Sarı Bela

By Jamiryoo

4.5M 160K 10.9K

More

Sarı Bela
Bölüm 1 / Pislik Yuvası
Bölüm 2 / İlk Gün
Bölüm 3 / Şeker
Bölüm 4 / Fakir Ama Gururlu Hailey
Bölüm 5 / Kalacak Yer
Bölüm 6 / Anten
Bölüm 7 / Eski
Bölüm 8 / Aksan
Bölüm 9 / Cinnet
Bölüm 10 / Mağara
Bölüm 11 / Walker
Bölüm 12 / Kısaltma
Bölüm 13 / İfşa
Bölüm 14 / Mesaj
Bölüm 15 / Çiftleşmek
Bölüm 16 / Al Sana Taciz
Bölüm 17 / Tablo
Bölüm 18 / Hailey'nin Hazinesi
Bölüm 19 / Kabin Kuşu
Bölüm 20 / Tebrikler
Bölüm 21 / Birinci Aşama
Bölüm 22 / Öfkeli Baba Geliyor
Bölüm 23 / Benim Yemeğim
Bölüm 24 / İkinci Aşama
Bölüm 25 / Hem Aç Hem Tok
Bölüm 26 / Romantik Odun
Bölüm 27 / Ablanın Gazabı
Bölüm 28 / Cevap
Bölüm 29 / Anormal Aile
Bölüm 30 / Fotoğraflar
Bölüm 31 / Mutasyon Sürtük
Bölüm 32 / Zehirlenme
Bölüm 33 / Eski Alışkanlıklar
Bölüm 34 / İki Kelime
Bölüm 35 / Çocuk Mevzusu
Bölüm 36 / Bilgisayar
Bölüm 38 / Çıkış
Bölüm 39 / Kavga
Bölüm 40 / Hayaller
Bölüm 41 / Hastanelik Arkadaş
Bölüm 42 / Tuş
Bölüm 43 / Bir Parça
Bölüm 44 / Sadistlik
Bölüm 45 / Tam Tersi
Bölüm 46 / Zor Ayrılık
Bölüm 47 / Aşk Acıtır
Bölüm 48 / İntihar Et
Bölüm 49 / Severek Ayrılmak
Bölüm 50 / Yeni Alışkanlık
Bölüm 51 / Bir Dost
Bölüm 52 / Ablaya Yazık Oldu
Bölüm 53 / Biz
Bölüm 54 - FİNAL / Hayat Çok Kısa
Epilog
2. Kitap

Bölüm 37 / Kesin Sonuç

60.2K 2.2K 77
By Jamiryoo

"Hadi ama," diye mırıldandı Tyler bana omuz atarak. "Benimle hâlâ konuşmuyor musun?"

Başımı çevirerek hastanenin boş koridoruna baktım. Evet, onunla konuşmuyordum.  Hamile olabilme ihtimalimi bana söylememişti. Bunu neden yaptığını biliyordum. Eğer hamile olduğumu bilseydim aldırırdım, bunu o da biliyordu.

Ya da aldırmazdım.

Evde bol bol kavga ettikten sonra kapıyı çarpıp çıkmıştım. İlk işim hastaneye gelmek olmuştu. Eğer içimde gerçekten küçük bir Tyler varsa ne yapacağımı bilmiyordum.

Test yaptırmıştım ama saatler geçmesine rağmen sonuçlarını alamamıştım. Tyler elini omzuma koydu ve hafifçe sıktı.

"Onu aldıracak mısın?"

İç çekerek dirseklerimi dizlerime yasladım ve yüzümü sıvazladım. "Bilmiyorum."

"Yapma," dedi üzgün bir sesle. 

Omzumu silkerek elinden kurtuldum ve kafamı eğerek eski ayakkkabılarına bakmaya başladım.

"Daha hamile olduğum kesin değil."

Bir şey söylemedi. Bende konuşmaya pek hevesli değildim zaten. Ama hamile olabilme ihtimalimi benden saklaması o kadar kalbimi kırmıştı ki.

Bomboş beyaz koridorda yankılanan ayak sesleriye doğruldum. Her şeyin beyaz olması iticiydi. Hastanelerden nefret ediyordum.

Hemşire, elinde bir dosyayla bize yürüyordu.

Kalbim kulaklarımda atıyordu. Tyler benden önce davranarak ayağa fırladı.

"Hamilemiymiş?"

Nefesimi tuttum.

Hemşire üzgün bir suratla başını iki yana salladı ve elindeki dosyayı Tyler'a uzattı.

"Üzgünüm." Ardından bana döndü ve yanıma gelerek omzumu okşadı. "Boş ver. Daha küçüksün zaten."

Bu aptal kadın üzüdüğümü mü sanıyordu? Belki. Birazcık. Çok az.

Bakışlarımı çekinerek Tyler'a çevirdim. Hayal kırıklığı bedenini öyle sarmıştı ki fark etmemek imkansızdı.

O an bir şeyi fark ettim. Üzüldüğü zaman başını eğiyordu. Perçemlerini gözlerinin önüne getiriyordu ve sesi değişiyordu.

Aman Tanrım.

Hemşire oradan uzaklaşırken yerimden kalktım ve Tyler'ın koluna girdim. "Bak o da küçüksün dedi."

Kafasını salladı ve sürünerek yürümeye başladı. Bu halleri beni de üzüyordu. Kavga etmiyorduk, küs değildik ama aramızda bir soğukluk vardı işte. Beni kucağında gezdiren adam yoktu artık. İğrenç yemeklerimi zevkle yiyip sonra da yanında olduğum için milyonlarca kez teşekkür eden adam gitmişti. Yerine soğuk, duygusuz biri gelmişti.

Bu duruma dur demenin zamanı gelmişti.

"Hadi bara gidelim," dedim hastaneden çıkarken. Kaldırımın ortasında durdu ve bana bakmaya başladı.

"Ne?"

"Evet. Hadi!"

Kaşlarını çattı ve benden uzaklaştı. "Yaşın yetiyor mu ki?" dedi iğneleyerek. Omuz silktim ve elini sıkıca tuttum.

"Yeter yeter."

Yüzünü buruşturduktan sonra kolunu belime sardı ve kendine çekti. Bunu bile zoraki yapmıştı sanki.

"Eve gidiyoruz."

Somurtmamak için kendimi zor tuttum. Başımı çevirerek sokakları izlemeye başladım. Bir şeyin aklını kurcaladığına emindim, tek sorun ne olduğunu bilmememdi.

Benden bir şey saklıyordu.

Ne olduğunu öğrenmeye içimden yemin ederek beni eve sürüklemesine izin verdim. 

Gece duyduğum tıkırtılarla gözlerimi araladım. Tyler yanımda yoktu. Yatak soğuktu. 

Kaşlarımı çatarak oturur pozisyona geçtim ve karanlık odaya baktım. Hiçbir hareket yoktu. Sürünerek yataktan çıktım ve çıplak ayaklarımla evde yürümeye başladım. İlk önce banyoya, sonra mutfağa ve salona baktım. Ancak Tyler yoktu ve tıkırtılar gittikçe artıyordu.

"Ty?" diye seslenerek etrafıma baktım. Yoktu lanet olsun yoktu!

Seslerin üstümde olduğunu fark edince nefesimi tuttum. Biri çatıya çıkmış olmalıydı.

Gözlerimi irileştirerek tavana bakmaya başladım. Sanki ben böyle yapınca yukardakini görecektim. Mantık işte.

Daha önce hiç yaklaşmadığım merdivenleri tırmanmaya başladım. Yukarı hiç çıkmadığım için neyle karşılaşacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu.

Eski merdivenleri tırsa tırsa çıktım ve sonunda karşıma çıkan küflü kapıyı ittirdim. Zifiri karanlık gece bana hiç yardımcı olmuyordu.

"Kim var orada?" dedim her zamanki güçlü sesimle. Bir burun çekiş duyduğumu sandım. Hızla çatıya bir adım ataken gözlerim deli gibi etrafı tarıyordu.

