ACI VAVEYLA

By meliketekin0246

6.8K 2.1K 421

Bir kadın düşünün, yalnız, mutsuz, umutsuz bir kadın. Onun hayatını renklendiren tek bir adam olduğunu düşünü... More

1. Bölüm / Sökeceğim
2. Bölüm/Baydı ya da Bayıldı
3. Bölüm/Benimle Evlen
4. Bölüm/ Dünürler
5. Bölüm/Beklenmedik kadın
6. Bölüm/Karar
7.Bölüm/ Düğün
8. Bölüm/Çığlık
9.Bölüm/Ani Tokat
10. Bölüm /Yeni Gelinin yemeği
11. Bölüm / Seroğulları
12. Bölüm/ Dejavu
13. Bölüm/Sarılma
14. Bölüm/Altınlar kadar başına taş düşün!
15. Bölüm/Söz
17. Bölüm/ Sürpriz misafir
18. Bölüm/Öç Almak
19. Bölüm/Acı Gerçek.
20. Bölüm/Babadan Tokat
21. Bölüm/ Hissiyat
22. Bölüm / Konağa yeni gelin
23. Bölüm/ Düşmek mi?
24. Bölüm/ Kara Kara Gözler
25. Bölüm/ Kan Revan
26. Bölüm/ Kaybetme Korkusu
27. Bölüm/ N'olur Gitme
28. Bölüm/Yoksa aşk başlar
29. Bölüm/ Lanet!
30. Bölüm/İlan'ı aşk
31. Bölüm/ Tutuklu
32. Bölüm /Kayısı
33.Bolüm/Hayat sevince güzel
34. Bölüm/Fırtına
35. Bölüm/Gerçekler
36. Bölüm/Acı Çığlık \Sezon finali

16. Bölüm/Ayılma

130 57 3
By meliketekin0246

16.bölüm/Ayılma

Gözler büyük bir hantalıkla açılıyordu. Burnunun ucunda işittiği kokuyla gözler hızla açılmıştı.

"Ben dedim şişeyi boşaltalım açılır diye."

Leyla sanki büyük bir iş başarmış gibi gururla omuzlarını dikleştirdi.

"Öhööm öhöm öhö!" Yüzü kolanya sıvısıyla dolup taşarken burnundan ve gözünden de nasibini almıştı Hüma. O ki ağzına dâhi kolonya girmişti. En son gözlerinin karardığını hatırlıyordu. Şimdi ise etrafı, başında toplanan meraklı gözlerle doluydu.

"Naptın yenge! Kolanya şişesi öyle dökülür mü?" Berzan, yengesine 'yapma' demesine rağmen yengesi şişeyi boşaltmıştı. Saçmaydı ama bir taraftan da sonuç başarılıydı.

Hüma gözlerini açmıştı.

"N'oldu bana?"

"Senin yüzünden sözden erken geldik."

Son derece kıskançlık yapan Berfu bu sözleri bir öfke kusarmışcasına söyleyip çıktığında, Zelal Hanım eltisinin ve kocasının yeğenlerinin kollarından bir bir tutup dışarı çıkarmaya çalıştı. Amacı oğlu ve gelinini başbaşa bırakmaktı. En son başardım diye gururlanan eltisinin kolundan tutup kapıyı ardından kapatmıştı.

Doğruldu Hüma.

"Doğrulma" dedi Berzan.

Adamın endişelendiği nefes alış verişinden belliydi. Aniden yere yığılan karısını Dila'nın çığlığıyla görmüş, endişe ederek kucaklayıp hastaneye götürmeye çalışmıştı ama babannesi buna izin vermeyip 'konağa götürün' demişti.

"Yine mi bayıldım ben?"

"Evet yine bayıldın. Alıştın ama sen bayılmalara."

"Senin yüzünden." Dedi ve ayaklandı Hüma. Senin yüzünden derken ses tonu ağlamaklı çıkmıştı.

Berzan ne olduğunu anlayamamıştı. Karısından tamamen farklı bir yanıt beklemişti ama karısı ona ağlamaklı bir ses tonuyla 'senin yüzünden' değince sanki kalbine bir ok saplanmıştı. Sanki o mu istemişti bayılmasını?

Bulunduğu ortamdan odasına çıkmak için kapıya ilerleyen Hüma'nın tek isteği uyumaktı. Odaya çıkacak, üzerindekilerden kurtulacak, ayağındakini ve takıları çıkartacak yatağın altına girip uyuyacaktı.

