Zamansız Aşk

By ponnycorn

33.7K 2.3K 437

*** "Seni öpmek istiyorum." midem tatlı bir hisle kasılırken devam etmesini bekledim. "Ama... More

~Giriş~
~1~
~2~
~3~
DUYURUU !
~4~
~5~
~6~
Lütfen okuyun!
~8~ Part 1
~8~ Part 2
~9~
Hey!!
~10~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~
"Zamansız Aşk" ismi değişmeli mi?
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
Bö!
~24~
~25~
Yepisyeni bir bölüm!!
~26~
~27~
~28~
~29~
Merhaba
~30~
~31~
~32~
~33~
~34~
35

~7~

1.1K 79 6
By ponnycorn

Multimedya da Doğa var 😊

--------

"Rüzgar'dan hoşlanıyor musun ?"

Kayranın bu ani sorusu karşında afallamıştım. Aklıma bir çok düşünce akın ederken konuştum.

"Hayır, saçmalama istersen." dedim fazla inandırıcı olmayan ses tonumla.

Bir hafta önce yemekhanede olan olaydan sonra Rüzgardan uzak durmuştum. Ondan nefret ettiğimi sanmıştım ama bu duygu gün geçtikçe azalmıştı. Bunu fazla düşünmemeye çalışıyordum çünkü Rüzgardan uzak durmak benim yararımaydı. O adını koyamadığım duyguların vücudumu sarmasına izin vermemek için bu konuyu düşünmemeye çalıştım. Bu süre zarfında Kayrayla beraberdim. Kayra bana karşı çok nazik ve korumacı davranıyordu. Ona güvenebileceğimi biliyordum.

Kayra bu cevabım karşısında kafasını onaylarcasına sallayıp gözlerini gözlerimden ayırmıştı. Bana inanmadığını anlamıştım. Kayra neden bana böyle bir soru sormuştu ki ? Ben bile bu soruyu kendi kendime sormamışken Kayra sormuştu ? Kendi kendime düşündüğüm sırada bahçede gördüğüm boş banka doğru yürümeye başladım. Kayra yanımda bana eşlik ederken o uzun zamandır duymadığım ses kulaklarımı doldurdu. Kalbim hızlanırken etrafıma bakınmaya başladım. Oradaydı. Basket sahasında üç kişi ile birlikte topu potadan geçirmeye çalışıyorlardı. Daha çok Rüzgar onlara oynamayı öğretiyor gibiydi.

"Şu topu şu potadan geçirmek ne kadar zor olabilir lan!" derken oldukça sinirliydi. Çocuk elinde ki topu potaya atması gerekirken alakasız yerlere savuruyordu. Rüzgarın bu tavrı içten içe yadırgamıştım çünkü yanında ki çocuk hastaydı. Çocuğun sorunu ne bilmiyordum ama beyin fonksiyonlarının normal çalışmadığı belliydi. Rüzgarda ona sağlıklı bir insanmış gibi atamıyor diye kızıyordu. Sinirle ellerini saçından geçirirken arkasını döndü ve o hayran olduğum mavi gözleri gözlerimi buldu. Hayran olduğum mu hayır, hayır! Yerime sabitlenmiş gibi orada durup ona bakmaya devam ettiğim sırada Kayra koluma dokundu. O dokunur dokunmaz Rüzgarın gözünde ki ifade değişmişti. Adeta o mavi gözleri kararmıştı. Kıskanmış gibi ? Saçmalama doğa seni neden kıskansın. Kayranın koluma dokunmasının ardından kendime geldim ve banka yürümeye devam ettim.

Kayra ile konuşurken gereğinden fazla sesli gülüyordum. İçimde bir yerlerde Rüzgarı kıskandırmak için yanıp tutuşuyordum. Nedenini çözmesem de umurumda değilde sadece beni kıskanmasını istiyordum. Kıskandığından emin olmasam da dikkatini çekmeyi başarmıştım. Göz ucuyla çaktırmadan -çaktırmadığını sanan bakışlarla- beni kontrol ediyordu. Ben bu sırada abartılı bir şekilde gülerken kulağıma üflenen sıcak nefesle gülüşüm yüzümde dondu.

