RAHNÜMÂ

Par Aysuncuci

19.1K 1.9K 3.7K

Rahnümâ : Yol gösteren, kılavuz... Kendine Gel!! Adlı kitabın ikincisidir... Plus

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm

34.Bölüm

270 28 103
Par Aysuncuci

Yazar'dan

Emel tüm hazırlıkları tamamlamış ve Zehra'yı bekliyordu. Kötü bir niyeti yoktu. Ona yaptığı onca kötülükten sonra şikayetçi bile olmayan birisine şu saatten sonra anca teşekkür ederdi.

Fakat duydukları... Yanlarında dost bildikleri kişinin onlara etmiş olduğu ihanet... Huzursuz olmuştu ve kendini iyi hissetmiyordu. Aslında önce Alper'i aramak istedi ama ne tepki vereceğini kestirmedi. O yüzden aklına Zehra geldi. Zehra mantıklı biriydi. Hem ona sormak istediği başka şeylerde vardı.

Bu yüzden yalnız gelmesini istemişti.

O esnada Zehra, Alper'in arabasında Sare Teyzesi ile muhabbet ediyordu.

" Sare Teyze elbise için tekrar çok teşekkür ederim. Ne çok zahmet etmişsin, mahcup oldum."

Sare ellerini Zehra'nın ellerinin üstüne koyarak" Zahmet olur mu hiç Zehram." derken dudaklarında beliren gülümsemesi gözlerinede yansımıştı. Zehra ve Alper mutluydu, bu ona yeterdi. Adeta yüreğine su serpilmişti. Eski günlere dönmüş, Batuhan ile yaşadıkları o ilk anlar, ilk heyecanlar zihninde zuhur etmişti.

Alper ilk önce annesini bıraktı. Sonra da Zehra'yı okula bırakıp şubeye geçecekti. Sare araçtan indiğinde, Zehra daha fazla saklamayadı.

" Alper benim sana söylemem gereken birşey var. "

Alper gözleri yolda kulakları sevdalısında " Buyur, Zehram" dedi.

" Ama önce arabayı durdurman gerek!"

Alper bu uyarı ile birlikte kötü şeyler olduğunu anladı. Arabayı sağa çekip durdurdu. Arka koltukta ki Zehra'ya dönerek sordu. " Neler oluyor?" diye sordu.

Zehra, nereden nasıl başlayacağını bilemiyordu. Emel'e " Geleceğim." diye cevap yazmıştı. Ama tek başına gitmeyecekti. Yinede onun kötü bir niyeti olduğunu düşünmüyordu.

" Emel mesaj attı. Benimle konuşmak istedikleri varmış. Beni çağırıyor."

Alper hüzünle baktı yârine. Anladı kabul ettiğini. O kadın, onu kaçırmıştı. Kaşları istemsiz çatıldı. Elini gür saçlarına götürdü. Sonra hiçbirşey demeden arabayı sürmeye başladı.

" Alper nereye gidiyoruz."

" Cevap verir misin lütfen."

" Alper!"

Zehra arkada tabiri caizse çırpınıyordu. Yinede Alper onu tehlikeye atacak her türlü adımdan geri duruyordu.

" Kampüse!"  diye net bir ifade ile cevapladı.

" Hayır, gitmiyorum. Emel ile konuşacağım. "

Alper içinden La Havle çekti.

" Zehra, lütfen konuyu kapatalım."

Zehra sustu. Arabanın camından dışarıya bakmaya başladı. Gözleri dolmuştu. Neden anlamıyordu ki onu. Kötü birşey hissetmiyordu. Hem boşuna mı anlatmıştı sanki. Gel demek istemişti. Sen de gel.

Bu kadar mı zordu anlamak.

Alper ise tam aksi düşünüyordu. O kadından herşeyi bekliyordu. İkisini tuzağa çekmiş olabilirdi. Zehra'nın tek başına gitmeyecek kadar zeki biri olduğunu biliyordu.

