2. Bölüm/Baydı ya da Bayıldı

422 152 20
                                    

Allah'tan başka kimseye güvenim yok!

2. Bölüm= Baydı ya da bayıldı.

"Ne diyorsun sen be! Sök falan. Kafan güzel mi senin?' Adama sert çıkıştığının farkındaydı ama öyle olması gerekti. Bu yol yorgam bilmediği yerde herhalde bu adamla yumuşak sesle konuşamazdı.

"ne wek çavên te spehî."

Adamın bu sözleri karşısında oha der gibisinden gözlerini açtı Hüma. İçinden ise kendisiyle adeta diolağa girmişti. "Bu adam bana ne dedi böyle? Küfür mü etti? Yoksa kötü bir şey mi söyledi? Muhtemelen kürtçe konuşuyor ama ben kürtçe bilmiyorum ki?"

Sessiz düşüncelerinden sonra her iki elini hesap sorar gibi beline koyup,
"Ne diyorsun be sen! Sen kendini ne sanıyorsun? Az önce söylediğin kelimeleri sana iade ediyorum" dedi.

İri yapılı, kaslı, kirli sakallı, boyu posu yerinde kara gözlü, hafif esmeremsi, takım elbiseli, hoş görünümlü bu yakışıklı adamla daha fazla konuşmadı. Arkasını dönerken
kendi kendine mırıldandı.

"Eee ben şimdi nereye gidiceğim?"

Ah keşke otobüsten inmeseydim, diye düşündü. Belli ki otele daha yol vardı. Biriktirdiği parayla bir otelde kalıcaktı. Tabii kurtlara yem olmasa.  Navigasyonu açtı. 'Oha' dedi içinden ardından ise kendi kendine söylendi.

"Yarım saat boyunca yürümek mi? Şeytan diyor dur şurda otostop çek, duran arabaya bin ama ben değil şeytan diyor. Tabii ki de yürüyeceğim. Asla ama asla tanımadığım insanların aracına binmeyeceğim. Gerekirse yürümekten ayaklarım kopar ama başkalarının aracına binmeyeceğim  Güvenmiyorum, Allah'tan başka hiç kimseye güvenmiyorum."

Biraz daha ilerledikten sonra karşısında duran siyah araca dayandı. Burada oturacak yer yoktu. Şahsen yerde de oturmak istememişti. Ve daha yürüyecek yirmi sekiz dakikalık yolu olduğuna göre biraz dinlenmek mantıklı gibisinden geldi. O esnada telefonu çaldı. Kim arıyacak, tabii ki de hayattaki tek arkadaşı Pelin. Pelin'i de çok sevmezdi zaten. 'O ikiyüzlü bir neyse' diyerek duraksadı. Devamını getirmeyip uzunca çalan çağrıya istemeyerek cevap verdi.

"Canikom,  Hüma'cığım ulaştın mı Diyarbakır'a?"

"Ulaştım sonra konuşak olur mu?" Diyerek kapattı. Uzun uzun konuşacak değildi. Telefonundan tekrar navigasyonu açarken, 'Yalancı, yalaka şey. Sanki merak ediyormuş gibi bir de arıyor.' Diye söylendiği esnada tekrar önünü o adam kesti. Yoksa bu adam beni takip mi ediyor, diye düşünürken içini ise müthiş bir korku sarmıştı.

"N'oluyor ya yoksa sen beni mi takip ediyorsun? " Kesinlikle beni takip ediyor düşüncesindeydi. Pis sapık şey!

"Buralı değilsin sanırım?"

"Benimle diolaga girmeye çalışma. Şimdi hemen git burdan yoksa beni rahatsız ediyorlar diye bağırım."

Hüma adamı korkutmuş olduğunu düşündü. Çünkü adam gerisin geri gitti. Gururla omuzlarını dikleştirdiği esnada 'cık cık' sesi duyuldu. Bu dayandığı aracın açılma sesiydi.

"Arabamdan çekil yoksa seni ezmek zorunda kalıcam."

Bu ses kendisiyle diolağa girdiğini sandığı yakışıklı adama aitti. Diolog mu, belki de genç kız olayı tamamen yanlış anlamıştı. Ve daha beteri deminden beridir az evvel rencide ettiği adamın aracının kabutunun üzerinde oturuyordu.

Ah ahmak kafam bir de adama sapık muammelesi yaptım. Ben tam bir ahmağım! Düşüncesini bir kenara bırakıp az evvel ki tavırlı ses tonunu oldukça yumuşatıp, "Ah bu araç sizin miydi?" Diyerek kabutun üzerinden kalktı. Adam büyük bir havayla kapıyı açtı ve bindi. Binerken mahçup bir şekilde ellerini birleştirmiş genç kıza çatık kaşlarla bakmıştı. Genç adam zaten sabah olaylı çıkmıştı konaktan ve öfke kusmak için bu ıssız alana gelmişti. Çığlık attıktan bir süre sonra 'söküceğim' diye çığlık atan kıza eşlik edip 'sök' demişti. Hay demez olaydı.

Bir sapık muamelesi yememişti onu da bu kız yüzünden yemiş oldu. Yine öfkelenmişti. Öfkeyle aracı çalıştırırken camın tıklandığını duydu. Siyah camı sonuna kadar açtı. O kızdı. Ne diyorsun der gibisinden baktı. Adam resmen konuş gideyim modundaydı. Eee Hüma ne diyecekti?

Derken bir an genç kızın dudaklarından bu kelimeler döküldü.

"Buralı değilim" Bu sözler dudaklarından dökülürken gözleri bir an direksiyon üzerindeki parmaklara kaydı. Adamın sol yüzük parmağında  yüzük vardı. Demek adam evliydi. Nedense rahatlamıştı. Zavallı adam evli belki de çocuklu bir adamdı. Sen kalk ona sapık muammelesi yap. Sahiden de ayıp etmişti.

"Diyorum buralı değilim."

Banane der gibisinden baktı adam  Sanki az önce 'buralı değilsin sen' diyen kendisi değildi. Cam yavaş yavaş kapanıyordu. Dahası hava kararıyordu. Üstüne üstün kadının başı dönüyordu. Muhtemelen birazdan bayılıcaktı. Geri geri sendelerken ayakları yerden kesildi.

ACI VAVEYLAWhere stories live. Discover now