A Y I Ş I Ğ I

By kalben21

181K 13.1K 3.8K

♡ 𝑇𝑎𝑚𝑎𝑚𝑙𝑎𝑛𝑑ı ♡ ᴄ̧ᴀᴋıʀʙᴇʏ sᴇʀɪsɪ -3- ➷ Yaralı Bir Kalpte Her Geçen Gün Büyüyen Koca Bir Yangın. Ve... More

➷ Giriş ➷
➷ 1. BÖLÜM ➷
➷ 2. BÖLÜM ➷
➷ 3. BÖLÜM ➷
➷ 4. BÖLÜM ➷
➷ 5. BÖLÜM ➷
➷ 6. BÖLÜM ➷
➷ 7. BÖLÜM ➷
➷ 8. BÖLÜM ➷
➷ 9. BÖLÜM ➷
➷ 10. BÖLÜM ➷
➷ 11. BÖLÜM ➷
➷ 12. BÖLÜM ➷
➷ 13. BÖLÜM ➷
➷ 14. BÖLÜM ➷
➷ 15. BÖLÜM ➷
➷ 16. BÖLÜM ➷
➷ 17. BÖLÜM ➷
➷ 18. BÖLÜM ➷
➴ 19. BÖLÜM ➴
➴ 20. BÖLÜM ➴
➴ 21. BÖLÜM ➴
➴ 22. BÖLÜM ➴
➴ 23. BÖLÜM ➴
➴ 24. BÖLÜM ➴
➴ 25.BÖLÜM ➴
➴ 26. BÖLÜM ➴
➴ 27.BÖLÜM ➴
➴ 28. BÖLÜM ➴
➴ 29. BÖLÜM ➴
➴ 30.BÖLÜM ➴
➴ 31.BÖLÜM ➴
➴ 32. BÖLÜM ➴
➴ 33.BÖLÜM ➴
➴ 34.BÖLÜM ➴
➴ 35.BÖLÜM ➴
➴ 36. BÖLÜM ➴
➴ 38.BÖLÜM ➴
➴ 39.BÖLÜM ➴
➴ 40.BÖLÜM ➴
➴ 41.BÖLÜM ➴
➴ 42.BÖLÜM ➴
➴ 43.BÖLÜM ➴
➴ 44.BÖLÜM ➴
➴ 45.BÖLÜM ➴
➴ 46.BÖLÜM ➴
➴ 47.BÖLÜM ➴
➴ SON -2- ➴
➴ SON -1- ➴
➴ FİNAL ➴
🖤YENİ BİR KURGU🖤

➴ 37. BÖLÜM ➴

2.8K 252 59
By kalben21


➴ Beğenilerinizi ve Çokça yorumlarınızı bekliyorum. Yıldızları yakmadan geçmeyelim lütfen.

❦ Bölüm Şarkısı: Ferhat Göçer; Aşkın Mevsimi Olmaz Ki.

🍁Instagram: @kalb.en21

🌾Keyifle Okuyun...

                           ☾

  Elinde tuttuğu evlilik cüzdanını nazikçe havaya kaldırdığında misafirlerin coşkulu alkışları ağaçların arasında yayıldı. Gamzelerinden bile mutluluğu okunuyordu.

Heycanla Kuzgun'a döndüğünde aynı heycanı onunda yaşıyor olduğunu göz bebeklerinde gördü. Ellerini tutan elleri artık daha da sahipleniciydi. Yeşil hareleri titriyordu. Coşkulu alkışlar devam ederken eğilerek dudaklarını alnına bastırdı. Geri çekilmeden oraya fısıldadı.

"Artık her nefesi senin için alacağım Asya Karahanlı."

Göz göze geldiklerinde Asya'nın gülüşü daha da büyüdü. Artık onun soy adını taşıyor olması garip ama çok güzel hissettirmişti. Alkışlar yavaş yavaş azaldığında bahçede kuvvetli bir dans şarkısı çalmaya başladı.

Kuzgun an itibariyle eşi olan kızın elini tutarak piste geldiğinde beklemeden belini kavrayıp dans etmeye başladı. Onu ilk gördüğü anlar geldi gözlerinin önüne. İmkansız gibi görünen yangınıydı. Şimdi ise karısı olmuştu.

Asya adamın yoğun bakışlarında kaybolup giderken kalbini sakinleştirmeye çalışıyordu. Mavi harelerini ondan ayıramıyordu ki, nasıl sakinleşecekti!

Misafirler bu aşık çiftin dansını izlerken hayran kalmaya başlamışlardı. Bakışlarıyla konuşuyorlardı adeta. Dans şarkısı biterken yerine bir diğeri çalmaya başladığında tüm çiftler ayaklanarak pisti doldurmuşlardı.

Poyraz Çakırbey kolundaki eşiyle piste geldiğinde direkt Kuzgun ve kızının yanına gitti. "Müsade var mı?"

Kalın sesiyle birbirlerinin gözlerinden ayrılan çifte yumuşak bakışlarıyla bakıyordu yaşlı adam. Kuzgun gülümseyerek başını eğdiğinde Karahanlı nazikçe Eflin Çakırbey'e uzattı elini. "Siz de benimle dans etmek ister misiniz?"

Kuzgun'un kibar sorusuyla kaşlarını çatan yaşlı kadın alınganlık ederek mırıldandı. " Siz mi? Aşk olsun ama!"

