Sevda Uğruna

By PearlandPeriwinkle

2.5K 115 70

Bir psikolog'un vatana sevdası, sevdalısı. biraz gerçek, biraz hayal. şehidi gerçek, mutluluğu hayal.. vatan... More

Gece
Sevgi Evi
Biz Sevgi İpi İle
Onlar Şehit Olurken
Bir Yolculuk
Zarf
Sen İkna Edersin
Karanlık
Hastane
Yorgun
Çek O Gözlerini
Kalk Artık
Neredesin Ben Geldim
Görev
Küçük Bir Mesele
Berhudan (Lütfen Son Kısmı Okuyun)
Yaralar
Yolculuklar
Hayali Nasihat
Ölünce Sevemezsem Seni
Kemoterapi
Gül Kokusu
Ölüm Var! Ölüm
Replik
Al Yanaklım
Cezalar
Sevda Şarkısı
Kanlı Gelin
Yokluğuma İnat Varım
Ateş

Anı

38 3 0
By PearlandPeriwinkle

Yine bir hazan vakti
Yorgun düşmüş bedenim
Gözkapaklarım açılmamaya
yemin etmiş
Gözyaşlarım süzülüyor
Yanaklarıma doğru çizmiş esaretini
Hülyalara dalmış gözlerim
Acı bir tebessüm vakıf yüzüme
Yalnızlığımı haykırırcasına
esiyor rüzgar
Bulutlar inci tanelerini
serpiştiyor yerlere
Eşlik ediyor gözyaşlarıma
Fırtına kopuyor biranda,
Hıçkırıklarımı gizliyor ardında
Toprak acı kokuyor bir o kadarda özgürlük
Sinmiş haykırışlarım satırlarıma
Mısralara serpiştirilmiş
birazcık umut
Mürekkebim sesleniyor umut mu diyor unut mu
ayırt edemiyorum artık
Ey derdimi duyan kuşlar eksiltin yalnızlığımı
Ey mavi yeşil kırmızı
Mavimin gökyüzü
Yeşilimin ağaçları
Ey özgürlük esaretimi baki kılma
Ben ki ;
yalnız bir çocuğuyum bu vatanın
Gözyaşlarım ebediyete kadar baki

Şiir defterime yazdığım birkaç mısradan sonra gözlerim birsüre odada gezindi.
Kız kardeşimin ısrarı üzerine boyattığımız açık pembe duvarlar sanırım o kadar da kötü durmuyordu.
Kapının yanında ufak bir çalışma masası vardı. Tabiki vazgeçilmezim olan yanındaki renkli pufları unutmamak lazım.
Beyaz-Gül kurusu rengindeki halımız.
Odanın karşı duvarına yakın yerdeki bazalarımız ve sağ tarafında yer alan kıyafet dolabımız ile odamız sade ve şıktı.
Odanın sonundaki yeni tasarım kitaplığı yaptırmak için anneme ne kadar dil dökmüştüm bir bilseniz.
Ailem kitap okumama hiçbir zaman karşı değildi. Taaa ki gözlerimi bozana kadar.

Lisede eve sipariş ettiğim kitapların haddi hesabı yoktu. Livanelinden tutun Arthur Ignatius Conan Doyle kadar her çeşit yazar ile dolu bir cennet bahçesi
Tabi annem kitaplarımın kapladığı yerlerden şikayetçi olsa da, her hafta kitaplığı bana düzelttirdiği için çokta birşey demiyordu.
Tabi bunlara ek olarak sevdiğim birkaç şairin sözlerini tablo şeklinde alıp eve getirince... İşte o zaman kayış koptu..
Annem oldukça şirin fakat otoriter bir kadın. Yani bir şeye gerçekten hayır dediyse, üzgünüm ama yandınız. hızlıca oradan kaçmalısınız.
Tabi ki bende o güzelim mısraları kurtarmak adına babamın odasına gönderdim.
E ne kadar düzenli orası muamma

Gözlerim uzun bir süre sarkaçlı saatte takılı kaldı.
Tik tak tik tak tik tak... Yeter yahu aklımı oynatacağım.
Akreple yelkovan birbirini kovalarken Tom ve Jerry'i andırıyorlardı. Sanırım evde kalmakla hata etmiştim,
Çıldırmama ramak kalmıştı çünkü.
Neden mi!?
Hüma ayağa kalkma, çok eğilme, Kitap okuma, onu kaldırma, ötekini ittirme, böyle yapma, pencereni kapat, kuşları içeri alma!!!

