"Festival"

1.3K 161 177
                                    

Rin Aristia

Olanlardan bir kaç saat sonra hazırlanmaya karar verdim. Daha önceden çıkardığım yukatayı elime aldım. Derin bir nefes alıp. "Hadi başlayalım!" dedim ve hazırlanmaya başladım.

Yukatayı giymekte sorun yaşayan biri olarak uzuca bir süre başaramadım ama en sonunda düzgünce giyebilmiştim. Sevinçle etrafımda dönerken kapı çaldı. "Girebilirsin?" dediğide içeri Shinso girdi. Beni gördüğü an yüzünün kızardığını fark ettim.

"Ah... Çok yakışmış Rin" dedi elini saçlarına götürürken. Gülümseyip "Teşekkür ederim! Neden geldin?" diye sordum. Yüzüme bakmak yerine etrafa bakınırken "Şey sadece saatlerdir ortalıkta olmadığın için meraklandım"

Elimi çeneme götürüp "Yok. Sadece hazırlanmaya çalışıyordum." dedim ve masada duran tarağı aldım. Saçlarımı tararken Shinso "İstersen yardım edebilirim" dedi. Gülümsemeye devam ederken "Neden olmasın?" dedim ve tarağı ona uzattım.

Shinso yavaşça saçımı taramaya başladı. Shinso saçımı taradıkça uykum geliyordu. En sonunda işini bitirdiğinde geri çekildi ve tarağı bıraktı. Ona döndüm ve hafifçe gülümsedim. "Teşekkürler Shinso." dediğimde Shinso gülerek "Ne demek!" dedi.

O sırada kapı tıktıklandı. İçeri Todoroki girdi. Gülümseyerek yanıma geldi. "Gerçekten çok güzel olmuşsun Rin." dedi. Ardından bir süre Shinsoya baktı. Ortamı büyük bir sessizlik esir alırken "Hadi gidelim Todoroki!" dedim. Shinsoya "Görüşürüz!" dedikten sonra çıktık.

Festivalin olduğu yere geldiğimizde Todoroki bana döndü ve "İlk ne yapmak istersin?" diye sordu. Elimi çeneme götürüp düşünüyormuş taklidi yaptım. Ardından gülerek "Neden şunları denemiyoruz?" diyerek yemek tezgahlarını gösterdim. Todoroki gülümsedi ve kafasını salladı.

Beraber her tezgahta olan şeyleri denemeye başladık. En sonunda Todoroki bana bir elma şekeri aldı. Ardından oturmak için bir yer aramaya başladık. Sonunda bir yer bulduğumuzda hızla oturduk. Elma şekerimi iştahla yerken Todoroki kahkaha atmaya başladı.

"Gerçekten çok tatlı yiyorsun!" dedi elini çenesine götürüp gülmeye devam ederken. Yanaklarımı şişirdim ve "Sen lokmalarımı mı sayıyorsun!" dedim. Todoroki kıkırdayarak ellerini bir sağa bir sola salladı. "Kesinlikle hayır hayır..." dedi ama gülmeye devam etti.

Elma şekeri bittiğinde çöpünü atmak için ayağı kalktım ve az ileride duran çöpe attım. Geri döndüğümde Todorokide ayaklanmıştı. Ay ışığı tam üstüne vuruyordu. Küçük çocuklar ellerinde hanami* ile etrafta koşuşturuyordu.

Todoroki gülümsedi ve "Gözlerini kapa hadi." dedi. Ardından gözlerimi kapadım. Todoroki gözlermi kapadıktan sonra "Şimdi ellerini uzat" dedi ve bende söylediklerini yaptım. Elime bir şeyin bırakıldığını fark ettiğimde gözlerimi açtım.

Bir Todorokiye birde hayatımda aldığım en güzel tokaya bakarken gözlerim istemsizce doldu. Mavi taşlarla süslenmiş tokaya bakarken Todoroki endişe ile "Noldu? Yoksa beğenmedin mi?" dedi ve ellerini omuzlarıma koydu. Gözlerimdeki yaşları tutarken gülümsedim. "Hayır... Çok beğendim" dediğimde Todoroki tuttuğu nefesini verdi.

"Ağlama. Hem makyajın akacak" dedi işaret parmağıyla düşmek üzere olan yaşımı silerken. Dikkatlice yaptıklarını izlerken "Neden Tokanı takmıyoruz?" dedi ve Tokayı elimden aldı. Yanaklarım kızarmaya başladığında arkama geçti ve nazikçe saçlarıma dokunmaya başladı.

Bir süre elleri saçlarımda oyalandı ve ardından tekrar karşıma geçti. Elim saçımdaki tokaya doğru istemsizce gitti. Elimi saçlarımdan çekip yanağıma koydum. "Gerçekten çok güzel. Teşekkür ederim Shoto" dedim.

