Bazı Kadınlar

By gizemlibirileri_0

109K 4.2K 984

Bazı kadınlar töreyi değiştirebilir. Zerya, Dilşad, Reyhan, Besna, Fatma ve niceleri.. Törenin can yaktığı, y... More

B1-Plan.
B2-Hikaye.
B3-Ateş.
B4-Kabulleniş
B5-Yardım.
B6-Şok.
B7-Geçmiş.
B8-Mücadele.
B9-Saplantı.
B10-Hamileyim!
B11-Sedat.
B12-Bilmeden sevmek.
B13-Yalan.
B14-Yakalanma!
B16-Gidiyoruz!
B17-Urfa'ya dönüş.
B18-Abi?
B19-Düğün/Anne.
B20-Yüzleşme.
B21-Pişmanlık.
B22-Dönüm noktası.
B23- Vazgeçemiyorum.
B24-Tutuklanma.
B25-Kürtaj.
B26-Hayal kırıklığı.
B27-Gerçekler.
B28-Ölüm.
B29-Bitsin bu iş!
B30-Final.
Özel Bölüm- 100.000 olmanın şerefine!

B15-Kandırılma.

3.3K 127 22
By gizemlibirileri_0


Keyifli okumalar herkese ♡

🌾🌾🌾🌾🌾🌾🌾🌾🌾🌾🌾🌾🌾🌾🌾🌾

Sedat sinirli adımlarla kapıya giderken Zerya onun silahını gördü. Şokla elini hızla onun koluna doğru sallayıp tuttu. Sedat onu durduran Zerya ile başını ona çevirdi.

"Dur, nolursun. Bu böyle olmaz her şey karman çorman olacak. İkimizin de çoluğu cocuğu var aklını başına topla Sedat. Nolursun saçma sapan bir şeyler anlatma." Dedi yalvarırcasına Zerya.

Sedat yüzünden düştüğü bu duruma inanamıyordu. Nasıl bu duruma sokabilirdi kendini? Allah bilir Şahin şimdi kafasında neler kuracaktı. Sinir ve korkuyla kalbinin hızlandığını hissediyordu. Sanki kanı çekiliyordu.

Sedat hızla kapıyı açtığında Şahin öfkeden kızaran yüzüyle hızlı soluklar alıyordu. Gözleri önce Sedat'a sonra arkasında ki Zerya'ya takıldı.

Sedat'ı sertçe itti içeriye doğru. Zerya gözlerinin karardığını hissediyordu. Gül ise bir köşeye sinmiş ağlıyordu korkuyla.

"Ulan siz ne boklar yiyorsunuz burda? Lan Zerya sen..."dedi sinirden titrerken.

"Sen işe gidiyorum diye bu piçle mi buluşuyordun?"dedi inanamayan bir ses tonuyla. Nefesi boğazına takılıyordu Şahin'in. İkisinin de üstüne atlayıp öldürmek istiyordu.

Sedat Şahin'in yakasına yapışıp onu duvara yapıştırdı.

"Zerya'yı boşayacaksın!"

Zerya yerin ayaklarının altından kaydığını hissetti. Gözleri kapının kenarında şokla kendisine bakan Dilşad'a kaydı. Elini ağzına örtmüş, gözleri büyümüştü.

"Lan sen kimsin karımı boşamamı söylüyorsun! Öldürürüm lan sen--" demesine kalmadan Sedat belindeki silahını Şahin'in şakağına bastırdı. Her şey o kadar hızlı oluyordu ki kadınlar tepki bile veremiyorlardı.

Dilşad silahı gördüğü gibi korkuyla nefesini tuttu. Sedat'ın üstüne atılmak istedi ama adamın gözü o kadar dönmüştü ki muhtemelen Dilşad'ı da vururdu.

Zerya daha fazla katlanamadı. Daha fazla duramadı. Gözleri kararırken son anımsadığı Sedat'ın onu tutması, Şahin'in ona tiksintiyle bakması ve Gül'ün çığlığıydı.

