10. Bölüm /Yeni Gelinin yemeği

167 66 8
                                    

10. Bölüm/Yeni gelinin yemeği

Bu güneşli sabaha acıyla uyanmıştı Berzan Zahari. Kafasının dolabın sert kısmına çarpmasıyla acıyla kıvrandı. Eli kafasının acıyan kısmına giderken, çığlığı ise tüm konağı inletmişti.

Kocasının çığlığıyla uyanan Hüma dudağını ısırdı. Küçük bir çocuğun pişmanlığı gibi parmaklarıyla yorganı gözlerine kadar çekti. Dün gece yine huzursuzlanıp o sandığa benzer dolabı yatağın ortasına bırakmıştı. Bu sefer kendi bulunduğu yere birde başı değmesin diye yastıkta koymuştu ama kocasının dolaba çarbabileceğini hesaba katmamıştı. Napabilirdi hiç aklına dahi gelmemişti. Birden yorgan aşagıya doğru hızla çekildi. Gözleri hâlâ kapalıydı. Sanki gözler hâlâ kapalı olunca gözükmüyormuş gibi hissetti.

"Gözlerini aç!"

"Sen beni görüyor musun?"

Berzan zaman zaman bu kadının çocukça hallerine tahammül edemiyordu. Zaten canı açıyordu bir de bu hatalı kadının saçma sapan sözlerini duymak istemiyordu.

"Hah! Görüyorsun." Hüma yataktan aniden sıçradı. O odanın içinde koşarken Berzan kovalamaya başladı.

"Valaha düşünemedim kafanı çarpabileceğini. Hem sen benden de sakarmışsın."

"Ne sakarlığı senin sersemliğin yüzünden kafamı çarptım. Hem koşmayı kes!"

"Eee sen de koşuyorsun."

Berzan hızlı bir atak yapıp, hata yapmış küçük bir çocuk gibi koşan karısının kollarından tuttu. O esnada her ikisi de yere düştü. Kafasına aldığı darbe yetmiyormuş gibi şimdi ise tüm bedeni ağrıyordu Berzan Zahari'nin.

Sert zeminde sızlanırken, babannesinin sesini duymasıyla eliyle alnına vurdu. Ha bir bu eksikti.

"Torun torun n'oluyor? Yine mi kavga ediyonuz?"

Hüma ayaklanıp oldukça uzaklaşırken Berzan ise adeta yapıştığı zeminden zar zor kalkıp etrafa göz gezdirdi. Babannesinin pat diye içeri gireceğini bildiğinden duruma el attı.

"Arjin babannemi götür burdan."

"Arjin yoktur oğlum. Siz gelinle kavga mı ediyonuz?"

Berzan 'evet' diye haykırmak istedi. Zaman zaman çok büyük hata yaptığının farkındaydı. Sırf sevmediği bir kadınla evlenmesin diye yaramaz bir kadınla evlenmişti. Kapının kulpu aşağı doğru inerken Berzan oflarcasına yatağın ortasındaki dolaba baktı. Tam kapı açılıyordu ki Hüma'nın sesi duyduldu.

"Müsait değilim sakın girmeyin!"
Kapı kulpu kendi hâline geri dönmüştü. Kısa bir sessizlikten sonra Zelal Hanımın sesini duyulduktan sonra sessizlik oluşmuştu.

"Kızım kıyafetlerini kapının önüne bıraktım. Delal ana da takılarını takmanı istedi. Bugün misafirleri gelecekmiş." Diyerek gitmişti Zelal Hanım içi hiç rahat etmeyerek.

"Misafirler mi, takılar mı? Ben gidiyorum." Hüma üstüne başına aldırış etmeden gidicekti buradan. Misafirlere tahammülü yoktu. Bildi bileli kalabalıktan hep nefret ederdi.

Kapıyı açarken kapıyı kapattı Berzan. Öfkeli bakışları ürkütmüştü Hüma'yı.
Dişlerinin arasında öfkeyle tısladı genç adam.

"Beni gidişinle tehdit edip durma. Uslu bir kadın ol ve beni yorma. Anlaşmayı yaptık sen de onayladın. Bu saatten sonra burdan gidişin sadece ben izin verirsem olur. Şimdi sen" Duraksadı ve kapıyı açtı. Kapı önündeki poşetleri alıp karısının kucağına bıraktı ve sözlerinin devamını getirdi.

ACI VAVEYLAWhere stories live. Discover now