Seeking For √

By cuyeoni

18.4K 1.4K 1.4K

"Aradıkların içinde gizlediğin şeylerdir." "Sen nerdesin?" Tüm hakları saklıdır! More

Giriş
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16/Final

Bölüm 1

2K 111 32
By cuyeoni


Bir şeyi yüreğinde ve aklında bitirmedikçe gidişler ve kaçışlar çare değildir.

Eliot


Multimediaya bakın...


"Seni bar köşelerinden toplamaktan bıktım, Oh Sehun!"

Eğer adım böylesine kızgın bir tonda söylenmemiş olsaydı, asla, başımı yasladığım o soğuk bar tezgâhından kaldırmazdım. Midem, çok kötüydü ve karşımdaki kişiden iki tane vardı. Hatta üç. Belki de dört, bilemiyorum. Ama kötü olan şey sayısını bilmediğim kadar çok olan aynı kişilerin, tümü de sinirli görünüyordu. Burun delikleri büyümüş, gözleri iki kat açılmıştı.

Aslında onları daha çok kızdırmak istememiştim ama iznim dışında açılan ağzımdan çıkan sözler, kolumun hızla tutulmasına sebep olmuştu.

"Bunu yapmak zorunda değilsin."

Kolumu, güçlü tutuşundan kurtarmaya çalışırken hangisiyle savaştığımdan emin değildim. Üstüne üstlük sarhoştum ve midemdeki bulantı boğazıma dayanmıştı. Kusmuk tadını alabiliyordum. Onu bu kadar çok görmemin sebebi de başımın dönüyor olmasıydı.

Peki, neden zihnim bu kadar berrak? Nedeni basit, içmek, zihnimi bulandırmaktan ziyade berraklaştırıyor.

Neden içiyorum? Çünkü sarhoş olduktan sonraki birkaç gün boyunca şiddetli baş ağrıları ve mide bulantıları ile uğraşıyor, hayatımı alt üst eden o günü hatırlamaya fırsat bulamıyorum.

"Bırak beni!" dedim, ağzımın yamulmasını görmezden gelerek.

Beni dinlemeyecek kadar öfkeliydi ama ben de onunla gitmeyecek kadar mutsuzdum.

"Sana bırak dedim, Kris!"

Adını söylememle gevşeyen elinden kolumu hızla çektim ama alkolün etkisiyle dengemi kaybedip yere düştüm. Başımı taburelerden birine çarpmıştım. Acıyla tıslayıp bir küfür savurduğumda, Kris hemen yanıma çöktü ve elini saçlarıma daldırdı.

"İyi misin?"

En azından, onu iki kişi olarak görüyordum. Hâlâ.

"Hanginiz konuşuyor anlamıyorum." dedim, şiddetli baş ağrısına eklenen kusma dürtümü bastırmaya çalışarak.

Kris, gözlerini devirdi ve koltuk altlarımdan tutarak beni ayağa kaldırdı. Bir kolumu kendi omzuna atıp beni dışarı sürüklerken ona uymaya çalıştım. Başımı gerçekten kötü vurmuş olmalıydım ki acı gittikçe artıyordu.

Soğuk hava yüzüme vurduğunda, biraz da olsa kendime gelmiştim. Görüntüler tekleşmeye başlamıştı. Kris, belimdeki elini daha da sıkıp beni kendine bastırdı. Ne yaptığını anlamak ister gibi yüzüne baktığımda, kaşlarını çatıp karşıdaki dereceyi gösterdi. "Hava soğuk."

Gösterdiği yere bakıp gözlerimi kırpıştırdım. Baş dönmem devam ettiği için hava sıcaklığının bir derece mi yoksa on bir derece mi olduğunu anlayamamıştım. Omuz silkip başımı Kris'in omzuna yasladım. Tüm ağırlığımı ona vermiştim. Şu lanet araba neredeydi?

Sendelediğim için yavaş adımlar atıyorduk. Alkolün etkisi beni uyumaya zorlarken Kris'in mırıldandığını duydum.

"Bunu kendine neden yapıyorsun, Sehun?" diyordu. "Neden tüketiyorsun kendini?" Cevap vermemiştim. Gerçi yarı aralık gözlerimden sızan yaşlar cevabımı çoktan vermişti.

Birkaç adım attıktan sonra araba kilidinin açılma sesini duydum ve ardından göz kapaklarımdaki yumuşak ışığı hissettim. Gücüm yoktu, bu yüzden Kris'in beni yönlendirmesine izin verdim. Dikkatlice oturttu ve kemerimi bağladı. Üzerimdeki ağırlığın gitmesini bekledim ama Kris, bir şey yapmıyor olmasına rağmen duruyordu. Gözlerimi açtım.

Bana bu kadar yakın olmasını beklemiyordum. Bu yakınlığın unutmaya çalıştığım şeyleri bana tekrar hatırlatmasını istemiyordum. Onun gözlerine bakarken kendimi affetmekten korkuyordum.

Kris, sağ elini kaldırıp gözyaşlarımı silerken "Sadece kendimi değil, seni de tüketiyorum." dedim. Hiçbir şey söylememişti ama ben yanağımda yumruk olan elinden cevabını almıştım.

Benim tarafımdaki kapıyı hızla kapattı ve saniyeler sonra kendi kapısını açıp bindi. O, anahtarı takıp kontağı çalıştırırken başımı dışarı çevirdim. Hâlâ ağlıyor olduğumu görmesini istemezdim.

Arabanın içi motorun kükremesi ile dolsa da bu, cümlesini duymama engel olmamıştı.

"Söz konusu sen isen tükenirim, sorun değil."

