Sevda Uğruna

By PearlandPeriwinkle

2.5K 115 70

Bir psikolog'un vatana sevdası, sevdalısı. biraz gerçek, biraz hayal. şehidi gerçek, mutluluğu hayal.. vatan... More

Gece
Sevgi Evi
Biz Sevgi İpi İle
Onlar Şehit Olurken
Bir Yolculuk
Sen İkna Edersin
Karanlık
Hastane
Yorgun
Çek O Gözlerini
Kalk Artık
Neredesin Ben Geldim
Anı
Görev
Küçük Bir Mesele
Berhudan (Lütfen Son Kısmı Okuyun)
Yaralar
Yolculuklar
Hayali Nasihat
Ölünce Sevemezsem Seni
Kemoterapi
Gül Kokusu
Ölüm Var! Ölüm
Replik
Al Yanaklım
Cezalar
Sevda Şarkısı
Kanlı Gelin
Yokluğuma İnat Varım
Ateş

Zarf

119 5 2
By PearlandPeriwinkle

* Birazcık geciktim, üzgünüm. Annem görevden döndü, ev kalabalık.
Trajikomik olan şey şu ki; şuan evde dört aile misfir var.
Ve ben burdayım 😅  neyse ki ikramları verdiğim için bir süre akıllarına gelmem. Annecağzım üzgünüm ama yetti da. Neysemmm hadi size iyi okumalar canlarım yayın saati azıcık geç olabilir 🥰💕*

-Hüma Hilal -

Masamda duran zarfa dikkatlice baktım. Acaba neydi?
Biranda kalbim çarpmaya başladı. Ya hastalarımdan biriyse! düşüncesi bile içimi burkarken zarfı elime aldım.
Fakat hastalarım artık yok denecek kadar azdı. Ve daha miniciklerdi, yani kendilerini öldüremezlerdi ya.
Üzerinde yazan isim ile afalladım.
"Albay Selçuk Kartal "
Hadi canım. Albay bana zarf mı göndermişti!?
Heyecanla açtım. Belki de yıllardır hayalini kurduğum şeyin gerçekleşme anıydı. Fakat...

Annem psikolog olmam konusunda her ne kadar arkamda dursa da. küçükken kurduğu cümleler bunu pek istemediğini ortaya koyuyordu.
Klinik psikolog olma, nöbetler var.
Adli psikolog olma, psikopatlar ile mi uğraşacaksın.
Açıkçası babam da askeri psikolog olmamı istemiyordu. Örtümden dolayı asker olamayacaktım ; Çünkü üniformalar bedenimizin hatlarını direk ortaya koyuyordu. Gerçi yine de olamazdım ki bileğimde kırılan bardağın kestiği dikiş , çenemde ki dikiş ve gözlüklerim ahh ahhh.
O şekil olma bu şekil olma...
Okulda pdr'ci olmamı istiyordu fakat orası beni boğuyordu.
Gitmezdim ki. Eğitim yıllarımda nefret ederek gittiğim okula, kendi isteğimle mi gidecektim. mümkün değildi.
Ergenler ile dolu bir yuva. Sınav stresi şu bu. Çalışmak insanı yorsa da abartıldığı kadar psikolojiyi etkilemiyordu.

Genç kız yıllardır bu anı hayal ediyordu.
Askeri psikolog olmak... Hakkariye geldiği zaman daha üniversite üçüncü sınıftaydı. İki yıl üniversite macerasının ardından, bir yıl staj yapmış,
Danışman psikologlar ile geçirdiği ilk yılı saymazsak, iki yıllık çiçeği burnunda doktor sayılırdı .

Heyecanla zarfın içindeki kağıdı inceledi. özenli bir biçimde yazılmıştı. Kullanılan kalemin mürekkebi suya değince dağılmıyordu demek ki özel bir kalemdi.
Yazının şekline bakılırsa Albay solaktı. Ayrıca sağa doğru yatan kelimeler, kuyruklu harfler sık ve baskın noktalama işaretleri... Bu gibi emareler Açıkça Albayın karakterini canlandırıyordu.
Titiz, hayal kuran fakat gerçekçi, kuralcı bir yapıya sahip olduğunu gösteriyordu.

İçinde tuttuğu gözyaşları hürriyete  kavuştu.
tarif edemediği duygular ile istifa dilekçesini yazmaya başladı.
Bu gece nöbetçiydi.
Kendisinin yanında staj yapan iki psikolog daha vardı.
Yani eğer askeriyeye giderse onlar idare edebilirlerdi. Neticede stajları bitmek üzereydi.

