Her Şeyden Habersiz -Tamamlan...

By rasgar

626K 28.9K 732

Çocuğunu kaybetmek üzere olan bir adam... Ve çocuk sahibi olmak için zamanında her şeyi göze alan bir kadın... More

Tanıtım
1.Karar
2.Heyecan
3.
4
5. Benzerlik
6.Arayan
7. Babası Kim?
8.Şaşkın
9. Dna Testi
10.Sonuç
11.Koca Kafa
12. Baba
13.Hamile
14.Arkadaş
15. Bakıcı
16.Cevapsız
17. Ceza
18. Evlenmeden Olmaz
19.Babaa
20. Kader
21. Evli
22. Terk
23. Bana Ellerini Ver
24. Rüya
25. Teklif
26. Ceza
27. Fransız Dantel
28. Boş ver
29. Çocuk
30. Gelin
31. Jane ve John
32. Aşık
34. Seni Öyle Hatırlayamam
35.Final
Hikayenin İlk Versiyonundaki Sonu İçin 33. Bölümden Sonra Okuyunuz

33. Anne

11.6K 651 15
By rasgar

Derin gözlerini kocaman açmış Kevin'a bakıyordu. Ne demişti bu adam böyle? Aşk mı demişti? Aşk? Şaşkın gözlerini bir süre sonra acıyınca kapatıp derin derin nefes aldıktan sonra gözlerini açıp Kevin'a baktı. Derin tam bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki telefonu çalınca dikkati dağıldı. Telefonu umursamamaya çalışarak gözlerini Kevin'ın gözlerine odakladı. Yine bir şey diyecekti ki telefon ısrarla çalmaya devam edince oflayarak çantasında telefonunu aradı bir süre.

"Alo." diyerek açtığında "Anne" diyen oğlunun sesini duyunca gülümsedi.

"Seni çok özledim canım. Geleyim mi yanına?"

"Gel." diyen oğlunun sesini duyunca iç geçirdi. Onu nasıl bu kadar çok özleyebilmişti anlamıyordu. "Tamam." dedi dolan gözleriyle. "Geliyorum bebeğim." diyerek telefonu kapattı.

Derin bir süre sesinin kötü çıkmaması için bekledikten sonra Kevin'a baktı. "Pamir..." dedi sonunda. "Gidelim mi?" dediğinde Kevin başını salladı.

Yolda giderlerken ortam fazlasıyla gergindi.  Kevin inanılmayacak şekilde ona duygularını açmıştı. Hiç beklemediği bir anda hiç beklemediği bir şekilde. Ona aşık olduğunu sanki kalbinde bir yerlerde hissediyordu ama onunla böyle bir bağlılığa hazır mıydı bilmiyordu. Ya işler yolunda gitmezse? Şimdiki gibi arkadaş kalamazlardı değil mi? Çocuklar da kötü etkilenirdi bundan. Jane'e ihtiyacı olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyordu. Birine tüm bunları anlatıp akıl almalıydı. 

Araba durduğunda Derin yerinde kıpırdanıp Kevin'a baktı. Kevin ise "Bir şey söylemene gerek yok." diyerek arabadan inince Derin ofladı. Bu adam neden böyleydi? Konuşmak yerine terk edip gitmeyi tercih ediyordu hep. 

Arabadan indikten sonra onu bekleyen Kevin'ın yanına gitti. "Tamamsan içeri girelim." diyen Kevin'a baktıktan sonra bir adım atıp Kevin'ın tam karşısında durdu. Gözlerini Kevin'ın gözlerine odakladı. Bu durum hiç hoşuna gitmiyordu.  "Yapma böyle." diye fısıldadı.

"Bir şey yaptığım yok Derin. Aptallık bende. Evlenirken sana olan duygularımın farkındasındır sanmıştım. Kadınların böyle şeyleri hissedeceklerini söylerler hep." 

Derin iç geçirdi hüzünle. Hissetmemişti. Eğer onun duyguları olduğunu hissetseydi... O sanmıştı ki babalık duygusuyla öyle davranıyor. Ona da çocuğunun annesi gözüyle bakıyor. Nereden bilebilirdi ki gerçeklerin başka olduğunu. "Bunları sonra konuşabilir miyiz? Şu an uygun bir zaman değil gibi." 

Kevin başını iki yana salladı. "Konuşmamıza gerek yok. Seni rahatsız etmem. Zorla bir şeyler hissetmeni de bekleyecek değilim. Bundan sonra herkes kendi yoluna bakabilir."

Derin ağzı açık bir şekilde karşısındaki adama baktı. Bu kadar çabuk mu vazgeçmişti? Demek ki yeterince aşık değildi. Söyleyecek o kadar çok sözü varken sustu. Madem Kevin için önemi yoktu, o da bu durum hiç olmamış gibi davranacaktı. Usulca başını salladıktan sonra "En azından bu gergin hallerini içeride bırakırsan sevinirim." diyerek eve doğru ilerledi.

Eve girdiklerinde kapı oğlu ve Jane tarafından açılınca Derin en güzel gülümsemesiyle baktı onlara. Oğlu "Ceeeyn geldi." demişti.  Derin gülümseyerek başını salladıktan sonra kucağında oğlunu tutan Jane'e sarıldı.

"Çok özledim seni." dediğinde Pamir "Benii?" diye sordu. Jane ve Derin onun bu tatlı haline kahkaha attı. Derin oğlunun yanağına kocaman bir öpücük kondurduktan sonra onu kucağına aldı. Pamir annesinin kucağından kollarını uzatarak babasının kucağına gidince Derin oğluna bakıp "Ama bu haksızlık." diye sızlandı.  Pamir kıkırdadı. "Bak ya gülüyor bir de." dedi yalandan kızarak.

Jane Kevin'a bakıp "Demek bizim kızı aldın ha?" dedi imalı bir şekilde. Bakışlarından sormak istediği çok şey olduğu belliydi.  Kevin kucağındaki oğluna bakarak "Onun sayesinde oldu." dedi. Derin bir an ona baktıktan sonra gözlerini devirdi. Az önce söyledikleriyle ne kadar da farklıydı. 

Jane anlamsız bir şekilde bir Kevin'a bir Derin'e baktı. İçeriden gelen John'un sesiyle gülümsedi. "Tüm dedikoduyu kapıda yapmayın."

"Hadi içeri geçin." dedi Jane. Derin içinden bu gergin anı böldüğü için John'a teşekkür etti.

Bütün aile gülümseyen yüzlerle onlara baktığında Derin bu ailenin insana ne kadar büyük bir huzur verdiğini düşünmeden edemedi. Çekinerek Kevin'a baktı gözleri. Bu adamla işi vardı. Şimdi ne olacaktı? Eve gidip yabancı gibi mi davranacaktı? Dün gece ve bu sabahki adam birden yok mu olacaktı? Hadi ama... 

Aile içi muhabbet sırasında Jane ve John nasıl evlendiklerini anlatırken Derin gözlerindeki mutluluklarını kıskanmadan edemedi. Konuşma sırasında Mila ağlayınca Derin birden ayağa kalkıp bebeğe yöneldi. O an herkes birden ona baktı. Derin doğal bir şekilde bebekle ilgilenirken herkes onu izliyordu. Mila'nın yüz ifadesine gülerken herkes gülümseyerek onu izliyordu. Ve Derin bunların farkında bile değildi. İçinden geldiği gibi davranıyordu. Gözlerinin içi gülüyordu adeta bebeğe bakarken. 

Melanie Derin'in yanına gelip Mila'yı kucağına alırken "Sanırım Pamir bugün biraz kıskanç." diye fısıldadı.  Derin oğluna bakıp gülümsedi. Daha sonra Melanie'ye "Teşekkürler." diye fısıldadı.

