Bî- misâl Hayat

By Tugbaff

1M 48.3K 3.2K

(Bu isimle yazılmış ilk kitaptır.) Girdiği depresyon sonucu gittiği bir barda birlikte olduğu adamdan hamile... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
DUYURU
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
DUYURU
DUYURU
30. Bölüm
TEŞEKKÜR
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
DUYURU
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
Duyuru
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
.
45. Bölüm
46. Bölüm
Ramazan Bayramı
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
FİNAL

10. Bölüm

33.2K 1.1K 64
By Tugbaff

"Hiraaa! Kızım ben de kocasına özleminden uyuyamamıştır diyorum. Saat kaç oldu bee!-ohaa! Pardon enişte çıktım ben." Kapanan kapı sesi ve tepemde işittiğim gülme sesiyle gözlerimi açtım. Kafamı kaldırıp Emir Asaf'a baktığımda gülmesini kesmiş, bana bakıyordu. "Günaydın uykucu." Kafamı sallayarak tekrar göğsüne yattım. Yine gülme sesini işittiğimde kaşlarımı çattım. "Yerin rahat anlıyorum fakat kocan acıktı biliyor musun?" Oflayarak doğruldum. "Kalktım oldu mu?" Yüzünden silmediği gülümsemesi ile kafa sallayıp o da kalktı. "Oldu."

Az önce İpek'in bizi görmesi olayını zihnime düşürmemeye çalışarak odadan çıktım. Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa indim. İpek kahvaltı hazırlıyor, oğlum da tezgahta oturup ona yardım ediyordu. "Günaydın yakışıklımm." Kucağıma aldığım oğlumu öperken İpek de benimle uğraşıyordu. "Sen mi aradın kız doğruyu söyle."

"Saçmalama İpek. O geldi..." Sonunu neredeyse fısıldayarak söylemiştim. İpek kahkaha atarken Emir Asaf girdi mutfağa. "Günaydın eniştee! Hoş geldin."

"Hoş buldum İpek. Oğlum, gel bakalım." Kucağımdan aldığı Yusuf'u defalarca öpmüştü. "Babam delmişş!" "Geldim tabii. Bırakır mıyım sizi hiç?" Her ne kadar zamanında öyle de güzel bıraktın ki demek istesem de değiştiğinin, değiştiğimizin farkındaydım. Bu yüzden eski defterleri açmaya hiç gerek yoktu.

"Baba ben ağladım, delmedin." Yüzü düşmüş konuşurken, oğlumu üzdüğüm için kendimden nefret ettim. "İşim vardı oğlum. Hem söyle annene kaçırmasın bir daha seni tamam mı?" Kafa sallayıp kaşlarını çatarak bana döndü. "Daçıyma beni anne!"

İpek Yusuf'a hayretle bakarak konuştu. "Şuna bak şuna! Kız bu ne ara babacı oldu?" "İşine gelince işte." "Kıskanma annesi. Değil mi oğlum?" Yusuf da kafa sallayarak babasını onaylarken, bu ikisi ile ne yapacağımı düşündüm. Ne yapacaksın, mutlu olacaksın tabii ki...

Hep birlikte yaptığımız kahvaltıdan sonra hazırlanmış ve İpek'e veda ederek evden çıkmıştık. Evin önünde duran Mustafa bizi görünce mutlu mu olmuştu, bana mı öyle gelmişti? "Günaydın Mustafa." "Günaydın yenge. Eve değil mi?"

"Sen şu çantayı al ve eve geç Mustafa. Bizim işimiz var." Ben ne işi diye merakla Asaf'a bakarken, bana bakmamış ve elini tuttuğu Yusuf'la kendi arabasına geçmişti. Ben de peşlerinden arabaya bindiğimde arabayı çalıştırmıştı. "Ne işimiz var?" Bana kısa bir bakış atıp tekrar yola odaklanmıştı. "Annemle davete gideceksiniz ya, sana kıyafet seçicez."

"Evde bir sürü kıyafetim var zaten. Yeni almak şart mı?"

"Kayınvalidenin kesin emri var Hira hanım." Bu işe bulaştığıma şimdiden pişman olurken oflayarak kafamı cama çevirdim. "Annee." Yusuf'un sesiyle ona döndüm. "Efendim annecim." "Aman anca neyde?" Ben gülerken Asaf lafa girdi. "Napıcaksın sen Aman ancanı?" Asaf'ın da Aman anca demesi gülüşümü büyütürken bana yandan bir bakış atmıştı. "Eve delsinn." Aklıma gelenle Asaf'a döndüm. "Aslında ben davetteyken çağır gelsinler. Yusuf da sıkılmaz." "Niye? Babası yetmiyor mu oğluma?"

