Bî- misâl Hayat

Par Tugbaff

1M 48.2K 3.2K

(Bu isimle yazılmış ilk kitaptır.) Girdiği depresyon sonucu gittiği bir barda birlikte olduğu adamdan hamile... Plus

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
DUYURU
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
DUYURU
DUYURU
30. Bölüm
TEŞEKKÜR
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
DUYURU
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
Duyuru
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
.
45. Bölüm
46. Bölüm
Ramazan Bayramı
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
FİNAL

13. Bölüm

28.9K 1.1K 53
Par Tugbaff

Bütün ailenin gelmesi ve hamileliğimin coşkuyla kutlanması sonrası Emir Asaf'la birlikte hastaneye gitmiştik. Gerekli kontroller yapılmıştı. Bir buçuk haftalık hamileydim. Şimdilik bir sıkıntı görünmüyordu. Düzenli olarak takibim yapılmaya devam edilecekti.

Şimdi ise hastaneden çıkmış ve arabaya binmiştik. "Asaf." Arabayı çalıştırmadan bana döndü. "Efendim?"

"Ya beni İpek'e bıraksan? Başkasından duymasın. Ben haber vermek istiyorum."

"Tamam, bırakırım. İşin bitince de haber ver alayım."

"Senin almana gerek yok aslında." Geç bile kalmıştı kaşları çatılmak için. "Ben alırım dedim Hira."