Dilşad refakatçi koltuğunda iki büklüm oturmuş hastane penceresinden karanlık gökyüzünü izliyordu. Yıldızlar gözükmüyordu. Gerçi ne zaman gözükmüştü ki Dilşad'a?

İçeri giren hemşireye baktı. Diğer hastaları kontrol etti, bazılarının serumuna bir şeyler enjekte etti. Sıra Zerya'ya gelince önce ateşini ölçtü sonra onun serumuna da bir şey kattı. Dilşad bayık uykulu gözlerle hemşireden ayırmadı gözlerini. Hemşire hafifçe dönüp ona baktı.

"Neyiniz oluyor?"

Dilşad bir iki saniye duraksadı. Başında ki yemeniyi çözdü. Elini hafifçe alnına bastırırken göz ucuyla Zerya'nın baygın yüzüne baktı.

"Kardeşim."

Başını salladı hemşire.

"Çok stres altında kalmış. Ondan uyanmıyor. Yarın sabah uyandıracağız. Açlıktan ve stresten bayılmış. Doktor psikiyatri kliniğine sevk edebilir."

Dilşad bir şey demedi. Hem ne diyecekti ki? Her şeyin sorumlusu biziz mi?

"Korkmayın, kardeşiniz iyi olacak. Geçmiş olsun."

Dilşad, Zerya'nın başına geldi. Kıvırcık saçlarını geriye doğru itti. Derin bir nefes alıp çıktı dışarı. Şahin'i aradı.

"Noldu?" Dedi bayık sesiyle Şahin. Meyhaneye oturmuş akşamdan beri içiyordu. Çoktan sarhoş olmuştu ve muhtemelen Dilşad'ın söylediği hiçbir şeyi anlamayacaktı.

"Çok stres altında kalmış bir de açlıktan bayılmış. Uyanmıyor. Bu gece burdayız. Sabah uyandıracaklarmış, psikologla görüşecekmiş."dedi bir çırpıda.

Şahin gözlerini yumdu bir iki saniye. Gözünün önüne Sedat'ın onu kucağına alıp hastaneye götürmesi geldi. Sinirden kalbi hızlanmaya başladı.

"İyi tamam. Sabah gelip alırım sizi."

"Şahin nolucak şimdi? Sedat sevgilisi miymiş Zerya'nın?"dedi merakla.

"Ne diyorsun lan sen!"diye kükredi. Meyhanede ki herkes bir iki saniyeliğine dönüp baktı ona. Şahin küfür kıyamet masaya bir tomar para bırakıp kalktı. Arabaya ilerledi.

"Ne var? Adamı görmedin mi boşayacaksın Zerya'yı dedi. Demek ki sevgilisi."deyip sustu.

"Dilşad dilini keserim senin. O piçle görüşeceğim bu burda bitmedi. Kaçtım sanma--"

Dilşad yan gözle koridorun sonunda oturan Sedat'a baktı.

"Kaçtığı falan yok. Hastanede burda. Sevgilisinin başını bekliyor."deyip Şahin'in yüzüne kapattı.

Şahin olduğu yerde kalakaldı. Öfkeden ne yapacağını şaşırırken hızla arabaya bindi. Öfkeyle hastaneye sürerken küfürler edip duruyordu. Sonra gözlerine yaşlar doldu. Bağıra bağıra ağlıyordu şimdi. Öfkeyle sağa çekti arabayı. Nefes alamıyormuş gibiydi.

Arabadan indi. Kapısını bile kapamadan toprak yolda ağlaya ağlaya yürüdü. Yere çöktü. Içinde ki duygular birbiriyle çarpışıyordu âdeta. Kıskançlık, öfke, ihanet, kızgınlık, sevgi, aşk...Hepsi. Toprağı avuç içleriyle döverken bağıra bağıra ağladı.

Ama pişmanlık için çok geç kalmıştı.

