13. Bölüm/Sarılma

140 59 6
                                    


~Kimse kimse için kendini feda etmemeliydi. Oysa diken gül için kendini çoktan feda etmişti.~

13. Bölüm/ Sarılma

Öğle vakti oluşunda alt kata inebilmişti Hüma. Doğrusu hiç inmek istemesede acıktığından dolayı kendini inmek zorunda hissetmişti. Hele o karın gurultusunu duymak hiç mi hiç istemiyordu. Mutfağa girerken kayanası ve kocasının yengesiyle karşılaştı. Kaynanası onu tebessümle karşılarken, kocasının eltisi ise acımasız sözlerle.

"Melum şeytan hep senin yüzünden oğlum senin kocanın evlenmediği kadınla evlenecek."

Hüma gözlerini kısıp düşünür gibi oldu. Demek dünkü anlaşma buydu. Demek kocasının öfke nedeni buydu. E bundan banane der gibisinden bakınca Sıla Hanım elini Hüma'nın çenesine dayadı ve sıktı. Hüma neye uğradığına şaşırırken, Zelal Hanım gelininin çenesini delirmiş eltisinin elinden kurmaya çalıştı.

Ama o ki Sıla Hanım öfkeyle duvara dayamış ve sıkıyordu o çeneyi. Hüma bir türlü çenesini kurtaramamıştı bu heybetli ellerin arasından.

"Yenge karımı rahat bırak!"

Sıla Hanım duyduğu bu sert ses tonuyla avuçlarını rahatlattı. Bedenini kapı eşiğine dönünce Berzan Zahari'yle karşılaştı. O çatık kaşlar ürkütmüştü onu.

"N'oluyor burada? Yenge sen hangi hakla benim karımın çenesini tutarsın?" Ses tonu öylesine baskın çıkmıştı ki adamın. Öylesine sert...

"Sen iyi misin?" Elinden tuttuğu karısını sandaleyeye oturttu. Zelal Hanım derhal gelinine bir bardak su uzattı. Suyu elleri arasına alırken sesini yükseltti Hüma.

"Bu kadın kafayı benle yemiş olmalı."

"Düzgün konuş benimle."

"Karıma sesini yükseltme!"

Hüma şaşkınlıkla her defasında yengesine karşı onu savunan kocasına baktı. Anlam verememişti onu savunmasına. Ya da belki de alışık değildi savunulmaya.

"Bana bak deli oğlan senin yüzünden benim oğlum kendini feda etti."

İşte şimdi acı konuyu açmıştı yengesi. Dün gece zaten bir gram uyku girmemişti gözüne. Binbir pişmanlık içerisindeydi. Sırf onun yüzünden kendini feda edan kuzenini düşünüp adeta kahrolmuştu.

"Ben çözeceğim o olayı."

Sırıttı yengesi masa üstündeki bardağı hızla yere fırlatırken.

"Sen varya *** çözersin. Yarına söz olacakmış. Sen bu saatten sonra *** çözersin."

Yengesi çıkarken sanki omuzlarında koca bir yük bırakmıştı Berzan Zahari'nin. Annesi sakinleşmesi adına saçlarını okşarken, Hüma ise derin bir bakışla bakmıştı kocasına. Her gün yeni bir huyunu tanıyordu bu adamın. Şimdi tanıdığı huy ise, öfkelendiğinde kısık gözlerle bakmasıydı.

Zelal Hanım dolaptan yemekleri masaya dizerken, "sen aldırma Sıla'ya. Aslında iyi kadındır ama oğlunun o adamlara damat gideceğine üzülür. Hadi kızım önündeki yemeklerden ye açsındır."

Kayananasının tamamen kocası için masaya yemek yığdığını düşünmüştü. Düşündüğü başka şey ise tüm kaynanaların kötü olduğu düşüncesiydi. 'Meğersem yanıldım' diye içinden geçirdi. Oysa bilmeliydi insan insandı. Kimisi kötü, kimisi iyiydi.

"Zahmet etmeseydiniz siz, ben kendim bir şeyler atıştırırdım."

"Ne fark eder kızım hadi sen ye. Oğlum sende ye."

Cevap yok.

Çatalı bıraktı Hüma kocasının önüne. Çatalı avuçları arasına alıp sıktı kocası parmakları arasında. Çatal adeta bükülmüştü.

ACI VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin