Gitti Gider

By GKgirls

230K 10.5K 1.1K

*Selin'den* "Öpersen geçer." "Oldu Ali.Uf mu oldu diye de ağlayayım mı başında?" Hala yavru köpek bakışlarıyl... More

1.Bölüm-Bir Arada Olabilmek
2.Bölüm- Birden Fazla Hayal Kırıklığı
3.Bölüm- Senden Önce Senden Sonra
4.Bölüm- İzmir'in Kızları
5.Bölüm- Kıskançlık Hattı
6.Bölüm- Düşen Maskeler ve Gösterilen Yüzler
7.Bölüm-Saklanan Gerçekler
8.Bölüm- Islak Islak
9.Bölüm - "Benim Babam Var."
10.Bölüm - Kaçan Kovalanır En Sonunda Yakalanır
11.Bölüm - Peynirgiller vs. Kıskançgiller
13.Bölüm - Akıllı Bir Deli
14.Bölüm - Geçmişten Biri
15.Bölüm - Papatyanın Hazin Sonu
16.Bölüm - Bir Sezen Aksu Şarkısı Misali
17.Bölüm - Konak bizim,havuz bizim!
18.Bölüm - Savaş,savaş meydanında kazanılır!
19.Bölüm - Yine mi güzeliz,yine mi çiçek?
20.Bölüm - Gitme der misin?
21.Bölüm - Bitmek Bilmeyen Gece
22.Bölüm - Sinirli Bohem ve Tattoocu Ali Usta
23.Bölüm - Gece Yarısı Buluşmaları
24.Bölüm - Şehvetli Amerika
25.Bölüm - Gülüşün, Öpüşün, İç Çekişin..
26.Bölüm - Yalnızlıklar
27.Bölüm - Vazgeçme gönül,vazgeçme.
28.Bölüm - "Beni ya sevmeli,ya öldürmeli."
29.Bölüm - Sarılırsak geçer mi?
30.Bölüm - Uludağ'ın Zirvesi
31.Bölüm - Havada kar kokusu var.
32.Bölüm - Aşktan Öte
33.Bölüm - Unutursam Fısılda
34.Bölüm - Sevdiğine Sahip Çıkmak
35.Bölüm - Yıllarca Sürsün İsterim (Yılbaşı Özel Bölümü)
36.Bölüm - Düştüysek Kalkarız.
37.Bölüm - Dikkat Köy Düğünü!
38.Bölüm - Hazırlıklar Başlasın!
39.Bölüm - İki Tutsak
40.Bölüm - Alev Alev
41.Bölüm - İlkler Özeldir
42.Bölüm - Aşk Ateşi
43.Bölüm - İllegal İşler!
44.Bölüm - Oğlan Bizim Kız Bizim!
45.Bölüm - Aşk İçin.
46.Bölüm - Ayrılamadıklarımız
47.Bölüm - Mertoğlu Erkekleri vs. Yılmaz Kızları
48.Bölüm - Birbirine Tutunmak
49.Bölüm - Bir Küçük Mutluluk
50.Bölüm - Biraz Siyah Biraz Beyaz
51.Bölüm - Partiliyorum Partiliyorsun Partiliyoruz!
52.Bölüm - Miami Huydur Bizde!
53.Bölüm - Acı Zamansızdır
54.Bölüm - Acının Büyütemediği Adamlar
55.Bölüm - Karanlıkta Küçük Bir Işık
56.Bölüm - İyileşmek
57.Bölüm - Hayatın Gülümseten Yanı
58.Bölüm - Bir Kadını Sevmek
59.Bölüm - Sonsuz Umut Işığı
60.Bölüm - Minik Kalpler
61.Bölüm - Final: Günler geçer saymazsın.
İstek Sahne
ÖNEMLİ DUYURU

12.Bölüm - 'Ev'leniyoruz!

4K 203 8
By GKgirls

*Nazlı*

İçimiz kıpır kıpır. Üniversiteye başlıyoruz, istediğimiz bölümler ve en güzeli de kendi evimiz olacak! Yani camdan firar etme günlerine son! Annemsiz bir eve alışmak zor olsa da,ayrı gayrı olmayacağız ya. Karşı yakada sadece. 

Yola çıkma zamanı. Haluk efendi liste yapmış bize.Ali ve Savaş'ın kaldığı siteden evleri. Onlara bakacağız ve bizim için uygun olanı seçeceğiz.

Aşağı indiğimde heyecanlı bir Selin, her zamanki gibi arabanın başında 'hadi atlayın da gidelim' havasında olan Ali ve sıcaktan beyni akmış Savaş'ı görüyorum.

"Oho ölmüşsünüz siz. Selin'i saymıyorum. Onun her zamanki hali bu."

Bunun üzerine Ali Selin'e bakıp gülüyor. Konuşuyor.

"Heyecandan, heyecandan." Selin Ali'ye kolunu atıyor. Bu aralar çok sık olan,gözümden kaçmayan bir kaç saniyelik bakışma geçiyor aralarında.

"O zaman gençler, ne yapıyoruz? Evimizi seçmeye gidiyoruz!"

*****

İlk yazılan adrese geldiğimizde gözlerim yuvalarından çıkacak gibi oluyor. Buranın adı apartman dairesi olabilir ama bu kesinlikle saray yavrusu, hatta kardeşi falan yani.İki kişi burada birbirini bulamaz,kaybolur.

"Olmaz Selin. Çok büyük."

"Ya kızım daha görmeden ne olmaz?  Mis gibi ev işte. Ay bu evde resmen gelecekte yapacağım partileri gözümde canlandırıyorum!"

Al işte biliyorum ben malımı. Hemen parti diyor.Poposunu çimdikliyorum.

"Uyuzsun,uyuz."  diyor anında. Gıcık ne olacak.Hal böyle olunca araya Savaş giriyor.

"Nazlı,hem siz tek olmayacaksınız ki."

Dediği cümleyi anlamaya çalışıyorum. Göz kırpınca anlıyorum ne demek istediğini.

"Yani bu ev bize yeter bence. Odaları da geniş."

"İki odalı bir ev de yeter. Ayrıca sizin eviniz var. Tek olmayacaksınız derken annemi falan kast ettiysen annem de büyük der bu eve."

Salağa yatmak hayat kurtarır. Bende isterim evimin beyi çocuklarımın babası olsun ama naza çekmek en iyisi. Büyük büyük ninelerimiz ne demiş 'Göster ama verme.' 

*****

*Ali*

Nazlı'nın 'O evde kayboluruz!'  diye çıkışmasından sonra sıradaki eve yola çıkıyoruz.Eve geldiğimiz zaman kolumu çekiştiriyor Savaş.

"Bu karşı apartmanda Serdar oturmuyor mu?"

Serdar? Geçen yaz tanıştığımızda ona buna sarkan Serdar. Savaş devam ediyor.

"Kuzen o oturuyor. Kızları döndürelim."

"Ya ne olacak oğlum? Oturuyorsa oturuyor. Yapamaz hiçbir şey."

"Taşınsın Selin'le Nazlı buraya.Bir ay sonra Selin yeni biri var derse şaşırma o zaman kuzen."

Savaş aklıma kurt düşürmekte dünya markası,evet.Kötü düşünmemeye çalışarak eve giriyoruz.Selin'le Nazlı odalara doğru ilerliyor. Savaş'la biz salon kısmında kalıyoruz.

Savaş bana 'Ben olacakları sana söylüyorum.'  bakışı attıktan sonra ona tepki vermeyince arkasını dönüyor. Pencerenin kolunu kırarcasına zorluyor. Aslında kırarcasına değil,bir saniye. Amacı kırmak. Yok yok,bu çocuk iyice kafayı yedi.

"Savaş istersen kapıyı da sök. Hatta bak,parke taşlarını falan çıkar. Kurtarmaz sadece pencere kolu."

"Çok komiksin kuzen. Ben burada ileride olacak felaketi önlemeye çalışıyorum,senin yaptığına bak."

Derken içeriye Nazlı giriyor. "Ne yapıyorsunuz siz?"

"Bakar mısın Nazlı şuna? Pencerenin kolu düzgün değil ya. Burayı beğendiniz mi cidden? Boyası falan da kötü hem."

