Benden Sana

By tugcaa

547K 24.7K 3.9K

Bana Ne Yaptın #3# •Bana Ne Yaptın serisinin üçüncü ve son kitabıdır. •Bu seri iğneleyici bir mizaha sahiptir... More

Tanıtım
-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-Final

ÖZEL 1- KISKANÇLIK

10.6K 514 111
By tugcaa

"Ne demek Dubai'ye gidelim?" dedim bağırarak. Yağız ben susunca kulaklarındaki pamukları çıkardı.

"Polyanna'm orası da bir memleket. Herkes güzel diyor hem." dedi gülerek. Memleketmiş. Orada ancak karı kız var. Ah tabi uzanıp onları izleyecek! Ben bunları yer miyim Yağız Bey?

"İstemiyorum. Bodrumun çivisi mi çıktı? Nerede ülke ekonomisine katkı nerede vatanseverlik?" dedim ve ellerimi birbirine bağladım. O sırada minik kızımız ayaklarıma dolandı. "Ah kızım, bu baba adam olmaz!" diyerek onu kucağıma aldım. Çok güzeldi. Üç yaşındaydı ancak sarı saçları ve mavi gözleri hala büyüleyiciydi. Belki de ben büyüleniyordum. Aynı babası gibiydi.

"İlke. Gel bakalım babana."dedi Yağız ve kollarını açtı. İlke hızla kucağımdan inip Yağız'a koşarken onları ağzım açık izliyordum. Pis kız. Bu da babacı. "Hadi kızım. Dubai de bakalım."dedi gülerek. Bunu kasten yapıyordu. Pis gıcık!

"İlke! Söylersen Berk bir daha buraya gelemez."dedim hızla. Minik kızım kararsız kalıp dudağını büzdü ve alt dudağı titredi. Bu büyük ebir gürültünün habercisiydi.

"Anneye inanma kızım. Berk gelmezse sen gidersin."dedi Yağız ve bana sayamadığım kadar çokuncu golü attı.

"Yağız. İçeri gelir misin aşkım?"dedim sinirle. Gıcık kocam bana bakıp güldü ve "Neden aşkım oturuyoruz işte." dedi.  Allahım bana sabır ver.

"Yağız!"dedim ve içeriyi gösterdim. Yağız kızımızı koltuğa bırakıp mutfağa gitti. Bu çocuklar duymasındaki mutfak meselesine benzedi gitti. Her seferinde böyle oluyor. Bende onu takip ettim.

"Kızımın beynini yıkama. Hele cazibeni sakın kullanayım deme!"dedim sinirle. Yağız beni belimden yakaladı ve tezgaha dayadı.

"Kullanırsam ne olur?"dedi ve güldü. Gülme be adam! Aklımı dağıttın yine. Ne diyordum ben?!

"Şey olur...döverim."dedim ve buna cevabı zevk dolu bir kahkaha oldu. "Gerçekten bu sahneden etkilenmekten bıkmadın mı polyanna torunu?" dedi. Kim karısına böyle seslenirdi? Öküz Yağız tabiki.

"Bıkmadım. Ne var?!"dedim sinirle. Beni böyle alt edeceğini düşünüyorsa çok yanılıyordu. Yani biraz yanılıyordu. Hatta azıcık.

"Ah şu an yatakta olmak için nelerimi vermezdim!"dedi Yağız ve parmağını dudağına koydu. Bende hızla parmağını ısırdım. Oh olsun ona. "Hira. Sinirleniyorum."dedi tıslayarak.

"Ben zaten sinirliyim."dedim ve ona baktım. Buna da gülmezdi herhalde. Evet gülmüyordu sadece beni daha çok kendine çekti ve öptü. Çok güzel öpüyordu. Kesinlikle mükemmel sayısız öpücüğünden birini hediye ediyordu.

"Beni böyle kandıramazsın. Dubai yok!"dediğimde birşey demeden yeniden öptü. Kabul etmiyorsun demek?

Hızla kendimi çekip nefes aldım. "Yok dedim Yağız. İstemiyorum!"dedim nefes nefese. Yine öptü. Yeter be! Bu da kalp yani. Heyecandan ölebilirim hani. Bu sefer o geri çekildi. "Hiç susmaz mısın sen? Asi polyannam." dedi ve güldü.