"Rüzgarı kıskandırmak için bana biraz daha yakın olmalısın güzelim" Kayranın bu sözü üzerine aniden ayağa kalktım ve "Ne demeye çalışıyorsun ! Saçmalama!" diye bağırdım. Bu kez sadece Rüzgarın değilde bahçede ki herkesin dikkatini üzerime çekmiştim. Bu hareketime tepki olarak da Kayra da aniden kalktı ve beni sol kolumdan tutarak hızlıca kendine çekti. Üzerine doğru sendelesem de ellerimi göğüsüne koyduğum için aramızda ki mesafeyi korumayı başarmıştım. Eğer bakışlarla insan öldüre bilseydim şu anda Kayrayı öldürmüştüm. "İşte şimdi oldu." dedikten sonra Kayra sinsice kıkırdamaya başladı.

Ne demeye çalıştığını düşündüğüm sırada gözlerim Rüzgarı buldu ve bize doğru hızlı hızlı yürüdüğünü gördüm. Kayradan uzaklaşmaya çalışsam da buna izin vermedi. Rüzgarla hala aramızda biraz mesafe olduğu sırada arkadan biri "Kayra, Doktor Yıldıray beyin odasına." diye kabaca konuştu. Bu sesin sahibinin bir hasta bakıcı olduğunu anladığım için dönüp bakmadım. Kayra beni bırakırken aynı anda ikimizde rüzgara baktık. O da olduğu yerde durmuştu. Bakışlarıyla ikimizi de katlediyordu resmen. Kayra yanımdan geçip giderken Rüzgarda öfkeyle arkasını döndü ve sahaya doğru yürüdü. Arkasından bakan gözlerimi ayaklarıma odaklayıp az önce neler olduğunu düşünmeye başladım. Rüzgar beni kıskanmış mıydı ? Yok ya saçmalama Doğa ! Kafamın içinde kendimle kavga ederken kafamda hissettiğim sert şey yüzünden dengemi kaybedip yere düşmüştüm. Kafam da ki ağırı arttığı sırada sesler boğuklaşmış, ışıkta kararmaya başlamıştı. Gözlerim tam kapanmıştı ki duyduğum o tanıdık etkileyici ses ile ağırlaşan göz kapaklarım geri açılmaya başladı.

"Doğa, Doğa kendine gel. Hadi güzelim!"

Gözlerimi tamamen açtığımda Rüzgarın endişe barındıran mavi gözleriyle karşılaştım. Harika kafama top çarpmıştı ve ben yere kapaklanmıştım ! Yüzümün kızardığını hissettiğimde Rüzgarı ittirip aniden ayağa kalktım. Ani kalkmamdan dolayı başım döndü ve sendeledim. Tekrar düşeceğimi sandığım zaman Rüzgar beni tuttu ve "Doğa !" Diye bağırdı. Kendimi toparlayıp hiç bir şey demeden ondan uzaklaştığım sırada Rüzgar kolumu tuttu ve beni kendisine doğru çevirdi. Yüzümü avuçlarının arasına alıp "Doğa iyi misin ?" diye sordu merakla. Kafama sadece top çarpmıştı. Rüzgarın bu endişesi aşırıya kaçmış olsa da gerçekten hoşuma gitmişti ama dış sesim içimde ki sese ihanet ederek "İyiyim bırak beni!" diye bağırmıştı. Tam arkamı döndüğüm sırada Rüzgar bir kez daha kolumu tutup kendine döndürdü. "Bırak kolumu " diye Rüzgarın yüzüne bağırdım. Rüzgar ağzını açıp bir şey diyecekti ki uzaktan Kayra'nın sesini duyuldu. "Lan dokunma kıza !" Rüzgar gözlerini ayırmadan gözlerime bakmaya devam ederken sanki iyi olduğuma emin olmaya çalışıyordu. Nasıl olduğunu anlamadan ittirildim ve yere düştüm. Yine.

Nasıl olduğunu anlamak için kafamı kaldırdığımda iki çift meraklı göz karşımda duruyordu. Rüzgar "Seni Doğa'nın yanında bir daha görürsem öldürürüm lan!" diye Kayraya dönüp yakasına yapışmıştı. Kafamda lise kavgaları canlandığı sırada bir anlığına gülecektim ama Kayra'nın Rüzgara attığı yumruk ciddiyetimi toplamamı sağladı. "Asıl ona bir daha zarar verdiğini göreyim! Ona benden başkası zarar veremez ! " dedi Kayra işaret parmağını tehdit edercesine Rüzgara sallarken. Rüzgar alayla gülerken kaşlarını kaldırdı ve elini burnuna götürüp kanı silip geri çekti ve eline baktı. Rüzgarın gözlerinden meydan okunduğu anlaşılıyordu. Gülmeye devam ederken Kayrayla arasında ki mesafeyi kapattı ve "Ona zarar verebileceğini mi sanıyorsun lan ? Onu da arzuların için diğerleri gibi öldürecek misin lan!" diye bağırdı. Arzu ? Öldürmek ? Diğerleri ?

