W.T.F(DoKai) BİTTİ

By Exolatam

79.8K 4.9K 2.3K

Kim demiş kısa boylu adamlardan Seme olmaz diye. D.O Kyungsoo motorsikletini inlettiği gibi pekala Kim Jongin... More

«Tanıtım»
W.T.F §1§
W.T.F§2§
W.T.F§4§
W.T.F§5§
W.T.F§6§
W.T.F§7§
W.T.F§8§
W.T.F§9§M
W.T.F§10§M
W.T.F§11§M
W.T.F§12§
W.T.F§13§
W.T.F§14§
W.T.F§15§
W.T.F§16§
W.T.F§17§
W.T.F§18§
W.T.F§19§
W.T.F§20§Final
Özel Bölüm
Sadist

W.T.F§3§

4.2K 300 294
By Exolatam


Bölüm şarkısı:Enrique Iglesias You and I

§W.T.F.W.T.F.W.T.§

Kyungsoo bitmek bilmeyen seruma diktiği sert gözleri ile bakarken, Sehun rahat sandalyesinde oturuyor üstelik dırdırlarıyla kulak sikiyordu.

"Sana tamirhaneden önce hastaneye gitmemiz gerektiğini söylemiştim Soo"

Kyungsoo'nun canı saatlerdir bu yatakta vakit geçirdiği için sıkkındı zaten. Üstüne Sehun'un bitmek bilmeyen dırdırları ve ben her şeyi bilirim tavrı daha çok sıkılmasına neden oluyordu.

"Kai annen çok konuşur mu?"

Kısa olan aniden karşısında tedirgince oturan adama dönüp sorduğunda diğeri oturduğu sandalyede kıpırdanıp sağ bacağını sol bacağının üstüne koyarak önemli bir şey söyleyeceğim imajı yaratmaya çalışmıştı.

"Hayır pek konuşmaz ama bundan sana ne?"

"Gördün mü Sehun? Kaynanam bile senin kadar dırdır etmiyormuş" bunu hayatta söylediği en normal şey gibi söylerken Kai şaşkınlıkla ikisini izliyordu.

"Hah şimdide hatalı olan ben miyim yani? Senin sağlığını düşündüğüm için dırdırcımı oldum hemde kaynanandan bile daha dırdırcı?"

Sehun işaret parmağını kendisine doğrultup söylediği sırada Kai'de şaşkın bir şekilde yerinden kalkıp ellerini beline koyarak Kyungsoo'nun yatağının başında dikilmeye başlamıştı.

"Benim annem nerden senin kaynanan oluyormuş?"

"Cidden öldüm de cehenneme falan mı düştüm nedir bu eziyet?"

"Sen cidden katlanılmaz adamın tekisin"

Kai sinirle söyleyip saçlarını karıştırdıktan sonra Kyungsoo'ya son bir bakış atıp kapıya doğru yöneldi. Onun gitmek üzere olduğunu gören Kyungsoo kolunda ki iğneyi çekip çıkardıktan sonra ağrıyan ayağına inat bir hızla yerinden doğrulup çıkmakta olan Kai'nin belini tuttu.

"Nereye gidiyorsun?"

"İzin verirsen evime gideceğim"

"Sikerim seni Kai, bana karşı böyle konuşma"

Kyungsoo'nun Kai'nin belinde ki eli aşağı onun kalçalarına doğru inmeye başladığında diğeri huysuzlanıp onun elini çekmeye çalıştıysada başarılı olamamıştı. Kısa boyuna rağmen böyle güçlü olmayı nasıl başarıyordu?

"Elini çek."

"Çekmezsem ne olur?"

Kyungsoo'nun sorusu üzerine Kai elini kaldırıp tam ona en mükellefinden bir tokat atacaktı ki eli Kyungsoo tarafından hava da yakalanıp çoktan aşağı indirilmişti bile. Pişman olacağı şeyler yapmak konusunda Kai'nin üstüne yoktu.

"Sehun motorun anahtarını ver"

Yine o dayanılmaz tonda konuşmuştu.  Üstelik gözlerini Kai'nin gözlerinden çekmiyordu.

"Doktor bu gece burada kalman gerektiğini söyledi Kyungsoo"

"Siktiğim çeneni, kapatacak mısın Sehun?"

Sehun derince bir iç çektikten sonra cebinde ki anahtarı Kyungsoo'ya atıp sinirle saçlarını karıştırdı.

"Ben bu saatte eve nasıl gideceğim bay çok bilmiş"

"Buradan bakınca ayakların gayet iyi görünüyor"

Kyungsoo, ayaklarına bakarak Sehun'a gülümseyip Kai'ye dönünce onun az evvel neredeyse başaracağı şeyi hatırlayıp sinirlenmişti. Esmer adama bütün öfkesini kusacaktı tabi ama burada yapamazdı.