Derin babasının yanında oturan Pamir'in yanına oturdu. Kevin ve Derin'in arasında kalmış olan Pamir gülümsüyordu. Kevin'ın annesi onlara bakarken "Nasıl da mutlu oldu." dedi gülümseyerek. "Bizim yanımızda da mutlu görünüyordu ama siz gelince neşesine neşe katıldı sanki." 

Derin gülümseyerek baktı. "Pamir ve aramda çok özel bir bağ var. Hiç kimseyi onu sevdiğim gibi sevmedim ve eminim kimse onu benim sevdiğim gibi sevemeyecek."  Kevin'ın annesi oğluna baktı bir an. Evet anneler gibi kimse sevemezdi ama babalar da çok severlerdi evlatlarını.

Kevin alaycı bakışlarla Derin'e baktı.  "Doğru söylüyor anne. Öyle ki hiç sevmediği bir adamla evlendi oğlu için." Bu cümle odanın ortasına bomba etkisiyle inmişti sanki. Herkes şaşkın bakışlarla onlara bakıyordu. 

Derin inanamayarak baktı kocasına. Bunu herkesin içinde söylemek zorunda mıydı sanki? Şaşkın bakışları geçtikten sonra kızgın bakışlarla baktı. Son olarak da tamamen kırılmış şekilde bakıyordu. Kevin ona bakmazken Derin ayağa kalktıktan sonra Kevin'a döndü. Odadaki herkes kavga çıkacağını düşündü ama Derin gayet sakin bir sesle konuştu. "Eve gidebilir miyiz artık?" 

Kevin başını salladı. Kevin ve Derin kalktıklarında Jane de hızla ayağa kalktı. "Herkesin içinde arkadaşıma söylediklerin için yine bizim önümüzde özür dilemen gerekmez mi?" 

Kevin kaşlarını kaldırmış bir şekilde bakarken John Jane'i kolundan çekince Jane istemeyerek de olsa sustu. Ama bu haksızlıktı resmen. Herkesin önünde kardeşi gibi sevdiği kadın aşağılanmıştı ve o John'un hatrına sesini çıkaramıyordu. 

Derin Pamir'i kucağına aldıktan sonra evdekilere döndü.  "Her şey için teşekkür ederiz, iyi günler." diyerek evden çıktı.

Arabanın yanına geldiğinde sinirle ayaklarını yere vuruyordu. Bu adam ne hakla onu herkese rezil edebiliyordu böyle? Ona aşık olduğunu söylüyordu ama ona saygı duymuyor muydu? Kevin eli boş bir şekilde evden çıkarken Derin "Mila'yı da al." dedi tehdit eden bir ses tonuyla. Kevin bir süre ona baktıktan sonra başını sallayıp içeri girdi. Bir süre sonra Mila ile geri geldi. Mila'yı arabaya bindirirken Derin de Pamir'i bindirip koltuklarının kemerlerini kontrol etti ve çocukların yanına oturdu.

Kevin şoför koltuğuna geçince bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki Derin "Çocukların önünde daha fazla konuşma." diye tısladı.

Eve geldiklerinde Derin Pamir'i aşağı indirdikten sonra Mila'yı kucağına aldı. Pamir'in elini tutacağı sırada Pamir kucağına gelmek için elini uzatınca Derin Mila'yı Kevin'a uzattı.  Sonra oğlunu kucağına aldı. Hızla eve yürürken Kevin da arkasından ilerliyordu.

Derin eve girdikten sonra Kevin da girdi. Derin hiçbir şey söylemeden Pamir'in odasına ilerledi. Oğlunu kucağından indirip  "Burada oyna bebeğim." diyerek saçlarına  öpücük kondurdu.

Odadan çıkıp salona ilerlediğinde Kevin'ın onu beklediğini gördü. Gözlerini sinirle Kevin'a dikti. "Amacın ne senin?" diye sordu sakin olmaya çalıştığı sesiyle.

"Bir amacım olduğunu sanmıyorum. Herkesin öğrenmesi gerektiğini düşündüm. Oğluna olan sevgini." Son cümleyi vurgulayarak söylemişti.

