Aslında çevremizdeki insanlar sürekli bizim çok yakışmamız hakkında yorumlar yapar ve utandırırdı ama daima işimde dahada yüksekleri hedeflediğim için gözüm hicbir şeyi görmezdi.
Daha sonra annem ben, jungkook ve birkaç kişinin ortak olduğu fotoğrafı görmüştü. Sürekli jungkooku soruyor 'sakin bunu kaçırma', 'evde kaldın', 'cazibeni ve kalçanı kullanmayı öğren' Gibi şeyler söylerek imada bulunur beni utandırırdı.
Ama ben ve jungkooku şoke eden olay ikimizin annesi nasıl olduysa tanışmış bizim için buluşma ve planlar ayarlayıp randevuya çıkmamızı sağlamıştı.
Açıkçası o zamanlar asla ihtimal vermezdim ama şuan jungkookla evli olmam 'asla asla deme' sözünü uygulamalı olarak kanıtlıyordu.
Annem ve babam masadan ayrılmıştı-ki bu gece hakkında birkaç ima yapıp beni rezil etmişlerdi-. Jungkookun annesi ve ardından babası bize doğru gelirken jungkook genişce gülümsedi. Annesi saçlarını açarak omuzlarına dökmüş üstündeki beyaz elbise babasının siyah takımıyla harika bir çift gibi duruyorlardı.
"Merhaba çifte kumrular" sesindeki neşe ve muziplik anlaşılır cinstendi.
"Anne ne zaman bitecek bu" jungkookta benim gibiydi. Kalabalık ortamları gereksiz yere kalmak istemiyordu.
"Bu acele ne kook" babası kıstığı gözleri ve yüzündeki gülümsemeyle jungkooka sormuştu.
Başta anlamamış olsam bile daha sonradan idrak edince gözlerim kocaman olmuş yanaklarım yanmıştı. arkadaşımla sevişecek değildim yahu!
"Baba!" Jungkook yüzümün halini görmüş babasına sitem eder gibi konuşmuştu.
"Güzel bir şarki çalmalarını söyleceğim sizde hadi gidip dans edin" bayan jeon ikimizin omuzlarını bahçedeki kalabalığın ortasına itip güzel bir müzik çalmıştı.
Ortada karşı karşıya salak gibi birbirimize bakarken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Jungkoolta aynı şekilde yapınca bir kıkırtı döküldü dudaklarımdan.
'taki jungkook beni belimden tutup kendi bedenine çekene kadar.
Başta saskinligi üstümden atamamıştım ama daha sonra bende bir elimi ensesine diğer elimi eline koymuştum. Bir elimiz havada birlesirken ben diğeriyle jungkookun boynuna dolamış onun eli belimi kavramıştı.
Bir süre sadece salınırken jungkook kulağıma fısıldadı:
"Gelin ve damat dans ederken her zaman birşeyler konuşurlardı ve ben hep merak ederdim. Şuan ne konuşmamız gerekiyor?" Kafamı yüzüne çıkardım gülmemek için dudaklarımı ısırdım.
"Ortada bir gelin olmadığına göre sorun yok" cümlemi tamamladığım gibi jungkook beni kendi etrafımda çevirmiş yeniden eski pozisyonu almıştık.
~
Düğünün geri kalanında herkesi uğurlamış ve ortalığı toplamaları için birkaç görevli tutmuştuk. Ailelerimiz yine eksik kalmamış bizi bir güzel utandırıp gittikten sonra arabadaki yerimizi almıştık.
Eve giderken hem rahatlamış hem endişe dolu hissediyordum. Bundan sonra ne olacaktı? Aynı evde olmak, birlikte olmak, daima birbirimizi görmek.
Sürekli jungkooku görmek kötü olmayacaktı kesinlikle çünkü inkar edemeyeceğim bir şekilde yakışıklıydı jungkook. Hatta daha fazlası.
Sonunda birkaç aydır gördüğüm ve düzenlemesi bize ait olan ev göründü.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ev ikimizin ailesinin bize hediyesiydi ve ne kadar red etsek bile zorla kabul ettirmislerdi. Gördüğüm en güzel evlerden biri olabilirdi fakat gereksiz yere büyüktü bizim için.
Sonuçta biz sadece iki kişiydik ne gerek vardı?
Henüz ev tam olarak bitmemişti. Misafir odası mutfak ve birkaç yerde eksikleri vardı ama genel anlamda muhteşem göründüğü gerçeğini değiştirmiyordu.
Araba durmuş ikimizde kapıya giderken jungkook şimdiden sıkkınlıkla düğmelerini çözüyordu. Anahtarla kapıyı açıp içeri girerken ikimizdende ses çıkmıyordu. Ben direk yukarıdaki yatak odasına giderken jungkook yavaş adımlarla pesimden geliyordu.
Yatak odasında banyo hem daha büyüktü hemde küveti vardı misafir odasındakinde banyoda küvet yoktu.
"Bu haksızlık!" Kapıyı tıklatmış ama ben asla açmayınca mecburen gitmişti.
Duşta ve küvette geçirdiğim yaklaşık 1 saatin ardından nihayet çıkabildim. Jungkook tam o sırada içeri girmiş ve gülerken konuşmuştu:
"Tamda banyoda ahım tuttuda düştün mü diye bakmaya geliyordum"
"Eh küvet olunca ayrı bi rahat oluyor tabi" nispet yapa yapa mırıldandım ekstra gıcık bir tonda. Yatağın üstündeki yastığı kavrayıp kafama fırlamasıyla yaklaşık yarim saat boyunca sonu gelmez bir yastık savaşına girmiştik.
Nefes nefese kalınca ve gülmekten ağrıyan karnımızla sonunda durmuştuk.
"Saat geç oldu gidip uyuyayım" jungkook gideceği sırada aklıma dank etmişti.
Evdeki misafir odasında kalacaktı ama orası henüz bitmemişti salon ise perde takılı değildi rahat edemezdi. Nerde yatacaktı? Hem ilk günden ve ikimizde bu kadar yorgunken daha uzatmamak adına konuştum.
"Jungkook burada yatmak ister misin? Benimle"
❄
Sıkılmadığınızı ve olayı bir nevi anladığınızı düşünüyorum. Aklınıza takılan varsa sorun. Spoi olmama şartıyla cevaplarım.