Ona son kez sen bittin bakışı attıktan sonra kısa boyuna rağmen Kai'yi rahatlıkla omzuna alabilmişti.

Kai aniden ayakları yerden kesilince neye uğradığını şaşırmış nasıl konuşulduğunu unutmuştu. Bi de şu an Kyungsoo'nun poposuna çarpan yüzü vardı ki bu görüntü tabiki de Kai'nin bugüne kadar gördüğü en iyi görüntü falan değildi.

"Beni hemen aşağı indir bücür"

"Göstereceğim sana bücürü, ama görünce çok şaşırma çünkü sandığın kadar bücür değil."
Odadan çoktan çıkıp yürümeye başlamıştı bile. Ama halen daha Kai'ye cevap vermekten alamıyordu kendini.

"Ne saçmalıyorsun sen?  hemen indir beni, baş aşağı durmaktan midem bulandı."

"Çok mızmızsın bebeğim"

Şaşkın bakışlar eşliğinde sonunda hastaneden çıkıp motorun yanına gittiklerinde Kyungsoo Kai'yi aşağı indirip kendisi motora yerleştikten sonra arkasına Kai'nin oturması için bayağı bir boşluk bırakmıştı. Bu esnada esmer olan kollarını göğsünde birleştirip ayağıyla belli bir ritim tutarak tüm sinirini taş zeminden çıkarmaya çalışıyordu.

Onun bu halini bile sevimli bulan Kyungsoo gülümseyerek kaskını takıp, yedek kaskı Kai'ye uzattı. Esmer olan Kyungsoo'nun uzattığı kaska bu da nesi der gibi baktığında kısa olan siyah kaskı onun göğsüne sert bir şekilde yerleştirdi.

"İtiraz etme hakkı tanımıyorum, şu lanet olası kaskı bir an önce tak Kai"

Kai daha cümlenin başında itiraz hakkı elinden alındığı için itiraz etmek istese de itiraz etmeyip göğsünde derin yaralar açan kaskı kafasına takıp Kyungsoo'nun arkasına oturdu. O lanet tamirhaneyi daha kuytu bir yerde açmalıydı.

Kai Kyungsoo'nun hızına rağmen onun beline tutunmayı reddetse de kısa olan tam tersini istediği için neredeyse tüm arabaların arasına makas atarak geçiyor, Kai'nin soğuk terler dökmesine neden oluyordu.

"Böyle inat etmeye devam edersen Kai, motoru şu önümüde ilerleyen kamyonetin üstüne sürmeyi düşünüyorum"

Kyungsoo söylediğinde Kai ayakkabılarını çıkarıp onun ağzına vurma isteğini şimdilik bir kenara bıraktı ve onun belinden tuttu. Ama Kyungsoo'nun istekleri bir türlü bitmek bilmiyordu.

Kai'nin elleri belindeyken kısa olanın huylanmasına neden olmuş tüm o taşkın fikirlerini gün yüzüne çıkarmıştı.

Motorun hızını düşürdükten sonra onun sağ elini iyice kendi beline yerleştirip sol elini de cinsel organın üstüne konumlandırdı. Bu pozisyonda tümseklerde inip kalkan motorla birlikte Kai'nin de eli inip kalkıyor Kyungsoo'ya çok daha farklı şeyleri çağrıştırıyordu.


"Harikasın Kai agh oraya biraz daha"

Kai onun zevkten dört köşe olmuş sesini duyduğunda elini çekmeye çalıştı ama kısa olan tabiki de bunun olmasına izin vermemişti. Hatta bu hareketinin sonucunda Kyungsoo onu biraz daha kendine çekmiş, Kai onun sırtıyla bir bütün olmuştu.

Kai şu an resmen Kyungsoo'nun sırtıyla aşk yaşıyordu.

"Bana hemen ev adresini söylemezsen en yakın otelde sabahlayacağımıza emin olabilirsin Kai"

"Lanet olsun benden ne istiyorsun?" Kai, öyle olmasını istemese de sesi biraz sonra ağlayacakmış gibi çıkmıştı.

"Sana adresini söyle dedim"

Ama Kyungsoo hiç nazik davranmıyordu. Esmer adam onun sinirlendiğini fark ettiğinde evinin adresini vermekten başka çaresi kalmamıştı.

On dakikalık bir yolculuğun ardından sonunda tamir hanenin yakınlarındaki evine geldiklerinde motordan inip Kyungsoo'nun onu takip etmemesini ümit ederek eve doğru koşturdu.

