Sessizce ağlamaklı tonla "Tamam" dedi.
"Aferin böyle ol, şimdi ben markete bir kaç şey almaya gidiyorum, uslu dur çilli!" dedikten sonra genç kızı yatağa ayaklarını ve ellerini sıkı bir şekilde bağladı, ardından üzerini giyindi ve kapıyı kitleyip arabasına atlayarak en yakındaki markete gitti.
Hazan tüm gün ağlamıştı, sizce de anormal mi? hissetmiyordu benliğini.
Nefret uğruna saflığı, masumluğu gitmişti.
Artık "kadın" olmuştu.O pisliğin iğrenç elleri vücuduna değmişti.
İğreniyordu artık kendisinden.Ne kalka biliyor ne de çıtını çıkartıyordu, o sahnelerin tekrarlanmasını istemiyordu.
Şuan üstünde oturduğu kırmızı lekeden de iğrenmişti.O renk Hazan'dı.
Genç adam nefret kustuğu kadına bir kaç parça kıyafet ve yiyecek bir şeyler alıp eve döndü, çok kısa sürmüştü.
Hazır yemekleri açıp tabağa döktü.Yatağın üzerine oturdu ve yemekten bir kaşık alarak Hazan'ın dudaklarına yaklaştı.
"Aç ağzını!"
"Yemeyeceğim!" dedi karşılığını vererek.
"Aç diyorum!"
"Aç değilim gerçekten Yekta" dedi genç kız üzüntülü ses tonuyla.
"Demek aç değilsin..o zaman banyoya!" Hazan'ın gözleri büyüdü.
"Neden!"
"Çok pis kokuyoruz değil mi kadınım?" dedi sinsice gülümseyerek.Genç adam deliler gibi mutluydu Hazan'ın ağlamasına,üzülmesine,acı çekmesine.Hem ihtiyaçlarını da karşılıyordu.
"Lütfen..gelmek istemiyorum!" demesine rağmen genç adam ellerini ve ayaklarını çözdü ve tuttuğu gibi banyoya soktu.
Bunun ardından yine gözyaşı seli oldu.
"Ağlama!" demesine rağmen hala ağlıyordu.
"Sana ağlama diyorum!" Genç adam birinin ağlamasından nefret ediyordu, ve genç kızı susturamadığı için saçından tuttuğu gibi banyonun duvarına vurdu kafasını.
Ve saçından tutup banyoda yerde sürükledi..banyoda genç kızın çığlıkları duyuluyordu, canı yanıyordu!
Yerde saçını kurtarmaya çalışırken hıçkırarak ağlıyordu, ve genç adam saçını bırakmadan ayağa kaldırdı.
Sağlam 2 tokat geçirdi.
Hazan'ın suratı kıpkırmızı olmuştu.Sesi kesilmişti, ağlamaktan, canının yanmasından.
"Bir daha ağlayacak mısın!" dediğinde genç kız ağlamaktan hıçkırığı tutmuş bir şekilde iki yana kafasını salladı.
"Ağlayacak mısın diyorum!" dedi Yekta sinirle saçını çekerek hafif havaya kaldırdı.
"Aaaa.H-Hayır!" dedikten sonra saçlarını bıraktı.
Hazan ağlamamak için kendisi tutuyordu, bu biraz imkansızdı.
Sesi çıkmıyordu ama göz yaşları durmak bilmiyordu.Ses çıkmasın diye ağzını sert bir baskıyla kapatıyordu.
"Çıkar üzerini!" Hazan inanmıştı, böyle bir adamın her şey yapacağına.
"K-Kapı?"
"Açık kalacak!"
"Lütfen.." dedi yalvarırcasına ama nafile.Yavaş yavaş kıyafetlerini çıkardı.Arkası dönüktü genç adama.
Vücudu tir tir titriyordu, bunu gören Yekta gülümsedi, mutlu oldu.
Hazan çok hızlı bir şekilde duşunu alıyordu, hemde deli gibi korkarak.Şuan bir erkek izliyordu onu.Elleriyle kapatmaya çalışıyordu vücut hatlarını, sizce mümkün mü?
Bir piçe tüm vücudunu izletmişti.Arkasına bakmaya korkuyordu.
Yekta ise durumdan gayet memnundu, gözleri vücudundan ayrılmıyordu.Ne çok zayıf ne de kiloluydu Hazan.Erkeklerin tam istediği gibi.
