Yokluğuma İnat Varım

35 2 2
                                    

Kumral saçları, mavi karışmış zümrütleri ve vurgun düştüğüm gamzeleri ile tam karşımdaydı. Elim kalbinin üstündeydi. Elimin altında göğüs kafesini delicesine döven kalbi yaşama sebebimdi. Acaba kulaklarımı dahi uğuldatan kalbimin atışını duyuyor muydu? Heyecanla ellerim titrerken onun eli belimi buldu. Dudaklarımı ıslatarak boğazımı temizledim.

Şey yemek, dedim cümleyi toparlayamadan. Onun bir eli belimde öteki eli ise yanağımda gezinirken hafifçe gülümsedi. Parmağı dudağımı okşarken hıçkırdım. Evet heyecanın etkisiyle hıçkırık tutmuştu. Öyle güzel kahkaha attı ki üzerimdeki bütün hüzün bulutları dağıldı. Kulağıma eğilerek, Hüma nefes al güzelim, heyecanlanma diyerek fısıldaması ile duraksadım.

Kolaysa sen heyecanlanma diyecektim ancak susmayı tercih ettim. Nefesini tut ve bırak hıçkırık geçecek, derken dudaklarıma kapanmıştı. Bir süre sonra ona alışırken hıçkırığım kesildi. O ise elimi eline kenetlerken beni mutfağa yönlendirdi. Topuklularımın çıkardığı ses ile özgüvenim artarken ona ayak uydurdum. Hazırladığı masanın üzerine her şey özenle konulmuştu. Işığı kapatıp yaktığı mumlar ile loş bir ortam oluşurken tebessüm ettim.

O fırındaki güveçlerin üzerine kaşarı koyarken bende hızlıca humusu yaptım. Yemekleri masaya dizerken onun güzel ve tok sesi kulaklarıma çalındı.

Belki çok iyi bir şekilde başlayamadık evlilik yoluna ama olmadığım bütün anlar için yüzlerce defa var olmaya çalışacağım sevgilim.

Var olacağım demedi var olmaya çalışacağım dedi.. Ölümü parantez arasına ekler gibiydi bu sözcük.
Gözlerim dolu dolu ona bakarken gülümsedi. Elindeki kitap buketini bana uzatırken diz çökerek bana baktı.

Yokluğum için affet sevgilim. İsteme günü seni yalnız bırakmak zorunda kaldığım için, düğünümüzü ertelediğimiz için, sana evlilik teklifi sürprizimde şehadet haberi aldığımız için seni öylece bırakmak zorunda kaldığım için beni affet. Yokluğuma inat varım. Zamanı geri alamam belki ama, tekrar yaşatırım bütün anları senin için. Belki seninle dışarıda restoranlarda yemek yiyemeyiz, tiyatroya gidemez, kalabalık etkinliklere katılamayız ama ben sana bunların hepsini getirebilirim. Sende eksik bıraktığım her şeyi ömrüm ile kapatmak istiyorum Süveydam. Ömrümü ömrüne katmama izin verir misin? Seni sevmeme izin verir misin güzel kadın?

Konuşamadım, dudaklarım titrerken onu diz çöktüğü yerden kaldırdım.
Hangi sevabımın karşılığıydı bu denli güzel sevilmek. O, yüzüğü parmağıma geçirirken fısıldadım; seni sevmeme izin verdiğin için, her daim yanımda olduğun için, ömrünü benle paylaştığın için teşekkür ediyorum Çayan ve evet her daim evet

Ben Adin Çayan Yıldıray'a aşığım Hayat tarafından hızlıca büyümeye mahkum bırakılmış o çocuğa aşığım. Gülümseyişlerine hayran olduğum o adama aşığım. Vatanına, Sevdasına, merhametine aşığım. Herkes duysun Umay Yıldıray, Çayan Yıldıray'a aşık.
Çayanın Kolları belime dolanırken başımı göğsüne yasladım.

Güven duymak karşıdakinin her haline inanmak değil midir? Ben inandım. Gönlünü ateşe emanet etmek demekti aşk. Sevmek defalarca kez ölmek demekti. Defalarca ölse bile ölememekti. Ben sevdim, ben yandım, ben ölecekken yaşadım.
Ben aşık oldum. Ben vatanına aşık olan bir adamın ikinci sevdasıydım.

Yüzümüzde tebessüm ile yemeğimizi yedik. Bulaşıkları beraber kaldırdıktan sonra salona adımladık. Çayan'ın telefonu çalarken, ekranda gördüğü isim ile eşek herifler diye mırıldandı. Kahkaham ile kendisi de gülümserken telefonu açtı.

"Söyle Merter ne oldu?"

"Şöyle ki Gomutanım biz yarın cöreve cideyruk da timin Allah cezasuni vermesun beni seçtiler size söylemaye. Birazucik sizsiziz da ondan dediydim."

Sevda Uğruna Where stories live. Discover now