Bî- misâl Hayat

By Tugbaff

1M 48.4K 3.2K

(Bu isimle yazılmış ilk kitaptır.) Girdiği depresyon sonucu gittiği bir barda birlikte olduğu adamdan hamile... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
DUYURU
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
DUYURU
DUYURU
30. Bölüm
TEŞEKKÜR
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
DUYURU
34. Bölüm
35. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
Duyuru
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
.
45. Bölüm
46. Bölüm
Ramazan Bayramı
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
FİNAL

36. Bölüm

9.9K 708 50
By Tugbaff

Vakit neredeyse akşam olurken yemekler de hazır sayılırdı. Kızlara belli etmesem de tansiyonumun çıktığını hissediyordum. Hamilelik sürecim ilerledikçe tansiyonum baş göstermeye başlamıştı yine. "Hülya ben biraz uzanıcam. Emir Asaflar geldiğinde haber ver olur mu?" Endişeli gözlerle yanıma geldi. "İyi misiniz Hira hanım?"

"İyiyim. Sadece biraz başım döndü. Uzanıp dinlenicem. Kızlar size emanet, kavga falan etmesinler."

"Merak etmeyin." Gülümseyerek mutfaktan çıktım. Dikkatli bir şekilde merdivenleri çıkarak odama girdim. Uzanıp gözlerimi kapattığımda sanki yer ayaklarımdan kayıyor gibi hissediyordum. Aradan geçen kısa bir zamanın ardından kapı çalınarak açıldı. "Hira hanım, geldiler."

"Tamam Hülya sağ ol." Temkinli bir şekilde kalktığımda yine aynı şekilde aşağıya indim. Bizimkiler de eve yeni giriyorlardı. Muhtemelen Hülya arabaları görünce haber vermişti. "Hoş geldiniz." Yusuf koşarak geldiğinde onun boyuna gelerek kocaman sarılmıştım oğluma. Fakat bu hareketim başımın dönmesine sebep olmuştu. Anlık olarak gözlerim kapanırken sarılmış olduğum oğlumdan güç almış bulundum. "Öjledin mi beni annem?"

Geri çekildiğimde gülümseyerek saçını sevdim. "Özlemez olur muyum hiç? Bütün gün seni bekledim." Kafasını yana yatırarak gülümseyerek baktı. "Kaydeşim de öjlemiş mi?" Yüzümdeki gülümseme büyürken konuştum. "Çok özlemiş abisini."

"Ben de gücel annemle gücel kaydeşimi çok öjledim. Hem kaydeşime hediye aldım ben anne." Babasının elindeki poşeti alarak yanıma geri geldi. İçinden çıkardığı zıbına gözlerim dolu bakarken miniğime döndüm. "Sen büyüdün de kardeşine hediye mi aldın?" Kafasını salladığında gülümseyerek yanağını öptüm. "Çok güzelmiş hediyen birtanem."

"Yukayı götüyüp geliyoyum ben tamam mı?"

"Tamam annecim, dikkatli çık." Kafasını sallayıp merdivene yönelmişti. Her ne kadar sakin bir şekilde kalksam da başım tekrar dönmüş ve son anda Emir Asaf tutmuştu. "Tansiyonun değil mi?" Kafamı salladığımda kucağına almasıyla beklemediğim için küçük bir çığlık çıkmıştı ağzımdan. "Tansiyonun çıktı ve ayakta mısın Hira?" Kızgın çıkan sesine karşılık yardım istercesine diğerlerine baktım. Fakat bakmaz olaydım. Özellikle Poyraz son derece kaşları çatık bakıyordu. Yakında birleşecekti zaten onun kaşları!

"Hiç öyle bakma, Emir Asaf haklı. Senin dinlenmen gerekiyor." Uraz'a surat atarak sitem ettim. "Aman! Hepiniz bir olun, gelin üzerime zaten." Emir Asaf kucağında benle birlikte salona girmiş ve koltuğa uzanmamı sağlamıştı. Hülya ne ara getirmiş olduğunu bilmediğim tansiyon aletini Uraz'a vermişti. Tansiyonumu ölçmüş ve ardından konuşmuştu. "Neyse ki çok fazla yüksek değil. Hamilesin sen, dikkat etmen lazım. Niye yordun kendini?"

"Yormadım ki. Hem alışkınım ben. Yusuf'a hamileyken de tansiyonum çıkıyordu ve o zaman tektim..." Yani bunu kimsenin yüzüne vurmak değildi niyetim fakat bir zamanlar tüm bunlarla tek başıma başa çıktığımı unutuyorlardı. Anlıyorum herkes ilk defa hamileliğime şahit oluyor ve endişeleniyordu. Lakin ben ilk defa hamile değildim. Üstelik benim için endişelenen İpek'ten başka da kimsem yoktu. "Her neyse iyiyim ben. Hadi yemeğe geçelim, açsınızdır."