İçeri girip ardından kapıyı kapattıktan sonra sırtını çelik kapıya yaslayıp derince bir nefes aldı. Kyungsoo'nun sert adım seslerini duyduğunda ise arkasını dönüp dürbünden onu izlemeye başladı. Sinirlendiği için yanakları bayağı kızarmıştı. Ve o bakışları Azrail'e işini unutturacak türdendi.

"Kai hemen şu lanet olasıca kapıyı açmazsan içeriye bir şekilde girip sana tecavüz edeceğim."

Kai onun ne kadar ciddi olduğunu sertleşen ses tonundan fark edebilmişti. Ne yapacağını düşünürken stresten tırnaklarını yemeye başlamıştı. Çocukluktan beri alışılagelmiş hareketlerinden biriydi. Bu huyundan nefret etsede bir türlü vazgeçemiyordu. Sanırım dünya üzerinde Kyungsoo gibi adamlar olduğu sürece vazgeçmesi de biraz zor olacaktı.

"Yani kapıyı açarsam bana tecavüz etmeyecek misin Kyungsoo?" Kapının ardından diğerine seslendiğinde tekrar dürbünden baktı. Yüzünde hafif bir tebessüm oluşmuştu.

"Edeceğim ama rızanı aldıktan sonra."

"Üzerimde dengesiz insanları çeken bir mıknatıs falan var da ben mi görmüyorum?"

Kai sorduğunda Kyungsoo'nun yüzünden belli belirsiz bir tebessüm daha geçmişti. Gülümsemekten nefret eden bu adamı böyle çocuksu bir insan güldürmeyi nasıl başarabilmişti?

"Beş saniyen var Kai"

Kai el mahkum sonunda kapıyı açtığında Kyungsoo'nun içeriye girmesini beklemeden hemen koşup mutfağa girerek eline en sağlam granit tavasını aldı işini sağlama almadan Kyungsoo ile karşılaşabileceğini sanmıyordu.

Kyungsoo zevk sahibi biri tarafından döşendiği her halinden belli olan salona girdiğinde fazlasıyla rahat görünen petrol yeşili koltuğa oturup ayaklarını cam sehpaya uzattı.

Dediğim gibi fazlasıyla rahat bir adamdı ve Kai böyle adamlardan nefret ederdi.

"Oradan beni izlemeyi keste yanıma gel bebeğim."

"Senin bebeğin falan değilim, hatta hiçbir şeyin değilim tanrı aşkına birbirimizi daha bir kaç saattir tanıyoruz ve sen yıllardır beni tanıyormuşsun gibi haraket ediyorsun."

Kai sonunda salona geçip Kyungsoo'nun yanına oturduğunda bütün öfkesini ve akşamdan beri içinde biriktirdiği her şeyi onun yüzüne karşı söyleyebilmişti.

"Bitti mi?"

Kyungsoo tek kaşını kaldırıp sorduğunda Kai'de başını sallayıp bacak bacak üstüne attı.

"Eğer bittiyse artık öpüşme kısmına geçe biliriz."

Kai kendisine doğru uzanan dudakları itip ayağı kalktığında Kyungsoo şaşkın bir ifadeyle diğerini izliyordu.

"Nereye?"

"Sana kahve yapacağım iyi görünmüyorsun Kyungsoo, düştüğünde kafanı kötü vurmuş olmalısın."

Kai mutfağa gitmeye yetendiğinde Kyungsoo onu bileğinden tutup çekerek kucağına düşmesini sağladı. Ellerini hemen dolgun kalçalara yerleştirdiğinde ise esmer olana kaçması için hiçbir fırsat hakkı tanımamıştı.

"Burası artık benim de evim, yani Kai yeni ev arkadaşın hayırlı olsun"

Kyungsoo gülümseyerek söylediğinde Kai çenesine düşen gözleriyle karşısında ki adama baktı. Nefes alma eyleminin nasıl yapıldığını çoktan unutmuştu. Zaten köyün bütün delileri Kai'yi bulmak zorundaydı.

«««««««¿»»»»»»»

Umunagoyim hiç bölüm atmasaydın:) dediğinizi duyar kibiyim küfür etmek serbest:)

Continue Reading

You'll Also Like

887K 71K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
4.4K 285 12
"O benim!" "Hayır benim!" "İkiniz de benimsiniz, şimdi kapatın çenenizi!"
78.3K 4.1K 42
Dar görüşlü bir polis. Dengesiz, neşeli, kırılgan, aşık bir öğrenci. [Texting] Yok, burası olmamış. Tekrar uğramak lazım. #baekyeol ...
24.5K 588 20
Bir Cembar hikayesi...