Todorokinin birden kızarmaya başladığını fark ettiğimde istemsizce bende kızarmaya başladım. Kekeleyerek "Neden biraz daha gezmiyoruz" dedi. Kafamı salladım ve kalabalığın arasına karıştık.

Kalabalık geldiğimizden beri fazla artmıştı. İnsanlar bir birini itiyordu. Hatta öyleki üzerimden geçmek üzereydiler. Durumumu fark eden Todoroki yüzünü çevirmeden bana elini uzattı ve "Sorun değilse" dedi. Yavaşça elimi onun avcuna koyduktan sonra kalabalıkta yürümeye devam ettik.

Todorokinin yüzünü görebileceğim bir yakınlığa geldiğimizde yüzünün az öncekinden daha kırmızı olduğunu gördüm. Onun bu masumluğuna sessizce kıkırdadım. Bana dönüp "Bir şey mi var?" diye sordu.

"Hayır! Kesinlikle Hayır!" dedim gülerek. Todorokide nazikçe gülümsedi ve yürümeye devam etti. Saatlerce yürüdükten sonra kesinlikle bitik haldeydim. Todorokiyi çekiştirip "Biraz dinlenmeliyiz!" dedim ve banklardan birine oturdum.

Todoroki "Sana su alıp geleyim. Burada bekle" dedi ve kayboldu. Kendimi banka yasladım ve yorgun bakışlarımı etrafta gezdirmeye başladım. Ancak birden tanıdık bir silüet gördüğümün hissiyle bakışlarımı gözlük ve şapka takan kişilere odakladım.

Tanıdık biri değildi. Bunlar tanıdığım kişilerdi zaten. Mina, Kirishima, Denki ve Midoriya siyah gözlükler ve şapkalarla benim olduğum tarafa bakıyorlardı. Onlara baktığımı anladıklarında hepsi birden incecik direğin arkasına saklandılar.

Derin bir nefes aldım ve elimi alnıma vurdum. "Saklanmak konusunda daha çok işiniz var!" diye bağırdım. Sesimi duyan Mina ve tayfası bir anda paniklediler. Hemen ardından yanlarından geçen Todoroki çok normal bir haldeler imiş gibi "Ah Midoriya" dedi diğerlerini yok sayarak. (Şaşırdık mı?"

Todoroki ve diğerleri bakışırken "Sizde mi buradasınız?" dedi. Yanlarına gidip "Görünüle göre evet!" dedim imalı bir şekilde. Todorokinin anlamsız yüzü birden sevinçle doldu ve "Ah Rin. Al iç çok susamış olmalısın" dedi şişeyi uzatıp.

Gülümsedim ve "Teşekkürler ederim! diyerek minnetimi sunduktan sonra hızla şişeyi aldım ve içmeye başladım. "Sanırım ciğerlerim kurudu." dedim boş şişeyi bükerken. Todoroki bu halime güldü ve Midoriyalara döndü. "Bizde eve dönüyorduk değil mi Kirishima!" dedi Midoriya panikleyerek.

Kirishima yerine Denki cevap verdi. "Kesinlikle Midoriya! Evet kesinlikle dönüyorduk." dedi. Kendimi gülmemek için zor tutarken "Bizde gitmelimiyiz? İkimizde yorulduk?" dedim Todorokiye.

"Olur." dediğinde hep birlikte dönmek için yürümeye başladık. Todoroki birden oluşan sessizliğin ortasında "Seni kucağıma almamı ister misin?" dedi. Herkes birden dona kalıp Todorokiye bakarken Todoroki dediğinin farkına varıp kızarmaya başladı.

"Hayır! Yani yorgun olduğun için seni taşıyabilirim demek istedim! Hey millet niye bana öyle bakıyorsunuz?" dediğinde elleriyle yüzünü kapadı. Bu haline şaşkınlıkla bakarken "Utangaç bir tavşana benziyor."

Ve birden gene sessizlik oluştu. Bu sefer Todorokide dahil tüm bakışlar bendeydi. "Ben seslimi söyledim onu?" dediğimde Mina elini omzuma koyup "Salaklar klübüne hoşgeldin kardeşim" dedi ve gururlu bir yüz ifadesi yerleştirdi yüzüne.

Tüm herkes ben ve Todoroki hakkında şakalar ve alaylar ederek eve döndük. Yorucu bir gün olduğundan hızla odama çıktım ve yatağıma atladım. Günün yorgunluğu ile öylece uyudum.

Ölmedim! Yaşıyorum! Bayadır yoktum sınavlar derken iptal oldu. Proje ödevleri çıktı birde başıma. O yüzden atamadım. Özür diliyorum! O yüzden güzel bir bölüm yazıp gidiyorum. Oy ve yorum atmayı unutmayın!

Ayrıca kitabım 8kya ulaştı. Ayrı mutluyum! Teşekkür ederim okurlarıma! Sizi seviyorum!🥺

{BAKUGOU X READER X TODOROKİ} Sende Kahraman Olabilirsin!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin