Bölüm 26 / Romantik Odun

79.5K 2.6K 83
                                    

Ertesi gün uyandığımda o kadar yorgundum ki, sanki uyumamıştım da üzerimden yüz tane tır geçmişti. Şeytani iç seslerimden birisinin iğrenç kahkahasını duydum.

Üzerinden yüz tane tır değil, Tyler geçti. Ahahah.

Dudaklarımı ısırdım ve bu sapık cümleyi duymamayı tercih ettim.

Sağ tarafıma dönerek saate baktım. On bire çeyrek vardı. Ama oda karanlıktı. Kaşlarımı çatarak Tyler’ın nerede olduğunu merak ettim. Zorlukla yerimden kalktım. Her yerim inanılmaz acıyordu, doğrusu ayakta durabildiğime şaşırmıştım.

Ya böyle filmlerde olur ya. Kız sabah uyanır, çocuğun tişörtünü giyer krep falan yapar. Hep hayalimdi bu. Nihayet gerçekleştiğini düşünerek Tyler’ın tişörtünü aradım. En sonunda onu yatağın altından buldum. Soluk sarı tişört itiraf ediyorum hiç yakışmamıştı. Ama üzerinde Tyler’ın kokusu vardı.

Altıma beyaz pamuklu iç çamaşırımı giydim ve sendeleye sendeleye mutfağa gittim. Her yer karanlıktı. En son pencereden bakmayı akıl edebildiğimde havanın kapalı olduğunu gördüm. Ben bu kadar mutluyken havanın böyle kötü olması iç karartıcı, mutluluk sömürücü, moral bozucu bir şeydi. Somurttum ve sırtımı buzdolabına yaslayarak etrafıma bakındım. Tyler evde değildi çünkü etraf fazla sessizdi. Eğer evde olsaydı şu an oramı buramı mıncıklamakla meşgul olacağına emindim.

Sonra siktir et Hollwood’u, çocuk evde bile değil sen kime krep yapacaksın, diyerek odaya tekrar geri döndüm.

Aynaya baktım. Keşke bakmaz olaydım. Saçım başım bir dağılmış, gözlerim morarmış, ruh gibiyim. İçimden bin bir tane küfür ederken kapının açıldığını duydum. Tökezleyerek salona gittim. Tyler elinde birkaç poşetle gelmişti.

Beni görünce sırıttı ve poşetleri üçlü koltuğa fırlatarak yanıma geldi. “Uyanmışsın, daha da garibi ayaktasın.”

Omzuna bir yumruk attım ve kafamı çevirerek beni öpmesini engelledim. “Öpme.”

“Bana ne.”

Dudağımın kenarına hızlı bir öpücük bıraktı.

“Neredeydin?” Onu göğsünden ittim ve koltuğa yaklaştım. Açık mavi bir poşete uzandığım sırada hızla ileri atıldı ve poşeti sıkı sıkı tuttu.

“Bu şimdilik bana ait.”

Kaşlarımı çattım ve kollarımı göğsümün üzerinde kavuşturdum. “Ne saklıyorsun?”

“Akşam göstereceğim.”

Ona şüpheli bir bakış attım. “Nedense içinde sapık bir şeyler olduğunu düşünüyorum.”

Kıkırdadı ve başını iki yana salladı. “Hayır değil.” Başka bir poşeti eline aldı. “Sen otur. Ben kahvaltıyı hazırlayacağım.”

“Ah anladım,” diye mırıldandım televizyonu açarak. “Kıyamet kopacak değil mi?”

Mutfağa giderken kendi kendine mırıldandığını duydum. “Belki.”

Kesinlikle garip bir şeyler dönüyordu ve nedense bundan hoşlanmayacağımı düşünüyordum.

   Tyler kahvaltı olarak yanık bir omlet yaptı. Sesimi çıkartmadan yedim ve onun bir şey söylemesini bekledim. Ancak kahvaltı boyunca tek kelime etmedi. En sonunda yerinden kalkarak salondan büyük bir poşet getirdi. Kaşlarımı çattım ve poşeti açtım. Ne olduğunu anlamasam da siyah kumaş görüyordum. Bakışlarımı Tyler’a çevirdim.

“Ne bu?”

“Akşam için.” Sırıttı ve ellerini arkasına birleştirdi. “Seni bir yere götüreceğim.”

Kaşlarımı kaldırdım ve poşeti karıştırmaya devam ettim. Bir kutu daha vardı.