Derin tepinmemek için kendini zor tuttu. "İstediğin bu mu Kevin?" dedi sinirle. "Senden uzaklaşmam, çocuklar dışında iletişim kurmamak mı? Ya da ayrılmak mı?"

Kevin son cümleyle gözlerini sevdiği kadının yüzüne çevirdi. "Ayrılmak istemiyorum." 

Derin iç geçirdi. Madem istediği bu değildi neden böyle davranıyordu? "Bir daha sakın beni insanların içinde küçük düşürme." dedi dişlerinin arasından. Bunu bir daha yaparsa oğlunu da alır giderdi. Odadan çıkarken Kevin kolunu tuttu.

"Barışmayacak mıyız?" diye sordu.

Derin bir süre ona baktıktan sonra başını iki yana salladı. "Belki de böyle olmamız daha iyidir Kevin." diyerek odadan ayrıldı.

***

Jane heyecanla bir şeyler için uğraşan arkadaşına bakarken gülümsedi. "Mila'yı kendi kızı gibi seviyor." dediğinde John başını salladı.

"Bir de kardeşimi eşi gibi sevseydi." dediğinde Jane gözlerini devirdi. 

"Neden ailece onun üstüne gidiyorsunuz ki?" 

John omuz silkti. "Kevin'ın yeniden mutsuz olduğunu gördüğümüz için olabilir mi?" 

Jane iç geçirdi. "Mila'nın birinci yaş gününü Derin organize etti. Her şey en küçük ayrıntısına kadar düşünülmüş baksana." 

John alayla baktı karısına. "Göz boyamayı iyi biliyor." 

Jane inanamayarak baktı John'a. "Arkadaşım hakkında böyle konuşamazsın." 

"Pekala konuşmuyorum."

***

Derin Mila uyanınca her şeyin hazır olması gerektiğini düşünerek acele etmeye çalışırken bir yandan da saatine bakıyordu. Mila her an uyanabilirdi artık. Masaya son bir kez baktıktan sonra her şeyin tamam olduğunu görünce derin bir nefes aldı. Artık tek gereken şey Mila'nın uyanmasıydı.

Jane'nin yanına doğru ilerlerken Kevin ile karşı karşıya kalınca ne yapacağını bilemez bir şekilde kalakaldı. Herkesin onları izlediğine emindi. Ürkek bakışlarla bakışlarını Kevin'ın bakışlarına çevirdi. Aylardır arası bozuk olduğu kocasına. Bir adım yana atınca Kevin kolundan tutup kulağına "Boşanma davası ha?" dedi alayla. Derin tokat yemiş gibi bir ifadeyle ona baktı. Ne diyeceğini bilemiyordu. Herkesin içinde bunu konuşmak istemiyordu. O sırada Melanie'nin "Mila uyandı." diyerek Mila ile odaya girmesini büyük bir şans olarak değerlendirdi.

Herkes masanın başına toplandığında  Mila'ya mumu üfletmek için bir yol denedi. Ama minik Mila bunu beceremedi bir türlü. Olaydan sıkılan Kevin mumu üfleyince herkes alkışladı.

Müzik çalarken herkes Pamir ve Mila ile oynarken Derin pastayı kesmekle meşguldü. O sırada Kevin yanına gelip "Bir açıklama yapmayacak mısın?" diye sordu sıkılmış bir sesle.

Gün içinde bu kadar cümle duymak ne mümkündü kocasından! Şimdi yeniden konuşuyordu. Derin ona bakmadan "Açıklayacağım ama şimdi olmaz Kevin." dediğinde Kevin'ın iç geçirme sesini duydu. Derin bıçağı masaya bırakıp arkasına dönünce Kevin ile arasında çok küçük bir fark olduğunu gördü. Bu yakınlığın şaşkınlığıyla bir süre bir şey söyleyemese de sonra "Lütfen Kevin, şu parti bitsin sana anlatacağım." dedi yalvaran bir ses tonuyla. Kevin kısık gözlerle ona baktı bir süre. Sonra başını sallayarak gitti. Derin işine geri döndü ama kafası karışmıştı. Ne yapacağını şaşırmıştı bir anda. O kadar uzun zamandır konuşmuyorlardı ki... Ve Kevin bu zaman diliminde hiç bu kadar yakınında olmamıştı. Hiç!

