4.BÖLÜM: ACI GEÇMİŞ

699 84 2
                                    

20.12.****

      Bu sabah uyandığımda tuhaf hissediyordum, sürekli gözümün önüne akan o kanlar geliyordu. Yataktan usulca kalkarak dolabımdan bir ceket aldım ve üzerime giyerek salona gitmek için kapıyı açtığımda aklıma dün yıkadığım kanlı kıyafetlerimin gelmesiyle yavaşça çamaşır makinasına gittim ve kıyafetleri çıkardım fakat dedemin odasını görünce elimdeki sepeti yere bırakarak kapıyı açtım ve dedemin her zaman yattığı yatağa oturdum. O an onu ne çok özlediğimi fark ettim. Evet felçliydi ona ben bakıyordum ama olsun bana yalnızlığımı unutturan tek kişi oydu. Annem ve babam ben on üç yaşındayken ayrılmış ve başka kişilerle evlenmişlerdi ben ise bu evde tek başıma kalmıştım birde ebeveyn diye başıma yaşlı ve felçli dedemi koymuşlardı, alay eder gibi, belki kendime bakabilirdim ama dedemle çok zorlanıyordum. Yine de onun sayesinde yetimhaneye gitmekten kurtulmuştum. Dedem zayıf ve cılız bir adamdı onu her akşam bahçeye çıkartır hava almasını sağlardım. Dedem ben on sekiz yaşına girdikten tam altı ay sonra vefat etmişti, ilk zamanlar tuhaf geliyordu sabah uyanmak zorunda değildim, birini beslemek zorunda değildim, tuhaftı ama artık yavaş yavaş alıştım, arada odasını girip üzülürüm  sonra çıkar hayatıma devam ederim.

Annemler mi? Dedem varken arada yanıma gelir durumu mu sorar sonrada giderdi ama artık gelmiyorlar dedem öldükten sonra yani bir buçuk yıldır. Ne ararlar ne sorarlar sadece para yollar bana yardımcı olurlar. Doğrusu o parayı harcadığım pek söylenemez, sadece özel ihtiyaçlarımı ve beslenebileceğim kadar bir şeyler alırdım. Zaten dışarıda yediğim yemeklerin parasını da hep erkekler öderdi.

  Dedemin odasından çıkarak sepeti tekrar elime aldım ve bahçeye yöneldim. bahçe küçük ve denize sıfırdı ağaçların arasına çektiğim bir ip parçasına astığım kıyafetler rüzgarla dans ederken ben çoktan içeri girmiş ve  televizyonun karşısındaki koltukta yerimi almıştım. elimdeki kumandanın tozuna aldırmadan değiştirdiğim kanallardan birindeki dikkat çekici haberle durdum ve kumandayı kenara koydum.

  Evet sevgili seyirciler dün akşam saatlerinde çıkan orman yangını yetkililerin çabalarına rağmen hala durdurulamadı orman yangınının sebebi hala bilinmese de ormanın içinde bir ev olduğu öğrenildi. Gelişmelerle karşınızda olacağız. 

    Evet bu ta kendisiydi Cem'in beni götürdüğü ormandı çünkü o kadının durduğu yerde arabayı durdurup bana manzarayı göstermişti.

Gözlerim yaşarmaya başlamış ne yapacağını bilmiyordu, nefesim kesilmişti kendi kendime söylendim "Ben birini öldürdüm." 

Senin suçun değil senin üstüne geldi.

"Ama öldürdüm."

Saçmalama Işıl, şimdi sil göz yaşlarını sen güçlüsün, yıkılma.

"Ya öğrenirlerse?"

Işıl tüm orman yandı diyorlar, sence ondan bir eser kalmış mıdır?

Gözyaşlarım daha da hızlandığında beni ikna ederek Işıl sen güçlüsün, senin şu yaptığını kaç kız yapabilir ,Işıl sen ona ders verdin, sen iyi bir insansın.

"İyi mi?" dedim şaşkın gözlerle. Ben iyi kelimesinin anlamını bilmezdim, kimse bana anlatmamıştı çünkü, buna rağmen bence iyi kelimesinin anlamı bu değildi.

İster inan ister inanma Işıl ama sen iyi bir şey yaptın, sana değilse başkasına zarar verecekti.

***

Bugün bir yere çıkmadım bir gofretten başka bir şeyde yemedim hem ne yiyecektim ki boğazımdan bir şey geçer miydi sanki?  

ŞİZOFRENİ HASTASININ GÜNLÜĞÜWhere stories live. Discover now