"İzin vermem !" Diye tıslayarak devam etti ve Rüzgar, Kayra'nın suratına oldukça sağlam bir yumruk attı. "Duydun mu lan ! İzin vermem!" diye bağırıp Kayra'nın suratına bir yumruk daha indirdi. Kayra dengesini kaybedip yere düştü ve Rüzgar üstüne çıkıp ardı ardına yumruklar atmaya başladı. O sırada Kayrada kendinden geçmiş gibi kahkaha atıyordu.

Ben şokun etkisinden çıkıp ayağa kalktım ve Rüzgara doğru koştum. Kayra'ya bir yumruk daha atacağı elini havadayken yakaladım. Rüzgar öfkeyle arkasını dönüp beni görünce biraz afallasa da yüzünde ki öfke azalmamıştı. "Yeter Rüzgar, lütfen." diye fısıldadım dolu gözlerimle. Rüzgar hışımla elini ellerimden çekti. Vurmaya devam edeceğini sandım ama hızla ayağa kalktı. Bana son kez bakıp arkasını döndüğünde hemen kayranın yanına dizlerimin üzerinde oturdum. Yüzü çok kötü gözüküyordu, kanlar içimdeydi ama o hala gülüyordu. Kayra'ya bakarken gözlerinde ki o korkunç ifadeyle karşılaştım. İçimi bir korku kaplarken "Kayra kendine gel !" Diye bağırdım. O sırada birden yerden havalandım. Rüzgar beni omzuna almıştı ! "Bırak beni seni dengesiz pislik !" diye debelenirken koşan hasta bakıcıları gördüm. Kayra'nın yanına ulaştıklarında içim ne kadar rahatlasa da şu anda Rüzgarın omuzundaydım ve hastaneye giriyorduk.

Ben bağırıp beni indirmesini söylemeye devam ederken beni çoktan odasına getirmişti. Sertçe beni yere indirdiği zaman sendelensem de dengemi sağlamıştım. Birbirimizi gözlerimizle delip geçerken "Saf mısın kızım sen!" Diye bana resmen kükremişti. Az önce her an onun üstüne atlayacak bir kaplan gibi hissetsem de şu an ürkek bir ceylan misali olduğum yere sinmiştim. Rüzgar üzerime doğru yürüdüğü sırada bende refleks olarak geriye doğru yürümeye başladım. Birazdan ya takılıp yere düşecektim ya da duvara çarpıp duracaktım. "Kayradan uzak dur Doğa." diye sessizce konuşurken hala üzerime yürüyordu. Ve işte soğuk duvar. Sırtım sonunda duvara çarpmıştı. Ama Rüzgar üzerime gelmeye devam ediyordu. Aramızda az bir mesafe bıraktı ve iki kolunu duvara koyup beni arasında bıraktı. Mümkünmüş gibi duvara biraz daha sokuldum. Rüzgar bana doğru eğilip yüzlerimiz arasında az bir mesafe bıraktı ve "Anladın mı ufaklık?" diye sordu. Daha demin gözlerinde saf öfke barındıran mavi gözler şu an hiç bir şey belli etmiyordu. Sanki yüzüne bir demir maske yerleştirmişti. "Hayır, Kayra benim arkadaşım." diye konuştum her kelimenin üzerine baskı yaparak. Rüzgar iki yanımda duran ellerini aynı anda sertçe duvara vurunca korkuyla gözlerimi yumdum.