Genç adamın dudakları kıvrıldığında özür dilercesine kafasını eğdi. "Anne benimle dans eder misiniz?" Asya tereddütle adamın yüzüne bakıyordu ama gayet rahat olduğunu gördü. Anne demek onun için zor olacağını düşünmüştü. Ama düşündüğü gibi değildi.

"Sizi de çıkardın mı tamamdır oğlum." Diyerek gülen yaşlı kadın damadının elini tutarak onunla dans etmeye başladığında artık bir ailesinin olduğuna inanmakta güçlük çekiyordu Karahanlı.

Poyraz Çakırbey'de beklemeden kızını kollarının arasına aldığında tüm dikkatler onlara çevrilmişti. Aralarındaki baba kız ilişkisi kıskanılacak boyuttaydı. Hem ne derlerdi; her yaşta babasıyla dans edebilen kızları kolay kolay hiç bir şey yıkamaz.

Öyleydi. Arkasında babasının sevgisinide gücünüde her zaman hisseden genç kızda öyleydi. Kabarık gelinliğine rağmen babasının kollarının arasına giren Asya, buranın sıcaklığını hiç bir yerde bulamayacağını biliyordu.

Babasıyla gülüşerek dans ederken gözlerini etrafında dolandırdığında abisini yengesiyle dans ederken gördü. Aralarındaki tutkuyu görmemek için kör olmak gerekirdi. Atlas ve Beren'de hemen diğer yandaydı. Ama şuan gördüğü çifte bir daha ve bir daha baktı. Doğru görüyordu.

Süreyya ve Cesur'du. Gülüşü şaşkınca büyürken Ömer Atabey ve başka bir kızı gördü. Esmer güzeli bir kızdı ve..baya baya birbirlerinden hoşlanıyor gibiydiler. İşte buna çok mutlu olmuştu.

Tanımadığı birkaç çift daha vardı. Ve herkesin keyfi gayet yerinde görünüyordu. Dans şarkısı bittiğinde herkes çalmaya başlayan hoş bir şarkıyla yerlerie geçmeye başladı.

Kuzgun hemen yanına gelip nazikçe belini tuttuğunda "Seni birkaç kişiyle tanıştırmak istiyorum." Diyerek misafirlerin arasına karıştılar. Önce düğüne katılan birkaç milletvekilinin masalarına gidip hoşgeldiniz dediler. Kısa ama hoş bir sohbetten sonra tek tek diğer misafirlere uğradılar. Herkes güler yüzlü ve sıcaktı.

Asya Kuzgun'un babaannesi ve dedesiyle de samimi bir sohbet ettikten sonra Mercan'ın yanaklarını sevip biraz ilgi gösterdi. Kendisini kötü hissetmesini ya da dışlanmış gibi hissetmesini asla istemiyordu. Ve bunun için elinden geleni yapıyordu.

Bunu her ne kadar gösteriş için yapmasada misafirlerinde Kuzgun'unda gözünden kaçmamıştı. Ne de olsa herkes Mercan'ı Kuzgun'un kızı olarak biliyordu. İster istemez dikkatleri merakla üzerlerine çekiyorlardı.

Yemekler yenerek kadehler evlenen bu çifte kaldırıldıktan sonra gitmeye başlayan misafirler incelikle hediyelerini vererek Karahanlı'nın evinden ayrılmışlardı.

Koca bahçede Ömer Atabey'in, Karahanlı'nın ve Çakırbey ailesi kalırken hepsi bir araya gelerek uzun bir masada yerini aldı. Keyifli bir sohbet başladığında artık akşam olmak üzereydi. Masaların üzerlerindeki renkli ışıklar yanarak çok hoş bir hava oluşturmuştu.

Bahçede yükselen halayla herkesin gözü piste kaydığında Atlas'ı gördüler. Ve hemen şarkıyı ayarlayıp yanına gelen Göktuğ'yu.

Atlas ciddi ifadeyle cebinden kırmızı bir mendi çıkardı. Herkes gülmeye başladığında Göktuğ'un koluna giren genç adam kırmızı mendili havada sallayarak arkada çalan İbrahim Tatlıses'in şarkısıyla bağırdı. "Ver gazı evladım, ver gazıı. Van tuu tırii foraa."

Ciddi ifadesinin yerini eğlenen kahkahalı ifadesi alırken Göktuğ'yla sallanarak halay çekmeye başladılar. Kahkahalar gittikçe şiddetlenirken Mehmet yerinden kalkıp kardeşi ve Göktuğ'un arasına girdi.

Hiç onluk bir hareket değildi ama bu gece kız kardeşinin gecesiydi. İyi bir toleransı hak ediyordu. Mehmet'ten sonra Ömer Atabey kalkıp aralarına girdi. Sonra da Kartal. Cesur, Alparslan ve Çetin'de bu gece de onlara katılmak için izin isteyeceklerken Mehmet "Atlayın lan içeri." Dedi.

En son aralarına Kuzgun katılmak için ayaklandığında erkekler deli gibi ıslık çalarak halayın başına onu geçirdiler. Genç adam da delice gülerek halay çeken adamlar gibi gülerek kırmızı mendili sallayarak halay çekmeye başladığında bütün erkekler arkada çalan halayı söylemeye başladı.

"Komşu kızını zapt eyle, yaaylalar, yaylaalar. Bizim oğlan aşıktır. Eger anan vermezse, yaaylalar yaaylalar, al bohçanı kaçta gel."

Oturanların gülüşleri şarkıyı bastırıyorken halay kahkahalarla bitmişti. Göktuğ'un ayarladığı sıra roman havalarına geçtiğinde bu sefer tüm kızlar kalkıp onlara eşlik etti. Hepsi bir yana Atlas ve Göktuğ ceketlerini bellerine bağlayarak onlara taş çıkarırken Kuzgun'un önüne geri geri yatan adamlarla sabır çeken genç adam elinde olmadan genişçe sırıtarak cebinden çıkardığı bir düzine parayı başlarından aşağıya uçurdu.

Daha da şevke gelen Atlas Göktuğ'da önce davranarak paraları alıp gömleğinin açık düğmelerinden içeriye sıkıştırdı. Bu hareketi daha da sesli kahkahalara sebep olurken kızlar gülmekten oynayamıyorlardı bile.

"Sevmeye başladım seni enişteee." Diyerek oynamaya devam ederken babasıyla göz göze geldi. Hızlıca diklenirken başındaki kravatını çözüp Kuzgun'a doğru hayıflandı.

"Bak nasıl da kıskanıyor beni. Çılgın adam ya." Diyerek üstüne başına çeki düzen Atlas'a yok artık bakışları atıyordu Kuzgun. Ciddi ciddi deliydi bu çocuk!

Yanından doğru geçip Beren'in karşısına geçip ona eşlik etmeye başlayan Atlas'a kafasını sallayarak güldü. Biraz önce sade ama dillere destan güzellikte bir düğün yaptığını düşünüyordu ama asıl düğün onlar için bu eğlence olmuştu. Her biri deli gibi eğlenmişti.

Artık toparlanma zamanı geldiğinde her biri ayaklanmıştı. Asya elinin arasına aldığı çiçeği sıkıca tutup "Süreyya!" Diye seslendiğinde genç kız hemen dönüp ona baktığı an çiçeğini ona attı.

Ani bir refleksle çiçeği havada yakalayan Süreyya utanarak ona baktığında yanına gidip sarıldı şaşkın bedenine. Ve hemen arkasında kalan Cesur'un kıvrılan dudaklarına bakarak kıkırdadı kulağına. "Sıra sizde."

Kollarını çözerek kendisine bakan genç kızın donmuş yüzü ufaktan ufaktan sırıtmaya başladığında Çakırbey Cesur'a isteyeceği kızın Süreyya olduğundan artık emin olmuştu.

Herkes gitmek için bahçeyi dolaşıp ön bahçeye gitmeye başladığında Kartal yanında yürüyen kıza yanaşıp fısıldadı. "Eee?"

Asena yanında yürüyen adama ters ters bakıp "Ne ee?" Dedi.

Kartal kızın bu sivri diline göz devirerek ellerini ceplerine yerleştirdi. "Gece boyu gözlerini benden alamadın. Onu diyorum, belki bir yerlere kahve içmeye davet edersin beni diye?"

"Kim, ben mi gözlerimi senden alamamışım?"

Kartal havalı havalı gülerken Asena dişlerini sıktı. "Bana bak şımarık playboy denginle uğraş."

Adımları duran Kartal kaşını kaldırarak kendisine dik dik bakan kıza baktı ve "Playboy mu? ben mi? Hem kimmiş benim dengim?"

"Kakara kikiri çıt kırıldımlar varya, hani şu paraya, serseri erkeklere tapanlar. Heh işte, tam onlar!"

"Ben şimdi serseri, bir işe yaramaz, çapkın bir adam mıyım yani?"

Kaşları kalkık adamın suratına yaklaşan Asena alaylı yüzüyle kaşını kaldırıp indirdi. "Tam da üstüne bastın. Hadi şimdi uza!"

Kartal'ın yüzü kasılırken Asena aynı meydan okuyan bakışlarla yanından geçip gitti. Oysa Kartal'ın tüm askeri personelden daha üst bir rütbesi vardı. Takmıştı kafaya, uğraşacaktı bu kızıl şeytanla.

Herkesle vedalaşan Asya en son annesine sarıldı uzun uzun. Yaşlı kadın kızın bırakmadan kulağına fısıldadı. "Hayat karşına ne çıkarırsa çıkarsın, Sen rengini yitirmeyen bir zümrüt olacaksın. Tamam mı ?"

Genç kız kafasını salladığında annesi yanakalrını sevgiyle öptü. "Yüreğimde hiç bir zaman büyümeyeceksin. Her zaman benim küçük kızım olarak kalacaksın."

Asya tekrar annesine sarılıp geri çekildiğinde Eflin kızının yanaklarını sevip ellerini okşadı. Kafasını Kuzgun'a çevirip gülümsedi. "Çok mutlu olun."

Kuzgun saygıyla Eflin Çakırbey'e sarıldıktan sonra samimi bir sesle soludu. "Gözün arkada kalmasın. Asya'nın mutluluğu için her şeyi yapacağım anne."

Yaşlı kadın buruk bir tebessümle arkasını dönüp kocasıya beraber aracına bindikten sonra önden korumalar olmak üzere yavaşça tüm araçlar Karahanlı'nın evinden çıkıp gitti.