"Hira-"

"İyiyim Emir Asaf." Daha fazla kimse üstelememiş ve yemeğe geçmiştik. Yusuf da gelmiş ve yanıma oturmuştu. Bir yandan onun tabağına yemekleri koyarken bir gözüm de Melis ve diğer herkesteydi. Onu neyin bu kadar gerdiğini öğrenmem gerekiyordu. "Naptınız bugün birtanem?"

"Babamın şiyketine gittik. Oyda hep ablalay beni öpmeye çalıştı. Ben de gücel annem ijin veymiyo diyip kaçtım anne."

"Eğer istemiyorsan bunu kendin de dile getirebilirsin annecim. Benim izin vermediğimi söylemene gerek yok, anlaştık mı?" Kafasını sallayıp devam etti. "Sonya babamla biy süyü abileyin ablalayın olduğu yeye gittik. Babam böyle baktı, konuştu hep." Son cümlesini söylerken kaşlarını çatarak babasını taklit etmesi herkesi güldürmüştü. "Sonya da dayımlay geldiley. Sonya da eve geldik." Saçlarını severken konuştum. "Yakışıklım toplantıya girmiş, çok çalışmış bugün İpek teyzesi."

"Teyzesinin balına tatlı yaptım ben de. Yemekten sonra ödül olarak yer." İpek'in tatlıyı kime yaptığı belliydi fakat bozuntuya vermemiştim. Fakat imalı gülüşümü de eksik etmemiştim. Melis şimdiye kadar benim gibi farkında olduğu bu konu hakkında laf atmış olmalıydı. Oysa tamamen yemeğine odaklanmış görünüyordu. Kesinlikle bu masadaki biriyle bir şey yaşamıştı. Ve bunu meraktan doğurmadan önce öğrenmem lazımdı.

Yemeğin kalanı da sohbet eşliğinde geçmişti. Yusuf ise tatlısını yiyemeden uyuyakalmıştı. Şimdiyse salonda tatlımızı yiyorduk. Aklım hala Melis'teyken Yaman'ın sesi duyuldu. "Yenge nolur Emir Asaf gibi bakma artık! Çocuğum çatıl kaşlı doğacak senin yüzünden."

"Ne alaka mal?" Anıl'ın sorusu hepimizin merakıydı. "Ne demek ne alaka abi? Cahil cühela mısın acaba?! Kime çok bakarsan çocuğun ona benzer. Yengem de öyle bakınca ister istemez bakmış bulunuyorum. Karı koca aynılar!" İpek kahkaha atarak konuştu. "Yalnız o kadınlar için geçerli. Ayrıca hamileyken olan bir şey o." Emir Asaf kaşları çatık bir şekilde bana döndüğünde noldu dercesine ona baktım. "Hamileliğin boyunca sakın Sancar'a bakmıyorsun. Siktir git evimden Sancar." Emir Asaf Aras'ı kovarken benim de kaşlarım çatılarak atıldım. "Sen abimi mi kovuyorsun Emir Asaf?"

Tam bu esnada Aras bağırarak yerinden kalktı. Beklemediğim bu anda korkmuştum. "Heheyytt bee! İlk bana abi dedi! ÇATLAYIN SANCARLAR!" O sevinçle nispet yaparken Uraz konuştu. "Pek beyinsiz kardeşim, kız sana abi demedi. Senden bahsederken söyledi sadece. Amcam mı deseydi? Yani teknik olarak ilk sana abi demiş olmuyor."

"Banane dedi işte!"

"Uydurma lan!" Barlas da dahil olmuştu. "Abinim lan ben senin, düzgün konuş puşt."

"Kesin sesinizi! Kızı bir şeylere mecbur hissettirmeyin." Poyraz son noktayı koyarken gözlerimi kaçırarak karnıma baktım. Hepsi abi dememi bekliyordu. Ve ben henüz bunu diyecek cesareti bulamamıştım. Evet bahsederken abilerim diyordum fakat birebir onlara söylemeye dilim varmıyordu henüz. "Üzme sen de kendini. Bu gereksizler fazla sabırsız sadece. Bazı şeylere zaman gerektiğini hâlâ anlayamadılar." Sonda kardeşlerine bakarak ateş saçan Poyraz en son yine bana bakarak göz kırpmıştı. Minnetle gülümsediğim esnada gözümün önüne gelen şey, aklımdaki her şeyi silmişti. Ama, ama olmaz kii! Allah aşkına çilek!