Rüzgarın derin nefesini duyduğumda gözlerimi açtım. Mavi olan gözleri kararmış ve dudaklarıma sabitlenmişti. Derin aldığı nefesini geri verirken sıcak nefesini dudaklarımda hissetmiştim ve yavaş yavaş yüzlerimizin arasında ki mesafeyi de kapatmaya başlamıştı. Bu his.. Bu his benim yüzümden bıçaklandığı gün hissettiğim ama adını koyamadığım duyguyla aynı histi. Aniden eğilip Rüzgar'ın yanımda duran kolunun altından kaçtım. Rüzgar duruşunu bozmadan başını eğdi. Yandan gülümsediğini görmüştüm. Doğrulup bana döndüğünde yüzünde ki gülümseme sabitti. Kollarımı birbirine bağlayıp "Onu da arzuların için diğerleri gibi öldürecek misin ne demek oluyor ?" Diye sordum. Rüzgarın yüzünde ki gülümseme kaybolurken yüzüne demir maskesini geçirdi ve yine hiç bir şey okunmaz oldu.

"Ondan uzak dur ufaklık."

"Neden?" Sakin sakin konuşuyorduk sanki fırtına öncesiymiş gibi.

"Çok meraklısın." derken yüzünde alaylı bir sırıtış belirdi ama hala ifadesizdi. Bunu nasıl yapıyordu ?

"Neden?" Diye sordum üzerine basa basa.

Rüzgar başını öne eğip gözlerini yumdu ve "Çünkü o... Ufaklık o sana zarar vermek istiyor" derken gözleri tekrar gözlerimle kavuştu.

"N-ne demek zarar vermek istiyor ?" O benim arkadaşım ama ? Diye devam ettim içimden.

'Ah doğa' diye sessizce fısıldadı Rüzgar. Duymayacağımı sanmıştı ama duymuştum işte.

"Ne demek zarar vermek istiyor !" Diye bağırdım.

Tam o sırada kapı sertçe açıldı ve üç erkek bakıcı içeri daldı. Biri beni dışarı çıkarırken diğer ikisi Rüzgarı tutuyordu. Kapıdan çıkmadan önce "Kayra'dan uzak dur Doğa!" Diye bağırdı arkamdan. Dışarı çıkarıldığımda beni çıkaran adam kapıyı yüzüme kapatıp içeri geri girdi. Kapının camından Rüzgara bakıyordum. O da bana çelik maskesinin ardından bakıyordu. Yinede ben gözlerinde ki çaresizliği yakalamıştım. İçinde ne olduğunu bilmediğim iğneyi Rüzgara sapladıkları sırada içimde bir sızı oluştu. Gözlerini bir an bile üzerimden ayırmadan bana bakıyordu. Yavaş yavaş gözlerinin kapandığını gördüm ve ardından bakıcıların üstüne yığıldı. Bakıcılar onu yatağa yatırıp bağlarlarken daha fazla bakmaya dayanamadım ve hızla odama yöneldim.

Kapattığım kapının arkasına yaslanıp ellerimle yüzümü kapattım. Dolduğunu yeni fark ettiğim gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Rüzgar ne demeye çalışmıştı ? Kayra bana neden zarar vermek istiyordu ? Rüzgarın dedikleri kulağımda yankılandı. "Ona zarar verebileceğini mi sanıyorsun lan ? Onu da arzuların için diğerleri gibi öldürecek misin lan!"

Kayra birilerini mi öldürmüştü, arzuları için hemde ? Lanet olsun Kayra..

-------

Bu bölüm açıkçası pek içime sinmedi. Saatlerdir uğraşıyorum ama yinede işte😔 Kontrol ettim ama yinede yazım hataları olabilir hoş görün. Umarım beğenirsiniz.

Oy sayıları arttıkça yeni bölüm paylaşmaya devam edeceğiim. Lütfen oy ve yorum atmayı unutmayın. Şimdiden teşekkürleer...

Continue Reading

You'll Also Like

15.1K 1K 28
İtlerin korkulu rüyaları her daim onların sonunu getirmeye ant içmiş vatanı için herşeyini feda edicek yiğitlerdi Bu yiğitler sevdiklerini arkaları...
1.9M 53.1K 87
sse-sen uzak dur benden!! "Benden kaçışın yok" diyerek adamlarını üzerime saldı..
172K 11.8K 39
Biz adımız gibi özgür bir timdik. Hür Timi. Kendi kurallarımızı koyardık. Bu askeriye işleyişine ters olduğu için de sürekli azar işitirdik. "Hangi...
268K 11.2K 35
Kocam, bin adamın bir kurşunuyla öldürüldü. Ben ise, bin kurşunla tek bir kişiyi öldüreceğim. "AKSİYONUN EN ÇARPICI SERİSİ" Kocası, bir suikastte öl...