DELİ (DÜZENLENİYOR)

Oleh hazallymnn

4.6K 715 172

Annesinin katili tarafından tecavüze uğrayan küçük bir kızın bu yaşadıklarını kaldıramaması ve üstüne üstlük... Lebih Banyak

GİRİŞ
BENİM ZAMANIM:1
AHLAKSIZCA SERZENİŞLER:3
HÜCRE:4
KİLİNİK:5
FESLEĞEN:6
ASIL TANIŞMA:7
SİYAH SİLÜETLER:8
VİCDAN MUHAKEMESİ:9
PRANGA:10
ÇIĞLIK:11
PERVASIZCA:12
TERK EDİLMİŞLİK:13
BOZUK SAAT:14
YOK OLUŞ:15
YAKAMOZ:16
KASFET:17
ÇAPRAZ ATEŞ:18
LAYİN:19
DELİ CESARETİ:20
İNTİHAR:21
Bİ SAAT İLERİ~Bİ SAAT GERİ
HÜZÜNLÜ YÜZLER:22
YANGIN:23
ZİNDAN:24

PSİKOLOK:2~

433 59 25
Oleh hazallymnn

Korkudan çalışma masasının altına saklanmış ve minik ayaklarımı kendime doğru çekmiş ağlıyordum.

Cızzzzzzz!!

Kapının sesiyle nefesimi tutmuş gitmesini bekliyordum... Gitmiyeceğini bile bile!

"Benden korkma küçük kız! Ben sana zarar vermem"

Sesinde saf alay barındırırken inanmamı nasıl bekliyordu, tamam çocuk olabilirim ama aptal değilim kesinlikle.

Ayak seslerine eşlik eden tek duygusu duygusuzlukken bende kıvılcımlanan korku ruhumu kaplamış bedenime taşmamak için debeleniyordu ama çok geçti çünkü tüm bedenim korkuyla cayır cayır yanıyorken ruhum çoktan kül olmuştu bile

ve altında bulunduğum masanın önünde duran ayaklar!

Tüm bedenim titrerken aklımdaki tek soru anneme bunları acımadan yapan adam kim bilir bana ne yapar sorusuydu, işte bu soruya yanıt vermiyordu zihnim; hayal gücüm yetecek kadar yetişkin değildim bile...

eğiliyor, kocaman elleriyle kolumdan tutup beni kendine çekiyor ve bense ürkek bir ceylan gibi sesimi çıkarmaya bile korkar vaziyete gözlerimi sıkıca yumuyorum...

Kafamda çakışan bin bir şimşek varmış gibi hisederken zihnime yıldırım gibi düşen kabustan ömrüm boyunca kurtulamayacakmışım gibi geliyordu.

Bedenimde hissetiğim titremeyle sıçrarcasına uyanırken bileklerimin yatağa kelepçelenmesinden sebep kendimi tekrardan yatakta buldum ve bulanık zihnimin kendine gelmesini bekledim bi süre...

Dışardan gelen gürültüler kulak perdemi yırtacak sandım bian, o sesler bulunduğum odadan bile gelmiyormuş, kafamdaki sis bulutu dağılırken kapı ardından gelen sesler arasından tanıdık bir ses ilişti kulağıma

'Simay' evet Simayda burdaydı; ama ama ben nerdeydim peki?

Kapının ardından gelen sesler yoğunlaşınca kapıya doğru baktım; gelen veya gelenlermi demeliyim

Arkadaşım Simay ve üç tane polis, birtane yaşlı kel memur kılıklı adam, birde yakasında Fazıl Zatsan yazan bir doktor

Yaşlı kel memur kılıklı adam kelini okşarken

-fazıl bey, götürmek zorundayız çünkü komaya giren hanfendinin eşi şikayetçi olmuş

-bir hastayı hapise götüremezsiniz!

Diyen simaya baktım, bunlar neyden bahsediyordu

-hasta olduğuna dair bir raporunuz yok

-sizin göreviniz altında çalışan polis bayılttı onu! Sizce bu yaptıkları normalmiydi?

Kel adam Simayın dediklerine aldırış etmeden

-Fazıl bey, onu her halikarda götürmek zorundayım çünkü komaya giren adam çok saygın ve tanınan biri, Ezgi hanım böyle elini kolunu sağlayarak dolanırsa tepki alırız ama tabi cazip bir teklifiniz varsa orta yolda buluşuruz

Dedi

En baştan beri her şeyi büyük bir dikkatle izleyen Fazıl isimli doktorsa

-gerekli testler yapıldı, sorun kesinlikle psikolojik

Bunlar ne diyiyodu böyle, sakin bir şekilde onları dinlemeye devam ettim

-şöyle yapalım o zaman

Diye düşünceli bir şekilde konuşan doktor

-Ezgi hanımı götürün, en azından basın durulur ama hergün beli saatlerde, hastamı görmek isterim

Bu adam saçmalıyor olmalı ve ayrıca beni nereye götürmeyi düşünüyorlardı ki!?