Yirmi üç yıllık ömrümde yaptığım işlerin hepsi şuan onlara batıyordu.
En son evden markete gittim diye annemden sekiz saatlik nutuk çekmiştim. Neymiş efendim hastaymışım, yine bir yerlerde bayılıp kalırmışım abimde yokmuş.
En azından ev hapsime dahil olan bir çimen gözlüm vardı kii o da iki gün önce sabah gitti.
Çayan hastaneden çıkalı altı gün oluyor.
İnanır mısınız beyefendi omzundan vurulmuş diye annem kendi elleriyle besledi koca adamı!

Yok kendi yemeklerini pişirerek değil, harbi yemeği kendi elleriyle yedirdi.
Ammar hastaneden çıktığımdan beri daha bir pimpirikli.
Abla o abur cuburları yiyemezsin, ilaçlarını içtin mi? Bıdı Bıdı..
Ah Sümeyye'yi sormayın bile abla mutfağı ben toplarım, evi temizlerim.
Hayırdır yani ölüyorum da benim mi haberim yok Diyordum ki:
Yanlışlıkla Çayanın ailemle olan konuşmasına tanıklık ettim. Beni ailemden bensiz istiyordu resmen.

Gerçekten çok sıkılmıştım. aklıma gelen şeyle hızlıca bazanın altındaki anı kutumu çıkardım. Kutudan ilk olarak Kağıttan yapılmış hediye kutusunu çıkardım . İlk defa arkadaşlarımdan birileri doğum günümü kutlamışlardı.
İçerisinde kuruyan pembe gül yaprakları ve beni herzaman gülümseten küçük not
"Kalbim sana yenildi, bu ne güzel mağlubiyet. İyi ki varsın"
Onbeş yaşındaydım o zaman.
gün boyu derslere girmiştim saat 11'i geçiyordu.
Uyumaya hazırlanırken arkadaş Hocanın beni çağırdığını söylemişti.
O sinirle şalımı tekrar takıp alt kata inmiştim. Sonra ne mi oldu? Beni pastayla karşıladılar. Mumları üfleyemeden ağlamıştım. İlk defa böyle olmuştu, değişik bir histi..

Sonra tübitak projelerinden kalan bir kart ve tişörtü gördüm . Biyoloji hocam sayesinde girdiğim dereceler,
Hocayı her ne kadar arasamda okuldan ayrıldıktan sonra numarasını bulamamıştım.
Kalpli siyah bilekliğim, sevdiğim bir insanın davetiyesi, boncuklu tacım..

Elim madalyalarıma doğru kayınca içimden ağlamak geldi.
Voleybolda ki bronz madalyam.
Türkçe Şiir okuma il birinciliğim,
Uluslararası Arapça şiir okuma Türkiye 14.lüğüm .
Panel metinlerim, katılım belgelerim.
Hele birde bir hocamın aldığı ilk örtümü görünce gözyaşım usulca aktı.

Anılar.. Ne kadar da garip değil mi?
Yaşandığı an saniye fakat varlığı bir ömür.
Bir anlık fakat yılları etkiliyor.
Bir soğuk ki iliklere kadar donduruyor.
Bir nefes ki alev alev yakıyor...
Duyduğum sesle kutuyu yerine kaldırarak silkindim.
"Geliyorum anneciğim"

Hüma hatun acaba evi ne zaman temizlemeyi düşünüyorsunuz?!

Anneciğim evi günde üç defa süpürmemize rağmen neyin temizliği bu lütfen? Hani ilkbahar değil, bayram yakın değil

"Misafirlerimiz gelecek daha hazırlanman gerek."

Annecim ne hazırlanması işte feracemi çektim mi tamaaam

"Olmaz! o kadar elbise almış sana Adin oğlum onu giymelisin."

