Ulrika, Chan Yeol'un arabayı park etmesini beklemeden arabadan inip hastaneye koştu. Yixing'in, Chan Yeol'e attığı mesajla kazayı öğrenmişler ve anında gelmişlerdi. Ulrika içeri girer girmez etrafa bakındı. Yixing'i gördüğünde yanına gitti.
"Yixing! Kolay gelsin."
"Sağ ol."
"Baek Hyun nerde?"
"Yoğun bakım katındalar. Taehyung ameliyattan sonra oraya alındı."
"Ben oraya gidiyorum. Chan Yeol az sonra gelir, söylersin."
"Tamam."
"Sağ ol!"
Ulrika koşarak asansörlerin önüne gitti. Biri tam zamanında önünde durduğunda derin bir nefes verip içerdekilerin çıkmasını bekledi. Girer girmez katlarda ne olduğunu yazan yazıya baktı ve çıkması gereken kata bastı. Asansör hareket ederken tırnaklarının etrafını ısırıyordu. Baek Hyun çok kötü olmuş olmalıydı. Yanında olması gerekiyordu, ne olursa olsun.
Asansörden iner inmez hızlı adımlarla koridorda yürümeye başladı. Elisé'i gördüğünde duraksadı. Ayakta volta atan Baek Hyun'u da gördüğünde tekrar yürüdü.
"Baek Hyun!"
Baek Hyun tanıdık sesle arkasına dönerken Ulrika adımlarını biraz daha hızlandırdı. Baek Hyun daha sessiz bir şekilde "Ulrika." deyip ona doğru yürüdü ve bir araya gelir gelmez Ulrika boynuna sarıldı. Baek Hyun başını onun omzuna gömerken gözlerinin tekrar ıslanışını hissetmişti. Ulrika elini saçlarına götürüp okşadı.
"Ulrika... özür dilerim ben haber vereme-"
"Şşş, önemi yok Baek Hyun."
Ulrika geri çekilip ellerini yanaklarına götürdü.
"Sen iyi misin? Taehyung nasıl?"
"Yoğun bakımda. Durumu stabil diyorlar."
"İyi olacak. Biliyorsun, değil mi? Hatta şimdiden ölümle iddialaşıyordur o."
Baek Hyun buruk bir şekilde gülümseyip yanağını okşayan eline yaslandı.
"Her iddiayı kazanamıyor Rika. Nadiren de olsa..."
"Çıkar bu düşünceleri aklından. Taehyung iyi olacak. Tamam mı? İyi olanı düşün. Bana her zaman böyle yapmamı söylemiyor musun? Sen de öyle yap."
Baek Hyun başını sallayıp tekrar sarıldı Ulrika'ya. Ulrika saçlarını okşayıp rahatlatmaya çalıştı. Baek Hyun'un gözyaşlarının omzunu ıslattığını hissedebiliyordu. Ama kendini tuttuğunun da farkındaydı.
"Rahat ağla Baek Hyun. Kendini tutmana gerek yok. Benimlesin."
Baek Hyun istemsizce Ulrika'nın kazağını sıkarken daha rahat ağlamaya başlamıştı. Ulrika, Elisé ile göz göze geldiğinde güç vermeye çalışarak baktı. Yanındaki adamı tanımıyordu ama Baek Hyun'un babası olduğunu anlamak zor olmamıştı. Baek Hyun ve Taehyung ilginç bir şekilde hem birbirlerine hem annelerine hem de babalarına çok benziyordu. Tabii ki ilginç olan kısım benzemeleri değildi. İlginç olan kısım 'Hangisi hangisine daha çok benziyor?' sorusunun net bir cevabı olmayışıydı.
Baek Hyun kısa süre içinde ağlamayı bırakıp doğruldu. Ulrika'ya bakıp baş parmağını yanağında hafifçe gezdirdi.
