Bir Dilek Tut 3

52 6 8
                                    


Frigg şaşkınlıkla bakakaldı adama. Durumu saklamaya çalışmadı bile. Zaten o da söylemek istiyordu, sadece deli yerine konmaktan korkmuştu lafı dolandırırken.

"Sen de mi görürdün o rüyaları?" diye atıldı heyecanla, adımları istemsizce Savcı'ya yaklaştırırken bedenini.

"Hala görürüm."

Frigg bir an duraksadı aldığı cevapla. Kıskanmıştı açıkçası. Yıllardır hasretti Saltuk'a. Rüyaları Çolpan'ın ölümünü gördüğünden beri geri gelmez olmuştu. Her gece bir umut gözlerini kapatıp hayal ederdi adamı, belki yine gelir diye. Hiç dönmemişti oysa.

Bugüne kadar...

Bugün kabul olmuştu sonunda duaları.

"Sen ne görürsün? Aynı rüya değiller belli ki. Bana Saltuk dediğine göre..."

Savcı günlerdir ona etmediğini bırakmayan bu kadını öpmek istiyordu. Sarılmak, sarmalamak, o altın saçlarını doya doya öpüp koklamak... Frigg'i ele geçiren o çekim bırakmamıştı Savcı'nın yakasını da. Yavaş adımları birbirlerine epey yaklaştırmıştı ikiliyi konuşurlarken, birbirlerinin gözlerinde hasret gidermeye çalışırlarken...

Kısacık bir mesafeydi dokunmak için yanıp tutuşan bedenlerini ayıran. Onu da deniz kapatmaya niyetlenmişti belli ki. Ani bir sarsıntı Savcı'nın dengesini bozduğunda öne atıldı Frigg gayri ihtiyari. Kendinin iki katı adamı doğrultmak kolay olmasa da Frigg cüssesinden beklenmeyecek kadar güçlüydü. Dengelerini bulduklarında buluşan gözleri büyü gibiydi bir diğerinin ruhu için. Ne nerede oldukları ne de kim oldukları kalmıştı akıllarında o an. Sadece yıllardır dinmek bilmeyen bir hasret ve susuz kalmış dudakları vardı öne atılmak için ölen. Sonunda kendine yenildi Frigg hızla aralarındaki mesafeyi kapatırken.

Bulutlara dokunmak gibiydi rüyalara kavuşmak, gemiyi sarsan sert rüzgarları bedenlerine sığdırmışlar gibi coşardı içlerindeki heyecan... Frigg ruhunu ortaya koymaya hazırdı biraz daha dokunabilmek için hayallerine ama tüy kadar hafif bir temastı Savcı kendini geri çekmeden önce yaşadıkları.

"Yapamam..." dedi adam çaresizce. Soluk soluğa bir fısıltıydı sesi.

Frigg gözlerinin önüne inen perdeden arınırken geri çekildi hızla. Nasıl kaybetmişti kendini öyle? Kaç gündür eziyet ettiği esir nasıl hissetsindi onu ele geçiren bu duyguları? Bu acıda yalnızdı. Bu acıda da yalnızdı.

Huzursuzca boğazını temizledi kadın Savcı'nın acı çeken bakışlarını görmeden.

"Sen ne görürsün, önce sen anlat." dedi Frigg buz tutmuş sesiyle. Savcı kadına bakarken denizden çıktıklarından beri ilk defa Freya'yı değil dünkü canavarı anımsamıştı.

Pes etmiş gibi çöktü adamın omuzları. Çok yorulmuştu. Hem beden olarak hem de ruhen.

Frigg de fark etmişti adamdaki değişimi. O ana kadar unuttuğu yaraya kaydı bakışları. Savcı'nın bacağındaki bez onca debelenmenin etkisiyle gevşemişti. Koyu ve ıslak kumaşlardan seçmek kolay olmasa da kanaması çok olmalıydı.

"Saltuk... Saltuk, Saltuk..." Rakibine sapladığı kılıcı fırlatıp çökmüştü Çolpan sevdiğinin yanına. "Buradayım, buradayım Saltuk, buradayım, buradayım. Saltuk..." demişti telaşlı bir umutla yalvarırken adama gözleriyle. Saltuk'un gözlerinde gördüğüyse sessiz bir vedaydı oysa...

"Kapatma gözlerini kapatma! Saltuk? Saltuk bırakma beni! Saltuk aç gözlerini!" diye bağırmıştı Çolpan defalarca. Aldığı tek cevap ise Saltuk'un dudaklarında hatıra kalan buruk gülüştü.

Destan - SalPanWhere stories live. Discover now