Sinirden ağlamak üzereyken Jane yardımına yetişip "İyi misin?" diye fısıldadı. 

Derin başını iki yana sallayınca Jane elindeki bıçağı alıp onun işini yapmaya devam etti. Derin bir şey söylemeden bir süre yerinde oturdu. Daha sonra göz yaşlarına engel olamayacağını anlayınca lavaboya ilerledi. Lavabonun önünde Kevin ile karşılaşınca Kevin ağladığını görmesin diye hızla geçmeye çalıştı ama Kevin engel oldu.

"Pişmanlık mı duyuyorsun yoksa?" dedi alayla. Derin bir şey söylemeden gitmek istediğinde Kevin "Ben de seninle evlendiğime pişmanlık duyuyorum galiba." diye ekledi. 

Derin şaşkın bir şekilde ona döndü. "Ne?" dedi şaşkınlığın etkisiyle. Kevin bir şey söylesin diye baktı ama söylemeyince Derin yanında geçip gitti.

Aynada yaşlı gözlerine bakarken aylardır sevdiği adamın ördüğü duvarları düşünmeden edemedi. Aşılmaz duvarlar örmüştü aralarına sanki. Derin değildi aynada gördüğü gözler. Onun çok acı çekmiş, parçalanmış haliydi. Oğlundan başka kimsesi olmadığını bir kez daha anlayan bir anneydi. Oğlu için yaşayan bir anne.

Soğuk suyun onu sakinleştirmesini bekledikten sonra içeri ilerledi. Herkes bir şeyler atıştırmakla meşguldü. Kevin hariç. Odanın bir köşesinde içkisini yudumluyordu. Ona baktığında Kevin'ın da ona baktığını gördü. Aylardır olan bakış. Soğuk, uzak ve nefret dolu. Ona bu kadar nefreti hak etmediğini haykıracaktı herkes gittikten sonra ama buna daha vardı.

"Anne." diyen oğluna baktıktan sonra ağzına yüzüne çikolata bulaştırdığını görünce gülümsedi.

"Birileri daha mı yakışıklı olmuş ne?" dediği sırada Mila ilk kez konuştu. "Anne."

Mila Derin'e bakarak anne demişti. Derin şaşkın şaşkın Mila'ya baktıktan sonra heyecanla "Ne dedin sen?" diyerek gidip Mila'yı kucağına aldı. "Duydunuz değil mi?" dedi neşeyle. Jane aynı mutlulukla "Duyduk canım." dediğinde Derin gülen gözlerle Mila'ya bakıyordu. Bu kadar mutsuz olduğu bir anda bu tek kelime nasıl da şifa olmuştu yüreğine.

"Bir daha söyle canım lütfen. An-ne." dediğinde Mila onunla ilgilenmiyormuş gibiydi. "Anne" dedi tekrar Derin heyecanla ama Mila oralı olmadı. Derin Mila'nın yanağına öpücük kondurduktan sonra "Sana güzel bir hediye alacağım canım." dedi.

Derin Mila'yı yere bıraktıktan sonra Kevin ile göz göze geldi. Kevin Mila'nın gerçek annesi olmadığı gibi bir şey söylememişti. Hoş söylese de bunu umursayacağını sanmıyordu. Mila'ya gönülden bağlıydı o. Hiç olmayan kızıydı o sanki. Gözlerini güç de olsa kaçırdıktan sonra kendini mutfağa attı. Bu adam ona az önceki gibi bakmayalı çok uzun zaman olmuştu. Az önce aylar sonra ilk defa nefretini bırakarak bakmıştı ona. Belki de şaşkınlığındandı bilmiyordu. Derin bir bardak su içtikten sonra saatine baktı. Birkaç dakika olmuş olmalıydı Mila ismini söyleyeli. Buzdolabına saati ve "Mila anne dedi :)" yazan bir not yapıştırdı. Mila yürüdüğünde de böyle bir not yapıştırmıştı. Onun için özel olan her şeyi not ediyordu. Belki bir gün öğrenmek isterdi minik kızı.