Hazan hızlıca 5 dakikada banyosunu yapmıştı, saçları çok çekildiği için her yer saç döküntüsü olmuştu.Hazan bornozu alırken altında ki makası gördü.
Göz ucuyla Yekta'ya baktığında, o telefonla ilgileniyordu.
Makası alıp uzun saçlarını omuzlarından biraz daha uzun kesti.(multimedia)
Yer sarı saçlardan gözükmüyordu adeta.
Yekta makas sesini duyunca hemen kafasını kaldırdı.Saçını kesen Hazan'ı gördü.
Hiçbir şey söylemedi.
Banyo kapısına yaslanmış bir şekilde duruyordu, Hazan oradan geçmek için durdu ve gözlerini yere dikti.
Yekta kızı tuttuğu gibi yaslandığı duvara yasladı.
Boynuna burnunu sokup konuştu;
"Bak bir de banyoya girmek istemiyorsun..Kadın gibi kokuyorsun" dedi.Hazan rahatsız olarak hafif itti.
Yekta buna güldü ve tişörtünü bir anda çıkarttı.
"Sende beni izliyorsun!" Hazan sinirlendi.
"Neden!"
"Ya kaçarsan? seni görmem lazım!"
"Kaçmayacağım söz veriyorum"
"Burada kalacaksın dedim!" Hazan sinirlendiğini anlayınca daha fazla üstelemedi.Üsteleyince neler olduğunu iliklerine kadar hissetti.
Yekta tamamen soyundu ve suyu açıp banyo keyfisine başladı.
Hazan için işkenceydi bu.Tabi ki de bakmıyordu ama onun kendisine bakarak yıkandığını hissediyordu.
15 dakika sonra çıktı Yekta.Hazan resmen bir oh çekti.İkisi banyodan çıkıp yatak odasına girdiler, zaten yatak odasındaydı banyo.
Yekta poşetteki eşyaları yatağın üzerine döktü.Evlik rahat bir kısa elbise vardı gecelikte denilebilir.Ve 2-3 paket ped, 2-3 takım fazla seksi iç çamaşırlar,4-5 tane ağda paketleri vardı.
Tamam her şey okey ama ağdaya gerek yoktu, çünkü hazan ablasıyla bir maaşlarında lazer epilasyonu yaptırmışlardı.
Genç kız utana sıkıla baktı.Yekta ise şu yüze lanet ediyordu.
"Giyin" diyerek emretti.Hazan'ın yapacak hiçbir şeyi yoktu.Dediklerini yapmaktan başka hiçbir şeyi yoktu.
Arkasını dönerek iç çamaşırını aldı.
Sütyenini giydi giymesine ama kopçasına bir türlü eli yetişmiyordu.Oflayıp puflamaktan bir şey yapmıyordu.
En sonunda sırtına değen soğuk ellerle irkildi.Titreyerek önüne döndü;
"B-Ben yaparım" demesine hiçbir karşılık vermeden arkasını döndürüp yaptı.
Yaptıktan sonra kendisine çevirdi Hazan'ı.
Duvara yaslayıp parmaklarını göğüslerinin arasına sokuyor, gezdiriyor,okşuyordu.Ardından konuştu;
"Ablan hiç aramadı seni, hele 60 yaşında ki yakışıklılar yakışıklısı enişten hiç.Ortalıkta olmaman baya onlar için avantaj olmuş" dedi göğüsleriyle oynarken.
Dediklerinin ardından Hazan sert bir hamleyle kendisinden itti;
"Yalanlarına inanacağımı mı sandın?"
"İnanmana gerek yok güzellik, olan bu" Yekta resmen cinsellikle korkutuyordu Hazan'ı.Ama pislik ne yazık ki başara biliyordu.
"Ne zaman bırakacaksın beni?" dedi çaresizce.
"Yerine geç!" dedi Yekta aldırmadan.Yaptı, bunu da yaptı.
Giydiği elbise gerçekten rahattı, ama kısa olması onu huzursuzlandırıyordu,ama böyle bir insanın yanında böyle bir atmosferde çarşaflı olsan da bir işe yaramayacağını hepimiz biliyoruz.
Yekta,Hazan'ın ellerini ve ayaklarını bağlarken sorusuna cevap verdi;
"Senden bıktığım zaman özgürsün"