"Kaçış yok"

4.8K 74 2
                                    

Hazan telefonu kapattıktan sonra uzun uzun karşısındaki aynaya baktı.

Günlerdir yıkanmayan ve taranmayan dağınık saçlarına baktı.Bundan 5-6 ay öncesine kadar her gün özenle yaptığı saça baktı.


Aynaya bakmaya utanmak nedir bilir misiniz? O anlar aklına geliyordu.

Ve yanağından süzülen göz yaşlarına baktı.

Ağladığını kendin görmen ruhen yıkılış.


Ardından eli karnına gitti.Hafif oynattı elini.

Tüm günü uyuyarak geçirmişti Hazan.


Hazra ise bebek alışverişine çıkmıştı.Hazan bunu gördüğünde ne kadar kızacak? bunu hesaplamamıştı.

Yekta ise bu sırada evde çıldırmış bir şekilde alt üst ediyordu.


Hazranın gelmesini deli gibi istiyor.

Yekta'nın kızını kimse alamaz!


Hazra eve geldiğinde eşyaların berbat bir şekilde olduğunu gördü.Görevlilere sorarcasına kafasını salladı.


"Yekta bey..." dediği anda Yekta indi aşağı.

Hızlıca Hazra' nın yakasından tutup duvara yapıştırdı.


"Hazan nerede?!" harflerin hepsini bastıra bastıra söylemişti.

"Sana ne?!" dedi Hazra.

Yekta bunun üzerine arka cebindeki küçük çakıyı çıkardı ve karnına doğrulttu.

"Hazan nerede dedim?!" bunu üzerine karnına hafif bastırdı.

"Sen yemin ederim delisin! Şunu biri hastaneye yatırsın!" diye bağırdı Hazra.


Yekta bu sefer daha fazla bastırdı bıçağı.

"Dur!" Hazra bunun ardından kardeşinin evini söylemişti.

Hazan kapıya gelen paketleri açtığında sinirden köpürmüştü.

Bebek kıyafetleri vardı! şu dönemlerde yapılır mıydı?!


Hazan paketi evinin ortasına savurmuştu.

Koltuğa sakinleşmek için oturduğunda ayağının dibine düşen ayakkabıları gördü.

Küçücüktü.Ayakkabılara uzun uzun tebessüm edercesine baktı.

Ellerini uzatıp almaya kalktığında kapıya hunharca vurulan sesi duydu.

Kimdi bu şekilde hayvan gibi vuran?


Sesi sonbaharWhere stories live. Discover now