Salona girdiğinde Kevin'ın anne ve babasının gidiyor olduğunu gördü. "Erken daha." derken Kevin'ın annesinin nefret dolu bakışlarıyla karşılaştığında devam edemedi. Kucağında da Mila vardı. Derin bir şey söyleyecek oldu ama arkadan Jane'in göz işaretleriyle bir şey anlatmaya çalıştığını gördü ama anlayamadı. Kevin'ın anne ve babası giderken Melanie de onlarla gitti.

Odada Jane, John, Pamir ve Kevin ile kalınca Derin gülümseyerek "Bir şey istiyor musunuz?" diye sordu. Kevin buz gibi bir sesle "John ve Jane gitse iyi olurdu." dedi.

 Derin ona inanamayarak baktı. Jane bir şey söylemek için ağzını açtığı anda John eliyle onun ağzını kapatarak "Tamam gidiyoruz." dedi.

Jane ve John odadan çıktıklarında Derin inanamayarak baktı Kevin'a. Sonra peşlerinden giderek onları yolcu etti. Jane Derin'e sarılırken "Sakın kendini ezdirme." diye fısıldadı kulağına. Derin başını salladı onun bu sözüne. Ne olursa olsun dimdik duracaktı, durmalıydı.

Odaya döndüğünde Kevin elinde içki bardağı ona bakıyordu. "Pamir nerede?" diye sorduğunda "Uyudu." cevabını aldı.

"Bakayım." diyerek odadan çıkarken Kevin "Sonra gel, konuşacağız." dedi.

Derin bir şey söylemedi. Pamir'in odasına gittiğinde uyumuş olduğunu görünce gidip yanağına bir öpücük kondurdu. "Her şeyi senin için yaptım bebeğim. Eğer birazdan yolunda gitmeyen bir konuşma yaparsak babanla... seni hep seveceğimi bilmeni istiyorum." diyerek odadan çıktı.

Salona girmeden önce derin bir nefes aldı. İçeri girdiğinde Kevin ile göz göze geldiler. "Ee açıkla bakalım ne zaman boşanıyoruz?" dedi Kevin alayla.

Derin iç geçirdi. "Jane getirdi o belgeyi bana birkaç gün önce." 

Kevin kaşlarını kaldırıp ona baktı. "Yani sen istemedin?" 

Derin başını iki yana salladı. "Bana nasıl davrandığını herkes görüyor, biliyor Kevin. Herkes ne zaman ayrılacağımızı düşünüyor ki haklılar."

"Sen ne düşünüyorsun?" 

Derin uzun zaman sonra Kevin'ın ona kendi fikrini sorduğunu düşündü. Çok mutsuz olduğunu gerçekten görmüyor muydu bu adam? Konuşmasına bile izin vermiyordu. Aynı odada olmaya bile katlanamıyordu sanki. "Ben de ne zaman bu oyundan sıkılacağını merak ediyorum."

"Sıkıldığımı nereden çıkardın ki?" derken sesi yine alaycıydı.

Derin gözlerini devirdi. "Nereden mi çıkardım?" dedi alayla. "Yüzüme bakma gereği duymuyorsun. Hoş eve gelme gereği de duymuyorsun. Geldiğinde de tek kelime konuşmuyorsun. Bitti ha?"

"Bitti mi gerçekten?" diye sordu Kevin kısık bir sesle. 

Derin gözlerini kaçırdı biraz utanarak. "Aylar önce bana aşık olduğunu söylemiştin. Şimdi ise benden nefret ediyorsun. Çocuklarımızı nefretle büyütemeyiz."

"Etmiyorum." dedikten sonra bardaktaki tüm içkiyi içti. Derin doğru duyup duymadığına bir an emin olamasa da iç geçirdi. 