Onu duymazlıktan gelecektim, tıpkı kapımı çalan güzel maziye yaptığım gibi. Mutlu olmaya hakkım yoktu çünkü.

Çok fazla yol almamıştık ki ani bir sarsıntı ile durduk. Zorla gözlerimi açıp -ne zaman uykuya dalmıştım- tutulan boynumu esnetmek için Kris'in yüzüne baktım.

"Benzin bitti." diye mırıldandı, bana bakarak.

Omuz silkip gözlerimi tekrar kapattığımda kendi tarafındaki kapı açıldı ama kapanmadı. Hava oldukça soğuktu. Açık kapıdan içeri girip çıplak kollarıma nüfuz eden rüzgar yüzünden ürperdim. Ellerimi kollarıma sarıp cenin pozisyonu almaya çalıştım. Bir süre sonra benim tarafımdaki kapı da açıldı ve Kris, omuzlarıma kendi ceketini örttü.

"Bir dahakine içmek için en yakındaki barları tercih et, Sehun." Tabiî ki de cevap vermedim. Tartışacak gücüm yoktu. Devam etti.

"Birkaç km geride benzin istasyonu görmüştüm. Oraya gideceğim. Beni burada bekle."

Kris, sabırlı biriydi. En azından ben onun tüm sabrını tüketene kadar. Bana katlanmasına gerek yoktu ya da bunun için çok geç kalmıştı ama o, ısrarla benimleydi. Yüzüme fazla sert vurduğunda, gözlerimi hızla açmıştım.

"Ne yapıyorsun?!"

"Uslu ol ve beni bekle." dedi, sanki hiç bağırmamışım gibi. Ellerini saçlarımdan geçirip gözlerimin içine uzunca baktı.

Yapma!

Yan aynadan gittikçe uzaklaşan sırtını izledim, bir süre. Bunu hak etmiyordu. Bunu hak etmiyordum.

Koltuğu daha da geriye yaslayıp tavanı izlemeye başladığımda, ister istemez düşünmek ve hatırlamak için kendime izin vermiştim. Eskiden ki çok eskiden değil bir-iki yıl öncesine kadar mutluydum. İçmek o zamanlar keyif içindi. Arkadaşlar ile eğlenmek için. Acılarımı unutmak için değil.

Beni seven ve sevdiğim insanlar vardı. Üniversiteyi bitirme planlarım, sonrası için hayallerim vardı ama insanlar dünyada plan yaparken yukarıdan melekler gülermiş ve büyük ihtimalle bana kahkaha atıyorlar. İçinde bulunduğum şu durum hayallerimin tam zıttıydı ve ben artık katlanamıyordum. Ben, Oh Sehun, artık yaşamaya gücüm kalmamıştı. Henüz 22 yaşında olmama rağmen.

Gözlerim, ay ışığının vurduğu ve parlak görüntüsüyle gözümü kamaştıran dikiz aynasına asılı zincire kaydı. Zincirin ucunda asılı resme bakmama gerek yoktu. Ne göreceğimi biliyordum.

Geçmişimi

Unutmaya çalıştığım maziyi.

Ama her defasında karşıma çıkmaya devam ediyor.

Arabadan kendimi hızla attığımda, nereye gittiğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Büyük ihtimalle Kris geri döndüğünde beni bulamayacağı için deliye dönecekti ama ne önemi vardı ki. Ruhu olmayanın bedeni var olmuş, önemli mi? Değil. Bedenimin kayıp ruhumun yanına dönmesi gerekiyordu ve sorun ruhumun da geçmişte olmasıydı. Bir labirente düşmüştüm ama çıkışım yoktu. Ben ulaşamadan kapıyı kapattılar.

Ayaklarım benden habersiz ormanın derinliklerine doğru koşuyordu. Ağaç dalları önüme engeller çıkarıyor, taşlar ayağıma batıyordu. Ne kadar süre ilerledim, bilmiyorum. En sonunda bir açıklığa vardığımda, önce Han Nehrini sonra da Seul'ün parlayan ışıklarını fark ettim.

Bir dakika.

Bu havuzun burada ne işi var?

Nehrin kenarında bu havuzu yapmak ihtiyacı neden duyulmuştu?

Temkinli adımlar atarak havuza doğru ilerledim ve yansıyan aksime baktım. Temizdi. Kurumuş yaprakları görmezden gelirseniz eğer. Başımı biraz daha eğdiğimde, bir hışırtının bana yaklaştığını duydum. Kalbim korku ile kasılırken arkama dönsem mi emin değildim. Adımlar gittikçe yaklaşıyordu. Nefesimi tuttum.

Omzumda hissettiğim el ile birlikte her şey karardı.

Vizeler bittikten sonra yazacağım demiştim ama dayanamadım ve bu kısa bölümü sizinle paylaşıyorum. Desteğinizi eksik etmeyin.
İyi okumalar! ^^



Continue Reading

You'll Also Like

33.7K 4.1K 25
Ağaçların arasında saklı kalmış eski malikâne, Dazai ve Chuuya'nın önderliğinde bir çok olaya şahitlik edecek bir örgüt evine dönüşür: Mokro.
74.9K 7.1K 70
Okulun genç kızın üstüne yarattığı sıkıcı etkiyle genç kız eve girer girmez çantasını bir kenara fırlatmıştı. Derin bir nefes aldı. Bir sosyal hikaye...
9.2K 1.5K 20
# angst degil sakuatsusuz son. ❝miyo sadece senin kızın değil.❞ mutlu son mu? söz veremem.
121K 14.3K 36
jeon jungkook en yakın arkadaşının amcasına aşık olmuştu.