Araç kampüsün önüne geldi. Gözleri dolu Zehra ve gergin bir hâlde dışarıya bakan Alper... İkisi de sessizdi. İlk sessizliği bozan Alper oldu.

" Nereye çağırıyor seni?"

Zehra yutkundu. O Alper gibi yapamıyordu. " Konum atmış, ama attığı yeri bilmiyorum."

" Bana atabilir misin konumu?"

Zehra hiçbir şey yapmadı. Alper dikiz aynasından bakıyordu ona. Hüzünlü yüzü, içini yaktı.

" Zehra lütfen!! "

Zehra hiçbirşey söylemeden çantasından telefonu çıkardı ve Emel'in attığı konumu Alper'e iletti. Alper konumu açarak neresi olduğu anlamaya çalıştı.

" Gidecek miyiz?" meraklı gözlerle bakıyordu yârine. Alper de hüzünlü bakışlarıyla cevapladı onu.

" Senin bu hâline yüreğim dayanır mı? Mecburen gideceğiz."

***

Emel dedesine ait bir çiftlik evindeydi. Babası burayı bilmiyordu. Annesinin babasına aitti. Hepsinden nefret ediyordu artık. O yüzden dedesine sığınmıştı. Zehra'yı beklerken atının yanında onunla dertleşiyordu.

Öğrendikleri kendisine bile ağır gelmişti. İçinde hâlâ Alper'e karşı olan sevgisi canını yaksa da Zehra'ya olan minnet borcu onun önüne geçiyordu. O gün söylediği kelimeler hâlâ aklındaydı.

"Lâ tahzen innallahe meanâ"

"Üzülme, Allah bizimle beraberdir!"

Kaç kez tekrar etmişti içinden. Kaç kez okumuştu.

" Ne çok kötülük ettik, Karaca" diye anlattı.

Atının adı Karaca'ydı.

" Hâlâ da etmeye devam ediyoruz. Ama artık buna izin vermeyeceğim."

At anlamış gibi başını Emel'e doğru çevirdi. Emel de Karaca'nın başını okşadı.

O böyle atlarla ilgilenmeye devam ederken, Zehra'nın geldiğini haber verdiler. Derin bir nefes aldı ve yola koyuldu.

Atların yanından çıkıp evin önüne geçti. Zehra'yı görmeyi beklerken yanında Alperi de görmesi, ona büyük sürpriz olmuştu. Yinede bozuntuya vermedi.

" Hoşgeldiniz." derken sesinin tonunu ayarlamaya çalıştı. Son yaşananlardan sonra nasıl davranması gerektiğini bilemiyordu.

" Hoşbulduk." dedi Zehra.

" Bahçeye alayım sizi, şöyle buyrun."

Alper ve Zehra yanyana Emel'in gösterdiği kısma geçtiler. Emel de arkalarındaydı.

Çardağa oturdular. Alper ve Zehra mesafeye dikkat ederek yanyana Emel ise karşılarına oturdu. Üzerinde her zamankinden farklı olmak üzere siyah bir eşofman altı ve uzun kollu sweat vardı. Makyajı çok hafifti. Saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Oldukça ciddi ve mahcup bir duruşu vardı.

Alper içinde ki endişeyi atamıyor, Zehra'yı buraya tek gelmiş bir hâlde düşünemiyordu. Zehra ise Emel'in neler anlatacağını deli gibi merak ediyordu. Emel'i gördüğü an içinde endişe kalmamıştı.

Kötü bir niyeti olmadığını gözlerinden anlamıştı.

" Öncelikle geldiğin için çok teşekkür ederim. Yani sana yaptıklarımdan sonra " yutkundu Emel. Pişmanlığını, her zerresinde yaşıyordu.

" Ne konuşmak istiyorsun benimle?" Zehra çok uzatmak istemiyordu.

" Aslında bir yandan seninde gelmen iyi oldu." Bu sözleri Alper'e bakarak söylemişti. İçinde hâlâ ona ait olan hislerini karıştırmadan yapıyordu bunları. Zaten yüzükleri görünce anlamıştı. Onun günler önce attığı nişanlı yalanı gibi değil tertemiz ve gerçek bir nişanlılıktı.

" Neden?" Alper hâlâ bir tuzak mı var endişesinde olduğundan duydukları tuz biber oldu. Etrafına bakınmaya başladı. Emel ne hissettiğini anladı.

" Oyun yok Alper, rahat ol. Burası dedemin çiftliği annemin babasının.
Zaten artık babamdan ve onun kirli işlerinden uzak durmak istiyorum."

" Bu arada ne içersiniz?"

" Emel bak bizim zamanımız yok. Buraya da gezmeye gelmedik. Ne söyleyeceksen hemen söyle!"

Alper'in sinirleri iyice gerilmişti. Zehra yanında oturan kişiyi ilk kez böyle görüyordu.

" Zahmet etme, biz seni dinlemeye geldik." diyerek ortamı yumuşatmaya çalıştı.

" Anlatacaklarım canınızı yakacak. O yüzden şimdiden kendinizi hazırlayın lütfen."

Alper ve Zehra birbirlerine baktılar. Alper gözleriyle " Korkma!" dercesine baktı yârine.

" Alper sana bugüne kadar ettiğim yardımlar yalandı. Hepsi Cihan Sarp'ın sana oyunuydu. Ve bende babamın hayatı için, onunla evlenmemek için bu oyuna dahil oldum. "

Alper duydukları ile sağ elini yumruk yapmıştı. Boğazında oluşan yumru, devamını dinlemek istemiyordu. Ama Emel susacak gibi değildi. Sanki bugüne özel hazırlanmıştı.

" Sana söylediğim sevkiyat yerleri oyunun bir parçasıydı. Asıl olanlar çoktan yerlerine ulaşmıştı."

Alper kaskatı kesildi. Zehra da şaşkınlıktan Emel'e bakıyordu. Bu yardımlar, sevkiyat onun anlayacağı şeyler değildi. Yinede Alper'i böyle görmek canını yakmıştı.

" Şimdi senden özür dilesem ne fayda, ve ben tüm bunları seni kendime aşı-" devam edemedi burda. Karşısında Zehra içinde " Alper " yazan yüzükle otururken yapamadı bunu.

" Yinede özür dilerim. Yani işe yaramaz biliyorum ama Affet. " Emel oturduğu yerden kalktı.

" Lütfen bana biraz izin verir misiniz." Ağır gelmişti anlattıkları. Alper ile Zehra'yı böyle görmek yüreğine ağır gelmişti. Çardaktan çıktı. Eve gidip sakinleşmesi gerekiyordu. Çoktan akmaya başlayan gözyaşları kendini ele vermişti.

Emel'in gidişinin ardından duygusallaşan Zehra " Özür dilerim. Gidelim,keşke hiç gelmeseydik." diye mırıldandı.

Alper de başını ellerinin arasına almış, duyduklarına inanamıyordu. Canı yanmıştı. Zehrasına yumuşak gözlerle bakıp " Hayır, dinlemeliyiz. Zor da olsa yapmalıyız bunu. Korkma, Zehram  ben yanındayım." diyerek gözleriyle ona güven verdi.

Aradan geçen 5 10 dakikanın ardından, Emel içeriden bir bardak su ile çardağa geri geldi.

" Kusura bakmayın."

Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Yinede herşeye rağmen içini dökecekti.

" Zehra sana diyecek sözüm bile yok. O kadar utanıyorum ki. Seni kıskandım, çok kıskandım. Yaptıklarımın sebebi tamamen buydu. Biliyorum yaşanan herşey çok ağır. Akla mantığa uygun hiçbir yanı yok. Affet beni Zehra."

