Bî- misâl Hayat

By Tugbaff

1M 47.9K 3.1K

(Bu isimle yazılmış ilk kitaptır.) Girdiği depresyon sonucu gittiği bir barda birlikte olduğu adamdan hamile... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
DUYURU
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
DUYURU
DUYURU
30. Bölüm
TEŞEKKÜR
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
DUYURU
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
Duyuru
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
.
45. Bölüm
46. Bölüm
Ramazan Bayramı
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
FİNAL

44. Bölüm

8.2K 658 125
By Tugbaff

Hepinize merhabalar,
bölüme başlamadan önce kısa bir konudan bahsetmek istiyorum. Bazı okurlarım Yusuf'un konuşmasına fazlasıyla eleştiride bulunmuşlar ve bu duruma bir açıklık getireyim. Öncelikle Yusuf 2 değil, 2,5 yaşındaydı kitaba başladığımda. Hatta 3 yaşına girmek üzereydi ki girdi de zaten. Bu yaştaki bir çocuğun bu şekilde konuşamayacağını iddia edenler olmuş. Kendi yeğenim 2,5 yaşında ve gayet böyle konuşuyor. Kaldı ki bunu tasdikleyen okurlarım da oldu.

Diğer bir konu da Hira'nın hamileliğini öğrendiği süre. Kalkıp da boş boş atmıyorum arkadaşlar. Araştırdım, yeni çıkan testlerde üç güne kadar sonuç gösterenler bile varmış. Hakkıyla yorum yapan kimseye şu zamana kadar tek bir laf etmedim. Hatta yorumları için teşekkür bile ettim. Fakat kalkıp da gereksiz eleştiri yapan, üstelik bunu son derece üslupsuz yapanlara tahammül edemiyorum. Eleştiri yapın tabii ki fakat lütfen üsluplara dikkat edelim. Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim, iyi okumalar ❤️

Aradan bir hafta geçmiş ve istemesek de alışmıştık hastaneye. Kızımın gelişimi güzel gidiyordu. Pınar bu gidişle erken doğum riskinin ortadan kalkacağını söylemişti. Oğlumun ise durumu iyiye dönük bir ilerleme gösteremese de en azından stabildi.

Şimdi ise annemler ziyarete gelmişlerdi. "Durumun iyiye gidiyormuş annecim." Annem mutlulukla konuşmuştu. Ben nasıl ki evlatlarımı düşünüyorsam, o da beni düşünüyor ve seviniyordu. "Evet, yine de tedbir olarak yedinci ay bitene kadar hastanede kalacakmışım."

"Olsun birtanem, siz iyi olun da." Oğlum iyi olmadığı sürece benim iyiliğim de yarımdı. Dönüp Yusuf'a baktığımda dedesinin kucağında, ona bir şeyler anlatıyordu. Tekrar önüme dönmeden önce pencere önüne dizilmiş, pür dikkat beni izleyen abilerime baktım. "Anne."

"Söyle annecim."

"Şunlara söyler misin, dik dik bakmayı kessinler." Annem kaşlarını çatarak abimlere döndü. "Gözlerinizi oyarım sizin!" Annemden önce babamın sesi duyulmuştu. Diğerleri gözlerini çekerken, Poyraz babama bakarak göz devirmişti. "Dede! Dayım bööyle yaptı sana!" Yusuf, dayısını taklit etmeye çalışarak dedesine şikâyet ediyordu. "Gördüm aslanım gördüm. Bir daha bakacak gözü kalmayacak, haberi yok."

"Baba." Uyarı amaçlı seslenişimle gerekli mesajı almıştı. Yusuf'un yanında bu şekilde konuşmaları sonrasında benim başım yanıyordu. Zira pek meraklı oğlum, o neydi bu neydi diye tekrar tekrar sormaktan hiç çekinmiyordu. "Hadi biz daha fazla durmayalım, dinlenin." Annem yorgun halimi hissetmiş gibi konuşmuştu. Gerçi anneler hissederdi. "Evet, anneniz haklı. Hadi eşek sıpaları." Yusuf'u alnından öpüp kalkmıştı babam. Ardından yanıma gelerek bana da aynısını yapmıştı. "En ufak şeyde arıyorsun tamam mı fıstığım?" Kafamı salladığımda gülümseyerek tekrar öpmüştü. Annem de tuttuğu elimin üzerine öpücük bırakıp kalkmıştı. Ardından Yusuf'u da öptüğünde kapıya yönelmişlerdi. Abimler de çıkacaklarken aklıma gelenle seslendim. "Siz bir durun." Poyraz hayırdır bakışları atarken takmadım. "Anne iki dakika Yusuf'un yanında kalır mısınız?"

"Kalırız tabii yavrum. Kalırız da hayırdır?"