Gözlerim parlayarak Emir Asaf'a döndüm. Zaten bana bakar vaziyette olan kocam göz kırparak güldü. "Ne çekti canın?"

"Çilek! Kıpkırmızı! Tatlı! Çilek!" Kendimden geçmiş, çileği anlatırken herkes bana gülüyordu. Bu esnada çay servisi yapan Dilek konuştu. "Geçen gün Yusuf bey için almıştık. Dolapta var Hira hanım. Getiriyorum hemen."

"Ay teşekkür ederim Dilek'cim." Gözüm Emir Asaf'a kayarken gülen bakışlarını yakalamıştım. "Komik mi Emir Asaf? Yemezsem ölürmüşüm diyorum, çilek diyorum. Komik mi yani?"

Yaman kahkaha atarken konuştu. "Emir Asaf'ı da azar yerken gördüm ya-hahahaha!" Emir Asaf ona tehditler savururken umrumda olan tek şey önüme gelen çilek olmuştu. Afiyetle birkaç tane yemişken aklıma gelenle Emir Asaf'a döndüm. "Sen de yesene."

"Sağ ol güzelim. İyi böyle." Kaşlarım çatılırken bir tane çilek uzattım. O çilek yenecekti!

"Hayatta yemez yenge, zorlama." Meriç'in sesiyle ona döndüm. "O niye?"

"Bildik bileli sürmüyor ağzına." Aklıma gelen şeyle gülerek Emir Asaf'a döndüm. "Asaf, hani bir iddia kazanmıştım hatırlıyor musun canım?" Aşk itirafını kastediyordum. "Hayatta olmaz Hira!"

"Oyunbozanlık yapma! Kazandım işte, istediğimi yapmak zorundasın!" Çilek uzattığım elimi iterken konuştu. "Başka bir şey iste karıcım."

"Cık, ben bunu istiyorum."

"Hira-"

"Ay tamam yeme Asaf! Bir küçücük isteğim vardı, onu da yapma tamam..." Gözlerim dolarken az önce ittiği elime uzandı. "Ver başımın belası, ver." Çileği tek lokmada yerken kazanmışlıkla baktım yüzüne. Burnumu sıkarak konuştu. "Tam bir cadısın." Omuz silkerek konuştum. "Yedirdim mi, sen ona bak kocacım." Herkesin içinde cilve yaptığımı fark ettiğim an yüzüm kızarmaya başlamıştı. "Yüzün de çilek gibi kırmızı oldu karıcım." Anlamıştı pislik sebebini! "Hmm iyi bak kocacım bu yüze. Çünkü son görüşün olabilir." Gülüşü anında solarken bu sefer gülen bendim. Meriç ve Poyraz ayaklandıklarında onlara baktım. "Hayırdır?"

"Bir işimiz çıktı." Poyraz cevaplarken salon kapısına varmışlardı bile. "Ne işi abi?" Barlas sorarken Poyraz sonra demişti kafasıyla ve çıkmışlardı. Ne olduğunu merak etsem de yakaladığım başka bir şey vardı. Melis bir oh çekmişti. İyi de hangisiydi? Poyraz mı Meriç mi? Hangisiyle ne yaşadın Melis?

Bölüm sonuu!

Nasılsınız canlarım? Hayat nasıl gidiyor?

Bölümü nasıl buldunuz?

Bir okuyucumdan asıl karakterlerimizden uzaklaştığıma dair yorum aldım.  Bu yüzden daha çok ana karakterlerimize yönelmeye çalıştım.

Bakalım Melis olayında neler olacak? Çemberde yalnızca Poyraz ve Meriç kaldı. Hangisi ve daha önemlisi yaşanan olay ne?

Poyraz ve Meriç nereye gittiler?

Yeni bölümde görüşürüz canlarımm 🤗

Continue Reading

You'll Also Like

17.1K 975 14
Leyla Rüya Kor. Dağların korkulu rüyası. Görevden geldiği zaman telefonuna bakar ve hayatı değişir. Güzel günler yaşanır, kötü günlerde.
13.8K 717 20
Ben aslı yetimhanede kalıyorum.Yani kalıyordum bu sene 18'ime girdigim için cikmak zorundayım.İstediğim bi üniversite var burslu orayı tutturmayı çok...
7.4K 1.3K 20
Havanın soğukluğuna aldırış etmeyen küçük kız, soğuktan dolayı akan burnunu elindeki mendile sildikten sonra, mendilini çiçekli fisdanının cebine tış...
2.1M 37.2K 46
(+18bölümler vardır) Dedesinin isteği üzerine yıllar sonra dönmüştü gökçe mardin e nerden bilebilirdi ki aşkı burda bulucağını