Efendim bir dakika, ne! Çayan ay Üsteğmen bana elbise mi aldı niye?

"Hey Allahım Yarabbim. Kızım sen bu kafayla nasıl dereceye girdin acaba? bazen sorgulamıyor değilim. " dedi ve gitti

Valla teyzeciğim üsteğmen gelince tekrar bir sorun bu salağı istiyor mu diyen iç sesime boş boş konuşma be dedim içimden.
"Abla ne bağırıyorsun ya" diyen kız kardeşimle bunu dışımdan söylediğimi fark ettim.

Annemin sözleri aklıma geldikçe içimdeki kıpırtı büyüyordu.
Sana elbise aldı, seni seviyor gözlerinden belli sen istiyor musun?
Ay tabiki de istiyor teyzeciğim siz Hakkari deyken görseydiniz ohooo deli divane olmuş bu sakar.

Elime aldığım cam beziyle pencerenin yanına ilerledim.
Sabahın nurundan perdeleri bile indirmiş canım anacığım. Sanki istemeye gelenler temizlik komitesi.
Hele Zerdanın dolabını görseniz.
Bir tek üniformasını ayrı bir dolaba özenle asardı. Parkası kamuflajı özenle ütülenir ayrı bir köşeye konurdu.

Genelde erkekler dağınık olur derler ya. hah işte bizde tam tersi.
Birkaç defa dosya almak adına Üsteğmenin odasına girmiştim.
E hani malum hastane meselesinden önce orada çalışıyordum.
Birazcık, azıcık odasını incelemiş olabilirim.
Yatak örtüsü askeriyenin nizamı gereği yay gibi gergindi.
Çalışma masasının yanındaki ufak komodinin üzerinde renklerine göre dizilmiş esaslar vardı.
Yanında güzel kutularda gömlek kol düğmeleri, biraz daha yan tarafında ise parfüm şişesine benzer cam bir şey vardı.

Kapağını açıp burnuma yaklaştırınca onun kokusu olduğunu anladım.
Kendi parfümünü yapıyordu sanırım. Çünkü o kokuyu ne kadar arasamda illaki bir öz eksik oluyordu.
Çalışma masasının üzerindeki raflarda şiir kitaplarını görmem içimdeki heyecanı kat be kat arttırmıştı.
Elim ters çevrilmiş olan çerçeveye kaysa da kendimi toparlayarak dolaptan dosyayı alıp çıkmıştım.

Camın kirini aldıktan sonra annemin ayrı köşeye sakladığı sarı cam beziyle silmeye başladım.
Bir yandan silerken bir yandan da söylüyordum.

Ay vurur ayan beyan, geldum kapina yayan
Sen değil misun beni, ha bu hallara koyan
Ay dedun aya geldum, sana sevdaya geldum
Rize'den İstanbul'a yürüdüm yayan geldum
Ya ben anlatamadum, ya sen anlamayisun
Ellere yağmur oldum, bana damlamayisun

Elumde çiçeklerum, çoktur diyeceklerum
Aç kapiyu sevdiğum, yoktur gidecek yerum
Boylarına bakarum, saçına gül takarum
Kız senin gülüşüne, İstanbul'u yakarum

"Yakarum lann" diye bağırarak odaya giren Ammarla az daha aşağı düşüyordum.

Lan oğlim bir düz hareket yap daa

Abla seni yarışa sokalım

Niye lan mercimek

Ohooo yani sen bu hızla yatsıya kadar bitiremezsin.

Çok konuşma bee, ayrıca sen buraya giremezsin.

Niyeymiş tostos kaplumbağa

Bana bak mercimek kapıda ne yazıyor muggle'lar giremez. Bu ne demekkk, sen giremezsin. dedim kahkaha atarak
altında kalır mı eşek, "tabi pis kofti" dedi bana. Bana ya bana yılların büyücüsüne

Bana bak ruh emici expecto patronus büyüsü yemek istemiyorsan uzaklaş dedim ve hayali asamla mırıldandım
Wingardium Leviosa
Dediğimle koltuğa zıplayan (yani bir nevi uçan jfkdkfk) Ammar hayali asasıyla ayağımın altındaki sandalyeyi çekti.
Yere atlarken küçücük bir gümbürtü koptu ve sevgili anneciğim soluğu kapıda aldı.