"Aman iyi!" Kafamı cama çevirip arabayı çalıştırmasını bekledim. Fakat ısrarla çalışmayan arabayla yeniden Emir Asaf'a döndüm. O da bana bakıyordu zaten. "Sürsene arabanı sen." Cıklayıp bana yaklaştı. "Hamile karım bana küsmüş. Süremem." Omuz silkip cama geri döndüm. Elbette ki sıkılıp çalıştıracaktı arabayı. Yani umarım...

~~~~~~~~~~

"Cidden manyaksın sen!" Gülerek konuştu. "En az senin kadar karıcım."

Tam bir saat boyunca ne o arabayı çalıştırmış ne de ben onunla konuşmuştum. Tamam kabul, ondaki inatsa benimki de âlâsıydı. Sonuç olarak da bir saattir arabanın içinde oturuyorduk. "Tamam küsmedim, hadi çalıştır artık şu arabayı." Arabayı kilitlemiş olmasa, çoktan inip taksiye binmiştim de işte...

"Hiç inandırıcı değilsin karıcım." Artık sinir yüklenen bedenimle ona döndüm. "Emir Asaf!"

"Bak Asaf da demiyorsun."

"Demiyorum, demeyeceğim!" Omuz silkerek konuştu. "İyi. Ben de arabayı çalıştırmıyorum." Pekâlâ kendi kaşınmıştı. Henüz hormonlarım tam devreye girmiş olmasa da biraz odaklandığımda gözlerim dolmuştu. Elimi karnıma koyarak konuştum. "Bak duydun mu annecim? Baban bizi hapis etti bu küçücük arabada. Hiç karımla çocuğum acıkmış mıdır, karımın beli ağrımış mıdır diye düşünmüyor."

"Ne?" Hayretle bana bakarken gülmemeye çalıştım. "Bir de hâlâ 'ne' diyor. Duy bunları birtanem. Bak gör babanın verdiği değeri..." Peşine gözümden bir damla da düşerken performansım tamamdı.

Hemen gözümden akan yaşı silmiş ve saçımı öpmüştü. "Özür dilerim, düşünemedim güzelim. Belin ağrımıştır tabi. Evimize gidince masaj yaparım olur mu? Acıktınız mı? Ne alayım size?"

"Biraz acıktım ama İpek'te yerim ben. Sen de gel, ye öyle gidersin." Eli yanağımı okşarken gülümsedi. "Karım beni mi düşünüyor?"

"Hmm evet, kocamın aksine."

"Kabul ediyorum, lafı yerine çok güzel oturttun." Söylediği ile kahkaha atmıştım. Daha fazla oyalanmayıp yola koyulmuştuk. Sessiz geçen yol sonunda İpek'e gelmiştik. Zile bastığımda oyalanmadan açtı. "Hoş geldin Hira'm!" Tam bana sarılacakken Asaf'ı fark etti. "Aaa enişte sen de hoş geldin!" Bu kız neden her Emir Asaf'ı gördüğünde cırlayarak konuşuyordu? Anladık, en çok enişteci sensin İpek.

İçeriye girdiğimizde salona geçip oturduk. "Hayırdır kuzum böyle ikiniz birden?"

"Ben seninle bir şeyi konuşmak için geldim, ama açız. Emir Asaf da yemek yedikten sonra gidecek."

"Hadi yine iyisiniz valla. Canım çekti diye kendime poğaça falan yapmıştım. Yeni çıktı fırından. Hatta Hilal ve Ece'ye de haber verdim, bir saate gelirler." Alınmışlıkla konuştum. "Tabii canım unuttun beni..."

"O nasıl söz Hira kuşum? Hani bugün pazar ya, ailenle olursun dedim ondan yani." Biraz duraksayıp konuştu. "Kız sen böyle tripli konuşunca bir garipsedim. En son Yusuf'a hamileyken böyle her şeye alınır-" lafını kesen, yaşadığı aydınlanma olacaktı ki gözleri kocaman açılmıştı. "HİRA!"

"Efendim?"

"Kız düşündüğüm şey mi?!" Sessizce kafa salladığımda heyecanla ayağa kalktı. Ben de onunla birlikte kalktığımda sıkıca sarıldık arkadaşımla. "Çok ama çok sevindim canım arkadaşım. Hem Yusuf'umuz için hem de yeniden teyze olduğum için. Sağlıkla gelsin teyzesinin kuzusu." Ayrıldığımızda Emir Asaf'a döndü. "Enişte valla çok zor bir dokuz ay bizi bekliyor. Bu kız hamileyken hiç çekilmiyor."

"Doğurana kadar görüşmeyiz İpek, bu kadar dertse..."

"Ya dalga geçiyorum duygusal anne! Kız şu tipe bak, çekilmez misin sen bee!" Yanaklarımı sıktığında ciddi misin bakışları atıyordum. "Hadi hadi yemek hazırlayalım, aç kalmayın daha fazla." Oturduğu koltukta bizi izleyen Asaf'a elimi uzattım. Uzattığım elimi tutarak kalktı ve hep birlikte mutfağa geçtik.

Bilmem kaçıncı poğaçamı yemiştim. Gerçekten acıkmışım meğerse. "Bir de çok aç değilim diyordun."

"Sen benim lokmalarımı mı sayıyorsun Emir Asaf?" İki ismiyle seslenmeme sinirlendiği aşikardı fakat kendi kaşınmıştı. Keyfim ve kahyası isteyene kadar Emir Asaf demeye devam edecektim. "Saymıyorum ama saymama da gerek yok zaten."

"Ohoo enişte bu ne ki? Bu kızı hep mutfaktan toplarsınız siz artık. Ama gıcık şey o kadar yiyip gram kilo almamıştı."

"İpek!" Belerttiğim gözlerime o da aynı şekilde bakmıştı. "Nee? Yalan sanki." Emir Asaf da bıyık altından gülerken elimdeki poğaçayı bıraktım. "Alın yemiyorum oldu mu?" Yerimden kalkarken Emir Asaf beni yakalamış ve kendi kucağına oturtmuştu. İpek'in yanında!

"Ye güzelim ye yarasın." İpek belli etmediğini düşünerek gülerken yer yarılsa da içine girsem dedim. Asaf yarım bıraktığım poğaçamı kendisi yedirmeye başlayınca tribimi bir kenara bırakıp tekrar poğaça ile aşk yaşamaya başlamıştım. Yüzünü omzuma yaslamış arada öperken, poğaçayı yememle güldüğünü fark ettim. Omzumda öpmek üzere yaslı duran dudakları kıvrılmıştı.