Gözüne gelen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdıktan sonra "Ne hissediyorsun bana karşı?" diye sordu Kevin'dan tarafa bakamayarak.

Uzun bir sessizlikten sonra Kevin "Bana bakmıyorsun bile." diye mırıldanınca Derin birden gözlerini ona çevirdi.

"Sana bakmıyor muyum? Şu an vereceğin cevaptan korkuyorum. Çünkü..." daha fazla devam edemedi. Kevin birkaç adım atıp yanına geldiğinde kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kevin elini uzatıp çenesini hafifçe kaldırınca Derin ona bakmak zorunda kaldı.

"Devam et." dedi Kevin usulca. 

Bakışları fazlasıyla ürkekti.  "Zaten bana yeterince uzaksın. Daha fazla uzak olmanı istemiyorum."

"Neden?"

"Çünkü sen benim kocamsın ve bir şansım olsun istiyorum." dedi dürüstçe. Bu kadar zamandır bekliyorsa aylar önce duyduğu o iki kelime yüzündendi. Ve yine o iki kelimeye tutunarak söyleyebilmişti bunları. 

Kevin şaşkınlıkla elini çekti Derin'in çenesinden. Gözlerini kısmış bir şekilde Derin'e bakıyordu. "Bu ne demek oluyor şimdi?" derken gözlerinden fazlasıyla şaşkınlık okunuyordu. 

"Bugün kızın bana anne dedi Kevin. Kızın, senin kızın... Neden biliyor musun? O da benim onu sevdiğim gibi beni seviyor. Çocuklarımız var Kevin. En azından onlar için denememiz gerekmez mi?" 

Kevin alayla baktı ona. "Çocuklar... hani şu evlenme nedenimiz." 

Derin iç geçirdi. "Başa dönmeyelim ama."

"Ne başa dönmesi Derin? Burada durmuş seni dinliyorum. Lanet olsun ağzından bana karşı bir şey duymak istiyorum. Aşık olmak zorunda değilsin, sevmek zorunda da değilsin ama saygı duy be kadın. Hala çocuklar diyorsun. Hiçbir evlilik sadece çocuklarla olmaz." dedikten sonra giderken Derin Kevin'ın kolunu tuttu. Kevin şaşkın şaşkın ona bakarken Derin onun dudaklarına uzandı ve kocasını aylar sonra ilk defa öptü.

Öpüştükten sonra Derin usulca geri çekildi. "Sanırım seni deli gibi özledim." 

Kevin çarpık bir gülümsemeyle ona baktıktan sonra Derin'in kulaklarına "Odamıza gidelim öyleyse." diye fısıldadı.

14.01.2019 düzenlendi.

Edit: Not: Hikayenin ilk versiyonunu okumak için bu bölümden sonra yayınlanmış son bölüme gidebilirsiniz. İkinci versiyon için final yazan bölümden sonrasını okumayın. İlk versiyondaki final mutlu sonla bitmiyor. O nedenle bir de mutlu son yazmam gerektiğini düşündüm. Sevgiler.

Edit 2: 10.07.2023

Continue Reading

You'll Also Like

26.3K 131 2
Romantik/Mizah/Dram Yanlışlıkla Aşk Serisi - 3 Güneş, çaresizliğine çare olan bir anda evliliğe tamam demişti. Hiç tanımadığı bir adamdı, üstelik ü...
1M 43.7K 42
0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kategorisinde 1.S...
Müzik Kutusu By .

Teen Fiction

9K 574 33
Bir yaş günün daha uzakta geçiyor Bu hasret öyle büyük ki söz dinlemiyor Uzakta geçen 4.yaş günüydü. Ve bu hep böyle olacaktı Zaten uzunca yollar K...
29K 5.4K 37
Başlangıç: 08.09.2020👈 Bitiş: 21.10.2020👈 Zorlu teyzesini ziyaret etmek için gittiği köyde başına bunların geleceğini bilseydi ne olursa olsun o kö...