"Teşekkür ederim Ulrika. Böyle bir durumda bile-"
"Baek Hyun, o ayrı bu ayrı. Her şeyin bir yeri var ve ben senin yanındayım. Tamam mı? Nasıl sen beni her zaman rahatlatıyorsan ben de seni öyle rahatlatabilmek istiyorum. Ne kadar başarırım bileme-"
"Başarıyorsun Ulrika. Sen benim evimsin."
Ulrika göğsüne bir ok saplanmış gibi hissederken onu kurtaran Chan Yeol olmuştu. Baek Hyun'la sarılırlarken Ulrika bir iki adım geri çekildi. "Sen benim evimsin." demişti. Bu dayanılır gibi değildi.
Chan Yeol herkese su almak için gideceğini söyleyip yanlarından ayrıldığında Ulrika kolunu tuttu Baek Hyun'un.
"Gel, oturalım."
Baek Hyun başını sallayıp onunla yürürken Baek Hyun'un babası ayaklandı. Karşılarına geçtiğinde Ulrika hafifçe başını eğerek selam verdi.
"Babam Seo Joon. Baba bu da..."
Baek Hyun nasıl tanıtacağından emin olamayarak Ulrika'ya döndüğünde Ulrika elini uzattı.
"Ulrika. Sevgilisiyim."
Baek Hyun bakışları derinleşirken dudaklarını birbirine bastırdı. İçinin az da olsa rahatladığını hissetti. Henüz hiçbir şey bitmiş sayılmazdı.
"Memnun oldum kızım."
"Ben de. Keşke daha iyi bir zamanda tanışsaydık Bay Byun. Geçmiş olsun."
"Teşekkürler."
Seo Joon, Elisé'in yanındaki yerine dönerken Baek Hyun ve Ulrika da karşılarına oturdu. Ulrika, Baek Hyun'a doğru dönüp bacaklarının üzerine duran ellerini tuttu. Baek Hyun onun ellerini tutmasıyla bile rahatlıyordu. Kendini bunu kaybedebilecek bir duruma soktuğu için kendine bir kez daha sövdü ve hızlıca düşüncelerini dağıttı. Chan Yeol gelip taşıdığı su şişelerini herkese dağıttı ve Baek Hyun'un öbür tarafına oturdu. Sırtını sıvazlayıp arkasına yasladı ve kendine aldığı suyu içti.
Saat gece yarısına yaklaşırken Ulrika yorgunluktan başını kaldıramayan Elisé'e baktı. Kalkıp yanına gitti ve diz çöktü.
"Elisé, eve mi gitsen acaba?"
"Nasıl gideyim Ulrika? Oğlum orda yatıyor."
"Biliyorum ama böyle bir yararı olmuyor. Çok yorgun görünüyorsun. Baek Hyun burda, ben de onunlayım. Zaten bu kadar kalabalık kalırsak uyarı alırız yakında."
Elisé dudağının içini ısırırken Baek Hyun da önüne diz çöktü.
"Ulrika haklı anne. Ben burdayım. Gidip evde uyu. Sabah istersen yine gelirsin. Baba, annemi eve bırakır mısın?"
"Beni herhangi bir şeyde saat kaç olursa olsun arayacağına söz ver."
"Söz annem. Söz. Git, dinlen."
"Tamam. Seo Joon biraz bekler misin, lavaboya gideceğim."
Seo Joon başını sallarken Ulrika da Elisé ile birlikte lavaboya yöneldi. Baek Hyun kalkıp babasının yanına oturdu.
"Sırası değil ama sevgilinle aranız mı bozuk?"
"Nerden anladın?"
"Tanıştırırken duraksadın. Ayrıca özlemle bakıyorsun."
"İğrenç bir şey yaptım; cezasını çekiyorum, çekeceğim de."
"Ne olduğunu bilmiyorum, istersen bir gün konuşuruz ama onu çok sevdiğin gözle görülüyor oğlum. O da seni seviyor, belli. Kaybetmemek için elinden geleni yap. Benim gibi olma."
