum.

Kandan etkilenmemeye çalışarak pansumanını yaparken Rüzgar "Telefon sende değil mi?" diye fısıldadı. Yüzüne bakmadan başımla onu onayladım. Bana doğru bacağının imkan verdiği kadar yaklaştı ve "Resimlere bakabilir miyim?" diye beklentiyle sordu. Bu sefer kızgın bakışlarımı yüzüne sabitleyerek sargıyı canını acıtması için biraz çekerek sıktım. Yüzünü buruşturduğunu gördüğümde tatmin olup sargıyı çekmeyi bırakıp düzgünce sarmaya devam ettim.

"Tırnaklarını çıkarttığında çok güzel oluyorsun."

"Hıhım." Diyerek onu geçiştirdim. "Ciddiyim aşırı seksi oluyorsun seni öpme-"

"Kes sesini Erez." Dedim ve bacağıyla işim bittiği için yanından kalkıp depodan çıkmak için kapıya doğru ilerledim. Arkamdan "Nereye gidiyorsun?" diye bağırmıştı ama ona dönmedim ya da bir cevap vermedim.

Hava neredeyse kararmıştı ama hala etrafı seçebiliyordum. Biraz ileri doğru ilerlediğimde Kayra'nın sırtını ve uzayıp karışmış saçlarını gördüm. Bir ağaca yaslanmıştı ve sırtı bana dönük olduğu için ona yaklaştığımı görmüyordu.

"Hey." Diye mırıldanarak seslendim. Yorgun gözleri bana döndü ve kısa bir şekilde beni süzüp aynı şekilde bana karşılık verdi.

"Oturabilir miyim?" cevap vermek yerine yana doğru kaydı, bunu evet olarak algıladım ve aramızda hafif bir boşluk bırakarak yanına oturdum.

"Neden buradasın?" omuz silkti ve "Çok gürültülüydü biraz dinlenmek istedim." Anladığımı belirtmek için başımı salladım ve ellerimle oynamaya başladım.

Kısa süren rahatsızlık aramızda daha da yoğunlaşırken yerimde rahatsızca kıpırdandım ardından bana "Sen?" diyerek sordu.

"Aynı sebep." Diyerek mırıldandım. Küçük bir kıkırtı dudaklarından döküldüğünde ona baktım ve "Ne?" diyerek gülümsememe engel olamadım.

"Bizimle uğraşmak zorunda kaldığın için üzgünüm yeni." Diye muzipçe mırıldandı. Yüzümü buruşturdum ve "Bana öyle seslenme." Diye sitem ettim. Ardından ikimizde uzakta sanki bir şey görmüşüz gibi bakarak gülümsedik.

"Bana nasıl güveniyorsun?" diye beklemediğim bir soru yöneltti.

Cevap vermek için biraz düşündüm. Neden güvendiğime mantıklı bir sebep aradım fakat bir şey bulamadığımda sadece omuz silktim.

"Belki de güvenmiyorumdur." Diye mırıldandım

"Yanımda oturuyorsun!" diye bilmediğim bir şeyi söylüyormuş gibi güldü fakat sesinin bir alt tonunda sitem vardı.

"Bilmiyorum sadece..." durdum ve cevabımın uygunluğunu tarttım. "Güveniyorum işte." Diye omuz silktim.

"Bunu bir daha boşa çıkartmayacağım Doğa." Diye mırıldandı. Bir şey demedim ama biliyordum, bu güvenimi bir daha kırmayacağını bir şekilde biliyordum.

"Seni anlayamıyorum." Diye fısıldadı.

"Hepimiz biraz karışığız değil mi?" diye gülümsedim.

"Sen biraz daha fazla." Diyerek yüzünü muzipçe buruşturdu ve ardından suratıma bakıp gülmeye başladı. Kafamı iki yana sallayarak tekrar ellerimle oyalanmaya başladım.

İkimizde susmuştuk ki altımda bir titreşim hissettim. Emir'in telefonu titremişti.

Yerimden biraz kıpraşarak arka cebimden telefonu çıkarttım ve kilit ekranına bakıp mesaj geldiğini gördüm ardından mesajın kimden geldiğini.

Yüzümde ki kanın çekildiğini hissettiğimde Kayra büyük ihtimalle kül rengine dönmüş suratım fark etti ve "Ne oldu?" diye sorarak üzerime eğilip ekrana bakmaya çalıştı ama ben hızla telefonun ekranını hırkama bastırarak ayağa kalktım.

O da ayağa kalkıp anlamamış gözlerle bana bakmayı sürdürdü.

"Bir şey olmadı gitmeliyim." Dedim ve hareket etmediğinden emin olarak ondan ve depodan biraz daha fazla uzaklaştım.

Mesaj 'ciciş'ten gelmişti ve bunu telefona ben kaydettiğim için kim olduğunu çok iyi biliyordum.

Asude.

******************

Umarım beğenmişsinizdiiir.

Yeni bölümleri hedefimde ki okunma sayısına ulaşana kadar paylaşmıyorum bu yüzden geç geliyor. Oy vermeyi ve yorum bırakmayı lütfen unutmayııın. Bir soru bırakıp kaçıyoruum.

Sizce Asude, Emire neden mesaj attı?

Continue Reading

You'll Also Like

323K 18.3K 55
"Sakın, sakın Ala, aklının ucundan dâhi geçirme." Diye burnundan soludu. Sinirle bir adım attım. İşaret parmağımı doğrulttum. "Sakın Yüzbaşı, sakın o...
504K 8.7K 26
🔞Türkiye'nin en büyük mafyası tarafından kaçırılmak ve onla ilişki yaşamak.🔞 🔞Bolca +18 vardır. 🔞
13.1K 849 14
Seren Bademci, belirli sebeplerden kaçmak adına Rusya'da Sibirya Ekspresi adındaki bir Tren Seferine katılır. Bu yolculukta yalnız başına seyahat etm...
236K 17.1K 25
Düşmanlar. Aşıklar. Rakipler. Sırlarıyla, Helbarvest eyaletindeki motosiklet çetelerinin hepsini savaşa sokabilecek bir kadın. Kadının; ruhuna, b...