Zerya ağzında acı, iğrenç bir tatla uyandı. Yüzü şişmiş kurumuş gibi hissediyordu. Bakışları buğuluyken bir kaç kez gözlerini kırpıştırdı. Kendine geldiğinde sessizce su diye mırıldandı. Gözleri ilk pet şişeden plastik bardağa su dolduran elleri gördü. Elin üstünde ki kınalı dövmeleri gördü. Dilşad'ın eliydi bu.

Dilşad hiç konuşmadan doğrulttu onu. Suyu uzattı. Zerya hiçbir şey demeden içti. Sonra son yaşananlar beynine ilişti, korkuyla etrafına baktı. Hastanedeydi, evde değil. Elinin üstündeki damar yolunu fark etti. Canı acımıştı hareket edince.

"Noldu bana?" Dedi Dilşad'ın uykusuz yüzüne bakarken.

Dilşad bacak bacak üstüne atarken çayından bir yudum aldı.

"Bayıldın. Sonra Sedat seni hastaneye getirdi. Şahin donup kaldı resmen. Sonra ben kendine getirdim de geldik. Refakatçi olarak kaldım."dedi olanları kısaca anlatarak.

Zerya'nın beynine tekrar ağrı girdi.

"Çocuklar naptı acaba?"diye mırıldandı.

"Hemşireye söyle de çıkarsınlar şunu. Narin durmamıştır benimle uyumaya alıştı. Çocuklar da meraklanmıştır."dedi.

"Sedat kapıda Zerya."

Zerya öfkeyle yüreğinin büyüdüğünü hissetti sanki. Şuan her şeyin sorumlusu olarak onu görüyordu. O kendi planını yapmıştı her şey güzelce hallolucaktı. Bu herif aşk sevgi zırvalıklarıyla yoluna taş koyuyordu. Kafayı yemek üzereydi Zerya.

Yoktu işte. Aşk falan yoktu. O da aşık olup kapılmamış mıydı Şahin'e? Güvenip gelmemiş miydi peşinden? Tâ Urfa'dan Bingöl'e. Neyi var neyi yoksa vermemiş miydi kocasına? Çocuklar doğurma mışmıydı? Karşılığı neydi? Dayak, küfür, hakaret. Özürler dilendi mi? Evet ara sıra. Bazen bir tanecik gülle, bazen yarım ağız kusura bakmalarla, eline para geçmişse merkezde ki lokantada yemekle. Affetmemiş miydi Zerya her seferinde. Affetmişti. Aptal gibi. Saf gibi. Salak gibi.

Her defasında affetmişti.

Çünkü başka şansı yoktu. Öyle sanıyordu. Hiçbir şey yapamazdı ki O. Kadın başına. Kadın başına?

Cidden yapamaz mıydı?

Şahin ilk kuma getirdiğinde ne kadar ezik ne kadar korkaktı. Ama artık değil. Haklıyken haksız yere düşmeyecekti artık. Kimse canını yakamayacaktı. Kimsenin diyetinin bedelini ödemeyecekti O. Yetmişti artık. Yeter.

"Söyle ona defolsun gitsin. Başımı yeterince belaya soktu. Sonra hemşireye söyle gelsin. Bir an önce eve gitmem lazım."dedi üstünde ki örtüyü atarken.

Dilşad Zerya'ın kararlı bakışları altında ezildiğini hissetti. Kapıdan çıktığında Sedat hâlâ aynı yerinde oturuyordu. Başını ellerinin arasına almış, öylece duruyordu. Yanında ki boş sandalye de soğumuş bir çay, yarım paket bir sigara ve çakmak duruyordu. Üstünde ki kıyafetler kırışmış, yeşil gözlerinin akı yorgunluktan kızarmıştı.

Dilşad'ı görünce ayağa kalktı. Dilşad derin bir nefes alıp Sedat'ı süzdü bir iki saniye.

"Seni görmek istemiyor. Gitsen iyi olur."dedi. Sonra dik dik baktı Sedat'a. Aklına Şahin'in başına silah dayaması gelirken nefreti çoğaldı.