"Bu da ne demek?"
"Annen. Ondan boşanırken de sonrasında da bu durumdan hiç memnun olmadım oğlum. Onu hâlâ seviyorum."
"Ama evlendin."
"Evet. Ama annen benim için hep daha farklıydı. Tekrar evlenmek belki de hataydı. Üstelik seni benden uzaklaştırdı."
"Baba seninle aramda bir sorun yok."
"Biliyorum ama o zamanlar kötü şeyler yaşamıştık. En azından Taehyung'a tekrar kavuşman biraz içimi rahatlatıyordu. Boşandıktan sonra başka şehre taşınıp seni kardeşinden ayırmam da aptalcaydı."
"Baba iş için gitmiştin. Ayrıca hâlâ düşünüyor musun sen bunları?"
"Hayatımın en kötü diye değerlendirdiğim üç günü var oğlum ve biri annenden boşandığım, diğeri de senden ayrıldığım gün. Taehyung'la zaten boşandığımız gün ayrıldım sayılır. Onu o yüzden saymıyorum."
"Üçüncü gün ne?"
"Belki sonra onu da anlatırım. Şimdi... sırası değil."
Seo Joon konuşurken gözlerini Taehyung'un kaldığı odaya dikmişti. Baek Hyun babasını kendisine çevirip sıkıca sarıldı. Elisé ve Ulrika geri döndüğünde annesiyle de sarılıp onları gönderdi. Babası gece annesiyle kalacağını söyleyip içini rahatlatmıştı.
"Chan Yeol, sen de git artık. Gerek yok burda durmana."
"Ulrika'yı da eve bırak lütfen."
"Hey! Ben bir yere gitmiyorum."
Baek Hyun itiraz etmek için ağzını açtığında Ulrika durdurdu.
"Hayır Baek Hyun, kalıyorum dedim. Yanında olacağım. Hem ben burda kalmasam annen içi rahat gidemezdi."
Baek Hyun kabullenerek başını sallayıp Chan Yeol'e döndü. Sarılıp teşekkür etti ve kendini tekrar koltuğa bıraktı.
"Chan Yeol yarın yine bi' düşünürüm ama işe gelmezsem idare edebilir misin?"
"Ederim ederim. Zaten Sehun'la buluşacaktık yarın. İşi yoksa onu da götürürüm yanıma. Özledim barmenliği deyip duruyordu."
Ulrika başını sallayıp teşekkür etti ve sarıldı.
"Sen iyi misin Rika? Baek Hyun'un yanında iyi misin?"
"Evet. Şu an tek düşündüğüm iyi olup olmadığını Chan Yeol. O mesele... biraz bekleyebilir."
Chan Yeol başını sallayıp oturarak da olsa biraz uyumalarını tembihleyip hastaneden ayrıldı. Ulrika, Baek Hyun'un yanına oturdu tekrar. Baek Hyun gözlerini açıp ona baktı. Acı çekiyordu. İki acıyı birden çekiyordu ve Ulrika o mavilerin içinde bunu çok net görüyordu. Elini yanağına koyup gözlerini kapatarak şakağını öptü yavaşça. En azından Ulrika ile olan sorunlarını düşünmesin istiyordu. Baek Hyun'un gözünden damlayan yaş eline değdiğinde kendisi de ağlayacakmış gibi hissetti. Baek Hyun kafasını göğsüne yaslamak için eğerken "Özür dilerim." diye fısıldadı.
"Şşş, sonra Baek Hyun. Her şeyin bir zamanı var ve şu an ben senin yanındayım. Seni seviyorum ve yanındayım."
__________________
Heyooo! Çok hızlı yazdım ben de şaşkınım. Az önce yayımladığım bölümün 4'te 1'i falan yapıyor ama olsun, yazdım bekletmeden de atıyorum. Yorumlarınızı bekliyorum.
Kendinize iyi bakın.
Sizi seviyorum.
~EEP
~25.01.2021~