"Sen de beni sinir etme o zaman."dedim ve ellerimi göğsüne koydum. Bununla birlikte afalladığını görmek güzeldi. Bu bile onu delirtiyor olmalıydı.

"Hep güzelsin ama böyle daha güzelsin."dedi ve yapacağını yaptı. Hayır Hira. Bu onun 'Yelkenleri Suya İndirtme Taktiği'

"Ama sen böyle sinir bozucusun."dedim ve yanağına bir öpücük koydum. "Konu kapandı. Bodruma gidiyoruz." dedim ve gülerek ellerinden kurtuldum. Ama bu sefer elimi tuttu ve burun buruna gelmenizi sağladı. Artistik hareketler demek. İlginç.

"Kıskanç halin hiç çekilmiyor aşkım."dedi ve burnumu öptü. İşte yine yapacağını yapmıştı. İçimi eritmiş üstüne aşkım demişti. Ben bu adamı sevmeyeyim de ne yapayım yahu!

"Seni seviyorum."dedim fısıltıyla. Dudağını neredeyse dudağıma değdirerek "Bende."dedi. Ve tatlı bir öpücük daha hediye etti.

Bir seçkin ile evli olmak harikaydı. Kendini her zaman çekici, genç ve aşık hissediyordun.

Bir an sinirliyken diğer an mutluluktan ölebiliyordun. Çünkü bir seçkin ile evli olmak hayatı yaşamak demekti. Bol bol gülmek ve sadece değerli şeyler için üzülmek.

°•°•°• °•°•°• °•°•°• °•°•°•

Baran'dan...

Buraya gelmemin nedeni babamın yoğun ısrarlarıydı. Çok yiyormuşum, diyet gerekiyormuş, obezite olabilirmişim falan. Zorla beni diyetisyene getirdi. Hayır ben istemiyorsam adam ne yapsın?

"Baran Seçkin?"dedi bir kadın. Bende ayağa kalkıp içeri girdim. İyi ki özel hastaneye gelmiştim. Devlette kesin sıra gelmezdi.

"Buyurun Baran Bey."dedi bir başka kadın. Doktor kadın mıydı? Kahverengi kısa saçlı ve kahverengi gözlüydü. Gözlük takıyordu. O zaman doktordu. Gözlük eşittir doktor.

"Merhaba..."deyip sustum. Adı neydi yahu? "Tuğçe."dedi doktor ve gülümsedi. Gamzelerini o zaman gördüm.

"Evet Tuğçe Hanım."dedim.

"Sanırım oldukça fazla yemek yiyormuşsunuz."dedi ve cevabını bekledi. Basınla onay verdim. "Genetik değil galiba."

"Asla. Yani en en çok ben yerim. Ama kilo alman hiç."dedim. Harikaydım. Damarlarımda akan kırmızı seçkin kanını hissediyorum.

"Bu şimdilik olan bir durum. Gelecekte bu kolestrol, tansiyon, diyabet gibi hastalıklara kalp, böbrek, mide ve bir çok organda hasara neden olacaktır." dedi doktor ve acır gibi baktı. Kendimi kötü hissettim. Bu kadar hastalık var mıydı ya?

"Oh. Ne yapalım dünyaya bir kez geliyoruz. Kendimi beğendirecek biri de yok. O zaman boşver doktor hanım. "dedim ve arkama yaslandım. Bir seçkin hasta olmaz ki! Vampiriz biz.

"Bu çok yanlış bir düşünce Baran Bey. Lütfen vereceğim programa uymaya çalışın."dedi doktor ve kağıda bazı şeyler yazmaya başladı. Islık çalarak onu bekledim. Ve kağıdı aldığımda elini sıktıktan sonra odadan çıktım. Kağıda bakmak evde aklıma geldi. Ne de olsa uymayacaktım. Tek bir gram bile almamıştım ki. Bu program beni eritirdi.

"Ne yazmış?" dedi Umut. Yavaşça kağıda baktım. "Yulaf." dediğimde. Umut yüzünü buruşturdu. "Ay tadı ot gibi olan şey mi?"dedi.

Başımla onay verip diğer şeyi okudum. "İnanmıyorum. Şeker yok yazmış."dediğimde Umut başını tuttu. "Şeker yok mu? Bu pasta, çikolata, sonsuz jelibon ve benzeri şeylerin olmaması demek Baran."dedi ve hüzünle bana baktı.