Asya boşalan yola bakarken Kuzgun belini sarıp ellerini göbeğinin üzerinde birleştirdi. Çenesini çıplak omzunun üzerine yerleştirerek huzurla mırıldandı. "Hayat senin, ölüm benim olsun. Huzur senin, stres benim olsun. Mutluluk senin, hüzün benim olsun. Her güzel şey senin olsun Işığım. Ama sen, artık benimsin.."

Akşamın serinliği üzerlerine çökmüştü ama adamın sessiz sessiz kulağına fısıldadığı cümlelerle bunu hissetmiyordu Asya. Tek hissettiği vücuduna basan sıcaktı.

Kuzgun'un geniş göğsüne sırtını vererek derin bir nefes aldı. Boş yoldan ayırdığı gözlerini havaya kaldırdığında gökyüzünün parıl parıl olduğunu gördü. Ay Işığı'nın parlaklığı saatlerce izlenilesiydi.

Bir anda ayakları yerden kesilince korkuyla çığlık attı. Kuzgun onu kucaklamıştı. Kolları refleksle adamın boynuna dolanırken mırıldandı. "Ne yapıyorsun?!"

"Adet böyle değil miydi sevgilim?"

Kuzgun'un sözleriyle kıkırdayarak kafasını göğsüne gömen Asya adamın kaslı kollarının arasında kuş gibi kalmıştı. "Bilmiyorum ki, galiba böyleydi. "

"Böyleydi, böyleydi."

Kuzgun kızın sıcak nefesini göğsünde hissederken yüzü onunki gibi gülümsedi. Adımları evin yolunu tutup kısa sürede ihtişamlı kapıdan içeriye girip ayağıyla kapıyı kapattı.

Asya'yı yere bırakmadan üst kata çıkmak için merdivenlere yöneldiğinde genç kızın deli gibi çarpan kalbini hissediyordu. Ne garipki onunda pek bir farkı yoktu. Yatak odasından içeriye girdiğinde nazikçe Asya'yı yere indirdi. Göz göze geldiklerinde belinden tutup bedenine yasladı ince bedenini.

"Hayatıma, evime hoşgeldin."

Dudaklarına mırıldanması hiçte iyi olmamıştı. Asya dudaklarına değen sıcaklıkla göz kapaklarını kapatıp derin bir soluk çekti. Birkaç saniye sonra usul usul açtığı mavi hareleri kendisine sevgiyle bakan yeşil harelerle buluştu.

"Hoşbuldum." Diyebildi sadece. O da Kuzgun'a daha güzel cümleler kurmak istiyordu ama heycanı buna izin vermiyordu. Kuzgun kızdan ayrılarak karanlık odanın ışıkların açmadan perdeleri indirdi. Sonra da sadece tavandaki ayarlanabilir ledleri yakıp geri döndü.

"Sana duşu ayarlamamı ister misin? Sıcak su yorgunluğunu alır."

Kuzgun'un tüm erkeklerden farklı olduğunu her zaman biliyordu genç kız. Şimdide farkını gösteriyordu işte. Zevkini ön plana asla almıyordu. Önceliği hep Asya'nın kendisini iyi hissetmesi olmuştu.

"Çok iyi olur aslında. Yengem saçımın bozulmaması için şu spreyi kafama sıkıp durdu. Onu da temizlemiş olurum."

Kesinlikle saçmalıyordu..ama hepsi heycandandı işte. Elinde değildi ki. Kuzgun Asya'nın bu çocuksu haline tebessüm ederek kafasını sallayarak elini tuttu. Ve büyük odasının içinde yan yana duran kapılardan sağ taraftakine girdi. Işığı açtığında hemen hemen oda kadar büyük lan banyo aydınlandı.

Ormanın muazzam manzarasını görüş alanı alan dev bir jakuzi vardı camın kenarında. Adamın boyunu ve iriliğini düşününce bu jakuzinin ona küçük bile gelebileceğini düşünüyordu.

Hemen onun karşısında siyah camlara hakim duşa kabin bulunuyordu. O da jakuzi kadar genişti. Siyah olmasına rağmen içi görünüyordu. Modern dekoruyla iç açıcı bir havası vardı banyonun. Üstelik burada ki ışıklarda ayarlanabiliyordu.

Gözünün önüne gelen romantik anlardan kafasını hızlı hızlı sallayarak çıkan Asya, duşun içine girerek suyu ayarlayan adama baktı. Hızlıca halledip önünde durduğunda ikiside öylece birbirlerine baktılar.

Kuzgun ona bir havlu ayarlamayı düşündüğünde kapının arkasında, bornozunun yanına asılan onun bornozunu fark etti. Bu görüntü içini ısıtırken gülümseyip Asya'nın yanağını öptü. "Bir şeye ihtiyacın olursa seslen bana." Diyerek banyodan çıkmak için hareketlendiğinde Asya hızlıca elini tuttu.

"Şeyy, galiba yardımına ihtiyacım var." Diyerek adama sırtını döndü. Gelinliğinin sırtındaki düğümleri gören Karahanlı sırıtarak elini karısının gelinliğine atarak usul usul çözmeye başladı.

Her bir düğümü çözerken parmak uçlarının temasıyla içinin gıdıklandığını hissediyordu Asya. Onunda dudakları kıvrılırken Karahanlı son düğümü de çözmüştü. Oysa Nazlı zorlukla çözsün diye sıkı sıkı düğümlemişti her bir düğümü..

