Destan - SalPan

By defnetheshipper

5.1K 416 2K

Salpan hikayeleri Kapak: insta -> @fc.kanbolatgorkem More

Toy Part 1
Toy Part 2
O Gece
Kımızlı bir kız kaçırma girişimi
Yüzleşme
Huzur Part 1
Yasavul'un Karısı Part 1
Yasavul'un Karısı Part 2
Yasavul'un Karısı Part 3
Yasavul'un Karısı Part 4
Yasavul'un Karısı Part 5
Yasavul'un Karısı Part 6
Yasavul'un Karısı Part 7
Yasavul'un Karısı Part 8
Yasavul'un Karısı Part 9
Yasavul'un Karısı Part 10
Yasavul'un Karısı Part 11
Miniklerle mini fic
Yaralı Ceylan Part 1
Yaralı Ceylan Part 2
Yaralı Ceylan Part 3
Azıcık da dedikodu
Kapı Part 1
Kapı Part 2
Kapı Part 3
Bir dilek tut Part 1
Bir dilek tut Part 2
Yasavul'un Karısı Part 13
Hatırla Part 1
Bahis Part 1
Bir Dilek Tut 3
Bahis Part 2
Dön Part 1
Dön Part 2

Yasavul'un Karısı Part 12

102 10 26
By defnetheshipper

Çolpan sinirle baktı karşısındaki adama. Kısacık bir sürede onu hem bu kadar mutlu edip hem de bir o kadar sinir etmeyi nasıl başarmıştı aklı almıyordu hala.

Toyları kurulalı on iki gün dönmüştü. On iki gündür bin bir türlü adeti gerçekleştirmekten adam akıllı iki laf edememişlerdi. Ekmeğiydi, ateşiydi, yarış toyuydu, misafir gelen beglerin gönlünü hoş tutmasıydı derken epey bunalmıştı Çolpan. Sonunda otaklarına çekilecekleri gün gelip çatmıştı, üç gün kimse tarafından rahatsız edilmeyeceklerdi artık.

Sabah erkenden konak otağına varmıştı Dağ halkı. Çolpan sonunda yüzünü örten tülden kurtulacak olmanın verdiği neşeyle gülümsüyordu atının üstünden. Saltuk yanlarına varınca Toygar Han'ı ve Evren Alp'ı selamladı önce. Ardından da dikti bakışlarını sevdiği kadına. Güneş gözünü almış, gözleri kısılmıştı. Çolpan içinden taşan sevgiye direnmekte çok zorlandı o an, bir an önce kursalardı şu otağı da tutmak zorunda kalmasaydı kendini.

"Okunla yayın nerededir, Yasavul? Onu da mı bana yaptıracaksın yoksa?"

Etraflarındaki kalabalık güldü bikenin tavrına. Saltuk da gülümsedi evdeşinin oyunbaz haline. Son üç gündür epey huysuzdu Çolpan, anlaşılan bugün geri dönmüştü neşesi.

"Atarım oku atmasına da... benim başka bir teklifim vardır aslında."

Çolpan kaşını kaldırsa da tülün altından belli olmayacağını düşünüp seslendirdi sorusunu.

"Neymiş bu teklifin?"

"Geçici otak kurmak yerine benimle evimize gelmek ister misin, Dağ Bikesi?"

Evimiz...

Çolpan Saltuk'un heyecanlı gülüşüne dalıp giderken böldü Toygar'ın gergin sesi ikilinin cilveleşmesini.

"Ne evi, Saltuk Beg? Çolpan'ın evi Dağ'dır, kızımı saraya götürdüğün yetmedi, yuvasından da mı etmek niyetin?"

Dağ Bikesi derin bir iç çekti, anlaşılan biraz vakit alacaktı babasının evdeşine alışması. Saltuk'sa hiç istifini bozmamış, keskin bakışlarını Toygar Han'ın üzerine dikmişti. Anlaşılan aylardır gördüğü eziyet onu da bunaltmaya başlamıştı sonunda.