"Buna uyamayız. Psikolojimizi mahvedecek."dedim ve kağıdı masaya koydum. Bir süre boş boş kağıda baktık. O sırada telefonum çaldı. Ekrandaki isim dedemdi.

"Baran. Oğlum nasıl gitti randevu?"dedi Doruk dedem. Yavaşça Umut'a baktım.

"İyi işte dede. Doktor bir sürü şey saydı."dedim gülerek. Umut o sırada önümdeki pastayı çekmeye çalıştı. Ama ona çatalla engel oldum.

"Ne dedi?"dedi Doruk dedem.

"Hiç. Az ye dedi. Tansiyon diyabet falan dedi. Şeker yok dedi falan filan saçmaladı işte."dedim ve kahkaha attım. Ama dedem gülmüyordu.

"O zaman şeker yok evladım. Ben bu yaşta diyabet değilim."dedi. Al işte ne denir buna?

"Ama dede benim hayatım şeker."dedim ve pastadan bir lokma aldım. Umut yine harika yapmıştı.

"Ben bilmem evladım. Benden önce ölme lütfen."dedi dedem ve kapattı. Trip mi atmıştı şimdi? Yaşlıları anlamak zordu gerçekten.

"Ne diyor?"dedi Umut. Gözleri de adı gibi bakıyordu. "Benden önce ölme dedi." dedim ve boş boş telefona baktım. Kötü mü hissediyordum? Belki biraz, ufacık, azıcık.

"Abartmış sanki."dedi Umut ve pastasını yedi. Bende ona uyarak pastama uzandım. Yan gözle ona baktım. "Hey. Bulantın falan yok mu? Ne biçim hamilesin sen? Ben hiç bebek için endişelenemeyecek miyim?"

Umut sinsice tabağı masaya koydu. "Hah. Daha ne istiyorsun be! Hiç zararı yok çocuğumuzun."dedi ve elimdeki tabağı aldı. Hala hatvan gibi yiyor mübarek.

"İyi iyi. Aşereyim deme. Hiç gidip arayamam."dedim ve yarısını yediği pastamı geri aldım.

"Ah bebeğim duydun mu? Baban tam bir  yaratık. Ya çocuğumuzun yüzünde falan iz çıkarsa?"dedi Umut ve oldukça sinirli bir bakış attı. Sanki ben birini öldürdüm, ondan habersiz gömerken beni suç üstü yakalamış gibi.

"Şakadan da anlamayan bir karım var. Hayat güzel kuşlar uçuyor."dedim alıntı yaparak. Umut koluma vurdu ve yanıma oturdu. Sonra başını bacaklarıma koyarak uzandı. "İsmi ne olsa ki?"dedi gülerek.

Yavaşça hafif şişkin karnının, ki ben kilo olduğunu düşünüyorum bebek değil, üstündeki elini tuttum. "Hmm sosis nasıl?"dedim. Bunun üstüne kaşlarını çattı.

"Köpek ismi aramıyoruz. Eliz nasıl?"dedi. O neydi yahu?

"Ayşe? Fatma? Hayriye?"dedim ve bir yumruk daha yedim.

Sanırım bu hayata alışalı uzun zaman oldu. Ancak hala iki çocuk olan biz kendi çocuklarımıza nasıl bakacaktık acaba? Bunu da yıllar gösterecekti.

°•°•°• °•°•°• °•°•°• °•°•°•

Yağmur'dan...

"Bu sözü sevdim."dedim ve güldüm. Bora yavaşça gösterdiğim yere baktı. "Ben yazdım." dedi ve adeta göğsü kabardı. Ah egoist adam.

"Çokta havalanma. Daha iyilerini gördüm."dedim ve okumaya devam ettim. Hissediyorum şimdi bana hayvan gibi kapak yapacak.

"Ama o daha iyiler senin için yazılmadı."dedi ve defteri elimden aldı. Ben demiştim.

"Bunda neyi anlatmak istedin şimdi?"dedim ve ellerimi göğsümde birleştirdim.

"Sen farklıydın çünkü kaderimdin. Gayet açık değil mi?"dedi ve yan yan baktı. Ben senin o yan yan bakan gözlerini...oyarım. Allah bilir kaç karı kıza böyle bakıyor.