Savaş'ın çabasını takdir ettikten ve Nazlı'nın manasız bakışlarından sonra Selin'in yanına gidiyorum. Savaş biraz abartmış olabilir ama eğer bu evde kalırlarsa da bizim içimiz hep huzursuz olacak,bunu biliyorum.

Selin lavaboya bakarken yanına geliyorum. 

"Selin az önce benim gördüğümü sen de gördün mü?"

"Neyi Aliş?"

"Yerde gezinen böceği."

Ben daha cümlemi bitirmeden 'böcek' kelimesini duyan Selin'i kollarımda buluyorum. Hemen sonra da Nazlı ve Savaş'ın yanına kaçıyor. Mission complete. 

"Ay ben bu evde bir dakika bile kalmam!"

Selin, Savaş ve Nazlı'ya bunları söylerken arkasından ben de geliyorum. Savaş'a göz kırpıyorum tabii hemen.

"Neden Selin cim? Ne güzel ev işte,tam bize göre."

"Nazlı'cım böcek var,böcek! O kadar büyük ki seni beni yerler valla.Biz ona tasma takar gezdirmeye falan çıkartırız."

Selin hariç hepimiz bu söylediğine gülüyoruz. Tam Nazlı itiraz edecekken araya giriyorum.

"Ya hadi gelin,bizim eve uğrayalım biraz. Hem düşünürsünüz evleri,hem de dinleniriz."

"Siz evleri birleştirdiniz mi ki?"

"Evet Selin Hanım.Siz ikizinizle havuz sefasındayken Savaş ve ben onunla uğraşıyorduk."

*****

*Selin*

Apartmana girerken herkes yorulmuş olacak ki kimsenin sesi çıkmıyor.

Asansöre binince Ali'ye bir bakış atıyorum.Ne demek istediğimi anlamış olacak ki aynı şekilde o da bana bakıyor. Savaş'la Nazlı başka yöne bakarken elimle eline dokunuyorum,bakışlarını tekrar üzerime çeviriyor.Göz kırpıyor. Asansörden inince Ali kapıyı açıyor.

"Hoş geldiniz kızlar."

Etrafı süzüyorum.Dağınık bekliyorum.Aksine düzenli ve temiz oldukça da iyi dekore edilmiş. Şaşırtıyor yine beni.Koltuğa oturup incelemeye devam ederken Nazlı kulağıma eğiliyor.

"Kesin birine temizlettiler biz gelmeden."

"Değil mi ya? Bana da öyle geldi.Fazla bunlara bu kadar temizlik." Nazlı'yla yaptığımız ikiz dedikodusunu bölen Savaş oluyor.

"Ne oldu kızlar,fısır fısır?"

"Evin temizliğinden bahsediyorduk Selin'le.Okullar kapalı ama ev baya temiz." diyor Nazlı.

Bir anda tüm dikkatimi yanıma oturan Ali'ye veriyorum.Hafif gelen parfüm kokusunu iyice alabilmek için kendimi tutamayıp biraz daha yaklaşıyorum ona.Bu halimden memnun olacak ki bizi fark etmemeleri için konuya atlıyor.

"Temizleniyor her hafta.Arada kafa dinlemek için geliyorum."  Mavi gözlerine odaklanıyorum.

"Evde kafa dinleyemiyor musun?" Bir süre öyle bakışıyoruz.Savaş söze atlıyor. 

"Kafa değil,başka bir şey dinliyor o." Attığı kahkahayla birlikte göz bebeklerim istemeden büyüyor.Birden uzaklaşarak kötü kötü bakışlar atıyorum.Fark etmiş olacak ki Savaş'a bakıyor 'Ne yaptın oğlum?' der gibi.

"Savaş da geliyor kafa dinlemeye." Ali'nin sözünü tamamlamasıyla Nazlı'nın Savaş'ın karnına yumruğu indirmesi bir oluyor.

"Bizim karşı daire boş.Oraya da bakalım mı bir?" diyor Savaş karnını tutarken.

"Hadi bakalım şu eve.Geliyor musunuz?"

En son Ali kalkıyor. Tripli olduğumu farkında,yüzü asılıyor hemen.Bu hali hoşuma gidiyor.Sürün sen sürün,zamanında çok kafa dinlemişsin. 

Evin kapısını açıyor.İçeriye girmemle kendimi tutamayıp Nazlı'nın kollarına atlıyorum.