"Söyle iki saniye iyi mi değil mi konuşayım siktir olup gidicem. Ama görmeden bırakmam."

Sinirle güldü Dilşad.

"Sevgilin seni terk etti sanırım. Varya bende bunu harbiden gururlu namuslu sanıyordum. Şahin'e diklenmelerini görünce falan. Görsen nasıl ciyaklıyor evde. Nasıl üstüme kuma getirirsin, bana nasıl ihanet edersin falan filan." Güldü alayla. Her cümlesinde adamın sertleşen yüz hatlarının farkında değildi.

"Meğersem seni de idare ediyormuş. Yalnız benden sana bir dost tavsiyesi, ikimizi de kandırmışlar. Gerçi ben Şahin serefsizden her şeyi beklediğim için inanmamıştım o yüzden çok hayal kırıklığına uğramadım ama kesin Zerya seni kandırdı. Hâlâ sevişiyorlar--"der demez Sedat sertçe boğazından tutup duvara yapıştırdı Dilşad'ı.

Dilşad gördüğü muamele ile şoka girerken gözleri kocaman oldu. El sıklaşmaya başladıkça nefesi kesiliyordu. Hızla koridorda baktı ama kimsecikler yoktu. Bağırmak için ağzını açtığında daha çok nefesi kesildi.

"Bana bak...Benim Zerya'yla aramda hiçbir şey yok. Kocan olacak orospu çocuğunu gazlayıp durma. Olur da Zerya'ya bir zarar verirse bu kez silahı patlatmak için beklemem. Ona elini kaldırdığını fark edersem ikinizin de sonunu getiririm. Şimdi beni iyi dinle.."derken Dilşad'ın yüzü kızarmaya başlamıştı.

"Şahin'i boşanmaya ikna edeceksin duydun mu beni? Ne bok yersen ye, ama onu ikna edeceksin. Zerya'yı boşayacak. Yoksa o zavallı eski kocanı el birliğiyle ortadan yok ettiğinizi ispatlar polise giderim. Sonra ayıklayın pirincin taşını.."derken güldü sinirle.

Dilşad duyduğu cümlelerle anlamayarak baktı Sedat'a. Sedat hızla boğazından elini çekerken Dilşad öksürmeye başladı. Yere yığılırken elini boğazına götürdü. Sedat oradan uzaklaşırken Dilşad gözlerini yere çevirdi. Ne demişti O?

O zavallı eski kocanı el birliğiyle ortadan yok ettiğinizi ispatlar polise giderim.

Nasıl yani?

Kocası borçlarını ödeyip bir miktar malını da ona bırakıp gitmemiş miydi?

Bölüm sonu.

Continue Reading

You'll Also Like

100K 4.3K 35
Urfa'nın dar sokakları üstüne, üstüne gelirken savaşmak hiç bu kadar zor olmamıştı... Liya Dağdeviren Hazar Harzemşah @! Tüm haklar şahsıma aittir...
25.5M 908K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
7.6K 213 11
𝕬𝖈ı𝖑𝖆𝖗ı𝖓 ş𝖊𝖍𝖗𝖎 𝖒𝖎? 𝖄𝖔𝖐𝖘𝖆 ö𝖑ü𝖒ü𝖓 ş𝖊𝖍𝖗𝖎 𝖒𝖎? 𝕭𝖚 𝖙𝖔𝖕𝖗𝖆𝖐𝖑𝖆𝖗𝖉𝖆 𝖞𝖆ş𝖆𝖒𝖆𝖐 𝖎ç𝖎𝖓 𝖋𝖊𝖉𝖆𝖐𝖆𝖗 𝖔𝖑𝖒𝖆𝖐 𝖟𝖔�...
8.6K 546 10
Ağır başlı, törelere ve geleneklerine bağlı bir Aşirete, kan davası yüzünden gelin giden deli-dolu çatlak bir kızdı Meryem.