"Hmm."dedim ve ayağa kalktım. "Hey. Ne oldu yine?"dedi ve o da ayağa kalktı. Bak bak yine boy avantajını kullanıyor pislik.

"Bu sözü bana yazdın demek. O zaman geçen gün Gül'e neden öyle baktın?"dedim sinirle. Bora defteri masaya attı. Bence şimdi yandım.

"Nasıl bakmışım? Hem Gül kim?"dedi ve bana doğru bir adım attı. Bilmemezlikten geliyor birde.

"Komşumuz canım. Kadını yedin resmen. Çok istiyorsan git onunla yat!"dedim ve kapıyı gösterdim. Bora sinirle saçını karıştırdı ve tısladı.

"Kızım manyak mısın sen? Ben senden başka kimseyi istemiyorum!"dedi bağırarak.

"Tabi. O yüzden öyle bakıyorsun!!" diye bende bağırdım. Bora bana bir adım daha yaklaşınca bende bir adım geri gittim.

"Yağmur! Delirtme beni!"dedi. Resmen gürlemişti. Bir apartmana rezil olmadığımız kalmıştı. Bu kadar sesli bir kavga ilk kez oluyordu.

"Ayrılalım."dedim ve donmasını izledim. Niye bunu dedim ki? İstemiyorum. Ben onu seviyorum.

"Gerçekten bunu mu istiyorsun?"dedi Bora sakın bir sesle. Şok olduğu o kadar belliydi ki! Merak etme sevgilim, ben kitaplardaki salak kız değilim.

"Hayır. Ama bana bunu düşündürtüyorsun pislik herif!"dedim ve bana gelişini izledim. Nazikçe başımı tutup alnımı öptü. Babam hep 'Bir kadını alnından öpersen o kadın senin alın yazındır. Ondan kurtulamazsın.' der. Sanırım Bora bunu çok benimsedi.

"Seni çok seviyorum. Bana inanmasan da güvenmesen de seviyorum."dedi. Kelimeleri kalbime ok gibi saplandı. Onu çok kırmış olmalıydım.

"Ben...ben seni kırmak en son isteğim ama bilmiyorum. Sanırım çok korktum ya da kıskandım."dedim telaşla. Eli yanağımdaydı ve bu güzel bir histi.

"Korktun mu? Seni korkutuyor muyum?"dedi bir nefes geri çekilerek.

"Hayır. Öyle değil."dedim. Bunu nasıl yüzüne söyleyecektim ki? Yavaşça başımı omzuna koydum. "Seni kaybetmek istemiyorum. Düşüncesi bile acıtıyor."dediğimde rahatladığını hissettim. Bunu hissetmem normal miydi?

"Ayrılalım dediğin zaman ki kadar acıtamaz. Yağmur."dedi ve beni geri çekti. Böylece yüzüne ve gözüne doya doya bakabilirdim. "Ben seni çok seviyorum be kızım! Hayatım ağzından çıkan sözlere bağlı." dediğinde güldüm. Bu adam hala eski dudak bakiresi adamdı.

"Bende seni çok seviyorum. Çok çok çok çok."dedim ve yanağına öpücükler kondurdum.

Bugün aşkımız başka bir engeli daha ayağıyla itmişti. Biz birbirimizi sevdikçe herşeyi yapabilirdik.

"Sen farklıydın."dedi Bora ve güldü.

"Çünkü kaderimdin."dedim gülerek. Böyle daha anlamlı gelmişti. Anlamlı ve özel.

Aşk gibi.

°•°•°• °•°•°• °•°•°• °•°•°•

Esen'den...

"Enis bu ne?"dedim şaşkınlıkla. Karşımda oturmuş bana bakan bir maymun vardı.

"Tanıştırayım aşkım. Bu Bay Hummels."dedi Enis maymunu göstererek. "Bay Hummels bu da karım Esen."dedi.

Başımla onay verip elimi uzattım. Ne yapıyorum ben ya? Maymuna el uzatıyorum Allahım. "Burada işi ne?"dedim yavaşça.

"Patron yurtdışına gidecekmiş. Bakabilir miyim diye sordu."dedi.

