24. Rüya

12.5K 728 9
                                    

Foto:Derin

"Anahtar, arabayı ben sürsem iyi olacak." Derin salaklığına inanamayarak başını salladı ve anahtarını verdi hemen. Anahtarı Kevin'ın avcuna bırakmıştı eline dokunmamak için. Öyle ki ufak bir dokunuştan bile korkar hale gelmişti.

Kevin arabayı sürerken Derin de oğlunun yanında oturuyordu. Pamir elinde oyuncakla oynarken "Ba-baa" diye seslenince Derin alınmadan edemedi. Oğlu için bu kadar endişelenip ona gözü gibi bakmasına rağmen neden Kevin'ı bu kadar çok seviyordu bu çocuk? O an birden kalbinde bir hüzün hissetti. Oğluna ilerde babası için ne diyecekti? "Sen aslında onun çöpe attığı bir spermsin." mi diyecekti? Derin bunu düşününce birden başını iki yana salladı. Bunu söyleyemezdi. Belki de bazen tatlı minik bir yalan gerekiyordu. Markete gider gibi sperm satın alması mı Kevin'ın çöpe atar gibi etrafa sperm saçması mı daha kötüydü bilmiyordu. O zamanlar bunları düşünecek durumda değildi. Tek çaresi buydu. İşte bu yüzden çok kırgındı ya Ryan'a. Onu anlamamak için diretmişti.

Kevin neşeyle "Efendim oğlum." dediğinde Derin yüzünü buruşturdu. Oğlunun babası mükemmel olmaya fazla yakındı. Ses tonu masallardan gelme gibiydi. Yakışıklı, anlayışlı ve bir o kadar da aile babasıydı işte. Derin bunu düşündüğü için kendini suçlu hissetti birden. Adamın karısı yeni ölmüştü. O aklından neler geçiriyordu? Omuz silkti. Sevgili gözüyle bakmamıştı ki. Oğlunun babası gözüyle bakmıştı. 

Eve geldiklerinde Derin Kevin'a baktı bir süre. "Bu gece kalsana." derken kendine inanamamıştı. Neden böyle saçma bir cümle kurmuştu ki? Belki de oğlunun gözlerinin parlamasıydı nedeni. Kevin şaşkın bir şekilde ona baktıktan sonra kararsız bir şekilde cevap verdi.

"Sanırım gitsem iyi olacak." diyerek anahtarı uzattığında Derin başını iki yana salladı. 

"Arabaya ihtiyacım yok sen al." 

Kevin bir an kararsız kalsa başıyla kabul ettiğini belirtti. Kevin giderken Derin de oğluyla evine doğru ilerlemeye başladı. Birkaç adım sonra Pamir Derin'in elinin bırakıp arabaya doğru koşunca Derin de arkasından koştu. Kevin arabayı çalıştırmıştı ama oğlunu fark edince kontağı kapatıp aşağı indi. Pamir babasına sarılınca Derin "Ne yapacağım ben?" diye mırıldanmadan edemedi. Onların arasındaki bağ belki de onun felaketi olacaktı. Bir yerlere gidip saklanabilmeyi ne çok isterdi. Oysa ki bir anne olarak sorumluluklarından kaçmak imkansızdı.

Kevin bir süre Pamirle konuştuktan sonra Derin'e bakınca göz göze geldiler. Kevin gülümseyerek "Teklifin hala geçerli mi?" diye sorduğunda Derin gülümseyerek başını salladı.

***

Jane uçağa bindiklerinde John'a dönüp baktı. "Sana bir şey itiraf edebilir miyim?" 

John kaşlarını kaldırıp ona baktı. "Ne?" diye sordu sonunda korkarak. Bu kadının her hareketi onu korkutur olmuştu. 

Jane dudaklarını dişledikten sonra "Ben... daha önce hiç uçağa binmedim." dediğinde John gülümsedi rahatlayarak. Demek söylemek istediği buydu. Neden kendini hep en kötüye hazırlıyordu bu kadının yanında? 

"Ne güzel bir ilki benimle yaşıyorsun." dediğinde uçak havalanmaya başlayınca Jane heyecanla John'un elini tuttu. 

John alayla "Bana sokulmak için bahane aramana gerek yoktu sevgilim." dedi.

Jane sinir olsa da şimdi düşündüğü şey başkaydı. "John, korkuyorum galiba." 

John içinden küfür etti. "Bunu daha önce söylemen gerekmiyor muydu?" diye homurdandığında Jane utançla ona baktı. 

"Seninle Roma'ya gitmek istedim sadece." diye fısıldadığında John saçlarına öpücük kondurdu. 

"Sadece kalkarken biraz sorun olur sonra iyi hissedeceksin." diye onu avutmaya çalıştı. Jane ise onun göğsüne yaslanıp gözlerini sıkı sıkı kapattı.

Her Şeyden Habersiz -Tamamlandı-Where stories live. Discover now