Sevmek Cesaret İster

By hahhhahahaha

99K 4.9K 228

Her şey insan oğluna Feda iken Insan oğlu kendine Cefa olmuştur "Imkansızlıkları yaşamak mıdır sevmek, Yo... More

Tanıtım
Bölüm 3
Duyuru
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Duyuru
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
21.05.2016 Berat Kandili
Bölüm 17
Bölüm 18
DUYURU!
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Duyuru
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
DUYURU !!
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
DUYURU!!!

Bölüm 2

8.2K 302 11
By hahhhahahaha

Züleyha'nın Ağzından:

Çalan alarmın sesii ile sabah namazına kalkmam gerektiğini anlamıştım ama nedense üzerimde her zamankinden daha büyük bir ağırlık vardı ve şeytan da dürtüp duruyor ne yapacaksın yat yerinde sıcacık diye önce ona cevabını vereyim 'şu an soğukta ve yorgun halimde kalkmaz sam cehennem beni çok güzel ısıtır ' yüzümde zafer gülümsemem ile yatağımdan doğruldum anlamsızca oturduğum yerde düşünürken sanki hayatımın değişeceğini anlamış gibiydim derin düşüncelere dalıp çıkarken ezan okunmaya başladı ve bende besmele çekerek ayaklandım banyoya gidip abdestimi aldıktan sonra seccademi yere serdim ve namazıma başladım.

Çok şükür bu vakit de şeytana uymadım deyip seccademi yerden topladım henüz okula bir buçuk saat vardı uykumda yoktu en iyisi biraz da kur'an okuyayım dedim kendi kendime ve annemin özenerek yapmış olduğu ve içinde kur'an-ı kerimimin bulunduğu çantamı duvarda ki yerinden elime alıp henüz düzeltmiş olduğum yatağıma oturdum ve birkaç sayfa okumaya başladım bir kaç sayfa daha okuduktan sonra tül çekili penceremden dışarıyı seyrettim hava epey aydınlanmıştı saatime baktığımda okula gitme vaktinin yaklaşmış olduğunu gördüm Kur'an ımı kapattıktan sonra tekrar ait olduğu yere koydum ve üzerime okul kıyafetlerimi giyinmeye başladım. okulumuz kıyafet konusunda serbestti imam-hatip olmasına rağmen başta konulan bir kural olmadığı için biz onikilere de bir şey demiyorlardı bende üzerime okula uygun kıyafetlerimi giyindikten sonra saçlarımı topuz yapıp şalımı başıma bağladım ve çantamı elime alıp sessizce odamdan çıktım annem ve babam sabah namazını kıldıktan sonra tekrar uyumuşlardı ikisi de yaşlı insanlar oldukları için rahatsız etmemeye özen göstererek sessiz bir şekilde evden çıktım.

Başım önümde ilerlerken yolun sonunda beni sitem eden gözler ile bekleyen Selvi ile karşılaştım onun bu halini görmem ile adımlarımı daha da hızlandırdım ve yanına geldiğimde.

''hayırlı.......'' sabahlar dememe engel olarak kendi atıldı söze.

''kızım sen nerelerdesin ya ne kadar zamandır seni burada bekliyorum '' dedi ellerini iki yana açarak. iyi de neden beklemişti beni daha önce böyle yapmazdı bir şey mi oldu acaba ağzımı açmış konuşmaya çalışırken

''ya ben beklediğini bilmiyordum sen .....'' işte ikinci defa sözüm kesilmişti aferin Selvi

''sakın bana unuttum deme!!'' dedi bir anda gözlerini gözlerime dikerek ben daha ne olduğunu anlamadan acı bir korna ve tekerlek yanması sesi ile üzerimize doğru gelen ve her yeri siyahlar ile kapalı olan arabayı fark ettik kendimizi güvenli bir yere çekmeye çalışırken kıvrak bir manevra ile son anda bizi teğet geçti ve hızla uzaklaştı peşindeki arabalarda onu takip ediyordu bu insanların derdi neydi böyle Selvi de en az benim kadar korkmuştu.

