Berhudan (Lütfen Son Kısmı Okuyun)

42 3 3
                                    

*Selamun Aleyküüüümm, nasılsınız canlarımmm. Elhamdülillah bende iyiyim. Küçük, şirin mi şirin bir okuyucu kitlesinin bana kızma sesleri geliyor doğru mu duyuyorum? Ama vallahi de benim suçum değil bu sefer. Yaklaşık İki hafta sınav vize zımbırtıları, sonra elimden alınan telefonum yüzünden bir ayı geride bıraktık. Şu hocaları bazen boğmak istiyorum yani sana zararı yooook ne diye karışıyorsun bana be. Neymiş ders çalışmıyormuşum halt. Ay neyse hadi size iyi okumalar 💕🍃.. *

Adin Çayan Yıldıray

Yine sessizliğin bağrında kapkara bir hiçliğe boyanmış gece yarısında yıldızlara tutuklu kaldım. Hasret içimde demleniyor yine bu gece yarısı. Üniformam çamur, üstüm başım özlem içinde. Bir sesi duyabilmek için her saniyeyi sayıyor yüreğim. Yüzümü sıyıran rüzgar keşke içimde biriken gözyaşlarını da alıp götürebilseydi.
Telefonu kapatmıştı küçük sevdiğim, benim içimde biriken gözyaşlarım onun yanaklarından süzülüveriyordu.

Duyumsadığım koku içimi titretirken ciğerlerimi nefesine kavuşturdum. Ciğerlerimin nefesi hava idi, peki ben nasıl nefes alacaktım, nefesimden mahrumken.
Omzuma değen el ile hafifçe tebessüm ettim. Kardeşimin sesi kulaklarımı sızlatırken dostumun kokusu ile içim sızladı. Anılar kapımı tıklarken sadece gözlerimi kapattım;

(Geçmiş...)

"Abii bende yakışıklı oldum değil mi? Fahir abim bana Elif'i verir, söz Göz bebeğim gibi bakacağım ona. Babam hep gözbebeğim diyordu ya hani anneme, bende öyle seveceğim Elif'i..."

"Tabi sana Elif'i verir aslanım. Senin gibi mert bir delikanlıyı bulmuş kaçırır mı Fahir abin? Ama bazen kıskanıyor abin biliyorsun. Hem daha 12 yaşındasın aslanım daha çok vaktiniz olacak Elif ile."

Olamadı diye iç geçirdi genç adam Seni benden kopardılar aslanım. Ablan kucağımda can verdi. Koca yıkılmaz dediğim dağ benim kollarımda son nefesini verdi. Göz bebeğimiz dayanamadı o da gitti. Beni yalnız bıraktınız be aslanım. Sesim yetişmiyor size, bekliyorum gelmiyorsunuz. Yıllar geçti gecem gündüzüme karıştı.
Ama kendimi neyle avutuyorum biliyor musun? Fahir abin hep sen gibi kokuyor. Hayatıma bir melek geldi anlatmıştım defalarca sana. O Eşim oldu Allahın huzurunda, nikahtan sonra seninle tanıştırmaya getireceğim küçüğümü.
.........

Omzumu sıkan el ile kendime geldim. Elime tutuşturduğu çayı parmaklarım sıkıca kavrarken ateşin yanına doğru çekiştirildim.
Özlemek her şarkıda şair kesilmekti diyordu ya hani şair...
En son konuşmamızın üzerinden haftalar geçmişti. Hava ısınmaya başlıyordu. Tabi burada hala kar vardı orası istisna.
Yapraklar tomurcukları gizlemek için binbir çaba içerisindeyken, kuşlar baharın gelişini müjdelemek için kanat çırpıyorlardı.
Geceler boyu ölüm çığlıkları yankılanıyor kulaklar sağırlaşıyordu bu haykırışlara..

"Haydi herkes dağılsın bu geceki tüm nöbetler benim yarın birinizin hatasını görürsem istirahat vaktinizi kendi isteğinizle parkurda geçirirsiniz" dedim çünkü burada yaptığımız hataların bedelini canımızla öderdik...

Gözlerimi timde gezdirdiğimde Selahattin abinin yokluğu kendini daha çok hissettirdi. Şanlı yarasından dolayı iki haftadır hastanedeydi.
Onun haricinde tamdık.. Tabi uzuvları olmayan bir insan kendini ne kadar tam hissedebilirse o kadar tamdık...

Sabaha karşı herkes toparlanırken kaçıncı kez içtiğimi bilemediğim ilacı dudaklarıma değirdim. Uyanık kalmalıydım; kimsenin duymadığını duyup, görmediğini görmeliydim.
Bayrak sarılı bir tabutu daha omuzlarımda taşımamak için!
bir eve daha vatan sağolsun dememek için!
Bir anneye, bir çocuğa, bir sevdalıya daha bu haberi götürmemek için kendimde olmak zorundaydım!!

Sevda Uğruna Where stories live. Discover now