17. Bölüm/ Sürpriz misafir

140 64 29
                                    

17. Bölüm/Sürpriz Misafir

Koşuyordu, basamaklarda düşe kalka koşuyordu.

Genç adam az evvel duyduklarıyla sırılsıklam oluşuna aldırış etmeden kardeşinin odasına koşuyordu. Canından öte sevdiği, güzeller güzeli kardeşinin yine bir atak geçirmesi onun nefesini kesiyordu. Koruyamamıştı canı gibi sevdiği kardeşini koruyamamıştı. Nefes nefeseyken kapıyı açtı. İçeriye girdi ve kardeşine sıkı sıkı sarıldı.

"İyisin değil mi? Geçti korkma ben yanındayım."

Korkuyla sarıp sarmalamıştı kardeşini Berzan. N'olduğuna anlam verememişti Hazal yatağını toplayıp yüzünü yıkamak için banyoya giderken.

"Abi n'oluyor?"

Kardeşinin sakin sesiyle kollarını gevşetti. Kardeşinin kollarından tutup yüzüne baktı.

"Sen iyi misin?"

"Ben iyiyim de sen hiç iyi gibi değilsin. Sırılsıklamsın abi. Beni de ıslattın."

Hazal oflayarak üzerine bakındı. Abisinin üzerindeki ıslaklık kıyafetlerine sinmişti.

O esnada içeri giren babannesi torununu baştan aşağı süzünce,

"Ula torun neden ıslaksın sen? "

'Karım beni ıslattı' diyecek değildi tabii ki ama ne diyecekti. Eveledi geveledi bir şey demeden odadan çıktı. Babannesini atlatabilmişti peki ama düşüncelerini?

Demek yalan!

Berzan Zahari'nin en sevmediği şey yalandı.

Karısı ona en sevmediği şeyi yapmış, yalan söylemişti.

Hemde sevdikleri üzerinden kandırarak.

Burunudan soluk ala ala basamakları çıkarken nihayetinde odasına varmıştı. Ardından kapıyı kapatınca çıkan şiddetli sesle ürkmüş olmalıydı Hüma.

Peki Hüma neredeydi?

Odada görünmemesi Berzan'ın öfkesine öfke kattı. Şu an kan beynine sıçradı deyimini yaşıyordu.

"Seninle saklambaç oynayacak değilim. Üçe kadar saymadan hemen çık."

Ses yok!

Adam karısının odanın içinde olduğuna adı gibi emindi. Adamı asıl öfkelendiren saklanmış olma ihtimaliydi.

"Biir!"

Balkonda yoktu.

"İkiii!"

Banyoda yoktu.

"Üüüç"

Perde arkasına baktı ordada yoktu.

Sabrı taşıyordu.

"Sana üçe kadar saymadan çıkmanı söyledim." Derken gözü giysi dolabının kapağına takıldı. Kapağı hızla açarken, elbiselerin bir kenarına oturmuş önüne de gözükmeyim düşüncesiyle bir yığın elbise koyan karısının kapalı gözleriyle baş başa kalmıştı.

Kolundan tutup kaldırdığında gözler açılmıştı.

"Ben gidiyorum sen boşanmamız için gereken ne varsa halledersin. Katili de kendi halimce bulurum." Bu sözleri söyleyen karısını baştan aşağı süzdü.

Üzerinde ilk karşılaştığı kostüm vardı.
Gerçekten de gitmeye niyetliydi. Zaten kovulacağından adı gibi emindi.

Kolunu kocasının elinden kurtarıp, kapıya kadar ilerlerken kapıyı açtı. Daha açar açmaz kapı yüzüne kapandı. Berzan kollarıyla onu esir tutmuştu. Sırtını duvara dayamış, kollarıyla barikat kurmuş göz teması kurmasını sağlamıştı.

"Bana neden yalan söyledin?"

"Amma uzattın gidiyorum işte."

"Gidemezsin."

"Kızmadın mı bana?"

"Kızdım."

"Tamam o zaman bırak gideyim."

İşte zor olan buydu Berzan Zahari için. Bırakmak. Hayatta en zorda bu değil miydi, alışmışken bırakmak. Ah ne zordu alışkanlıklarını bırakmak.

"Böyle kolay kurtulmazsın benden."

"Tamam haklısın özür dilerim."

"Benim için özürün hiçbir değeri yok."

Kadın itekledi ve olabildiğince uzaklaştı. O ki balkon kapısına kadar ilerledi. İlerlerken ise öfkeyle konuşuyordu.

"Ya napıyim o zaman. Sabah uyandım bilekliği göremeyince çok korktum. O benim için tek delil tamam mı? Kaybettim sandım, seni uyandırdım uyanmayınca su döktüm üzerine. Sonra senin öfkeni görünce Hazal bağırdı diye yalan söyledim. Tamam malesef ki sen haklısın."

Sanki bu dediklerini duymamış gibi  çatık kaşları hâlâ günceldi Berzan Zahari'nin. O'na bir kez yalan söylemişti. Affetmesi zaman alırdı.

Üzerine üzerine doğru yürüyen bu adamdan korktuğu doğruydu Hüma'nın. Arkasına baktı. Tek kaçış yolu balkondan atlamaktı. Elini kapı kulpuna dayayıp açmak üzereyken Berfu içeri daldı.

Aniden kapının açılmasıyla bedenini kapıya çevirdi. Berfu donuk bir ifadeyle bakıyordu.

"Kusura bakma Berzan ağbey ben senin içerde olduğunu bilmiyodum. Yoksa yeminle girmezdim."

Berzan alnına vurdu. Tüm bu aksilikler onun başına gelmek zorunda mıydı?

"Berfu çık dışarı!"

Berfu çıktı ve ardından kapıyı kapattı. Bir süre sonra kapı çalındı.

"Berfu n'oldu?"

"Berzan ağbey babannem yeni gelinin avuluya inmesini söyledi."

"Neden?"

Dediği esnada Hüma hızla kapıya koştu. "Delal babanneyi bekletmemek gerekir."

Hüma ilk defa Delal ananın onu çağırmasına sevinmişti. Sanki bir aslanın elinden kurtulmuşcasına sevinmişti. Ki haksız sayılmazdı.
Berzan'ı ilk defa böylesine öfkeli görmüştü. Eee adamın öfkeli olması birazda haksız sayılmazdı. Düşüne düşüne basamakları inerken avluya çıkmak üzereyken duyduğu sesle olduğu yerde kaldı.

Berzan Zahari!

"Böyle kolay kurtulacağını sanıyorsan, yanılıyorsun."

Adımlarını hızlandırarak avlunun kapısına ilerlerken nefes nefese ardından gelen adama cevap verdi Hüma.

"Aman cezasız bırakma. Aman özür kabul etme."

Avluya indiğinde ardından Berzan geliyordu. Delal ananın önünde durup "beni çağırmışsınız"

"Evet ama bu sefer ben değil."

Delal ana arkası dönük kızı işaret edip
"Aha bu kız seni sorup durdu. Kimdir bu kız Hüma."

Kızın arkası dönüktü. Berzan da, Hüma da tüm Zahari'nin kadınları da merakla arkası dönük olan bu kadına bakıyorlardı.

Derken kız bedenini bu meraklı bakışlara çevirdi. Berzan kim bu kız dercesine karısına baktı. Karısının ağzı gibi gözleri de kocaman açıldı.

Herkes merakla bu kızdan bir kelime beklerken kız konuştu.

"Neler oluyor Hüma?"

🌷🌷🌷

ACI VAVEYLAМесто, где живут истории. Откройте их для себя