Kafamda bin bir soru delice çakışırken kapı tekrardan açıldı ve içeriye acaba hayla kabusmu görüyorum dememe sebep olacak kişi girdi

Bu bir kamera şakası olmalıydı, bir insan kabustayken; ben kabustayım, evet... farkındayım, bu bir kabus! Diye bilirmiydi yani bu mümkünmüydü çünkü şuan gördüklerim gerçek olamayacak kadar saçma ve anlamsız

Keskin yüz hatları, bronz teni ve okyanusun dibindeki karanlık bir mağarayı andıran gözleriyle annemin katili benimse ruhumun katili burdaydı ama bir farkla bu daha gençti ve saçları esmer değilde kumraldı

Bu mümkün olabilirmiydi, ben kabusta falan olmalıydım heralde

Ağır adımlarla kel memur kılıklı adama doğru yürürken yürüme şeklinin bile bukadar benziyor olması çok normal dışı bir durumdu, kel adamın yanında durup bana bakarak konuşmaya başladı

-Akif bey eğer bir karar verdiyseniz Ezgi hanımı götüreyim

Sesindeki kin, nefret, sadistik tını ve hatta tonlamasına kadar o adamla birebirdi, bu onun bir kopyası gibiydi

Birde o bakışlar yokmu... minik ezgi oldum resmen ve oysa benden en az yermi yaş büyük adama dönüşüp ruhumu liğme liğme etti

-peki o zaman sizin dediğiniz gibi olsun Fazıl bey; en azından bir raporu olsaydı götürmezdik, sonuçta bizde sürekli kriz geçiren bir hastayı götürmeye meraklı değiliz!

Diye söze giren ve isminin Akif olduğunu öğrendiğim kel adamın neyden söz etiği veya Simayın neden sesizce herşeye seyirci olduğuna anlam veremiyordum

Kel adamın sesi tekrardan zihnimde yankılanırken

-Ezel, Ezgi hanımı götürelim

Dedi ve az önceki kumral adam bana doğru adımladı

"Ezel"

İsmi ezeldi ve bana doğru geliyordu, ilkkez hiç tanımadığım bir insanı sadece dış görünüşü için öldürmek istiyordum

"Ezel"

Güzel bir isimdi ama sadece çehresi o adama ait olduğu için iğreniyordum

Zihnimden Ezel Diye yükselen nidalar kayboldu

Kayboldu kaybolmasına ama daha beteri oldu ve katilim konuşmaya başladı

"Beni öldürebileceğini mi sandın?"

Yine kafamdaki keskin ses konuşuyordu

"Sen, öleceksin! Ben ölmem çünkü senin içinde yaşıyorum, eğer öldürmeyi istiyorsan kendini yok etmelisin... ahahahah yok et kendini tabi cesaretin varsa"

"korkak... korkak..."

Susmuyor ve sürekli kendimden iğrenip yok olmayı dileyeceğim acı gerçekleri canlandırıyordu zihnimde

"Korkak"

Dalga barındıran Fısıltıdan farksız sesi zihnimin dışına taşmış ve hatta sıcak nefesini bile hissetmiştim, korkuyordum ama onun korkaklığımı yüzüme vurmasını istemiyordum

Her seferinde güçsüzlüğümü korkaklığımı yüzüme vurup daha çok ürpermeme sebep olurken benden yansıyan bu ürpertiyle beslenen bir canavardı o

"Korkak"

Hayır, bu yakınlık çok fazlaydı!

-sus!!!

"Öleceksin"

-hayır!

"Hahahaha"

Kulaklarımı bu sese karşı korumak için elerimi siper etmek istedim ama ellerim kalkmıyordu, birden bire ter bastı, nefes alamaz oldum.

"Vilsama çok benziyorsun fesleğen kokulum"

-y y ye yeter...

Konuşamaya nefesim yetmiyor göğsüm daralıyordu

"İkinizde öleceksiniz"

Ölmek istemiyordum...

O günkü gibi her hareketimi kısıtlamıştı; titreyen vücudumda ayaklarımdan yukarıya doğru bir uyuşma hisediyordum, birisi göğsümün üstüne kollarını bastırmış beni kurtarmak istercesine sarılıyordu ama artık çok geçti

O kişiyi anlık hissetmiştim, sonradan onun yerinide katilimiz kaplamış gibi dahada korktum, beni bırakmalıydı

-kı k kolarımı bı bıra k!

Diye bağırdım, bıraksın diye çırpınıyordum ama bırakmıyordu.

"Sıra sende küçük kız"

-hayır

Nefesimi tüketiyordu

"Annen gibi öleceksin"

Tüm enerjim görünmez bir el tarafından emiliyormuş gibi hissetim

-sus, Suss!!!

Diye haykırdım bir umut

Nefes alamıyordum, kalbim sıkışıyordu, o beni öldürecekti! Ellerini boğazıma sarmış beni boğmaya çalışıyordu, tüm nefesim tükenmişti, artık onunda görüntüsü bulanıklaşıyordu.

Git gide boğuklaşan sesiyle seni öldüreceğim diyiyordu ve gerisi ucu bucağı olmayan karanlık.


Ezdiler geçtiler bu minik kalbi ve bu minik kalp isyan etmek yerine sadece yalnızlığın Ezgisini okudu...

Yıldıza basarmısın güzel insan☆

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

1.5M 60.2K 34
"Bana bakıcılık yapmaktan vazgeç ben senin bakıcılık yaptığın çocuk değil karınım " dediğimde sinirle , bakışları tekrar beni bulmuştu. Yüzünde memnu...
116K 6.8K 19
Ailesinden ayrı büyüyen Günce, o gün hırsızlık yapmak için abisini seçtiğini nerden bilebilirdi? ••• 6 Ağustos 2001. Bahçeden gelen kuş cıvıltılarıy...
205K 10.2K 41
Hayatta kalmaya çalışan bir Melih ve onun zorbası Arda. Zorbalık, şiddet, hakaret gibi ögeler içerir. (Yok ben cinsellik istiyorum şöyle böyle diyenl...
41.8K 2.5K 13
Yeni doğan bebek kardeşiyle bir başına kalan Yekta, kendini kardeşinin hayatına adar. Bir yandan kardeşine bakarken bir yandan ayakları üzerinde durm...