Emel bunları söylerken kendini tutamamış, ağlamaya başlamıştı. Zehranın da midesinde oluşan ağrı ve Alper'i üzgün görmesi üzerine dört nala koşan gözyaşları kendini bıraktı.

" Susuyorsunuz haklısınız da. Ama işte size bunca kötülüğü yapmış biri olarak öğrendiğim şeyden sonra duramadım. Ve Zehra'ya mesaj attım."

İşte şimdi hem Zehra hem de Alper bakışlarını Emel'e yönelttiler.

" Ne öğrendin ki?" İlk tepki veren Zehra olmuştu.

" Emel yalan söylüyorsan." Alper hâlâ ona inanmakta güçlük çekiyordu.

" Babam Ünal ile dostun Enes sana tuzak kuruyorlar."

Alper inanamayarak, boş gözlerle baktı.
Delirmiş olmalıydı herhalde.

" Zehra gidiyoruz." derken çoktan yerinden kalkmıştı. Zehra da artık burada kalmanın bir manası olmadığını anladı.  Herşey tamam ama son söylediği olmazdı. Tanıdığı kadarı ile Enes öyle biri değildi.

" Lütfen gitmeyin. En azından size bu iyiliği yapmama izin verin." Emel de onlarla birlikte kalkmıştı.

" Ne saçmalıyorsun sen Emel. Şimdi de burdan mı vuracaksın bizi? " 

Emel telefonunun ekranını açtı ve Ünal İle Enes'in konuşurlarken çekilmiş fotoğrafını gösterdi.

" Yalan, inanmıyorum."

" Enes bir ajan, Alper. Lütfen ona dikkat edin. Size zarar gelmesini engelleyin. Babam... Asla durmayacak ve onun en büyük kozu Enes. Sizi onunla vuracak. "

Alper daha fazla dinlemek istemedi. Zehra ile birlikte çardaktan çıktılar. Emel de peşlerinden koşmaya başladı.

  " Enes'in gerçek ailesinin kim olduğunu asla söylemeyecek. "

Nefes nefese kalmıştı. Alper son duyduğu ile dönüp Emel'e baktı. Gözleri dolmuştu. Ağladı, ağlayacak hâli ile arabasının kapısını açıp bindi. Zehra da binmişti. İki sevdalı tozu dumana katıp giderlerken Emel ise çaresiz " Lütfen birbirinize iyi bakın. Size birşey olmasın." diyordu.

***

Aylar önce

Emel'in Doğum Günü Partisi

Alper ve Enes yanyana yürüyorlardı.

"Heyecanlı mısın?" diye sordu Enes.

" Pek değilim açıkçası. Ayaklarım geri gidiyor."

Enes sigara izmaritini ayağını ile söndürdükten sonra derin bir nefes çekti.

" Benimde."

" Hayırlısı diyelim kardeşim."

" Öyle Alperim ya öyle."

" Enes bugünden itibaren sen bir ajansın. Rolünü iyi oyna, bu partiye boşuna gitmiyoruz."

Enes derin bir çekti. " Ya benden yapamayacağım şeyler isterlerse."

" Oğlum bu adam senin karşına boşa çıkmamış, zaten yapamayacağın şeyler isteyecekler."

" Bilmiyorum çok endişeliyim."

Enes'in karşısına çıkan Ünal ondan kendisine çalışmasını Alper'e tuzak kurmasını istemişti. Oysa Enes ve Alper okuldan tanışıyorlardı. Oldukça da iyi dostlardı. O yüzden Enes tuzak kurmak bir yana kılına zarar gelmesine müsaade etmezdi. Enes'in karşısına çıkan Ünal ailesi ile tehdit etmiş olduğu bu çocuğun tek ailesi olan Alper'e sevgisinden habersizdi.

Enes olan biteni Alper'e anlatmıştı.

Zaten herşey o gece başlamıştı. Ama devamında Ünal boş durmadı. Enes'in evine dinleme cihazı,peşine adam taktı.
Şubede bile onları takip eden birileri vardı. Enes bunları farkedince iyice gerilmeye başladı. Hatta bir ara durup durup şöyle diyordu.