                           ***
Genç adam silahını silerken en yakın arkadaşının sesi ile irkildi

Fahir : "Hayırdır devrem "

Adin :" Biliyorsun be devrem "

- " Elbet vardır bir hayır be agam. Ailesi ile görüştü mü?"

- " Ben kendisine söylemedim. Galiba beni hatırlamıyor zaten."

-" Babası biliyor seni ama değil mi?"

-" Biliyor da, kızını sevdiğimi bilmiyor ki"

-" Yengeye nasıl söyleyeceksin?"

- " Valla timdeki zerda varya. Osmanın Ablası onunla ileteceğim. "

- " Bizim Osman, hani şu kara Osman?!
Lan oğlum düştün o dangalağın eline. Gerçi benle uğraşıyor o pislik. Komutana baş kaldırır mı?
Fazla koşturduğun o 10 turun hesabını keseceğim zaten!? "

-" Altı üstü 10 tur be manyak, paslanmışsın baya "

Üsteğmenin bu cümlesiyle Ellerindeki silahları bıraktılar.
Fahir Adini kovalarken yatakhaneye girdiler.
O sırada Merter ve Mus'ab Ferhat'tan yiyecek koparma telaşındaydı

Merter :" La oğlim sanke vereceğin zımbırtı büyük bir şee"

Mus'ab :  Ferhat bak kardeşim ben Merter değilim. Ver şu jelibonu bölüşelim. Söz görevden dönünce sana iki paket alacam"

Ferhat : yalan söylersen künyeni alırım ona göre

Mus'ab : Tamam lan söz

O sırada Selahattin abi yatakhaneye girdi.

-İmam şu peşkiri (havluyu) verisen mi? La camışlar daha mı oyniseniz!?
Yarın şavak operasyanı vardır uyuyun da gurban. Namazınızı gılduniz mi 

- Fahir " Kıldık ağabey sağolasın". Dedi   İyi sıyırmıştım. yoksa iyi döverdi bu deve.

Tüm Tim hazırlıklarını tamamlamış, uykuya dalmaya çalışıyordu.
Fakat bir türlü uyuyamadılar.
Dağlarda taşların üzerinde baldan tatlı gelen uyku, şuan yumuşacık yataklarda batıyordu.
İmamın(Mehmet) türküye başlamasıyla Takoz da(Ali) eşlik etti
Rabbim her dağa kendine özgü kar yağdırıyordu.
Kimisi sağlıktan anlıyordu, Kimisi türküden. Kimisi aşık olacak kadar korkaktı, Kimisi kara sevdaya düşecek kadar cesur.
Her biri biraz eksikti işte. Ama bir olunca tamamlanıyorlardı.

Genç adam şiir defterini açtı. her operasyona gitmeden önce yaptığı gibi kalemini aldı ve yazmaya başladı.
Fakat şiir değil bir mektup hapsetti bugün satırlara.
Sevdalısı şiir dinlemeyi çok severdi.
Onun şiir Yazdığını da biliyordu fakat hiç şahit olmamıştı.
Sevdiği İki yıldır Tim arkadaşı Zerdayla beraber yaşıyordu. Onun ilk gözlerine baktığı zaman günah olan birşeyi yapsa bile buna hakim olamadı. Oysaki Zerda'nın bile gözlerine bakmamıştı Yaralanmasına rağmen.

Yazmaya başladı ;

" Bugün bir kez daha bekleyenim olmadan göreve gidiyorum.
Belki biraz bencilce ama benim arkamdan birilerinin beklemesini istiyorum. Sevdiğim gözlerine baktım affet beni. Fakat unutma Rabbim birgün bizi bir edecek. Eğer bu defteri okuyorsan muhtemelen ya şehit olmuşumdur yada biz, bir olmuşuzdur.
Rabbim biliyor ya sana olan sevdamı.
Yüreğim bir yaprak misali savruluyor.
Süveydam, yorgunum kavuşamamak acıtıyor bu göçebe ruhu.
Bir yuva arıyor kendine. Aidiyet duygusundan yoksun büyümüş biri...
Ait olmak istiyor bir ruha. Yalnızca rabbi, vatanı ve kendi için çarpan bir yüreği istiyor bu beden.
Bencilce şehadetini gözleyen birini istiyor. Kara sevdaya bulaşacak kadar kadar cesur, Koca bir yalnızlık kadar korkak bu ruh.
Süveydam lisanım bağlı, kalbim meftun. Zevahire aldanma.
Zerda ile haber göndereceğim sana...
Korkuyorum cevabından. Öteden sonucu bilmeden sevmek acıtmıyor da, senin başka bir ruhu sevebilmen acıtıyor.
Ben deli sevdalar yaşarım dağları geçerken. Her keleş sesinin ardından yas tutarım.
Bazen yok olur sesim soluğum,bazen kükrer dağlara çıkar bu adam.
Sana söz veremem fakat vatanıma veririm bercestem... "