''iyi misin?'' dedim bir elim onun omzunda destek olarak

''iyi olmaya çalışıyorum ''dedi ve bir kaç öksürük ile nefesini düzenledi tekrar başını yerden kaldırıp gözlerime baktığında sanki az önce ölümden dönen biz değilmişiz gibi hesap sormaya başladı.

''ya sen nasıl unutursun bu gün beraber okula gidecektik ve yol üzerindeki eşarpcı dan benim için şal seçecektik '' dedi ben bu sözü ne zaman verdiğimi hatırlamaya çalışırken o koluma girip beni sürüklemeye başladı 15 dk sonra anlatmaya çalıştığı yere gelmiştik o şallar arasında kaybolmuşken bende yaşadığımız olayı analiz ediyordum kendi aklımda. o araba neydi öyle ya peşindekilere ne demeli sabahın nurunda gencecik yaşımızda ölecektik dertleri neydi acaba? diye aklımdan geçirirken kolumun dürtülmesi ile sarsıldım.

''şşşşşttt ayakta uyuyan güzel bak ben bunu beğendim ama bunlar da güzel sence hangisi olmalı?'' dedi soru soran bakışlarını üzerimde gezdirerek bende ne diyeceğimi bilemez haldeydim çünkü aklım başka bir yerde idi sabahtan beri sanki bedenim bu günü yaşamak istemezcesine hep bi çekingen ve geri planda olmak istiyordu içimde de bir sıkıntı... onunda beğenmiş olduğu şalı işaret ederek

''bence de bu çok güzel tam senin rengin '' dedim o da bundan memnun olmuş bir şekilde elindeki diğer şalları yerlerine bıraktı ve kasaya doğru ilerledik ödeme işini de hallettikten sonra beraber kol kola girip okula doğru ilerlemeye başladık.

bahçede biriken öğrencilere biz de katılarak sınıfımıza çıktık Sevinç ve Gökçe sınıfta hararetli bir şekilde konuşuyorlardı ne olduğunu anlamak için yanlarına gittiğimizde Gökçe nin bu gün olacak olan sınavı konuştuğunu anladım kızlar ile kısa bir sohbet ettikten sonra hocanın sınıfa girmesi ile yerlerimize geçtik ilk ders kelam dı ve boş geçecekti biz de hocanın bu rahatlığından faydalanıp kızlar ile grup kurup sohbet etmeye başladık

Gökçe: sınav 3 saat. diyerek o da masadaki yerini aldı sınava hiç çalışmamış olan Sevinç bu durumdan rahatsız olarak.

''gı bi sus gı !! Allah ım ya felaket tellalcısı resmen '' dedi o güzel ve bir o kadar garip konuşması ile

Gökçe: yanarım yanarım da seni bir kez bile sınava çalışmış bir şekilde göremeden okuldan mezun olacağıma yanarım . dedi sitem dolu sözleri ile ben hafif tebessüm ile onların atışmalarını izlerken Selvi telefonunun içine gömülmüş bir şekilde karşımda duruyordu yüzü de asık dı biraz

''Hayırdır Selvi hanim seni de sosyal medya da kaybettik sanırım '' dedim alaycı ses tonumla o buna aldırmadan telefondaki işi ile ilgileniyordu ne olduğunu iyiden iyiye merak etmiştim ki

''işte bura da '' dedi

''ne bura da ne oluyor '' dedim merakla

''Ömer.. Ömer Abim '' dedi ve gülümsedi

''senin abin mi var dı ?'' dedi Gökçe hay yaşa ben soracaktım tam da diye içimden geçiridim

''öz değil canım benimkinin yeğeni '' dedi simdi siz soracaksınız onunki kim erkek arkadaşı benimki dediği kişi daha önce onunla hiç konuşmadım ya da tanışmadım bu yüzden önemsiz bir detay daha önemli olanı ise Ömer denen çocuğu neden altın bulmuş gibi sevinerek ismini söylemesi.