" Alper gizli şeker var bende bak ya düşüp bayılırsam."

Halbuki, onlar istedi diye vurulmuştu. Ama aslında bunu vatanı için yapmıştı.

Zehra... Neden Zehra'yı seçtiklerini bilemediler. O zamanlar Alper farkına varmasada kıskandı. Susması hep bundandı. Bir de babaannesinin yakıştırması, öyle bir denk gelmişti ki...  Enes çok sonra anlattı Alper'e bununda Ünal'ın istediği olduğunu.

" Oğlum bakar mıyım lan ben senin sevdiğin kıza" demişti hatta. Alper hile kendine itiraf edememişken Enes söyleyivermişti.

İnandırıcı olması için parkta kavga bile etmişlerdi.

Ünal istedi ki, Enes vatanına, dostuna, ailesine ve  tüm değerlerine ihanet etsin. Alper'i açığa aldırsın. Zehra'nın duygularıyla oynasın. Onun tüm isteklerini yapsın.

Enes ajanlık işini öyle ciddiye aldı ki, kendisi bile inandı. Güle oynaya geçen hayatında zorlu istekleri vatanı için kabul etti. Karşılığında ailesinin yerini öğrenmeyi bırak bir iz dahi bulamadı.

Hayattalar mı, değiller mi onu bile bilmiyordu. Yinede bu oyun, yaşananlar canını sıkıyordu.

Tüm bunları sevdiği kız, öğrenirse ne olacaktı. O bir an önce onunla evlenmek istiyordu. Ya Ünal... Ona oynanan oyunu sezerse, tüm sevdikleri tehdit altında olacaktı.

Ne demişti Alper " Rolünü iyi oyna."

Enes, rolünü öyle iyi oynamıştı ki o artık bir ajandı. Buna herkesi ve kendini inandırmış bir ajan.

***

B planı için bekleyen Enes'e gerekli mesaj kargoyla siyah bir kutu içinde geldi.

Titreyerek aldı zarfı. Adımları geri gidiyor, kutuyu açmak istemiyordu. Yinede açmak zorundaydı, biliyordu. Titreyen elleriyle kutuyu açtığında içinde çıkanlara başta anlam veremedi. Kocaman bir çalar saat vardı.

İçerisinde bir de siyah bir zarf buldu. Açıp içinde  yazanları okumaya başladı.

"  Oyun bitti. Süre doldu. Alper'in ailesini bize getir. Kendi ailene kavuş."





























Nûr Suresi - 44 . Ayet
﴾44﴿ Allah geceyi gündüze, gündüzü geceye çevirir; gören ve düşünenler için bunlardan alınacak ibretler vardır.






















Selamünaleyküm canolarım.

Bölüm hakkında yorumlarınızı çok merak ediyorum. :)

Şok üstüne şok. :)

Sizce neler olacak.

Enes

Alper

Zehra

Emel

Düşüncelerinizi alabilirim:)

Kafanız iyice karışmadı inşallah:)

Sizleri seviyorum.

Allaha emanet olun.

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

Naber? Par Rüya

Roman d'amour

46.4K 1.5K 30
"Nereye gidiyoruz kelebek" dedi Meriç abim "Meriç abi neden bana 'kelebek' diyorsun?" diye sordum. "Çünkü sen kısacık ömründe herkese iyilik yapmaya...
65.8K 3.8K 33
"Benden ne istediğinizin farkında mısınız siz Nazende Hanım?" "Bir anne olarak oğlumun mutluluğunu istiyorum. Arsen, Efdal seni çok seviyor. Benim oğ...
Çilek Kız Par Lara

Roman pour Adolescents

1.2M 82.4K 58
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
2.2K 289 6
aynı iş yerinde çalışan iki arkadaşın "mizahımsı" konuşmaları. for taelice, 12.04.2023