Kuzgun banyodan çıkmadan Asya'nın boynuna kafasını gömerek ıslak ıslak öptü tenini. "Sabah olduğunda uykulu gözlerinden öpeceğim, yatağıma dağılan saçlarını ben toplayacağım.."

Banyonun kapısını usulca kapattığında genç kız heycandan titreyen bacaklarının güçsüzlüğüyle elini kalbinin üzerine götürüp derin derin nefesler aldı.

Bir kaç saniye sonra üzerindeki gelinliği bacaklarından aşağıya sıyırıp çıkardı. Tamamen soyunup buharlaşmaya başlayan duşun içine girip suyun başından aşağıya akmasına izin verdi. Heycanlıydı, hemde çok.

Onunla çok kez yakınlaşmıştı ama duracaklarını hep biliyordu. Şimdi ise durmayacaklarını biliyordu. Tenleri birbirlerine karışana kadar sevişeceklerini biliyordu. Bir iki günlük bir şey değildi ki aralarında bu aşk. Yılların izlerini taşıyordu. Tutkusu da o derece büyük ve şehvetli olacaktı.

Kısa sürede tamamen temizlenip suyu kapattı. Kapının ardında asılan bornozunu alıp üzerine geçirdi. Uzun saçlarını çıkmadan biraz nemli bıraksada kuruttu. Daha fazla oyalanmadan banyodan çıktığında odayı süzdü. Kuzgun burada değildi.

Merak etsede önce üzerini giymeliydi. Banyonun hemen yanındaki kapıyı açarak giyinme odasına girdi. KIyafetlerini yerleştirirken yengesinin özel olarak geceliklerini yerleştirdiği çekmeceyi açıp hızlıca bir göz süzdü. Hepsi birbirinden seksiydi. Adamı iyice baştan çıkaracaktı.

Elini siyah ip askılı dantelli geceliğin üzerinde durdurduğunda beyaz tenine çok yakışacağına karar verip üzerine geçirdi. Sırtı bel çukuruna kadar açıktı ve uzun geceliğin çok cürretkar bir yırtmacı vardı. Dolgun göğüsleri sütyen varmış gibi dimdikti ve fazla göz dolduruyordu. Uzun sarı saçlarını sırtını örtmemesi için özenle toplayıp güzel bir topuz yaptı.

Ve hemen karşısındaki aynaya baktığında gerçekten güzel görünüyordu. Kenarda ki parfümündende sıktığında yüzü aydınlanarak gülümsedi resmen adam için hazırlanıyordu.

Bornozunu yerden alıp banyoyo götürmek için giyinme odasından çıktığında Kuzgun'un odaya girdiğini gördü. Kendisini gördüğünde eli havada kalan adamın seslice yutkunmasıyla kıkırdadı.

O da duş almıştı. Bunu hala ıslak olan saçlarından ve..üstsüz bedeninden anlamıştı. Üzerinde siyah bir eşofman vardı sadece.

"B-ben.."

Konuşamayan adamla kibarca kahkaha attı. Kuzgun'da onunla birlikte gülmeye başladığında bir elini ensesine atıp ıslak saçlarını karıştırdı. Diğer eliyle de tuttuğu tabağı Asya'ya doğru kaldırarak konuştu.

"Gün boyu pek bir şey yemedin. Acıkmışsındır diye düşündüm." Esma sultan birçok şey hazırlayıp dolabı doldurmuştu. Onlardan bir şeyler hazırlayan adamın gözleri karısının güzelliğine öyle dalıp gitmişti ki yeşil gözlerinin koyuluğuna gülümsedi Asya.

Ve elindeki bornozu kenara bırakarak usul usul kocasına doğru yürüdü. Attığı her adımda kasıklarına kadar çıkan yırtmacı açılıp adamın yutkunmasına yola açıyordu.

Tam önünde durup gözlerinden ayırmadı gözlerini. Sonrada kafasını sevimlice sallayıp gamzelerini sundu ona. "Sanırım hayır diyemeyeceğim." Diyerek uzanıp adamın dudaklarının üzerine masum öpücüğünü bıraktı.

Kuzgun nefesini tutarken Asya, kocasının elindeki tabağı alıp dönerek yatağa doğru gitmeye başladığında sırtındaki gözlerin deliciliğini hissediyordu. Bu gülen yüzünü daha da güldürürken Kuzgun'a bakıp " E hadi gel, birlikte yiyelim." Dedi.

Bağdaş kurarak yatağa oturan genç kız tabaktaki sarmalardan yemeye başladığında Kuzgun hala kızın güzelliğinin etkisinde ilerleyerek yanına kuruldu. Aynı şekilde o da birkaç sarma yemişti.

Bu garip anda sadece Mercan'ın nerede olduğunu sormuştu Asya. Esma hanımla çiftlik evinde olduğunu öğrenince dedesi ve babaannesinin yanında olmamasına üzülmüştü. Kuzgun onu istemediklerini söylediğindeki o hüznü tekrar yaşamıştı.

Genç kız  elindeki tabağı kenara koydu birkaç yediği sarmadan sonra. Ayağa kalkıp ileride duran sürahiden bardağa biraz su döküp içtiğinde arkasını dönecekti ki sırtı adamın geniş gövdesine çarptı. Çıplak gövdesine..