''kim bu çocuk Selvi ne yapacaksın onu '' dedim merakla bu sorumu diğer kızlar da merak ettiği için sessizleşmişlerdi Selvi derin bir nefes aldı ve sevgilisi ile arasında yaşadığı problemleri onunla konuşmak istediğini ve bunun için de numarasını aradığını söyledi nasıl biri olduğunu merak etmiştim whatsapp dan resmini gördüğümde şaşırmıştım sert yüz hatları ve ilişki gibi insani duyguları önemseyen biri gibi durmuyordu.

'' bu mu size yardım edecek ben söyleyim bu daha çok bozar aranızı şu tipe baksana '' dedim alaycı bir şekilde bana hak veren Gökçe de

''at hırsızı gibi '' dedi kendi lisanına uygun bir tabir kullanmıştı.

''ya öyle demeyin siz onunla hiç oturup sohbet ettiniz mi onunla konuşunca insan rahatlıyor hiç de sizin ona yakıştırdığınız sıfatlar gibi değil '' dedi ön yargılarımızı kırmak istercesine ve sözlerine devam etti ''bu gün okul çıkışına gelecek yol boyunca konuşacağız'' dedi ve bana dönüp

'' sende gel beni yalnız bırakma '' dedi

''eve geç kalırım '' demem rağmen nasıl olduğunu anlamadan kendimi ikna olmuş buldum ne çok konuşmuştu öyle arka arkaya sıraladığı sözleri yüzünden sussun diye kabul etmek zorunda kalmıştım çalan zil ile dağılan sohbetimiz son derse kadar ara ara devam etti sınav işini de hallettikten sonra çıkış saatigelip çatmıştı ben son kez gelmek istemediğimi söyleyecekken ağzıma tıkılan sözler ile susmuştum. zil çalıp diğer kızlar ile vedalaştıktan sonra ben Selvi ve Sevinç ağır adımlar ile çıkışa doğru ilerledik yolun karşısına geçmiştik ki karşımızda duran kişiye takıldı gözlerim o da beni mi izliyordu ne kadar zamandır bana böyle bakıyordu ben yerinden çıkacakmış gibi atan kalbimi sakinleştirmeye çalışırken Selvi gayet rahat bir şekilde ilerlemeye başladı sabah soğuk olan hava ısınmaya mı başlamıştı ne derin derin nefesler alarak bende Selvi ye ayak uydurmaya çalıştım arkamızda kalan Sevinç annesinden haber geldiğini ve eve bir an önce gitmesi gerektiğini söyleyip yanımızdan ayrıldı hadi ama gitme der gibi arkasından bakarken Selvi bana seslendi hangi ara gitmişti yanına

''hadi Züleyha gelsene '' dedi bende el mahkum yanlarına gittim başım ile selam verdikten sonra üçümüz yolda ilerlemeye başladık tabi Selvi nin tanıştırma faslını da geçtikten sonra

''ee anlat bakalım abisi ne oldu yine'' dedi kulaklarıma bir annenin evladına söylediği ninni gibi gelen sesi ile ve ondan sonra Selvi sıkıntılarını anlattı ve kendilerince bir yol buldurlar bu esnada bir cafe nin önünden geçerken Ömer

''hadi gelin bir şeyler içelim belki bu sayede arkadaşının da dili çözülür konuşur '' dedi beni ima ederek ve devam etti ''konuşmayı biliyorsun dimi bu yaşına kadar öğrenmiş olman gerekirdi ''

bu ne ukala bir konuşa böyle sanki ben onunla konuşmak zorundaymışım gibi sanane sanane mecbur muyum ?