"Merak etmeyesin, Toygar Han. Uzakta değil, sizin tarlalarla benim topraklarımın sınırındadır zaten. Çolpan için yaptırdım ama istemezse Dağ'a da otak kurarım. Hele bir görsün de."

Çolpan epey şaşırmıştı, hiç bahsetmemişti Saltuk oraya bir otak kurma niyetinin olduğundan. Gerçi artık o topraklar da Dağ'ın sayılırdı, Alpagu kabul etmişti ak altın karşılığında satmayı.

Çolpan'la Saltuk'un uzun vadeli planlarındandı o topraklar. Saltuk daha komutan olarak ilk zaferini bile kazanmamıştı Çolpan zafer karşılığı Alpagu'dan Dağ sınırındaki toprakları istemesini teklif ettiğinde. Saltuk'un da işine gelmişti, topraklarıma gidiyorum bahanesiyle görmeye giderdi sevdiğini.

Alpagu şaşırmıştı adamın o toprakları istemesine, kimse istemezdi orayı. Hem diğer bölgelere göre tarım için daha verimsizdi hem de sınırda olduğu için olası bir sürtüşmede ilk orası talan edilirdi. Yine de pek sorgulamamıştı, canına minnetti açıkçası. Hem sınır kontrolünü Saltuk gibi cevval birine devretmek içini rahatlatırdı hem de boştaki topraklar değerlenirdi.

Yasavul'unun Çolpan Bike'ye aşık olduğunu öğrendiğinde sonunda anlamıştı adamın orayı isteme nedenini Alpagu Han. O zamana kadar da Saltuk pek çok zafer kazanmış, toprakları epey genişlemişti. Saltuk ölene kadar da olsa sınırdaki topraklarında Dağ'ın etkisi olacağı için keyfi kaçmıştı Alpagu'nun. Toyun ilk günü ise Toygar Han iyice bozmuştu sinirlerini.

Çolpan hem babasıyla hem de Saltuk'la konuşmuştu daha önceden. Babasına toyda kalın olarak toprakların Saltuk öldükten sonra Dağ'a miras kalmasını istemesini, eğer o toprakları alamazlarsa da toyu iptal edeceğini söylemişti. Toygar kızının o bölge için niye bu kadar inat ettiğini anlamasa da uzun ısrarlardan sonra ikna olmuştu kızının isteğine.

Toyun ilk günü pazarlık sırasında Alpagu Han beyninden vurulmuşa dönmüştü resmen. Nişan toyunda herkesin önünde 'Yasavul'umu ben evlendiririm.' diye büyüklendiğine bin pişman olmuş, pazarlığa tutuşmuştu. Sonunda sinirler iyice gerilmiş, toy iptal olacak hale gelmişti.

Saltuk gerginliğinden ölse de Çolpan çok rahattı toy alanının öbür ucunda. Sevdiğinin korkulu bakışlarına dayanamamış, yüzündeki tülü kaldırıp 'merak etme' der gibi gülümsemişti sonunda.

"Toy olmazsa kaçırırsın beni ama bu şans bir daha elime geçmez benim. İzin ver sonunda kadar zorlayayım." demişti Çolpan bu konuyu tartıştıklarında. Saltuk da dayanamayıp kabul etmişti kadının o toprakları ne kadar çok istediğini bildiğinden.

Saltuk'un bilmediği, Çolpan'ın ablasını araya soktuğuydu. Kadın konuyu son görüşmelerinde Tılsım'a açmış ama sanki bunu isteyen Toygar Han'mış gibi davranmıştı.

"Babam çok net Tılsım, madem Alpagu Yasavul'unun toyunu üstlendi, satsın o zaman toprakları der durur. Vermeyecekmiş beni toprakları alamazsa. Saltuk olmadan yaşayamam ki ben Tılsım. Hele bir o toy iptal olsun, cesedim çıkar sonraki şafağa otağımdan. Kıyarım canıma, babamda hem topraktan olur hem kızından."

Ablasının kanına girdikten sonra bin bir ısrarla yemin verdirmişti Alpagu'ya toydan önce bu konuyu açmayacağına dair. Toy günü ise tam tahmin ettiği gibi pazarlığa ara verilmiş, Alpagu attan iner inmez Tılsım yanında bitmişti.

Alpagu evdeşinin çekiştirmeleriyle konuk otağına girdiğinde görmüştü Tılsım'ın üzüntüsünü ve stresini. Normalde asla vermezdi o toprakları ama kimse bilmese de Tılsım yine gebeydi ve evladını bu yüzden kaybetmek istemezdi Alpagu. Tılsım'ın gözlerinden pıt pıt dökülmeye başlayan yaşları silmişti usulca, "Tamam, ağlama gayrı. Senden değerli mi?" demeden önce.

Sonrasındaysa epey bir ak altın karşılığı satmıştı toprakları Gök Hanı.

Bu topraklar artık bizim, diye düşünüp gülümsedi Çolpan. Burası bizim evimiz. Bizim yuvamız...

Babası bilmese de Saltuk çok iyi biliyordu kadının neden burası için bu kadar ısrar ettiğini. Ve Çolpan'a düğün hediyesi olarak ilk temelini atmıştı kadının hayallerinin.

"İyi madem, gidip görelim bir." dedi Çolpan, babası Saltuk'a cevap veremeden. "Atın nerededir, Yasavul? Al da gel aydı."

Saltuk yeniden döndü perisinden tarafa.

"Beraber gideriz diye düşünmüştüm evdeşim. Yer var mıdır atında?" dedi pişkin bir tavırla.

Çolpan adamın bu hallerine sinirlenmek istese de gülmeden edemiyordu. Anlaşılan bu durumda olan bir o değildi, obasının kadınları da kıkır kıkır kıkırdıyordu kenarda.

Çolpan'ın gülüşü yüzünde dondu adama ilgiyle bakan kadınları görünce. Hızla uzattı elini kocasına. Çok geçmeden Saltuk Çolpan'ın arkasına geçmiş, toy alanından uzaklaşmaya başlamışlardı.

"Ne ara hazırlattın otağı?"

"Uğraşırım epeydir. Senden gizleyeceğim diye canım çıktı, pek meraklısın."

"Bir otak için kaç gün uğraşılır ki?" deyip güldü Çolpan. "Adamlarının eli bu kadar ağırsa işimiz var."

Saltuk sevdiğinin boynuna yasladı çenesini.

"Hanımları bir azar çeker, hızlanırlar."

Çolpan yüzüne yayılan keyifli gülüşle yaslandı adama.

"Begleri başıboş bırakmış anlaşılan. Mecbur el atacağız artık."

Saltuk'un toprakları pek de uzak değildi konak otağına. Çok geçmeden vardılar evlerine. Çolpan attan iner inmez başındaki tülü çıkarttı şaşkınlıkla, ağzı açık bakarken yeni evine.

"SALTUK BURASI NE?"

Saltuk atı bağlayıp arkadan sarıldı evdeşine.

"Evimiz karıcım, tabi sen de istersen."

Çolpan şaşkınlıkla döndü adamın kollarında.

"Saltuk bu bir ev. Avlusu olan koca bir ev. Otak değil."

Adam muzip bir gülüşle omuz silkti.

"Yerleşik hayata geçmek istemez miydin, Dağ Bikesi? Bu toprakları bunun için almadın mı sanki? Ben de Çolpan'ın şehrine ilk dikilen yapıda benim de izim olsun istedim. Hayallerini kurmaya evimizle başlayalım istedim."

Çolpan dolu gözlerle atladı evdeşinin boynuna.

"Seni çok seviyorum."

"Ben daha çok."

Çolpan dudaklarında gülüş, gözlerinde yaş, kaşları çatılı bir şekilde baktı adama. Duyguları allak bullak olmuştu.

"İmkansız."

"Sabaha kadar burada bunu tartışabilirim güzel gözlüm ama sana evimizi göstermek için deliriyorum. O yüzden..."

Aniden kucağına aldı Saltuk evdeşini.

"Saltuk!"

Çolpan'ın kahkahaları eşliğinde ilerledi adam kapıya.

"Aydı, ört yüzünü."