Kapı çalınca İpek kalkmış ve ardından yanında Hilal ve Ece'yle dönmüştü. "Vaay kaçaklar buradaymış!" Sandalyelere otururken Ece de Hilal'e katılmıştı. "Harbiden ya. Sabah tebrikleri aldığınız gibi kaçtınız."

"Çocuğumu görmek için sizin gitmenizi mi bekleyecektim?" Evet, evdeki insanları bırakıp hastane diye beni de sürükleyerek çıkarmıştı evden. "Çocuğunuzu İpek mi gösterdi size?"

"Niye sorguya çekiliyoruz şu an ya? Hastaneye gittik, sonra da İpek'e geldik." Benim çıkışımı beklemeyen kızlar afallamıştı. "Bakmayın siz ona, welcome to hormonlar..." İpek'in kızları dürterek söylediği ile kızlar da bakışlarına son vermişti. "İpek?"

"Efendim Hira kuşum?"

"Ben çok mu değişiyorum gerçekten?" İçime dert edinmiştim iki dakikada bunu. İpek biraz ne cevap vereceğini düşündü zannımca. "Şimdi kuzum şöyle ki; hiç yemediğin kadar çok yiyorsun ama bir o kadar da kusuyorsun, hayatımdaki en mantıklı insan yerini en duygusal insana bırakıyor, söylediğim her şeye trip yeme potansiyelim oluyor, ah tabii her şeye sinirlenmeyi de unutmamak gerekiyor, ağrılarından uyuyamayıp uyuyabilen herkesi kendine düşman belliyorsun-"

"Ay tamam! Valla yeter, anladım. Emir Asaf en iyisi sen beni dağ başına falan bırak, doğumdan sonra dönerim." Her zamanki çatılı kaşlarıyla baktı. Bu arada hâlâ kucağında oluşumu yok saymaya çalışıyordum. "O niye hanımefendi?"

"E napiyim baksana kök söktürüyorum." Deminden beri yaptığı şekilde yine omzumu öptü. Kızların yanında yapmasan mı acaba?

"Olsun. İşimiz ne, çekeriz nazını." Az önce dolan gözlerim parlayarak Emir Asaf'a baktım. "Gerçekten mi?" Kafasını sallayarak konuştu. "Hmm, gerçekten."

Kızlar duyduklarının şokundan yeni çıkmışlardı sanırım. Hilal anında konuştu. "Kendi adına konuş Emir Asaf."

"Yurt dışı hayallerini de kendi kendine anlat dur o hâlde Hilal."

"Yengemm! Ne istiyorsun söyle. Ne getireyim sana, hı?" Hilal'in u dönüşünü hayretle izliyordum. İyi de Emir Asaf olmasa da gayet rahat bir şekilde gidebilirdi ki yurt dışına. Fakat kocamın ailedeki otoritesinden haberim yoktu.

Aklıma bir anda gelenle Emir Asaf'a döndüm. "Sen gitmiyor muydun?"

"Kocana olan düşkünlüğün gözümü yaşarttı karıcım."

"Neyine düşkün olayım senin Emir Asaf?"

"Sayalım mı gerçekten?" Emir Asaf tek kaşı kalkmış, imayla bakarken edepsizliğine şokla baktım.

"Öhööö! Hani biz de buradayız ya, gidin karı koca konuşmanızı başka yerde yapın." Ece'nin söylediğine kızlar da gülerken iyice utanmıştım. "Tipe bak! Kızardı bir de." Hilal'in de dalga geçişi tuzu biberi olmuştu.

"Sen git, beni de götür Emir Asaf. Oğlumu özledim."

"He asla utandığın için değil yani?" İpek'i takmayarak Emir Asaf'a bakmaya devam ettim. "Götürelim bakalım oğluna."

Emir Asaf beni kaldırıp kendi de kalktığında kızlarla vedalaşıp evden ayrılmıştık. İpek'e daha sonra yine gelirdim fakat şu an kalsam, üçünün birlik olup beni sıkıştırıcağına emindim.
"Eve gitmeden bir şeyler içmeye gidelim mi?" Teklifi şaşırtsa da hoşuma gitmişti. "Olur, gidelim."

Güzel bir yere gelmiştik. Birlikte arabadan inip kafeye girdik. Kendimize yer beğenirken gördüğüm yüzlerle istemsiz olarak Asaf'ın elini tuttum. Fakat bunun normal bir tutuş olmadığını o da fark etmişti. "Noldu?"

Ben cevap vermeyince kafasını baktığım yere çevirdi. Pekâlâ şimdi Emir Asaf'ı kim tutacaktı? Zira en son babamın eve gelişini öğrendiğinde evlerine dayanacaktı ki son anda sakinleşmişti. Şimdi ise kanlı canlı karşımızda olan babama saldırmaması için sebep var mıydı?

Benim yerime de dövsene Asaf'cım fmxksk.

Nasıldı bölüm canlarım?

Sizce Emir Asaf ne tepki verecek?

Kendimi övmek için söylemiyorum fakat ben bu hikayemin akışını çok sevdim. Ne olaylar hemen gelişip insanı neye uğradığına şaşırtıyor ne de çok yavaş ilerleyip sıkıyor. Tam tadında ilerlediğine inanıyorum. Umarım siz de öyle düşünüyorsunuzdur mdmsmsm.

Yeni bölümde görüşürüz canlarım 🤗

Bu arada küçük bir spoi, yeni bölümde olaylar olaylar...

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

568K 27.8K 26
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. Kına yakmak kendini adamaktır ; Bir gelinlerle damatlara yakarlar ; kendilerini birbirlerine adasınlar diye. B...
1M 48.2K 59
(Bu isimle yazılmış ilk kitaptır.) Girdiği depresyon sonucu gittiği bir barda birlikte olduğu adamdan hamile kalan Hira, hayatında bir çocuğa yer ver...
16.7K 939 14
Leyla Rüya Kor. Dağların korkulu rüyası. Görevden geldiği zaman telefonuna bakar ve hayatı değişir. Güzel günler yaşanır, kötü günlerde.
55.6K 4.4K 53
Yaşatmak için yaşamayan 7 asker... Rütbeleri yok. İsimleri yok. Yaşadıklarına dair bir kanıt yok. Kimsenin yapamayacağını yapmak için eğitim aldıla...