"Çok güzel! Sonunda ayrı evimiz var!"

"Kızım dur,daha bakalım."

"Bakmaya gerek yok ki.Çok güzel baksana."

"Bakalım diyorum zaten."  Nazlı'dan ayrılıp heyecanla evi inceliyorum.Her baktığım köşeye beynimde eşyalar yerleştiriyorum.

Mutfağa doğru gidiyorum.Dolapları incelerken göz ucuyla Ali'nin de girdiğini görüyorum.Duvara yaslanıyor.Hala yüzü asık.Oh, canıma değsin.

Ben çıkmaya çalışırken kolumdan tutup tekrar mutfağa sokuyor.Yavaşca kapıyı kapattıktan sonra ağzını açmasına izin bile vermiyorum.

"İzin verir misin ya? Çıkmak istiyorum."

"Vermiyorum."

"İyi,kendim çıkarım."

"Zorlama Selin.Bir dur ya."  Mutfak tezgahının tam önünde duruyorum.Yaklaşıyor.

"Dinliyorum."

"Kızım hiç yorulmuyor musun? Her dakika trip. Ben açıklama yapmaktan yoruldum.Ortada neden de yok."

"Belki var benim için.Sen ne anlayacaksın?"  Üzerime doğru geliyor.İstemsizce kalbimin atışı hızlanıyor,hala bunu yapmasına alışamadım.Aramızda iki-üç cm kala boynuma doğru eğilip fısıldıyor. 

"Anlat o zaman."  Boynuma vuran nefesi tüylerimi ürpertiyor. Cevap veremiyorum.Gözlerime çeviriyor bakışlarını.Bir süre bakıştıktan sonra gözlerini dudaklarıma indiriyor.Bunu fark edince istemsizce gülümsüyorum.Hoşuna gitmiş olacak ki,elleriyle belimi kavrıyor bir anda.

O bunu yaparken daha fazla dayanamayıp dudaklarına yapışıyorum.Ellerimi sakallarında gezdirirken o da ellerini belimde aşağı yukarı gezdiriyor. Tişörtümden tuttuğunu hissediyorum. Üst dudağımda hakimiyet kurduğunu hissederken,tüm bu büyülü anı bozan Nazlı'nın seslenmesi oluyor. Yakalanma korkusuyla ellerimi çekiyorum anında.Alt dudağımdan üste geçip öpücük konduruyor,zar zor ayrılıyor. 

Üstümü düzelttikten sonra Ali'ye dönüyorum. "Normalim,değil mi?" 

Kısa bir kahkaha atıyor. "Normalsin,hatta daha da güzelsin." 

Daha fazla burada durursak normal şeyler olmayacağını fark ettikten sonra mutfaktan salona geçiyorum.

"Efendim Nazlı?"

"Ay Selin,ben de bayıldım.Mutfak nasıldı?"  Ali'ye kısa bir bakış atıyorum.

"Çok güzeldi."

"O zaman yeni evimiz hayırlı olsun!"

Nazlı'ya sarılıp o günün ve o anın keyfini çıkarıyorum.

*****

*Nazlı*


Yorucu bir ev seçiminin ardından eşyalara bakmak için ayrılıyoruz.

"Bak şimdi, köşeli kanepe takımı olsun. Onlar daha rahat oluyor." Ben heyecanla oradan oraya koştururken Savaş gülerek beni izliyor.

"Ee sen hiçbir şeye yardım etmiyorsun ki ama Savaş, öyle izlemekle olmaz."

"Ne yapayım? Sen de bu kadar tatlı olma."

"Yaa bak böyle romantik olarak kaçmaya çalışıyorsun ama yemezler canım, hadi." Gülerek başını iki yana sallıyor ve yanıma geliyor.

"Ne demiştin, bu kanepeler rahat mı oluyordu?" Başımı sallarken ne yapacağını merakla bekliyorum.

"Hıım." diye mırıldanırken kanepeye oturarak beni de yanına çekiyor. Kanepede yayılırken beni de kolunun altına alıyor ve dudaklarını saçlarıma bastırıyor. Sanırım huzurun tanımını sorsalar hiç düşünmeden bunu söyleyebilirim.