"Sen kıskandın mı?" Kaşlarını çatarak konuştu. "Ne alakası var Hira?" Basbayağı kıskanmıştı! "Gülme. Hira gülme diyorum." Sinirli bir soluk verirken oğlum da benim gülüşüme katılmıştı. Aferin benim oğluma. "Gül sen gül. Gece de birlikte güleriz olur mu?" Gülüşüm bıçak gibi kesilirken şimdi de o gülüyordu. "Noldu karıcım? Ne güzel gülüyordun."

"Gelmedik mi daha?" Konuyu değiştirme çabam keyfini daha da yerine getirirken biraz sonrasında gideceğimiz yere varmıştık. Geldiğimiz mağazada Feride anne -evet artık anne demeye karar vermiştim- , Esma hala, Serpil yenge ve kızlar vardı. "Sonunda geldiniz be!" Kucağında Yusuf'la içeriye giren Asaf ters bakışlarını Ece'ye yöneltmişti. "Çok konuşma Ece." Ece onu takmayarak Yusuf'a yöneldi. "Halasının balııı! Hoş geldin." Asaf sevmesine izin vermeyerek bulunan koltuklardan birine oturmuştu. "Anladık bugün düzünden kalkmışsın. Gıcık!" Çarpık gülüşüyle bana baktı ve ardından Ece'ye döndü. "Aslında gayet iyi bir uyku çektim." Ben gözlerim şaşkınlıkla açılmış utançla kızarırken, diğerleri de gülmemek için başka yönlere bakıyorlardı.

Emir Asaf'a bolca sövdüğüm anlardan sonra kızlarla birlikte kıyafet denemeye başlamıştık. Her kıyafet deneyip kabinden çıktığımda gıcık kocam bir şey buluyordu. Diğer herkes beğeniyor fakat Emir Asaf beğenmediği için aldırtmıyordu da. Aradan geçen saatlerle birlikte Yusuf bile uyumuştu. "Asaf! Yeter artık, seç bir şeyi!" Bakışları tekrar üzerimde gezmiş ve konuşmuştu. "Yakışmıyor, ne yapayım?"

"Hadi oradan! Sabahtan beri kıskandığın için beğenmiyor gibi davrandığını anlamıyor muyuz biz eşek sıpası?!" Tek yaptığı çocuk gibi omuz silkmek olmuştu. Omzunda yatan oğlumun kafası da oynayınca istemsizce gülesim gelmişti. "Kız bu da delirdi. Şuna bak, gülüyor."

Asaf sonunda kalkıp Yusuf'u Feride anneye vermişti. O kıyafet seçerken, ben de sabırla onu bekliyordum. "Pişşt." Hilal'e döndüğümde şaşkınlıkla konuştu. "Kız sen az önce Emir Asaf'a sadece Asaf mı dedin?" Anlamsızca baktım yüzüne. "Evet?"

"Ve kızmadı, öyle mi?"

"Evet Hilal. Neden kızsın ki?" Feride anneler imalı imalı gülümserken, Hilal de aynı bakışlarla konuştu. "Normalde tek ismiyle seslenilmesinden nefret eder. Sırf bu yüzden Anıl'ı dövmüşlüğü var hatta." Yok artık dercesine baktım. Gülüşlerinin sebebi belli olmuştu. Farkında olmadan yine rezil olmuştum sayende Emir Asaf, sağ ol!

"Elbiseni kabine koydular." Yanımıza gelen Emir Asaf'a sinirli bakışlarımı yöneltirken o da fark etmişti. "Neye kızdın sen?" Tıpkı onun yaptığı gibi omuz silkip kabine girdim. Kudursundu uyuz herif!

Denediğim elbise benim de hoşuma giderken kabinden çıktım. Herkes yine beğeniyle bakarken, Emir Asaf'ın yüzü iyice asılmıştı. "Vazgeçtim. Önceki denediklerinden seç." Feride anne sert bakışlarını Asaf'a göndererek ayağa kalktı. "Çok güzel olmuşsun canım benim. Sakın bunu dinleme." Bu dediği kişinin oğlu olduğunun farkındadır umarım..

"Tamam al, evde giyersin."

"Asaf!" Yine omuz silkerek konuştu. "Nee?" Yusuf bile daha olgundu gerçekten.

"Emir Asaf! Ne duruyorsun hâlâ? Gidip ödemeyi yapsana!" Bu kadının oğluna karşı bir garezi mi vardı? Yoksa bana karşı şov mu yapıyordu?