                            ***
Genç kız nöbetten çıkarken istifa dilekçesini yarın vermek üzere kitaplığına koydu.
Zerda operasyona gidecekti bugün.
Genelde evde kalırdı fakat bugün kışla da   uyumaya karar vermişti. ona tahsis edilen odada kalmak istemiyordu. Arkadaşını uğurlamak adına hızlıca  eve geçti.
Birşeyler hazırlayacaktı. Birliğe epeydir yemek götürmüyordu. Önceki günden sardığı sarmaları ocağa koydu.
Poğaça hamurunu yoğurmaya başladı peynirli ve patetesli poğaçaları fırına koydu. mutfağı toparladı. Hazırladığı meyve sularını şişelere doldurdu.
Saat üç buçuğa geliyordu hızlıca hazırlandı.
Sarmayı kontrol etti, evet pişmişti. Eşyaları poşetlere doldurarak birliğe yol aldı.
Biraz ağır mıydı sanki bu poşetler?
Neyse ki yetişmek üzereydi. Kağıda duran nöbetçi askere selam verdi ve kimliğini göstererek içeriye girdi.

Zerda Şanlı Ağzından ;

Odama gelen tıklama sesiyle kapıyı açtım. Hümayı elinde poşetlerle görmeyi beklemiyorum. Sessizce bir kahkaha patlattım yanakları ve burnu kıpkırmızı olmuş feracesinin bir kaç düğmesi yanlış iliklenmişti. Bu da yetmiyormuş gibi şalını üç tur dolamıştı. Karşıdan bakınca pandaya benziyordu.onun  Sesiyle kendime geldim ve kenara çekildim.

"Zerda ne bakıyorsun öküzün trene baktığı gibi. Bide gülüyor halime, çekil lan kenara."
"Pandaya benziyorsun"
"Ya yine mi kilo almışım halbuki az yiyordum off"
"yok kız onun için demedim git şu aynada haline bak" dedim gülerken 
Fakat gülmekte büyük hata yapmıştım. çünkü Hüma fena cimciklemişti.
"Kesin morarttın kolumu yerden bitme yaa"

"Bana bak sırık ben kısa değilim sen uzunsun. Boyum 1.62 bence yeterince ideal. Bide sana bak 1.76 yani sen uzunsın ben kısa değiliiimmm!"
"Tamam be Minik Hüma"
"Allahım affet ama niye bu sırıkla aramızda 14 santim var. Azıcık olsaymış şöyle 5-6  santim konuşamazdı o zaman."
"Hümaaaa"
"Hmmm noldu"
"çok güzel kokuyor bunlar" dedim sarmaaa ve peynirli poğaça kokusu alıyordum. Ben peynirli poğaça severken Hüma patatesli  seviyordu.
Üsteğmen de Patatesli seviyordu!? .
Acaba Hüma'ya ona aşık olduğunu söylemiş miydi?
Yok canım daha neler!?
"Sırık sana birşey diyecem"
"ne oldu" aha kesin söyledi üsteğmen ama ben kardeşimi vermem ki.
Olsun üsteğmen hem akıllı hem de yakışıklı biri olabilir aslında.
Tövbe tövbe ne diyorum ben ya.

"Allahım bismillah(Hürrem Sultan sesinde :-D) ne oldu?"

"Albay bana zarf göndermiş askeriyede psikolog olarak görev almam için . Yani bende istiyorum ama... Annemgile söylemedim ve kısmen yardımcı hemşire olacağım. Ya yapamazsam"

"ayyyy ciddi misin? Yaparsın be yerden bitme, ben güveniyorum sana. hem klinik psikolog olduğun için askeriye de çalışabilirsin zatennnn.
Basit yaralanmalara karşı müdahaleyi bilmen yeterli. Eğitimini aldın stajda bunun da. Eee bitti zaten"

"bilmiyorum be sırık neyse yarın istifa dilekçemi vereceğim. Amaaan boşver hadi yemeklerin bir kısmını al sizinkiler askeri araca binmiş midir."

" Tamam ben alırım sen git"

" Bana bak sırık ben yaptım gönderiyor beniii. Tepkilerini merak ediyorum. Özellikle Ferhatla Merter in tepkisini. 😅Ayrıca iyi beslenin dağda bayırda her zaman yemek yiyemeyeceksiniz."