"Savaş, ne yapıyorsun? Şimdi biri görecek, yanlış anlayacak. Sonrası rezillik." 

"Gören de yanlış bir şey yapıyoruz sanır." diye homurdanıyor bu sefer. Ona aldırmayarak ayağa kalkıyorum.

"Buyurun efendim, yardımcı olalım." Yanımıza gelen satış elemanına dönüyorum.

"Bu kanepelerin krem-gri renkleri var mı acaba?" Kanepe güzel tamam ama rengi uymaz bir kere bize.

"Renk değişikliği yapılıyor evet ama bir süre zarfı içinde geliyor efendim."

"Tamam sorun değil, o zaman biz krem-gri renginde anlaşalım."

"Tabii, buyurun bu yönden."  Adam önden giderken Savaş'a elimi uzatıyorum.

"Pek bir sevdiniz sanırım Savaş Bey?"

"Rahatmış valla, çıkmam artık sizden."

"Ha yani sadece kanepe rahat diye çıkmıyorsun bizden?"  Ayağa kalkarak yanıma geliyor kolunun altına alarak satış elemanının peşine sürüklüyor.

"Kanepe bahane, seninle habire yan yana olmak şahane güzelim." Ben ona kahkaha atarken aynı zamanda iyice sokuluyorum. Yok yok, bu kadar mutluluk iyi değil. Bozulacağından korkmak hele, o hiç iyi değil. Kötü düşüncelere karşı başımı iki yana sallıyorum ve anın tadını çıkarıyorum.

*****

*Ali*

Selin'le İstanbul'un karmaşık trafiğinden kurtulup kendimizi en yakın oda takımları satan mağazaya atıyoruz.Aslında onların evde yatakları hazır duruyor ama Selin Hanım yeni çıkan daha 'konforlu' yataklardan istiyormuş.En azından yatak bakıp kurtulacağız.

Birlikte giriyoruz içeri.Bizi görevli bir adam karşılıyor.

"Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk.Biz iki tane tek kişilik 'konforlu' yataklarınıza bakacaktık."

"Buyurun şu taraftan."

Adamı takip edip yatakların önüne geliyoruz. "Deneyin isterseniz bir."

Yayılıyorum yatağa.Selin de yanıma oturuyor.

"Aslında bu yatağın çok bir farkı yok.Sadece alarm sistemi ve ışık sistemi var.Kitap okurken oldukça kullanışlı oluyor."

Selin kafa sallayarak dinliyor adamı.Tutamıyorum kendimi.

"Yalnız cidden iyi zıplıyor.Bak bunu alalım sana Selin."

"Ali!"

Alarm konusu kafama takılıyor.

"Başka şeyler için pek konforlu değil galiba.İş üstündeyken falan düğmesine basarız,itfaiye sireni gibi toplarız bütün evi başımıza.Yok Selin ben beğenmedim bunu.Kalk gidelim."

"Saçmalama Ali!"  diye cırlıyor Selin.Daha sonra adama dönüyor."Ben bunu çok beğendim.Bunu alıyoruz bana.Şimdi de Nazlı'ya bakacağız."  Sırıtarak bana dönüyor."Onunki de zıplasın mı Ali'cim?"

"Yok,Savaş sert sever." Birden koluma attığı cimcikle şaşırıyorum. "Ne var ya? Olur da Savaş orada uyumak zorunda kalır diye dedim.Senin aklın ne pis çalışıyor Selin.Bundan sonra seninle aynı asansörde kalmamam lazım benim."

"Yürü Ali,yürü!"

*****

Nazlı'yla Selin'e aynı yataktan sipariş ettikten sonra oradan çıkıp Ikea'ya gidiyoruz.Asansöre binince anında dudaklarını sıkıp gülmemeye çalışıyor.Ben onu omzumla dürterken ağzından küçük bir kıkırdama çıkıyor.Asansördekiler garip garip ona bakıyor.

"Kusura bakmayın ona.Kafein çarptı biraz.Ona buna gülüyor işte.Aklına komik fıkra falan geldi herhalde.Selin,güzelim, gülmesene."

Sözlerimden sonra resmen içindeki bütün kahkaha hormonlarını dışarı salıyor ve sarsılarak gülüyor resmen.Yaşlı nine ve dedelerin ayıplayan bakışları eşliğinde asansörden çıkıyoruz.
Bir süre yürüyüp banyo bölümünü bulmaya çalışırken o da sakinleşiyor.