Başını düşünmeden ona yasladığında ince geceliğinin üzerinden bağladı kollarını. Hissettiği sıcaklıkla dudakları kıvrılırken kalbine hakim olmaya çalışıyordu.

Titrek aldığı nefeslerle usulca adama döndü önünü. Yeşil gözleri tutkudan kapkara bakıyordu. Dudakları daha kıvrılarak gülümserken elini kaldırıp adamın önce yanağını sonra da gür saçlarını okşadı.

Kuzgun, onun bu dokunuşuyla gözlerini biraz kısmış, bedenini de istem dışı kasmıştı. Adamın kaya kadar sert bedenini tam anlamıyla hisseden genç kız ise dudaklarının arasından verdi heycanlı soluklarını. "Eğer..hemen benimle ilgilenmezsen.." Diye ağır ağır yüzüne konuştu. Elleri şimdi adamın çıplak omuzlarında teşvik edici bir yavaşlıkla dolandı. "Bu yaralara bir yenisini de...tırnaklarımla ben ekleyeceğim. "

Adamın yüzünün değiştiğini, dudaklarına bir gülümseme geldiğini gördü. Onu memnun etmek bu kadar kolay mıydı?

"Hadi al artık beni." Diye sabırsızlıkla fısıldadığında dudaklarına kapanan adamla içli bir inleme sızdı dudaklarından dışarıya. Adamın üzerindeki hakimiyetine uysalca ayak uydururken üzerindeki bu hükmedişini seviyordu.

Şehvetli bir  öpüşmenin arasında sırtı yatağın soğuk çarşafına değdi. Kuzgun'un bir anlığına üzerinden kalktığında üşüdüğünü hissetti. Odanın ışıklarını iyice kısan adam geri dönüp üzerindeki yeri aldığında ise sıcacık göğsüne sığındı. "Kokun üzerime sinene kadar seveceğim seni Ay Işığı."

Sırtındaki açık kumaşı yırtarcasına çekiştiren adam, kızın dudaklarını tekrar ele geçirerek tutkuyla öptü onu dakikalarca. Bacağındaki eli rahat durmayarak iç çamaşırının üzerinde dolanırken parmakları arsızca ince kumaştan içeriye girdi.

Asya yaşadığı hisle kafasını geri atarken Kuzgun öpüşlerine boynundan devam etti. Parmakları kızın bacak arasını okşadıkça kendisini kaybettiğini görmek erkekliğini zonklatıyordu.

Asya'nın inleyişleriyle hırçınlaşmaya başlayan Karahanlı elini kadınlığından çekerek bacağındaki derin yırtmacı kavradı ve saniyeler içinde dantelli kumaşı başa kadar yırtıp çıkardı. İç çamaşırını da aynı şekilde yırtıp çıkardığında biraz diklenerek tamamen çıplak olan kızı izledi.

Bembeyaz teni bu loş ortamda bile kendisini belli ediyordu. Dolgun göğüs uçları sivrileşmişti. Bakışları daha da aşağıya kaydığında yutkunarak üzerindeki eşofmanı çıkardı.

Asya'nın üzerine yattığında elleri arzuyla kızın her yerini okşamaya başladığında dudaklarını da aynı şekildeer yerine bastırıyordu. Erkekliği iyice sertleştiğinde genç kızın bacaklarını aralayarak kendisini sızlayan yerine sürttü.

Asya'nın kıvranarak inlemesiyle boynunu emen adam kafasını kaldırarak dudaklarının üzerine kapandı. Koca bedenini bıraktıktan sonra kendisini genç kızın içine ittirdi.

Asya'nın kasılmasının ardından kısa bir an duraksamış, sonra tamamen ona bastırmıştı bedenini... Dudakları hala onunkilerin üzerindeydi ve canının acısını almak istercesine şefkatle dolanıyordu üzerlerinde. Birkaç saniye sonra Asya'da ona bastırdı dudaklarını. Canının acısı geçmişti. Üstelik aldığı zevk fazlasıyla doyurucuydu.

Kuzgun onu hızla başka alemlere götürmüştü. Genç kız birinci dakikadan sonra bir şey düşünecek durumda değildi. Tamemen onu hissetmeye çalışıyordu.. Buna hiç de gerek olmamasına rağmen hem de. Dev gibi bir adamı hissetmemek öyle saçma olurdu ki..

Kuzgun hareketleri fazlasıyla baştan çıkarıcı ve hatta biraz hoyrattı. Ona sahip olmanın verdiği erkeksi güçle biraz da sertti ama Asya bundan acayip zevk alıyordu.

Genç kız içindeki gel git darbelerinin gücü ile kendisinden geçmişti artık. Onun bu kadar vahşi olmasını beklemiyordu ama hiç de şikayetçi değildi. Aksine zevki doruklarda yaşıyordu adam sayesinde.

Kuzgun sanki daha derinlere erişmek istermiş gibi güçle üzerine abandıkça Asya'nın inlemeleri ve nefes alışverişleri artmıştı. Neredeyse hiç bir şey düşünemiyordu. Zaman kavramını unutmuştu. Nefesi öylesine hızlanmıştı k, artık genç adama hazır olduğunu belli ediyordu.

Ne beklediğini bilemeyen bir aceminin içgüdüsü ile bekliyordu. O içindeki duygu karmaşasının daha nereye kadar yükseleceğini hiç tahmin edemezdi. Şehvetli sarsılmalara yakalanıncaya kadar...