İyice meraklanarak ayağa kalktım ve poşeti göğsüme bastırdım. “Ty, neler oluyor?”

Yutkundu ve gülümsemeye çalışarak başını iki yana salladı. Gergindi, bunu görebiliyordum.

“Hiçbir şey olduğu yok. Sevgilimi dışarı çıkarmak istiyorum o kadar.”

Ona inanmadığımı belirten bir bakış attım. Ardından üzümünü ye bağını sorma felsefesini aklıma getirerek omuz silktim. Madem Tyler böyle diyordu, bende bundan sonuna kadar yararlanacaktım tabii. Eh, kendisi tam bir odun olduğu için haliyle şaşırmıştım bu duruma.

Odamıza gidip içindeki yatağa boşaltırken yanıma geldi. Arkama geçip kollarını belime doladı ve yanağımı öptü.

Hareketlerinde bir tuhaflık vardı.

Derin bir nefes aldım ve siyah elbiseyi askılarından tutarak kaldırdım. Çok kısa değildi ama çok uzunda değildi. Azıcık bir göğüs dekoltesi vardı, beli biraz dardı. Hatta daha önce fark etmediğim küçücük beyaz puantiyeleri vardı. Resmen bayılmıştım.

“Bu çok güzel!” dedim heyecanla Tyler’a dönerek. Kollarının arasından sıyrıldım ve koşarak boy aynasına gittim. Elbiseyi üzerime şöyle bir tuttum. “Bayıldım!” Elbiseyi kırık sandalyeye bıraktıktan sonra Tyler’a koştum ve zıplayarak bacaklarımı beline, kollarımı da boynuna doladım.

“Çok teşekkür ederim.”

Dudaklarını sıkıca öptüm. Güldü ve kollarını belime doladı. “Bu kadar sevineceğini bilseydim daha önce yapardım.”

Sırıttım ve eski haline dönmüş olmasına sevinerek kucağından atladım. Demek ki kötü bir şey yoktu, sadece endişelendiğim için böyle düşünmüştüm. Ellerimi saçlarıma daldırdım ve yanaklarımı şişirdim.

“Akşama kadar ne yapacağız?”

“Onu da düşündüm,” diye mırıldandı ve kollarını bana uzattı. Kıkırdadım ve geri sıçradım.

“Olmaz. Zaten canım acıyor.”

“Hiç öyle görünmüyor ama.”

Evet, yorgunluğum aniden uçup gitmişti. Bunun Tyler yüzünden olduğuna emindim. Tyler’ı enerji için satışa sunabilirdik. Deli gibi para kazanırdım.

A-aa. Hiç sanmıyorum. Tyler’ı başka kimseyle paylaşabileceğimi düşünmüyordum.

Sevgilimi satışa sunma hayallerimi çöpe attım ve hafifçe gülümsedim.

“Önceki soruma dönüyorum. Akşama kadar ne yapacağız?”

Çarpık bir gülüşle bana baktı. “Çok iyi bir fikrim var ama sen istemiyorsun.”

“İstemiyorum değil.” Dudaklarımı büzdüm ve ona yaklaşarak ellerimi yanaklarına koydum. “Çok istiyorum ama gerçekten dayanabilir miyim bilmiyorum.”

Alt dudağını ısırdı ve başını eğdi. “Seni zorladığım için özür dilerim.”

Yanağını hafifçe öptüm ve gülümsedim. Onun böyle masum tavırları yok mu. Yatakta kaplan, aşkta ceylan. O değil de manyak kafiyeli oldu. Yavru ceylanım benim. Oyyyy.

“Hayatımın en güzel saatleriydi.”

“Günleri,” diye düzeltti beni. “Ama yine de durmalıydım.”

“Off.”

“Sustum.”

Elini tuttum ve onu salona sürükledim. “Üçüncü kez soruyorum, bütün gün ne yapacağız?”

Omzumun üzerinden ona baktığımda hafifçe gülümsüyordu. “Eğleneceğiz.”

Önceki bölümde yazdıklarım yanlış anlaşılmış galiba :D Dediğim gibi kimseye kırgın veya kızgın değilim, sadece herkese toplu olarak söylemek istemiştim :D Neyseee sizi çook seviyorum ve yorumlarınızı bekliyoruum :D

Ayrıca sonraki bölüm azıcık ekşınlı olabilir sahgdsag :D Tahminleri alalıım :D 

Sarı BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin