Pansuman | TAMAMLANDI

By hhykt2

8.2K 171 24

*Düzenleniyor* Kırmızı... Bana çok mu yakışıyordu? Çünkü hep bedenim kıpkırmızıydı. Koyu kırmızı renginde bir... More

Tanıtım
1. Bölüm; /Sıradan bir gün/
2. Bölüm; /Şarkının anlamı/
3. Bölüm; /Sen olmasaydın/
4. Bölüm; /Eğitmen/
5. Bölüm; /Kendi karanlığında boğulmak/
6. Bölüm; /Yağmur taneleri/
7. Bölüm; /Asansör/
8. Bölüm; /Özür dileyen hareler/
9. Bölüm; /İyi uykular/
10. Bölüm; /Ayrılık/
11. Bölüm; /En ağır ceza/
12. Bölüm; /
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm|Final
Bazı Anlar Unutulmaz

24. Bölüm

125 2 0
By hhykt2

Belinde ki silahı kabzasından tutup hızla çektim. Silahı anneme doğrulttuğumda
kahverengi hareleri önce silahı, sonra gözlerimi buldu.

"Hoşça kal, Havuç."

"Hoşça kal, Gamze."

Burukça gülümsedim.

"Gamze? Kızım... Benim canım kızım."

Sinirden kahkaha attım. Üstüne doğru yürümeye başladım. O geriye, bense ileriye doğru adımlar atıyordum.

Sırtı duvara çarpınca gözleri fal taşı gibi açıldı.

"Ne o Merve Hanım, çok mu korktun?"

Silahı sol göğsüne bastırdım. "Gamze..."
dedi sesi titriyordu. "Anneni öldürmeyeceksin, değil mi?"

"Karıştırdınız herhalde? O sizi öldüremeyecek olan kişi Havuç. Ben Gamze, onun aksine zalim biriyimdir."

Silahı göğsünden çekip karnına yasladım. "Sigaran var mı?"

"V-var."

"Çıkar." dedim ve elimi ona doğru uzattım.

Yavaşça cebinden bir sigara paketi çıkartıp elime bıraktı. Ölüm onu çok korkutuyordu. Tüm bedeni titriyordu. Belli etmese de gerçekten çok korkak bir kadındı.

Tetiğe bastığımda acı içinde bağırıp, iki büklüm oldu.

Boynunu istemsizce öne doğru eğdi.
Karnından akan kan çoraplarıma damlıyordu. Ellerimi dua eder gibi birleştirip karnının altına getirdim.
Kanın birazı ellerime damladığında, elimde ki tüm kanı yüzüne sürdüm.
İyice dağıttım ve saçından tutarak onu yatağın yanına doğru sürüklemeye başladım.

Ellerine kelepçeleri takarken hâlâ beni engellemeye çalışıyordu. Yatağa uzanmasını sağladım.

O acı içinde kıvranırken ben silahı alnına bastırdım. "Öt bakalım Merve Hanım, nerede benzin bulabilirim."

Gözleri hep silahtaydı. "Yan oda da... İstediğin her şeyi.... Bulabilirsin."

Silahı belime yerleştirip odanın kapısına doğru yürüdüm. Kapıyı açıp koridora çıktım. Hızlıca yan odaya girdiğimde odada bir sürü silahın bulunduğunu gördüm. Benim ihtiyacım olan şeyler; sadece bir çakmak ve bir kaç litre benzin lazımdı.

Kocaman bir varil gördüğümde yanıan doğru yürüdüm. Kapağını açtığımda içinde benzin olduğunu gördüm. Etrafa bakınp, bir su şişesi buldum.

Şişenin kapağını açıp içine benzin doldurdum.

Ne saçma sapan bir odaydı? İçinde her şey vardı.

Şişeyi yanıma alıp, yerde duran çakmağı da cebime attım.

Odadan çıkıp tekrar annemin yanına döndüm. Karnından hâlâ kan fışkırıyordu.

Tüm yatak kan içinde kalmıştı. Telefonunu cebinden aldım.

"Şifresi ne?" dedim telefonu açarken.

"Şifresi yok." dediğinde şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. Nasıl bir mafya lideri, telefonuna şifre koymazdı?

Hızla kişilere girdim. "Mafya üyelerinden birinin adını söyle."

"Ee... Meltem."

Arama butonuna bu ismi yazdığımda çıkan ilk kişiyi aradım.

Derin bir nefes alıp verdim. Oyunculuk zamanıydı. Telefon üçüncü çalışta açıldı. "Alo? Merve?"

"Alo? Annem..." dedim hızlı hızlı konuşarak.

"Sen... Gamze değil misin? Merve'ye ne yaptın?"

Kadın fazla zekiydi. Ama bende iyi bir oyuncuydum.

"O... Mekana baskın yaptılar! Lütfen tüm grubu buraya toplayın! Kendisi şuan benim odamda!"

"Ne? İ-iyide yalan söylemediğin ne malûm?"

Lanet olsun bu kadın yemiyor.

"Sizden biri olmaya karar verdim. Lütfen gelip annemi kurtarın. Çok korkuyorum! O da bende öleceğiz."

"T-tamam, geliyorum." dedi ve yüzüme kapattım.

Kandırdım adı dansımı yaptım. Dansım bitince odanın penceresini açtım ve telefonu yere doğru fırlattım.

Plastik şişede ki benzini tüm odaya döktüm. Her bir köşesi benzin yüzünden ıslanmış olan oda, tam istediğim gibi olmuştu.

Acı içinde çığlık atan anneme döndüm.
"Size de iyi gebermeler, Merve Hanım."
dedim ve odadan çıktım.

Koridordaki korumalar beni fark edince silahlarını bana doğrulttular.

Belimde ki silahı alıp adamlara teker teker ateş etmeye başladım. Hepsini sol göğsünden vurduğum için direkt ölüyorlardı.

Yaklaşık 20 korumanın 12'sini öldürmüştüm. Korumalardan biri ates edince kurşun kolumu sıyırdı.

4 kişinin daha hayatını kaybetmesini sağladım. Adamlardan biri başıma doğru ateş edince hızla eğildim.

Doğrulduğumda alnına ateş ettim. Geriye 3 kişi kalmıştı.

Her birinin alnına ateş ettiğimde, tüm korumalardan kurtulmuştum. Adamlardan birinin telefonunu alıp cebime koydum.

Merdivenleri indim ve bahçeye çıktım.
Annem kendine aşırı güvendiği için bahçeye hiç koruma koymamıştı.

Burada olduğum süre içinde kaldığım odaya diktim gözlerimi. İkinci katta olduğu için her şey var gayet net görünüyordu.

Cebimden sigara paketini çıkartıp, içinden bir dal sigara aldım.

Sigarayı parmaklarımın arasına sıkıştırıp, çakmakla yaktım.

Ben içime büyük bir nefes çekerken mafya üyeleri çoktan annemin mekanına gelmişti.

"Merve! Merve!"

Gözlerim hâlâ odadaydı. Odanın ışığı yandığı zaman içeri girdiklerini anladım.

Söylediğim yalan sayesinde koridorda ki cesetleri garip karşılamamışlardı.

Kadın öyle yüksek sesle bağırıyordu ki, bağırışları dışarı kadar geliyordu. "Merve!"

Elimde ki çakmağın tuş kısmına bir bahçede bulduğum bir sarmaşığı sardım. Bu sayede bana gerek kalmadan ateş yanıyordu.

Tüm gücümle çakmağı pencereden içeri fırlattım. Bağırış sesleri yükselmişti. Odanın her yerinde benzin olduğu için alevler tüm odaya yayılmıştı. Sözün özü; Kaçmaları imkansızdı.

Cebimden korumanın telefonunu çıkarttım. Bunun da şifresi yoktu. Bunlar şifrenin ne olduğunu bilmiyor muydu?

Kişilere girip Gece'nin numarasını tuşladım.

Telefon üçüncü çalışta açıldı. "Alo?*

"En kısa sürede sana şimdi atacağım konuma gelmezsen, beni bir daha göremeyebilirsin."

Alevler tüm binayı kaplamaya başlamıştı. Her an bahçe de cayır cayır yanabilirdi.

"G-gamze? Sevgilim!"

Yüzümde tuhaf bir tebessüm oluştu. "Hızlı ol, Gece." dedi ve telefonu kapattım.

Whatsapp'a girip bulunduğum yerin konumunu ona attıktan sonra bir fotoğraf çekilmeye kadar verdim.

Arkamı dönüp telefonu havaya kaldırdım. Beyaz tuşa basarak selfie çektim ve onu da Gece'ye attım. Telefonu cebime koyup, manzarayı izlemeye devam ettim.

*


Bir otobüs durağında beklemeye başladım. Bir türlü gelememişti. Cebimde ki telefon çalınca neşeyle telefonu açtım.

"Gece? Sen tam olarak neredesin şuan?"

"Ayağa kalk."

Dediğini yaptım. "Şimdi arkanı dön."

Yavaşça arkamı döndüğümde Gece'nin kollarını açmış, beni izliyor olduğunu gördüm.

Telefon parmaklarımın arasından kayıp yere düştü. Bu bir haftada bile onu o kadar çok özlemiştim ki...

Kollarımı açıp ona doğru koştum. Yanına varınca boynuna atladım.

Kollarıyla belimi sardı.

"Gece'm... Seni çok özledim."

"Bende seni Uyuyan  Güzel, bende seni."

Yüzümü boynuna gömüp kokusunu içime çektim.

Kollarını yavaşça geri çekti. Omuzlarımı kavrayıp bedenimde bir yara varmı, yok mu öğrenmek için beni baştan aşağıya süzdü.

Karanlık hareleri gözlerimi bulunca ne kadar çok korkmuş olduğunu fark ettim.

"Bana attığın o fotoğraf neydi öyle! Sen iyi misin? Eceline mi susadın!"

Dudağına küçük bir öpücük bıraktım.
"Korkma," dedim. "Ben her şeyi hallettim."

Gözlerimle arabayı işaret ettim. "Yolda anlatırım."

Gece sürücü koltuğuna oturdu, bende ön koltuğa oturdum.

O arabayı çalıştırırken, ben başladım bu bir hafta da olanları anlatmaya. Ben anlatırken her cümlem de şok geçiriyordu. Ona Havuç hariç her şeyi anlattığımda yüzüme bakıp gülümsedi.
"Fazla güçlüsün."

Tebessüm ettim ve yolu izlemeye başladım. "Peki Aslı?"

Bir an durgunlaştı.

"Ona ne oldu, Gece?"

"O... Komada."

"Yani yaşıyor?" diye bağırıp ona doğru döndüm.

"Evet," dedi. "Yaşıyor."

Şuana kadar aldığım en güzel haberdi bu! O yaşıyordu! Biricik kız kardeşim hayattaydı!

"Bir de," diye ekledi Gece. "Bir misafirimiz var."

Kaşlarımı havaya kaldırdım. "Kim?"

"Onu ana binaya varınca görürsün."

"Bak," dedim. "Sakın misafiri ağırlama meselesini bana kitleme. Çok yorgunum ve bir kış uykusuna yatmak istiyorum."

"Oo, sen daha şimdiden başladın ama ya." diye tatlı bir biçimde isyan etti.

"E, o zaman ayrıl benden." diye dalga geçtim.

"Bak onu yapamam işte."

"Neden?" dedim sanki cevabını bilmiyormuş gibi.

Bana doğru döndü ve gözlerime baktı.
"Çünkü sana deli gibi aşığım kadın. Oldu mu?"

"Oldu oldu, çok güzel oldu." deyip önüme döndüm.

"Can ne durumda?" dedim ama binaya varmak üzere olduğumuzu görünce.

"O... Pek iyi değil."

Tam da bu cevabı bekliyordum.

"Yemek yemiyor, kimseyle konuşmuyor, doğru düzgün uyku bile uyumuyor." diye ekledi Gece arabayı park ederken.

"Evet," diyerek bana doğru döndü. "Vardık."

Kapıyı açıp arabadan indim. Elimi darmadağın olmuş saçlarımdan geçirdim.

Etrafa baktım. Otoparkı bile özlemiştim.
"Oh be," dedim. "Dünya varmış."

Bana doğru uzattığı eli tuttum. Asansörün önüne gelip içeri girdik.

Kapılar kapanınca beni yavaşça duvara doğru ittirdi.

Gözleri gözlerimi bulunca gülümsedim.
"Hep çapkınlık peşindesin."

"Ne yapalım, bu da benim huyum işte." dedi ve dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı.

"Oğluşum!" diye bağırıp içeri giren kadın ikimizinde irkilmesine neden olmuştu.

Gece benden uzaklaşıp ona doğru döndü.
Yaklaşık 40-45 yaşlarında olan kadın Gece'nin boynunu sanki onu boğacakmış gibi sardı.

"Canım oğlum benim!"

Ben şok içerisinde onları izlerken kadının gözleri beni buldu. Yüzünde ki gülümseme kayboldu.

"Kim bu şırfıntı?"

"Pardon?" dedim şaşkınlığımı gizlemeyerek. "Şırfıntı mı?"

Jetonum o zaman düştü. O Gece'nin annesiydi2!

Gece annesinin kollarından kurtulup bana doğru döndü. Eliyle annesini işaret etti. "Tanıştırayım; Müstakbel kayınvaliden."

İşaret parmağımla kadını işaret ettim.
"M-misafir o mu?"

Gece başını sallayınca bana ölümcül bakışlar atan kadına döndüm.

"Sen kimsin? Oğluşumu ayartmaya mı çalışıyorsun, yelloz?"

"Annen yavaş gel." dedi Gece. Gözleriyle beni işaret etti. "O benim müstakbel karım."

"Yo," deyip başımı iki yana doğru salladım. "Ben sizi tanımıyorum bile beyfendi."

Bu kadını asla kayınvalidem olarak kabul edemezdim. En iyisi buradan tüymekti.

"İyi günler beyefendi." deyip aralarından geçip gidecektim ama Gece elimi tutup benimle birlikte asansörden çıktı.

Elimi çekmeye çalıştım ama izin vermedi. Annesi oğlunun koluna yapıştı.
"Oğluşum, nereye?"

"Sevgilimi uzun bir süredir görmüyorum. Biraz onunla baş başa zaman geçirmek istiyorum."

Çapkınca bana bakıp gülümsedi. Gözleri bir kaç saniye bedenimde oyalandı.

"Hoşt!" diye bağırıp koridorda koşturmaya başladım.

Arkamdan seslendiğini duyunca hızlandım.

Kendi odamın önüne geldiğimde nefes nefeseydim. İçeri girip kapıyı kapattım.

"Oh be, kurtuldum."

Banyoya doğru yürüdüm. Kapıyı açıp içeri girdim ve duş almak için üstümü çıkarttım.

10-15 dakika sonra duştan çıktım. Yeşil bornozumla birlikte giyinme odasına girdim.

Siyah bir tişört ve onunla aynı renkte bir eşofman seçtim. Hızlıca üstümü giyindim. Saç kurutma makinesiyle saçlarımı kurututken az daha uyuya kalıyordum.

Saçlarımda kuruyunca yatağıma uzandım. Tam gözlerimi kapatmıştım ki kapı çaldı. Öyle yorgundum ki gir demeye bile hakim yoktu.

Kapı açılınca okyanus kokusu tüm odayı kapladı.

Adım seslerini duyunca yanına geldiğini anladım.

"Ne istiyorsunuz, beyefendi?"

"Üf Gamze, yapma böyle."

Yavaşça gözlerimi açtım. O da duş almış olmalıydı. Çünkü saçları nemliydi ve üstünü değiştirmişti.

Usulca yanıma uzandı. "Bu gece burada kalabilir miyim?"

Burnumdan güldüm. "Kal Allah'ın cezası, kal."

"Peki," dedi ve dudaklarıma baktı. "Sana pansuman yapayım mı?"

Başımı iki yana salladım. "Bu gece olmaz. Çok yorgunum."

Dudaklarını boynuma bastırdı. "Sen nasıl istersen, Uyuyan Güzel."

Kollarımla bedenini sardım. Yüzünü iyice boynuma gömdü. "Peki, yarın pansuman yapayım mı?"

"Yarın olsun, bakarız." dedim ve tekrar gözlerimi kapattım.

"İyi geceler, birtanem."

"İyi geceler, sevgilim."

24. Bölüm sonu

Continue Reading

You'll Also Like

436K 13.3K 38
Bebeğine bakamayacağını düşünen bir anne bebeği gizlice babasına bırakıp kaçarsa? Bir kapı zili ile hayatı alt üst olan bir mafya ? Sizce bu ikisini...
AVCI • GAY By REN

Mystery / Thriller

50.6K 2.7K 11
Bir seri katilin yeni avı olsaydınız özgürlüğünüz için ne kadar ileri gidebilirdiniz?
Crathall-taekook By SETH

Mystery / Thriller

22.5K 1.4K 25
Jungkook işten evine yorgun bir şekilde dönmüştü. tek bir isteği vardı o da güzel karısının kollarında uyumaktı, karısını 4 adamın üzerinde inlerken...
1M 35.2K 24
Sevgiden nefrete dönüşen imkansız bir aşkın hikayesi. "Onlar cehennemi yaşayacak, Aşk cennetin dilinden onlara kalan tek an olarak kalacak, bu aşkın...