Biz küvetlerin olduğu bölüme yaklaşırken -yine Selin Hanım'ın beğenmemezlikleri- görevli bir adam yanımıza geliyor.Selin zaten çok da fazla çeşidi olmayan küvetlere bakarken iç geçirip duruyor.

"Ya Ali,bunların hepsi aynı gibi.Nasıl karar vereceğiz? Şuna baksana.Fena değil gibi."

Gösterdiği yere bakıyorum.Yok artık! Bu kız ne çok kendini düşünüyor.Hiç Ali'yi düşünen yok!

"Selin bu ne ya saçmalama." Adama dönüyorum bu sefer. "Kardeşim,bunların iki kişilikleri yok mu? İki kişinin de sığabileceği türden?"

Adam bana anlamsız gözlerle bakarken Selin konuşuyor.

"Ne saçmalıyorsun Ali? Nazlı'yla mı gireceğim duşa?"

"Ne Nazlı'sı? Ben onun için mi dedim? İleriyi düşün kızım,ileriyi."

Birkaç saniye anlamsız gözlerle yüzüme bakıyor.Daha sonra yüzüne bir ışık iniyor,huri misali aydınlanıyor.

"Ya sen var ya! Hayatımda gördüğüm en öküz,en moron,en patavatsız,en pislik,en ---"

"Sakin Selin,sakin güzelim.İnsanlar sana bakıyor.Sakin."

Birden gözlerini kapatıp içinden sayı saymaya başlıyor.Ne yaptığını anlamaya çalışıyorum.

"Ne yapıyorsun Selin? Bugün de ne anlamsız şeyler yapıyorsun ya. İyice aşkından delirip psikopata bağladın ha."

"Yerdeki küveti aniden gelen Thor gücüyle kafana geçirmemek için kendime sebep bulmaya çalışıyorum.Az sessiz olsana!"

*****

Küvet konusunda ufak bir anlaşmazlık yaşasak da -hiç ufak değildi ama ev onların evi,artık o bana gelir- tekrar eski halimize dönmüş bulunmaktayız.

Şuan da son durağımız olan küvetin üstüne duşa kabin seçmeye çalışıyoruz.İyi ki bu şeylerin moru pembesi falan yok ya.İyice Şeker Kız Candy'nin evine çevirirdi bu evi.

"Bak Ali,bu fena değil gibi? Ne dersin?"

"Bilmem ki.İçine girip test edelim mi? Bilirsin,biz severiz duşa kabin falan."

Usulca arkasını dönüyor.Gözlerime bakıyor.Gözlerinden çıkan ateşi şöyle tarif edeyim.'Ateş seni çağırıyor!' tarzında.

"Ne yedin sen evde? Sendeki bu azmi,bu gücü ne veriyor sana? Neyden besleniyorsun,bak doğru söyle bana."

"Sevginden besleniyorum güzelim,sevginden."

*****

Koşuşturmacalı geçen bir günün ardından güzel bir mekana yemek yemek için geliyoruz hep birlikte.Siparişlerimizi verdikten sonra yemeklerin gelmesini beklerken koyu bir sohbete dalıyoruz.

"Selin'ciğim düşünürsen Ali çok güzel ütü yapar yani." diyor Savaş ortaya konu açarken. Hiç iyi bir yerden girmiyor ya, neyse.

"Neden düşüneyim canım? Ne gerek var yani." diyor Selin telaş yaparak. Kız bir şey çaktırmayım diye kırk takla atıyor ama bilmiyor ki benim pislik kuzenim radar gibi. Kilometrelerce öteden anlar o insanların halini. Bilmiyor tabii Selin.

"Sen de çok güzel yemek yaparsın değil mi Savaş?" diyorum ortaya en nefret ettiği olayı sürerken.

"Aa gerçekten mi?" diye soruyor bu sefer Nazlı. Tabii hemen inanıyor bana.

"Yaa,o kadar güzel yemek yapar ki, günün sonunu hastanede alırız biz. Yemeklere bayılmaktan." diyorum bu sefer. Gülmemek için de dudaklarımı birbirine bastırıyorum.

"Aman hemen hatırlat o konuyu." diyor sinirlenerek. Daha sonra aklına bir şey gelmiş gibi muzip bir tavırla gülümsüyor ve devam ediyor. 
"İstersen olayı da tamamen anlat kuzen, ne dersin ha?" Ben kaşlarımı çatarken kızlar merakla bize bakıyor. Daha doğrusu bana. Şimdi bittin Ali, intikam alayım derken intikam seni aldı.

"Ne gerek var şimdi kuzen? Ağzımızın tadı bozulmasın,değil mi?" Evet birazdan Yaprak Dökümü misali 'Aman Ali Rıza Bey' moduna gireceğim tam olacak. Bir o eksik.

"Yaa Aliş, anlat işte." diyor bu sefer Selin gülümseyerek. Ah be kızım, gülümse tamam. Hobi olarak yine gülümse sen ama ben şimdi anlatınca beni öldürme olasılığın,benim en sinir olduğum dersin bütüne kalmadan geçmemden daha yüksek. O kadar imkansız yani.

"Ya Savaş bir ara bize yemek yapmıştı. Daha doğrusu yapamamıştı." diyorum hafiften gülmeye başlarken. "İşte sonumuz hastanede bitmişti topluca." Dayanamayarak kahkahayı basıyorum. Aynı zamanda yemeklerimiz geldiği için yemeklerimi yiyoruz.

"Topluca derken? Kaç kişiydiniz ki?" diyor bu sefer Nazlı. Ah be baldız, en kötü yerden girdin.

"Böyle 5-6 kişi falan ya önemli değil." diyorum tereddütle.

"Olur mu kuzen? Söyle söyle, korkak alıştırma ağzını."

"Ben şimdi seni korkak alıştıracağım kuzen, merak etme."
diye mırıldanıyorum sadece Savaş'ın anlayacağı bir şekilde.

"Ben söyleyeyim o zaman. İşte Didem vardı, biliyorsunuz onu. Tuğçe, Ece'ler falan. Bir de Ali'ye takıntı bir kız vardı, hiç peşimizden ayrılmazdı. Benim iyilik meleği kuzenimde tabii kıza kıyamazdı." diyor gülmeye başlarken. Nazlı'da ona eşlik ederken Selin'e bakmaya cesaret ediyorum. Ve sanırım ölüm fermanım imzalandı.

"Ya demek öyle? Kimdi bu 'takık' kız?" diyor
takık kelimesine vurgu yaparken Selin.

"Ya işte öyle birisi, geldi geçti. O kadar önemsiz ki adını bile hatırlamıyorum yani. Ne kadar komik değil mi hahaha." Ben gülmeye çalışırken üç çift göz bana uzaylı görmüş insan misali bakıyor. Tamam sanırım battım iyice.

"Neyse soğutmayalım yemeğimizi." diye olayı toplamaya çalışıyor Nazlı. Aslan baldız, hiç sevgilisine çekmiş mi? Çekmez tabii.

Selin'in elini alttan tutarak ortamı yumuşatmaya çalışırken Savaş'a attığım bakışın tek yorumu
'Bitirdin beni kuzen, ben de seni bitireceğim,göreceksin.' oluyor.

Continue Reading

You'll Also Like

332K 26.7K 42
"Uyan, kavga et, sigara iç, dolandır, uyu. Hayır, ben bundan ibaret değilmişim.." K.T. Bir dolandırıcı çetesinin üyesi olan Karmen, çeteyle birlikte...
81.5K 3.6K 22
~Yeşim Deniz ~ Kendisi hayatını yaşıyor sanarken daha gerçek hayattı ile bile tanışmaması gerçeği fakat hayatı olan adam Alaz Karadağ onu 7 yıldır ta...
517K 17.1K 11
Doğum gününde ailesini kaybeden Almira Dolunay Soylu aylar sonra abisine gelen bir telefon çağrısıyla hastanede bebeklerin, nedeni belli olmayan bir...
1M 60.6K 41
Ayağa kalkıp göz yaşlarımı sildim. Gözlerim son kez baktı ardından. Son kez seslendim adını. Bana öyle bir yara bırakmıştı ki, asla affetmeyecektim o...