" Tamam anne dikkat ederim, yaralanmam. Niye patatesli poğaça yaptın  üsteğmen seviyor diye mi?!"

" Bana bak sırık sanane! Ayrıca ben
de patatesli seviyorum. Kimse bana onun beni  sevdiğini söylemedi korkma. hadi sonra konuşuruz. Yürü "

-Hüma seviyorum kız seni, bücürük kardeşim benim"
- Bende seni seviyorum sırığım hemide çookkkkkkkkk sakın yaralanma ha "

İçeriye doğru geçtik. Hüma yine sulugöze bağlamıştı. Allahtan ağlamıyordu sadece gözleri doluyordu. Yemekleri araca koyarken Tim bizi seyrediyordu

" Ferhatt oğlim sende görisenmi sarma kokir" dedi Merter
"Lannn sarma kokusu görünür mü be Merter, ama alıyorum kokuyu misss" dedi Ferhat

Hümayı Üsteğmenin yanına giderken görünce çöpçatanlık damarım kabardı. Ship ship ship. Vallaha ıyi ki aklımdan geçen düşünceleri görmüyor kimse,. yoksa Hüma parçalardı beni.

Kardeşim Osmanın sesiyle yerimde sıçradım.
Kulağıma " abla iyi yakışıyorlar baksana" dedi.
"Allah cezanı vermesin deve. Öyle gelinir mi? Ayrıca sanane  aaa!!"
"abla operasyondan sonra anlatırım"
Dedi ve gitti
Salağa bak, sen bu yolu gelirken biz dönüyorduk. hey yavrum heyyy.
Hüma Üsteğmene künye mi veriyordu?! . Lan yedim seni bu ne demekkk. Kankalar aşkına

                            ***
Genç adam sevdiğini görmenin verdiği şaşkınlıkla etrafa baktı.
Doğru ya Zerda bu gece askeriyenin birliğinde kalmıştı. Onu uğurlayacaktı.
Süveydasının kendisine doğru gelmesiyle neye uğradığını şaşırdı.

"Üsteğmen" dedi Hüma sessizce ve devam etti "dün Künyeni hastanede unutmuşsun. bende kaldı umarım ceza yemedin "

Ne? künyesi hastanede mi kalmıştı. fark etmemişti bile. Elini uzattı, künyeyi zincirinden tutan sevdiği avucuna doğru bıraktı.
"Teşekkür ederim Umay"
" Neden üsteğmen?"
"Bekleyen olduğun için, Künyemi koruduğu için... Vee patatesli poğaça için" diyerek tebessüm etti genç adam.
Hüma Cümlenin başında kaşları çatmış sonunda ise gülümsüyordu.
Sevdiğinin hala havada unuttuğu eli yavaşça yere doğru indi. Ve o yumuşak sesi doldu doldu Adinin kulaklarına
" Rica ederim Üsteğmen , eğer sözünü tutarsan neden bir daha yemeyesin"

Görüşürüz dediler ve Hüma Zerda'nın yanına gitti onu kolları arasına davet etti. Sırık eğildi, yerden bitme parmak uçlarına doğru çıktı. Sarıldılar. parkası gözyaşıyla ıslanan zerda küçüğünü daha sıkı sardı. Biliyordu konuşmak gereksizdi. Kardeşi yüreğine kabul etmişti birisini.
Ayrıldılar. Sırık yanaklarını sıktı bücürünün ve askeri araca doğru adımladı.
Arkasına bakmadan.
Eğer arkasına  bakarsa gidemezdi biliyordu.
Ve uzaklaştılar... Arkalarında kendilerini bekleyen kardeşleri, arkadaşları, sevdikleri varken..
Vatan Sevdasına yenik düşüp seçmişlerdi bu mesleği.
Komando ve sevdalısı bir daha kavuşamadan ayrıldılar...

Yazardan : Yuhum geliiiir neyse geri döneceğim ben siz taslağı okuyabiliyor musunuz ya. Yarın devam edecem diye kaydettim okunma geldi eğer dönerseniz sevinirim cancıklarımmmm

Continue Reading

You'll Also Like

728K 32.3K 20
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...
6.5M 282K 61
Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR NELER DOĞURUYOR Liya; KAYNANAM ABARTMIŞ...
AYKIZ By Tardela

Teen Fiction

40.9K 3.1K 40
Meryem'in hikayesi... °PINAR KİTABINDAKİ MERYEM KARAKTERİNİN HİKAYESİDİR° YENİ BİR HİKAYEYE BUYURMAZ MISINIZ? ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "Kalbini kı...
41.2K 1.9K 15
• TAMAMLANDI Dijital asistanın dünyasına hoşgeldiniz.