Birden gözlerini araladı. Bu da neydi? Kasıklarında yayılan dayanılmaz zevk dalgaları ile gözleri kocaman oldu. Zevkli bir şaşkınlıkla üzerindeki adamın yarı aralık yemyeşil gözlerine baktı. 

"Kuzgun!.." Dedi yalvaran bir seslenişle. Benliğini kaybediyordu adeta.

Devam etmesini durmasını mı istediği belli değildi. Zaten Kuzgun'un da duracak hali yoktu. Çünkü Asya ne yaşıyorsa aynılarını yaşıyordu genç adamda.

Kalçalarının baskısı arttı. Daha sert ve daha güçlü bir şekilde bedenini onunkine yapıştırmaya başladı. Kalçalarına sarılı inceceik bacakların yardımıyla onu aldı götürdü cennete...

Uzunca bir süre yeryüzüne geri dönerken, Asya'nın tırnakları adamın sırtına geçmişti. Ama bunu hiç umursamadı. Kuzgun'un o haşin davranışları yüzünden bunu hak ettiğini düşünüp mutlulukla gülümsedi.

Ne harika bir şeydi yaşadıkları! Bu kadarını asla tahmin etmemişlerdi. Kasılmaları hala devam ederken adamın onu göğsüne yatırmasına izin verdi. Kollarını ona sımsıkı dolarken aynı şekilde Kuzgun'da onu koynuna hapsederek "Artık yerin burası karım." diyerek kulağına fısıldadı.

Çıplak bedenleri hiç ayrılmak istemiyormuş gibi birbirine dolanırken ikisininde dudakları zevkli yorgunluklarıyla kıvrıldı. Artık tamamlanmışlardı..

           **********

Göğsüne dağılmış saçların güzelliğinden ayıramıyordu bakışlarını. Yüzü daha önce yaşamadığı huzurla gülümserken gözlerinin içi de aynı şekilde parlıyordu. Mutluluk, gerçekten varmış..

"Gülersin tabiii."

Uyku mahmuru çatallaşan sesiyle konuşmaya çalışan karısından gözlerini ayırmadan bel çukurunu sevdi. Ve devam etmeye çalışan sesine kulak verdi. "Keyfinize diyecek bulamıyorum Kuzgun bey."

Genç adam seslice gülerek dönüp karısını altına aldı. "Hmm." Diyerek boyun çukuruna daldırdı başını. Burnunun ucuyla teninde gezinip dudaklarıyla can veriyordu. "Siz halinizden şikayetçisiniz galiba Asya hanım?" Sesinceki yalancı alınganlığa Asya dolu dolu kahkaha attı.

"Manyak mısın sen? Senin olmanın hayaliyle yaşarken şuan gerçeğini yaşıyorum. Uyanacağım diye korkuyorum." Sona doğru mırıldanan genç kızın gözlerine bakarak sırıttı Kuzgun. "İstersen gerçek olduğumuzu bir daha kanıtlayayım? Ne dersin?"

Asya'nın keyfi yüzüne yansırken kollarını adamın çıplak omuzlarına koydu. "Sanırım biraz dinlenmeye ihtiyacım var Yeşil Dev! Bu kadar yorma beni."

Aslında iması sabah apar topar uçakla Florida'ya tatile gelmelerineydi.  Adamın buradaki evine hayran kalan Asya bunun şaşkınlığını bile yaşayamadan kocası tarafından tekrar yatakla bütünleşmişti. Bu adamın doyabileceğini asla düşünmüyordu. Sanki kendisi doyabilirmiş gibi..

"Ne kadar güzel olduğu bilsen, Ay gibi parlıyorsun Asya."

Yalvarışıyla genç kızın gülüşü büyüdü. Çıplak bedenleri birbirine geçmişti. Kollarını adamın boynuna çıkararak saçlarının sevdi. "Seninim."

Mırıldanışıyla Kuzgun gözlerini mavi harelere odaklayıp uzun uzun baktı ona. Ve tıpkı onun gibi sevgiyle fısıldadı. "Benimsin."

Aralarındaki çekim tekrar kendisini göstermeye başladığında Asya hızlıca adamı üzerinden attı. " Acıktım koca adam. Arada beni beslemeyi düşünmelisin bence." 

Homurdanan genç kızın tatlılığına erkeksi bir kahkaha atan adam yorganı kendisine dolayarak yataktan kalkışını izledi. Utanıyordu. Hemde çok. Ve Kuzgunbu utanışa hayrandı.

"Daha şimdi tüm vücudunu okşadım karıcığım. Bu da ne böyle?" Onu utandırmaktan vazgeçeceğini düşünmüyordu.

Asya bir hışım arkasını dönerek yalandan adama kaşlarını çattı. Demek savaş istiyordu. Dudaklarıı sinsice kıvrılarak meydan okudu. "Hemen bir  duş alıp geliyorum kocacığım. Bu iç kavurucu sıcakta yüzeriz deği mi? Gelirken hemen ilerideki sahili gördüm. Baya kalabalık ama mükemmel bir yere benziyordu. "

Banyodan içeriye giren genç kızla hızlı ayağa kalktı Kuzgun ve beklemeden konuştu. "Asla olmaz! Yüzmek istiyorsan villanın havuzu da sahili de var. Hem sakin, bize özel."