Ve onu gördüm.

Tyler bacaklarını aşağı sarkıtmış, elinde bir şey tutuyordu. İç çekerek ona ilerledim.

"Düşeceksin!"

İrkilerek bana döndü ve ardından hızla toparlandı. "Burada ne işin var?"

Başımı geriye atarak derin bir nefes aldım ve ona doğru koştum. "Asıl senin bu saatte ne işin var?"

Çatının ucuna gelerek onun gibi oturdum ve bacaklarımı aşağı sarkıttım. New York ışıl ışıldı. 

Sonra elindeki şeye baktım.

Test sonucum.

Hâlâ buna takılmış olmasını aklım almıyordu.

Tam ağzımı açmıştım ki elini kaldırdı ve susmamı işaret etti. Gözleri yazılardaydı.

"Ben hiç sevilmedim," dedi boğuk bir sesle. "Tek başımaydım. Her zaman."

Sıkıntıyla iç çektim.

"Beni mutlu ediyordun," dedi kağıdı okşayarak. "Küçükken ve şimdi."

Gururum okşandı.

"Başımızda onlarca bela var," dedi bana dönerek. "Ve benim sana ihtiyacım var."

Derken?

"Dostum," dedim gülerek. "İnan bana ne dediğin hakkında hiçbir fikrim yok."

Gülümsemesi büyüdü ve elimi sıktı. "İşte tam olarak buna ihtiyacım var."

Bileğini tutarak saate baktım. "Hayatım saat sabahın üçü. Ve sen burada-"

"Söz ver."

Perçemlerinin gizlediği gözlerine baktım. "Ne?"

"Bana söz ver. Ne olursa olsun gitmeyeceğine söz ver."

Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Yahu salak sevgilim benim, gitsem nereye gideceğim? Psikopat babamın yanına mı sürtük manyak kaltak ablamın yanına mı?

"Söz," dedim sırıtarak ve yanağını öptüm. "Yatağa geliyor musun?"

"Evet ama uyumak için değil."

Sırıtarak ayağa kalktım ve onunda kalkmasını izledim. Tam bir adım atmıştı ki onu kolundan tuttum ve gözlerine bakmaya başladım.

"Evlendiğimizde sana tam altı tane çocuk doğuracağım."

"Bunu hatırlatacağım."

Elindeki test sonucumu tuttum ve izin almak istercesine gözlerine baktım. Kağıdı bıraktı ve ellerini havaya kaldırarak geri çekildi.

Kağıdı ellerimle parçaladım ve havaya attım. Artık bitmişti. Çocuk sevdasından şimdilik vazgeçmişti.

Uzattığı elini tuttum ve yatak odamıza kadar onu takip ettim.

Ah unutmadan. Babamın çıkmasına sadece iki gün kaldı. Ve içimden bir ses yapacağı ilk işin bizimle ilgili olduğunu söylüyor. 

Öncelikle şunu söyleyeyim, finale az kaldııı :/

Multimedia bsr_ugr'dannnn, çok teşekkür ederim tatlııım :** :D

Ayrıcaaaaa yorumlarınızı bekliyorummm :D 

Continue Reading

You'll Also Like

227K 18.6K 31
Omen Serisi -4- Fantastik İçinde #15 **Çıldırmanın eşiğine gelmiş bir Omen'le aşkı yeniden, bambaşka ve çok daha vahşi bir haliyle tatmaya hazır mısı...
278K 18.6K 69
❗️Yetişkin ögeler içermektedir.❗️ Adım Elizabeth. Bir prenses olarak doğduğum Westminster Sarayı'nda ruhumun en ufak kırıntısını soğuk taşların arası...
Hırsız By Zeliha Eren

Historical Fiction

995K 7.5K 3
1800'lerin İngiltere'sinde asi, güçlü ama kalacak yeri olmayan bir kızın, İngiltere'nin en çapkın, en sevilen ve en tasasız Marki'si ile karşılaşması...
944K 40.7K 57
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...