"Yine mi?"

"Adettendir Çolpan'ım, aydı."

Çolpan dediğini yapınca geçti adam eşikten. Avlusu kocamandı evin, Saltuk'un ailesininkini anımsatmıştı Çolpan'a. Sevdiğinin çocukluk anılarında bahsettiği gibi bu avluyu da günün birinde çocuk cıvıltıları ve yaramazlıklarının doldurduğunu hayal etti kadın.

"Burası mutfak." dedi Saltuk alt kattaki ilk odaya girerken.

Çolpan şaşakalmıştı yine, kocamandı burası.

"Saltuk saray mutfağı mı bu, burası ne?"

"Sinir oluyordun obada kışın soğuğunda ocak kurmaya. Burada ne kadar kalabalık misafir gelirse gelsin dışarıda ocak kurmak zorunda kalmayız. Bak burası da arka avluya açılıyor."

Çolpan daha ne gördüğünü algılayamadan Saltuk bir başka odaya ilerleyip anlatmaya başlıyordu hevesle.

"Bu tarafta da misafir odası var iki tane. Muhtemelen Tilbe'yle Acar'ın odaları olacaklar gerçi. Tilbe güneş pek sevmez dediydin diye kuzeye yerleştirelim dedim onları. Hem kapıya da en yakın bunlar, acil bir durumda çabuk müdahale edebilirler."

Saltuk aynı hevesle alt kattaki diğer odaları ve üst kattaki misafir odalarını da gezdirdi kucağındaki evdeşine. Çolpan'ın kalbi patlayacaktı sanki, Saltuk ağzından çıkan her kelimeyi aklına kazımış gibiydi.

Saraya ziyaretlerinden birinde yıllar önce beğendiği halının aynısından yaptırmıştı yemek odasına. Perdeler Çolpan'ın en sevdiği renkti. Sorsalar kahve derdi Dağ'ının rengi olduğundan ama aslında koyu yeşil urbalara, kumaşlara kayardı elleri her pazara gidişinde. Pek çok detay gizliydi evin her bir köşesinde ama Çolpan'ın dikkati dağılmaya başlamıştı bir yerden sonra.

"Her yeri gösterdin, bir yatak odasının yolunu bulamadın, Yasavul."

Saltuk sıkıntılı bir bakışla süzdü evdeşini. Az sonra olay çıkacaktı. Kadının istediği odaya ilerledi garip bir sessizlikle, zaten az ötedeydi yatak odası.

"İşte geldik."

Saltuk Çolpan'ın açtığı kapıdan girip yatağın üzerine bıraktı sevdiğini. Çolpan etrafı incelemeyi çoktan bırakmıştı zaten. Elleri yüzünü örten tüle uzandı bıkkınlıkla ama çıkartamadan Saltuk'un elleri kapandı onunkilerin üzerine.

"Dur güzelim, ben çıkayım o zaman açarsın."

"Sen nereye gidersin?"

Kısa bir süre bakıştılar aradaki tüle rağmen. Sonunda adamın derdini anladığında gülmeye başladı kadın.

"Saçmalama, Saltuk."

"Çolpan adet böyle-"

"Saltuk başlatma adetine, üç gün kös kös oturacak mıyız evin içinde?"

Saltuk'un niyeti tam olarak buydu aslında ama Çolpan'ı nasıl ikna edeceğinden emin değildi.

"Ceylanım, hanenin huzuru için önce kadınla erkeğin perilerin birbirine alışması-"

"Adam sen ne anlatıyorsun? Hafızanı mı yitirdin, bizim perilerimiz kaynaşalı beş yıl oldu!"

Saltuk sıkıntıyla nefes verdi. Anlaşılan bu üç gün çok zor geçecekti.

Continue Reading

You'll Also Like

12.1M 588K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
157K 14.1K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
217K 21.6K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
100K 6.3K 36
Malfoy ve Black iki ezeli rakip ve birbirlerinden nefret eden iki küçük çocuktur. Black'in 4. Sınıfta Harry'nin yerine arayıcı olmasından sonra Malfo...