"Sende her zaman ki gibi kıramadın. Kaç gün kalacak?"dedim maymun bakarak. Bizim bundan geldiğimize inananlar mı vardı?

"İki gün aşkım."dedi ve maymunun yanına oturdu. Benim yanıma değil!

Hangi zengin evinde maymun beslerdi ki? Zenginler kafayı yemişti.

"Peki. İki gün annemlerde kalacağım."dedim ve ayağa kalktım. Salondan çıkarken, Enis maymuna birşeyler deyip peşimden geldi.

"Aşkım. Esen."dedi ve kolumu yakaladı. "Yapma aşkım."dediğinde yüzüne bakmamalıydım. Öldürücü çiftleri orada duruyordu.

"Ya o ya ben Enis."dedim ve ona döndüm. Cümlemin mantıksızlığını yüzünden okunuyordu.

"Aşkım saçmalama. O bir maymun."dedi ve umutla baktı. Bir maymun neler yapabilir neler.

"Tamam. Gidiyorum."dedim ve yatak odamıza girdim. Dolabı açtım sonra valizi çıkardım. Hadi ama bir 'dur' de.

"Esen. Aşkım iyi misin? Ateşin mi var?"dedi Enis ve elini alnıma koydu.

"Çok iyiyim." deyip elinden kurtuldum. Ama bu sefer kollarımı tuttu ve beni kendine çevirdi.

"Sakın maymunu kıskandığını söyleme."dedi ve cevap vermeyince güldü. Öyle mi yapmıştım? Gerçekten mi?!

"Ne var?!"dedim tersçe.

"Sorun şu ki aşkım o bir erkek."dedi Enis ve beni dünyanın en aptal kişisi gibi hissettirdi. Sakince başımı göğsüne koydum. Ne yapıyorum ben? Gerçekten mantıksız davranıyorum.

Enis gülmeye başlayınca ona baktım. "Dünyada maymundan kıskanılan tek erkek olduğuma eminim."dedi gülüşünün arasından. Buna bende güldüm.

"Evet. Değerini bil."dedim ve çenesini öptüm. Diken gibi sakalları dudağıma batsa da önemli değildi.

"Hazır odamızdayken..."dedi ve beni geri geri itti. Ben yatağa düşmüş o da tam üstüme çıkmıştı ki kapıdaki varlık dikkatimi dağıttı.

"Bay Hummels."dedim uyarır gibi. Enis kapıya baktı ve gülüşü söndü.

"İçeri geç Bay Hummels."dedi Enis ama maymun onu dinlemedi. Enis oflayarak ayağa kalktı. Ben de yatağa daha çok gömüldüm. İşte bu yüzden evde birini istemiyorum!!

Enis bana bakıp daha çok iç çekti ve maymunun elinden tutup içeri gitti. Beş dakika geçmeden geri geldiğinde kapıyı kapattı. Çok çekici duruyordu. "Nerede kalmıştık aşkım?"dedi önümde durarak. Yakasından yakalayıp üstüme çektiğimde güldü. "Tam olarak burada."dedikten sonra uzun bir öpücük bizi bekliyordu.

Uzun bir ömür. Uzun bir aşk. Hepsi Enis ile yaşanmayı bekliyordu. Hatta yaşanıyordu.

Hayat bir şekilde geçiyordu böyle. Bize oynamak ve eğlenmek düşüyordu....

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 52K 50
Bana Ne Yaptın #2# Doruk ve Eylül'ün evliliğinin ardından Seçkin ailesi büyüyor. •Bana Ne Yaptın serisinin ikinci kitabıdır. •Bu seri iğneleyici bir...
2.5K 135 18
Birbirlerinden ilk başta nefret eden Azer ve Karaca büyük bir aşka düşmüştü. Ama bu aşkın asıl sınavı Azerin yaptığı büyük bir hatayla başladı .
2.8K 287 30
Bir katil düşünün.. duygularını bitirmiş, tüm benliği bir hiç olmuş bir kız nehir. O hep karanlık sularda boğulmuşken artık karanlığı kendine arkadaş...
572K 14.6K 15
24/03/2024 tarihinde düzenlenmiştir! "Dedim işte, sen babamızın yüzde 99,9 kızısın." Allah aşkına bu telefonda söylenir miydi? Tamam söyle diyen bend...