"Ben diyorum ki büyüdüler birini istemeye geliyorlar iş sahibi artık, öteki üniversiteye gidiyor. Ama bak,
Bak hele şu halee!
Allahım sen sabır ver yarabbi. Eyüp sabrı ver banaa!!
Hüma o son pencereyi sil, mutfağa gel ikramlık yok ortada.
Ammar Sümeyye'yi de al şu malzemeleri alın.
Babanız birşeyler bakmaya çıktı. "
Dedi ve odadan çıktı.

Al Ammar hıh mutlu musun şimdi? Gene bana kitlediniz mutfağı. Koş listeyi al valide sultandan. yoksa mükemmel terliği falsolu biçimde peşimizden geliyor biliyorsun.

Aman abla bilmez miyim. Dedi ve gitti.

........

Genç kız elbiseyi gördüğü zaman gülümsedi. Zevki güzeldi Üsteğmenin.
Üst kısmındaki güpürler birazcık abartı gelse de neticede bir gün diyerek elbiseyi özenle giymeye başladı. (elbisemiz bölümün başında, medyada)

Yeşil gri karışımı bir renkti. Üzerine haki yeşilimsi şifon şalını, halasından öğrendiği gibi katkatlı şekilde bağladı.
Ne kadar da özlemişti halasını. Keşke burada olabilseydi dedi içinden.
Küçük amcasını da çok özlemişti.
İç geçirerek şalını sabitledi.
Çalan kapıyla hızlıca yataktan kalktı. Daha erkendi, eğer Zerda gelmediysen seni öldüreceğim kızım diyerek kapıyı açtı.

Nerdesin sen eşek sırığı?! Kız tarafı mısın erkek tarafı mı? Hayırdır yolda önüne ayı mı çıktı! Niye bu kadar erken geldin.

"Yahu bücür bir nefes al, motorun soğusun. ne o taramalı tüfek gibi.
Ayrıca koş odana bir saate kadar gelirler makyajını yapalım."

O boyaları asla suratıma sürdürmem.
Benden uzak dur boya kutusu.
Allah aşkına, Zerda lütfen bak ne istersen yaparım.

"Hayır, en azından bugün süslen Hüma tamam söz eyeliner yok, likit te yok fondöten de"

Tamam o zaman anlaştık. Dur far renkli olmasın, hafif kahve yada

Hüma tek kelime daha edersen gelinin kız kardeşi makyajı yaparım sana sus

Tamam abla masumum diyerek yavaşça masaya oturdum.
Elindeki küçük valizi açarak içinden makyaj çantasını çıkardı.
Bakmayın asi aslan kafası esince makyaj yapar.

........

Genç kız ufak adımlara kapıya ilerledi. Kapının zili çalınca eli ayağına dolandı. Derin nefesler alarak arkadaşına döndü.
Kız kardeşiyle beraber ona gülümseyen arkadaşına minnetle baktı.
Eli heyecandan buz keserken yavaş hareketlerle kapının kulpunu indirdi.
Gördüğü kişiyle gözlerini kırpıştırdı..

*Selamun aleykümmmm nasılsınız canımcıklarımmmm. bende işte elhamdülillah çok şükür.
Dedim kii vizelerin arasında minik bir bölüm yazayım.
Aff Allahım Aff. Hoca arıyor strese giriyorum cidden.
Neysemm, sizce kim geldi böyle inanamadı? Ayde ben gideyrum *


Continue Reading

You'll Also Like

792K 36K 27
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...
12.9K 460 33
Beğendiğim fanartları sizlerle paylaşmak istiyorum sadece.. (+18 olabilir.)
716K 44.4K 49
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
85.4K 2.2K 79
İster yas tut benim için. Ben çoktan ölmüş gitmişim "Hoşçakal Sarı Komutan" "Hoşçakal Doktor Hanım"