'' evet biliyorum konuşmayı ama konuşmak istemiyorum'' dedi burnum havada

''allah allah neden acaba tipimizi mi beğenmedin '' dedi onun bu sözüne karşılık şöyle bir inceledim yoo gayet de yakışıklısın hatta benim hoşlanabileceğim tiplerdensin ama biraz gülümseye bilsen ve ölümün soğuk izini yüzünde taşımasan hiç de fena olmaz demem gerekirdi çünkü bunlar doğru olanlardı ama diyemezdim tabiki de saçma olurdu manidar ve bir o kadar da yerinde bir söz ile konuyu kapatmak istedim.

''yaradılanı severim yaradan dan ötürü '' dedim ve başımı önüme eğip yürümeye devam etmiştim ki söylediklerimin yanlış anlaşılabileceğini düşünüp açıklama yapma gereği duymuştum ki

''yapma '' dedi ben ne olduğunu anlayamazken

''bir açıklama yapmana gerek yok ben seni anladım '' dedi güven veren sesi ile başım ile onayladıktan sonra Selvi nin evinin önüne gelmiştik benim evim de hemen bir üst sokaktaydı ben Selvi ile vedalaşıp yoluma devam edecekken Selvi nin sesi duyuldu ''Ömer abi sen gelmiyor musun ?'' dedi neden öyle demişti ki acaba aynı evde mi oturuyorlardı sanmam apartman olduğu için o da o apartmandaki her hangi bir evde kalıyordur sanırım ağır adımlar ile ilerlerken konuşmalarını dinlemeye başladım

''yok bacım sen gir eve hadi ben diğer bacımı da evine bırakıp öyle çıkarım eve '' dedi diğer bacı derken diye tam arkamı dönüp bakacakken peşimden geldiğini fark ettim neden geliyordu bu benim arkamdan ya

'' korkma adam yemiyorum ben akşam oldu it kopuk var başına bir şey gelmesin '' dedi ben bir şey söyleme gereği duymadan yoluma devam ettim ne diyebilirdim ki bu at hırsızından beklenmedik bir davranıştı şaşırmıştım

''gelmene gerek yok ben tek gidebilirim '' diyebildim ama inatçıydı arkamdan gelmeye devam ediyordu tek kelime etmeden sinirimi bozmuştu bu durum

''gelmene gerek yok ben tek gidebilirim dedim sana neden laftan anlamıyorsun '' dedim bu sefer biraz sert konuşmuştum ama ondan yine de ses gelmemişti ayaklarımı yere vura vura ilerlerken sessizlik canımı sıktı kötü bir durum birinin sizi takip etmesi hemde hiç ses çıkarmadan insan tedirgin oluyor hışımla arkamı dönmüş hesap soracakken kimsenin olmaması şaşırtmıştı beni

''nereye kayboldu bu ya '' dedim sessiz bir şekilde tıpkı bir gölge gibi ortadan bir anda kaybolmuştu..

-İşte onunla bu şekilde tanıştım biraz tuhaf dimi.. kesinlikle tuhaf..

Continue Reading

You'll Also Like

70.8K 5.4K 30
Afitap:Bana bak pide hırsızı! Afitap:Ben o pide kuyruğunda kaç saat bekledim biliyor musun? Afitap:Şu mübarek Ramazan ayında hırsızlık yapmaya utanmı...
126K 8.6K 80
"Muhammet abi..." Arkamı döndüğümde kız kardeşlerimin can dostu Rumeysa'yı gördüm. Gözlerini kaçırıp tekrar bana baktığında sesini duydum. Rahatsız o...
leylâ By 📚

Spiritual

19.4K 1.8K 33
Yüreğine kazıdığı bir sızıydı o adam. Her geçen gün canı bir öncekinden daha çok yansa da, her gece başını yastığa koyduğunda gece karası gözlerinden...
299K 19.5K 26
"...Sen bana abi diyen kıza, yüreğimin çektiği hasretliği nasıl bileceksin?!" dedi Abdullah. ~ Kocaman bir apartman düşünün, birbirine can olmuş Alla...