"Yok bir şey annecim." Uraz'a dönerek konuştum. "Kalkmama yardım eder misin?" Kafasını sallayarak hemen yanıma gelmişti. Elimden tutarak belimden de desteklerken ayağa kalkmıştım. Ayağa kalkmak bile benim için fazla enerji tüketimiydi. Bu yüzden bir süre nefesimin düzene girmesini bekledim. Bu durum Barlas beyefendiye komik gelmiş olacaktı ki gülüyordu. "Komik mi?! Sen doğurunca görürüz!" Hiçbirine bakmadan odadan çıkarken hepsi kahkaha atmıştı. Ne yani, Barlas da doğuramaz mıydı?

~~~~~~~~~~~~~~~

"Hadi benim kocam olacak şahıs kuzeni için böyle bir işe kalkışmış. Siz hayırdır?"

"Tutamadı değil mi o kocan olacak şahıs çenesini? Ulan bir de bizi tembihliyor! Sen git kendi çeneni tembihle puş-"

"Yavaş!" Uyarımla sözünü tamamlamamıştı. "Ayrıca o anlatmadı. Anıl'la konuşurken duydum."

"E tamam! Anıl'a anlatmış, durmamış çenesi işte. Gevşek!"

"Abi!" Çatılı kaşları anında düzelirken otuz iki diş gülerek konuştu. "Abin kurban olsun sana!"

"Hmm gördük nasıl kurban olduğunuzu. Biriniz de kalkıp diyemedi mi bu kız bunu kaldıramaz diye? O, o an mantıklı düşünmeyebilir fakat sizin uyarmanız gerekirdi."

"Emir Asaf bizden bir ricada bulundu, biz de kabul ettik. İşlerin buraya geleceğini hiçbirimiz bilemezdik." Konuşan Poyraz'a ciddi misin bakışları attım. "Biraz düşünme zahmetinde bulunsaydınız, her şeyi bilirdiniz abi. Keşke, keşke düşünseydiniz de ben de şimdi oturup ölümü beklemeseydim..." Hepsinin kaşları anında çatılırken Poyraz konuştu. "O ne demek öyle?"

"Erken doğum olursa öleceğim demek abi." Kızımı bir kere bile koklayamadan, oğlumu sağlığına kavuşmuş bir şekilde göremeden ölmek düşüncesi mahvediyordu beni. Ve bu düşünceyle tekrar dolmuştu gözlerim. Dolan gözlerimle bakışlarımı abimlerden kaçırarak camdan dışarıya bakmıştım. Bir sessizlik oluşmuştu. Kimsenin ağzını açmaya cesareti yok gibiydi.

"N-nasıl?" Soluğumu bırakarak cevapladım Barlas'ı. "Erken doğum söz konusu. Bu olursa da hem kızımın hem de benim canlı çıkmamız çok zormuş. Yani, anlayacağınız dünyaya erken veda edebilirim..." Cümlemi tamamladığımda zoraki bir gülümsemeyle yüzlerine baktım. Bir yandan da elim karnımda, kızımdan güç almaya çalışıyordum. Poyraz ayağa kalkıp yanıma geldiğinde beklemeden kolları arasına almıştı. Gözlerim bu sarılışı beklemiş gibi yaşlarını akıtmıştı. "Olmayacak öyle bir şey. Tamam mı Hira? Olmayacak..."

ÜÇ HAFTA SONRA

Hayat bir şekilde akıp gidiyordu. Bense bu süreçte biraz daha toparlamıştım. Kızım yedinci ayının içerisindeydi ve şimdilik herhangi bir sorun görünmüyordu. Her gün illaki birileri ziyerete geliyordu. Geçen üç hafta içerisinde isteğim üzerine Dilek ve Mustafa'nın sözünü yapmıştık. Verdiğim sözü yerine getirmem gerekiyordu ve yeterince uzamıştı. Bizim yüzümüzden isteme merasimi hastanede olmuştu. Dilek bunun hiç önemli olmadığınu söylese de kötü hissetmiştim. Bu yüzden kınasını en güzel şekilde yapacağımdan emin olacaktım. Dilek'in gönlünce bir gelin olmasını istiyordum.

Ayrıca Pınar ve Uraz abim arasında bir şeyler olduğunu da hissediyordum. Uraz abim hakkımda bilgi almak bahanesiyle sürekli onunla konuşuyordu. Pınar da bilgi vermekten pek bir memnun gibiydi.

Emir Asaf'la biraz daha iyiydik. Her şeye ilaç olduğu söylenen zaman, sanırım bize de ilaç oluyordu. Geçen akşam kızımızın adına karar vermiştik. Bize Allah'ın bir hediyesi olan kızımıza Ecrin adını vermiştik. Yusuf da kardeşinin adını çok sevmişti.

Yaklaşık bir saat önce toplantıya gitmişti Emir Asaf. Biz de ilk başta Yusuf'la film izlemeye başlamıştık fakat ikimiz de sıkılmış ve kapatmıştık. Saat akşam dokuzu geçiyordu. Yusuf'un teklifiyle biraz dolaşmaya karar vermiştik. "Eve ne jaman gidiyoyuj anne?" Sıkılmış çıkan sesine hak vermiştim. Neredeyse bir aydır hastanedeydik. "Uğur abin bizi misafir etmeyi çok sevmiş sanırım. Bırakmak istemiyor."

"Öff! Sıkıldım ama ben. O gelsin bijim evimije."

"Haklısın bebeğim. Ama bence biraz daha kalabiliriz. Olmaz mı?"

"Tamam ama biyaj."

"Anlaştık." Elimi uzattığımda o da elini çakmıştı. Yürüdüğümüz boş koridorda sadece bizim sesimiz vardı. Akşam olması sebebiyle hastane sessizliğe bürünmüştü. Bir de bu katta yalnız biz kalıyorduk. Gülerek önüme döndüğüm esnada gördüğüm yüz, gülüşümün donmasına sebep olmuştu. "Yusuf, sana koş dediğimde arka tarafa doğru koşuyorsun ve aşağıya inip birilerini çağırıyorsun tamam mı?"

"Niye ki anne?" Korkmaması için gülümsemeye çalışarak Yusuf'a döndüm. "Oyun oynayacağız annecim, hadi." Bize doğru yaklaşması ile tekrar konuştum. "Koş Yusuf." Yusuf dediğime anlam veremese de neyse ki sözümü dinleyip koşmaya başlamıştı. "Birini kurtardın. Diğerini kim alacak elimden?" Bu adam nasıl olmuştu da hapisten çıkmıştı bilmiyordum fakat eli boş dönmemeye yemin ettiği belliydi. "Kızımı öldürdünüz. Sıra sizinkinde."

"Kızın senin için bu kadar değerli miydi cidden?" Konuşarak oyalamam lazımdı. Böylelikle zarar vermesine fırsat kalmadan birileri gelebilirdi. "Öldürdünüz lan kızımı!"

"Kızını kimse öldürmedi! Kızın intihar etti."

"Yalan söyleme! Yapamaz o öyle bir şey."

"Kızını tanımıyorsun ki." Üzerime doğru yürürken birkaç adım geriledim. "Kızım o benim!"

"Burda yalnızız Orhan Göksu. Bana karşı  maske takınmana gerek yok. Malum, seni en iyi ben tanıyorum. Sahi, niye sinirlendin ki bu kadar? Onu gerçekten kızın olarak görmediğini ikimiz de biliyoruz. Sen böyle şeylere değer vermezsin. Onu daha fazla kullanamayacağın için mi?" Attığı kahkaha koridoru inleten cinstendi. Sinirleri bozulmuş gibi kahkahalarla gülüyordu. Hadi artık, neden kimse gelmiyor?!

Bir anda gülmeyi kesmiş ve aramızdaki kısa mesafeyi de aşarak boğazıma asılmıştı. "Sen de öleceksin! Karnındaki de sen de öleceksiniz! Duydun mu?!"

"B-bırak!" Bir süre daha sıktığı boğazımı, duyduğumuz seslerle bırakmıştı. Öksürükler içerisinde yere düşmüştüm. Düzene sokmaya çalıştığım nefesim, karnıma yediğim tekmelerle tamamen kesilmişti. "İkiniz de geberin..." Yığıldığım yerde koridoru hızla terk edişini izlemiştim. Kasıklarıma doğru giren sancıyla acıyla inledim. "HİRA!" Emir Asaf'ın sesi bütün koridoru inletmişti. Artan sancıyla bu sefer daha sesli inlemiştim. Kucağına almış ve getirilen sedyeye yatırmıştı. Etrafımda birileri konuşurken hiçbir şeyi algılayamıyordum. Getirildiğim odaya Pınar'ın girdiğini görmüştüm. Bir kez daha acıyla bağırdığımda bir yandan da ağlıyordum.

Pınar kontrol etmişti ve söylediklerinin arasından tek bir seçebildiğim cümle vardı. "Doğum başlamış..."

Bölüm sonuu

Sizce doğumda neler olacak?

Hira veya bebeğe bir şey olacak mı?

Bu durumun Yusuf'un hastalığına etkisi ne olacak?

Yeni bölümde görüşürüz canlarımm 🤗

Continue Reading

You'll Also Like

55.4K 4.4K 53
Yaşatmak için yaşamayan 7 asker... Rütbeleri yok. İsimleri yok. Yaşadıklarına dair bir kanıt yok. Kimsenin yapamayacağını yapmak için eğitim aldıla...
468K 14.9K 24
(Cinsel içerikli sahneler, yaş farkı ve daddy isuess içermektedir.) Ölü çocukluklar yaşamaya devam eden ölü insanlar doğurur... Kapak @-necirvan a ai...
696K 26.1K 49
"Ben tek bir kadın sevdim, oda sensin." ... "Artık biz güzel sonlar değil, güzel sonlar bizi yazacak güzelim." 1# Reis 21.05.2020 18#imkansız 16...
7.3K 1.3K 20
Havanın soğukluğuna aldırış etmeyen küçük kız, soğuktan dolayı akan burnunu elindeki mendile sildikten sonra, mendilini çiçekli fisdanının cebine tış...