Tek amacı karısının bu şahane vucüdunu kimse göremesindiyeydi. Sakinlik falan, bahaneydi..

Fazla büyükte konuşmamak gerekiyordu. Sonrasında inatla yapmam dediğini yapabiliyordu insan. Tıpkı şuan Kuzgun'un yaptığı gibi.

Karısının elini sımsıkı kavrayan adam her ne kadar güneş gözlüğünü taksa da etrafını süzüp duruyordu. Asya'nın güzelliğinin yanı sıra öyle bir aurası vardı ki girdiği her yerde tüm dikkatleri üzerine çekiyordu.

Kalabalık sahilde de öyle olmuştu ama vücut sergileyen erkekler bir daha bakamıyordu kıza. Yanında dev gibi bir adam varken biraz sıkardı. Güzelliği nefes kesiciydi.

Akşam olmak üzereydi ama kalabalıktan hiç eksilme olmamıştı. Türkiye'de havalar iyice soğumuştu ama Florida adeta yanıyordu. Su sımsıcacıktı.

Çetin ve birkaç koruma sivil halde etraflarında yerini alırken dışarıdan gören kimse onların koruma olduğunu anlamazdı.

Sonunda ayırttıkları yere geldiklerinde Asya hemen şezlonguna kurulup şapkasının altından adama baktı. "Biz balayına geldik diye biliyordum."

Usul usul kafasını sallayan Kuzgun'a kafasını eğip baktı. "E ne bu halin o zaman? Yoksa sen karını mı kıskanıyorsun koca dev?"

Asya'nın kalkarak üzerindeki pareosunu sıyırışına nefesini tuttu. Siyah ipli bikinisiyle delirmiş gibi dona kalmıştı adam. Genç kız kocasının yüz şekilleriyle elinde olmadan nazikçe kahkaha attı.

Hışımla önünde duran adam belini kavrayıp bedenini kendisine yasladı. "Hadi doğruyu söyle. Beni öldürmeye mi çalışıyorsun, yoksa bu sahilde dehşetli bir katliam çıkarmamı mı?"

Genç kız gülmemeye çalışarak dudaklarını birbirine bastırıp "Cık." Dedi. Sonra da uzanıp kocasının dudaklarının üzerine kısa, masum bir buse bıraktı. "Kuzgun Karahanlı'nın eşinin ne kadar güzel olduğunu kanıtlıyorum."

Adam tuhaf bir şekilde gururunun okşandığını hissetti. Böylelikle dudaklarının kıvrımları hafifçe kendini belli etti. Asya, Kuzgun'daki bu rahatlayışı fark ettiğinde içinden Nazlı yengesine teşekkür etti. Minikte olsa bir şeyler öğrenmişti ondan..

"Yanımdan ayrılmayacaksın. Buradaki erkekler çapkın değil, zamparadır. Tek dertleri şişirilmiş etleriyle hava atmaktır. He birde aletleri. Gözlerini ucu değerse herpsini hadım ederim. Demedi deme sevgilim."

Huysuzca homurdanan kocasının elini tutarak şezlongtan ayrılan genç kız, kafasını sallayarak kıkırdadı.

Ayakları suya değdiğinde ısısı çok hoşuna gitmişti. Keyifle gülümserken akşamın kızıllığı iyice denizin üzerine düşmüştü. Barikat gibi ardında duran adama inanamaz şekilde gülerek kafasını sallayan Asya'nın ayakları bir anda yerden kesildiğinde istemsizce tiz bir  çığlık attık.

Şimdi gülme sırası Kuzgun'daymış gibi kaizmatik bir şekilde gülen adam kollarının arasına aldığı karısıyla birlikte suya daldı. Denizin üzerine kafalarını çıkardıklarında Asya'da adam gibi genişçe gülümsedi. "Delisin sen!"

Gülüşleri birbirine karışırken Karahanlı ilerlemeye başlayan karısının ardından yüzerek belini yakaladı. Asya'nın kıkırdamaları içtenlikle dudaklarının arasından çıkarken etraftaki kıskanç bakışlar üzerlerine çevrilip duruyordu.

Böyle heybetli, yakışıklı bir adam tarafından sevilen çok güzel bir kadındı. Kim olsa kıskanırdı..

Kuzgun, karısının ayaklarını beline dolarken ellerini kalçalarında sabitledi. Avuç içleriyle arsızca o dalgun kalçaları sıkarken yüzüne eğildi.

İkisininde gözleri en derinlere bakarken Karahanlı karısının dudaklarına kapanmadan sıcak nefesiyle inatla mırıldandı. "Kaç kere daha diyeceğim. Ben bir tek sana, bu çakmak çakmak bakan gözlerine deliyim Asya Karahanlı."


♥️Wattpad Profilimi takipe almanızı rica etsem, ne dersiniz?

❦İnstagram: kalb.en21

🍂Beğenilerinizi ve yorumlarınızı yaptınız öyle değil mi? =)

❦ Çokça Sevgiyle Kalın...

Continue Reading

You'll Also Like

357K 23.5K 26
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
94.1K 16.3K 125
Bir sanat tarihi öğrencisi ve kadınlardan yana yaralı genç bir iş adamının yolu kesişirse... Kapak tasarımı @viskidekifangirll arkadaşımıza ait kendi...
7.6K 537 71
Iki yol var önümde biri sana biri cehenneme çıkan..
694K 31.1K 20
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...