Üzerimi tekrar değiştirdiğimde Asaf da ödemeyi yapmıştı ve hep birlikte mağazadan çıkmıştık. Davete gideceğimiz için oyalanmadan evlere dağılmıştık. Eve geldiğimizde nikâh için gelmiş olan ekip yine bizdeydi. "Hoş geldiniz efendim. Hemen hazırlanacak mısınız Hira hanım?"

"Bir duşa gireyim, ardından hazırlanırım Dilek'cim." Gelen kuaför ekibi ben duşa girip çıkana kadar kahve içmişlerdi. Asaf'a kalsa gerek yoktu. Bu adam cidden kalastı. Zaten mağazadan beri suratı beş karıştı beyefendinin.

Kızlar odaya gelip saçımı ve makyajımı yapmaya başlamışlardı. Suskunlukları artık canımı sıkmaya başlarken oflayarak konuştum. "Her geldiğinizde tıp mı oynayacağız?"

"Üzgünüz Hira hanım, Emir Asaf beyin emri böyle." Kaşlarım çatılmıştı bile. "Benim emrim de konuşmanız üzerine. Bakmayın siz o hödüğe." Kızlar kıkırdarken ben Asaf'a sinirlenmekle meşguldüm. Hayır yani sanki konuşsalar ne olacaktı?

"Emir Asaf beyin sizin gibi biriyle evleneceği aklımıza gelmezdi. Yanlış anlamayın, onun gibi şey biri..." Lafını suratsız diyerek ben tamamladım. "Yani işte onun gibi biri olur sanmıştık. Siz çok tatlı birine benziyorsunuz." Gülümseyerek konuştum. "Kocam ikimizin yerine de suratsızlık yapıyor. Bence bana gerek yok."

Kapıda görünen Asaf'la birlikte susmuştuk. Büyük ihtimalle duyacağını duymuştu tabii. Zaten işleri de biten kızlar çıkmışlardı. Yanıma gelerek arkamdan üzerime doğru eğildi. Aynadan birbirimizi görüyorduk. "Karım bir de dedikoducu mu oldu? Hem de kocasının dedikodusunu yapıyor, çok ayıp karıcım."

"Elime çok malzeme veriyorsun, ne yapayım?" Gülerken gözleri yatağın üzerindeki elbiseye takılmış ve yine kaşları çatılmıştı. Hayır yani abarttığı gibi bir elbise de değildi ki! Kadınların bulunduğu çok da büyük çaplı olmayan bir davet için gayet idealdi. "Fazla abartmıyor musun?"

"Sen üzerindeyken aynaya bakmadın herhalde!"

"Baktım. Zaten bu yüzden abarttığını söylüyorum."

"Bu meseleyi gece üzerinde parçalarken tartışırız güzelim, geç kalma şimdi." Ağzım hayretle açılırken, göz kırparak çekilmişti arkamdan. Bu adam iyice arsız olmuştu!

Haklı olduğu bir konu vardı ki gerçekten geç kalma yolunda ilerliyordum. Daha fazla oyalanmayıp elbisemi giydim.


Hazır olduğumda Asaf'ın gözlerini tekrar üzerimde hissettim ve peşine de bir oflama sesi duyuldu. Bu adam baya baya kıskanıyordu yalnız.

"Annemlerle davette buluşacaksınız. Hazırsan çıkalım."

"Sen?" Anlamsızca baktı yüzüme. "Ne ben?" Göz devirerek konuştum. "Sen nereye diyorum."

"Karımı davete ben bırakıcam. Bir sakıncası mı var Hira hanım?"

"Ne sakıncası olacak?" Omuz silkerek konuşma şeklime gülmüş ve belimden tutarak odadan çıkarmıştı. Bakalım beni davette neler bekliyordu...

Bölüm sonuu.

Çokk severek yazdığım bir bölüm oldu. Umarım sizler de seversiniz.

Nasıldı bölüm?

Yeni bölümde görüşürüz canlarım 🤗

Continue Reading

You'll Also Like

211K 12.2K 33
17 yıl önce annesi tarafından ölü olarak bildirilen Neva... Yıllardır onun hasretiyle yanıp tutuşan Akay ailesi... Ama... Ortada bir sorun vardı.Neva...
475K 15K 24
(Cinsel içerikli sahneler, yaş farkı ve daddy isuess içermektedir.) Ölü çocukluklar yaşamaya devam eden ölü insanlar doğurur... Kapak @-necirvan a ai...
67.5K 7.7K 159
Kalp tutulmuştu bir kere... Vazgeçmeye çalışsa da o çekik gözleri söküp atamıyordu kalbinden.
149K 11.1K 44
Saye, büyük bir karmaşanın ortasında rüzgarın dalından uçurduğu yaprak misali benliğinden kopmuş genç bir kızdı. Attığı adımları pek sağlam olmasa da...