Berzan 'senin yüzünden' diyip kapıya ilerleyen kadının kolunu nazikçe kavrayıp kendine çevirdi.

"Neden benim yüzümdenmiş, ben mi istedim sanki bayılmanı?"

Kolunu kavrayan adamın ellerinden kolunu kurtarıp kapı kulpuna elini dayadı Hüma.

"Zahari ben sana söyledim, gelmek istemiyorum dedim. Gürültüden, kalabalıktan hoşlanmıyorum dedim."

"Ama çok saçma."

"Karanlıktan korkarsın saçma olmaz, yükseklikten korkarsın saçma olmaz gürültü ve kalabalıktan korkarsın saçma olur öyle mi? Bana bak Zahari kimse kimsenin hayatını bilmez. Kimse kimsenin travmalarını bilmez. O yüzden birini yargılamadan önce düşün sadece düşün!"

Hüma acı dolu bir ses tonuyla bunları söylerken, ayağındaki topukları çıkarttı. Kapıyı açtı ve ardına bakmaksızın odadan çıktı.

Berzan birkaç saniye karısının ardınandan bakakalmıştı. Başı çatlıyordu. Salonun ortasındaki kanepede oturuken düşünceleri onu çileden çıkartmıştı. Firaz sözlenmişti sırf bu yetmezmiş gibi birde karısını düşünüyordu.

Gözlerini düşünüyordu.

Sözlerini düşünüyordu.

Verdiği sözü, katili düşünüyordu.

İçten bir of eşliğinde birkaç kez başına vurdu.

"Yazıktır kafandan ne istesin?"

Berzan kardeşinin sesini duymasıyla yanına çağırdı ve soru tufanına soktu.

"Ne zaman geldiniz? Kim kim geldiniz? Bir şey dediler mi? Firaz nerde? Bir olay oldu mu? "

Arjin abisinin yanına yani altın sarısı rengindeki koltuğa oturuken, abisinin bir nefeste sorduğu soruları tek tek cevaplamaya başladı.

"Şimdi geldik. Hep beraber geldik. Daha yengem ve babannem oturmak istiyordu ama dedem 'yeter hayde kalkın' dedi. Amcamlar Salih Ağayla bayağı iyi anlaştılar. Bir tek babam somurtuyordu bilirsin ya kendisi çok isterdi Salih Ağayla dünür olmak. Firaz ise mutluktan uçuyordu. Tek olay yengemin bayılması. Sahi yengem nasıl noldu, ayıldı mı?"

Evet manasında başını salladı Berzan. Şu an konuşmak ağır geliyordu.

"Demek babam mutsuzdu." Hiç istememişti babasını mutsuz etmek. Küçüklükten beri önceliği babasıydı. Babası gülümsedi mi dünyalar onundu. Oysa babasının istediği biriyle evlenmeyerek babasını fena halde üzmüştü ama napsın sırf babası yüzünden de sevmediği biriyle evlenemezdi ki.

Abisinin düşen yüzüne aldırış ederek ortamı yumuşatmaya çalıştı Arjin.

"Abi sabah yengem basamaklardan inereken herkes gördü yengeme nasıl baktığını."

"Nasıl bakmışım?"

"Aşk dolu." Arjin ağzını araladı, kaşlarını havaya kaldırdı ve birkaç saniye donuk kaldı.

Berzan "saçmalama be" deyince bu sefer Arjin "hele bayılınca nasıl korktun?"

"Nasıl korkmuşum?"

"Ellerin ayakların titrermişcesine."

Arjin ayaklanıp yere bir yastık attı. Korkuyla sağa sola bakınıp, korku dolu sesiyle "Hüma, Hüma, Hüma!" diyerek yere attığı yastığı kucakladı.

Berzan onu taklit eden kardeşinin kucakladığı yastığı alıp kafasına birkaç kez vurdu.

"Utanmadan beni mi taklit edersin? Hadi git erkenden yat yarına şirkette olacan."

"Ama abi arkadaşlarla-"

Sözünü kesti ve kardeşinin ensesinden tutup kapıya kadar yürüttü.

"Sen onu abini taklit etmeden önce düşüncektin. Sabah erken kalkıp şirkette olacan."

Kardeşini kapı dışarı ettikten sonra derin bir nefes aldı. Adamın düşünceleri belliydi. Arjin bir nevi eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmuştu.

Gece çökmüştü. Saatlerce salonun koltuğunda bir başına oturan Berzan kalkmak bilmiyordu. Kapı gıcırtısıyla başını kapının olduğu yere çevirdi.

Gelen Zelal Hanımdı.

"Oğlum uyumadın mı daha sen?"

Ayaklandı, annesinin yanaklarından öptü ve odasına çıktı.

Odasında uyuyan kıza uzunca baktı. Yatağın ortasındaki üst üste yastıklara bakınca anlamsızca gülümsedi. Üzerini değiştirdi, yatağa uzandı ve derin bir uykunun karanlık dehizlerine dalıp gitmişti.

***

"Hemen kalk." Hüma telaşlı sesiyle bağırıyordu. "Kalk ya kalk!" Bir taraftan da uyumakta olan adamın omuzundan uyansın diye dürtüyordu.

"Acilen kalkman lazım."

Berzan "kalkamam!"dedi. Uykusu iyice dağılsın istemiyordu. Başını yastığa gömüp yorgana iyice sarıldı. Ama görünen o ki kulağındaki ses devam ediyordu.

"Kalkmalısın diyorum! Ne diye uyukluyorsun kalksana."

Yastığa başını daha bir gömdü, yorgana daha bir sıkı sarıldı ve, 'git başımdan' dedi.

Demek git başımdan, demek kalkmıyordu! Bu laflara fena halde öfkelenen Hüma'nın bakışları şifonyerin üzerindeki sürahiye dalıp gitmişti.

Sürahiyi ellerinin arasına aldı ve çoktan derin bir uykuya dalıp giden kocasının başından aşağı döktü.

Bir çığlıkla yerinden sıçradı Berzan.

Baştan aşağı sırılsıklam olmuştu.

"Naptın sen!" Dediğinde öfkeden kudurmuştu. Başından boynuna kadar damlayan suyu eliyle silerken korkuyla kaçmak üzere olan kadını kapıdan çıkmadan yakalamıştı. Çenesini kavradı sıktı.

"Sana benim sabrımı taşırma demiştim. Ben senin oyun arkadaşın değilim. Çocukça hallerinden bıktım."

"Ben de sana uyan demiştim." Çenesindeki eli kuvettle kavrayıp geriye itekedi.

Berzan en çok buna şaşırıyordu. Karşısındaki kadının bu kadar korkusuz olmasından. Balkon kapısına kadar ilerleyen kadına doğru tekrar ilerledi. Fena halde canı sıkılmıştı uykudan sırılsıklam kalmaktan. Fena halde bu kadına yaptığının bedelini ödetecekti.

Her adımında Hüma korkuyla geri adımlar atıyordu. Her ne kadar korkmuyorum havasını vermek istesede, burnundan öfkeyle nefes alan çatık kaşlı bu adamdan oldukça korkuyordu. Belki ileriye gitmişti ama
n'apsın sabah bilekliği yerinde görmeyince ödü kopmuştu. Napacağını bilmeden Berzan'ı kaldırmak istemişti. Tabii Berzan uyanmayınca da suyu başından aşağı dökmüştü. Keşke o son hareketi yapmasaydım diye içerlenirken balkonun önündeki serili halının dibinde bilekliği görmesiyle dudağını ısırdı. Boşu boşuna evham yapmıştı. Tam bilekliği avuçları arasına almak için uzanırken tekrar çenesini kavradı Berzan Zahari!

Öfkeli bakışları yine hâkimdi.

"Bana bir tek geçerli sebep söyle! Mantıklı olsun, geçerli olsun."

Berzan'ın hâlâ üstü sırılsıklamdı. Hâlâ öfkeliydi.

Hüma gözlerini kapattı açtı ve
"Kardeşin Hazal bağırdı. Kötü bir şey oldu diye seni uyandırayım dedim."

Berzan acıyla yutkundu. Üstünün ıslaklığına aldırış etmeden koştu. Sadece koşmuştu, sadece korkuyla kardeşinin odasına koşmuştu.

🌷🌷🌷

Continue Reading

You'll Also Like

826K 47.3K 35
Seme.. ရက်ချိန်းမင်းသွင် Uke.....ရူယျာတိန်း (အမွှာတွေမလို့ပုံသဏ္ဍန်ချင်းခွဲမရအောင်တူနေလည်း..ကိုကိုချစ်တာ မင်းကိုပဲ..M-preg) A/N ဤဇာတ်လမ်းပါအကြောင်းအရ...
5.4K 301 6
Almanya'da yaşayan genç bir kız, 15 yaşındayken, abisinin aşiretin kızını kaçırması nedeniyle, berdel töresi gereği 33 yaşındaki bir adamla evlenmek...
1.4M 79.2K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.